Ne olacaksa olacak
İspanyolca; 'Que
sera sera' Latincesi 'Vide quid sit vita' yahut 'cest la vie' -Ne olacaksa o
olacak. Yaşayanlar görecek anlamında.
Bu sözü ilk 1954
yapımı 'Çıplak Ayaklı Kontes' (The Barefoot Contessa) filminde bir diyalog
olarak duydum. Yönetmen Joseph L. Mankiewicz, oyunculardan hatırladıklarım:
Humphrey Bogart, Ava Gardner ve Rossano Brazzi idi.
Daha sonra Alfred Hitchcock'un 1956
yapımı "The Who Knew Too Much" filminde Doris Day'in seslendirdiği o
unutulmaz 'Que sera sera - Ne olacaksa olacak' şarkısında işittim. Doris Day bu
şarkısıyla 'en iyi şarkı oskarı/Grammy Hall of Fame' ödülünün sahibi
olmuştu.
Sözün ihtiva ettiği anlam hayli ilginç ve düşündürücü. Paylaşıyorum.
Que Sera,
Sera
When I was
just a little girl
I asked my
mother, what will I be
Will I be
pretty, will I be rich
Here's
what she said to me.
Que Sera,
Sera,
Whatever
will be, will be
The
future's not ours, to see
Que Sera,
Sera
What will
be, will be.
When I was
young, I fell in love
I asked my
sweetheart what lies ahead
Will we
have rainbows, day after day
Here's
what my sweetheart said.
Que Sera,
Sera,
Whatever
will be, will be
The
future's not ours, to see
Que Sera,
Sera
What will
be, will be.
Now I have
children of my own
They ask
their mother, what will I be
Will I be
handsome, will I be rich
I tell
them tenderly.
Que Sera,
Sera,
Whatever
will be, will be
The
future's not ours, to see
Que Sera,
Sera
What will
be, will be.
Try to
align
|
Ne olacaksa olacak
Henüz daha
küçük bir kız iken
Anneme
sormuştum nasıl olacağım ben diye
Güzel
olacak mıyım, zengin olacak mıyım ?
İşte
annemin söyledikleri bana :
Que sera,
sera,
Olacak,
kaderde ne varsa
Geleceği
görmek elimizde değil
Que sera,
sera,
Olacak, ne
olacaksa...
Gençken,
aşık olmuştum ben
Kaderde ne
var diye sordum sevgilime
Doğacak mı
gökkuşağımız her gün böyle ?
İşte
sevgilimin söyledikleri bana:
Que sera,
sera,
Olacak,
kaderde ne varsa
Geleceği
görmek elimizde değil
Que sera,
sera,
Olacak, ne
olacaksa...
Şimdi
kendi çocuklarım var
Soruyorlar
annelerine nasıl olacağım diye
Yakışıklı
olacak mıyım, zengin olacak mıyım?
Ben de
anlatıyorum onlara şefkatle:
Que sera,
sera,
Olacak,
kaderde ne varsa
Geleceği
görmek elimizde değil
Que sera,
sera,
Olacak, ne
olacaksa...
|
Otuzbeşyaş şiiri
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Yaş otuz beş! yolun
yarısı eder.
Dante gibi
ortasındayız ömrün.
Delikanlı
çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak
nafile bugün,
Gözünün yaşına
bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
Otuzbeşyaş şiiri / Cahit Sıtkı Tarancı
Ok gibi doğru olursan, seni atarlar.
Yay gibi eğri olursan, elde tutarlar...
Lâkin; Ok gibi doğru olursan, menzil alırsın,
Yay gibi eğri olursan, elde kalırsın.
Hazreti Mevlâna
--------------------------------
Çok güzel bir öğüt. Ancak bu şiirin
Mevlana'nın olup olmadığına dair tam bir mutabakat yok. Mesnevi'de olmadığı
ifade ediliyor.
Araştırdığım kadarıyla farklı kaynaklarda farklı
şekilde geçiyor.
Ok gibi doğru olsam, yayla atarlar beni.
Yay gibi eğri olsam, elde tutarlar beni.
Doğruda görmedim aç, eğride görmedim tok.
Eğri yay elde kalır, menzil alır doğru ok
(Selçuk Üniversitesi, III. Uluslararası Mevlâna
kongresi, Bildiriler , 5 - 6 Mayıs 2003 , Konya valisi Ahmet Kayhan’ın
konuşmasından)
Doğru olsam ok gibi yabana atarlar beni.
Eğri olsam yay gibi elde tutarlar beni.
(Aşk Yanmaktır Yakmak Değil, Mevlana’dan Deyişler,
Prof. Dr. Hazım Gökçen / Öğütveren Şiirleri)
Doğru olsam ok gibi yabana atarlar beni
Eğri olsam yay gibi elde tutarlar beni
Hiç keder elem etme boş yere matem etme
Düşmanlarını tanı uzak dur sitem etme
Ne fakiri aç gördüm ne zengini tok
Hedefine varır elbet doğru ok
Laedri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder