Yüreğimin sesi
Altı Nisan:
Kutlu ordu Konstantinopolis önlerinde
Sultan Mehmed otağı ise tam orta yerde
Top atışları ile sanki yer gök inliyor
Tekbir sesleri surlarda yankılanıyor
Dokuz Nisan:
Baltaoğlu Süleyman gemileriyle denizde
Hedef Haliç'e girmek saldırıyor peş peşe
Boğaz'daki
surların bir bölümü dayanamıyor
Şahin gibi büyük toplarla
surlar parçalanıyor
Yirmi Nisan:
Yenikapı açıklarında bir deniz savaşı yine
Amma düşman bu kez
engellenemedi nafile
Ki Mehmed hiddetlenip atını denize sürüyor
Ardından Akşemseddin’in fetih müjdesi
geliyor
Yirmiiki Nisan:
Sabah saati haliç sırtlarında göründüler dehşetle
Yetmiş kadar
gemiydiler yüzlerce kızak üzerinde
Halk hayret ve korkuyla izledi; Mehmed geliyor !
Öğleden
sonra gemiler artık Haliç’te seyrediliyor
Yirmi sekiz Nisan:
Haliç surları da ateş altında gemilerle
Her yönden surlar kuşatılmış ezcümle
Yine de önce teslim ol teklifi yapılıyor
İmparator bu teklifi aksine
reddediyor
On iki Mayıs:
Büyük bir saldırıyla başlanıyor güne
Bu defa Edirne kapı cihetinden yine
Haliçteki gemiler bizans zincirine saldırıyor
Karada dehşetli bir tünel savaşı yaşanıyor
Onsekiz Mayıs:
Önde hareketli ağaçtan bir kule ile
Topkapıdan saldırıya geçildiyse bile
Şiddetli çarpışmalar akşama kadar sürüyor
Bizans ikinci teslim ol teklifini de reddediyor
Yirmi altı Mayıs:
Mehmed gürlüyor Savaş
Meclisinde
Çandarlının teklifi reddediliyor şiddetle
Saldırıya devam etme kararı alınıyor
Ve bu görev Zağanos Paşa’ya
veriliyor
Yirmi yedi Mayıs:
Genel saldırı duyuruluyor tüm erlere
Ertesi gün ordu sessiz ve dinlenmekte
Mehmed saf saf askeri yüreklendiriyor
Ayasofya’da ise artık son tören yapılıyor
Yirmi dokuz Mayıs sabah:
Birlikler hücum ve savaş düzeninde
Sabaha karşı verilen savaş emriyle
Konstantinopoliste halk kiliselere koşuyor
Şehir umutsuz, son çırpınışına hazırlanıyor
Yirmi dokuz Mayıs öğle:
Karadan ve denizden tekbirlerle
Coşan gülbank ve davul sesleri ile
Ordu son büyük saldırıya geçiyor
Nihayet, surlarda Ulubatlı beliriyor
Yirmi dokuz Mayıs ikindi:
Yükseliyor sancak şehitler üzerinde
Kutlu ordu akıyor açılan gediklerde
O şehrin kapısından bir
'Fatih' giriyor
Ayasofya ile çağ kapanıp çağ açılıyor
-----
Ankara/ 09 Nisan 2019 Salı 23:30
Ankara/ 09 Nisan 2019 Salı 23:30
Sevdiğim, heybetinden ürktüğüm şehir
Güzelsin, ihanetinden korktuğum şehir
Ey İstanbul !
Elimden kayıp düşersin
Gitme ! Ebedi zulmete akar bu nehir
Sen, fethin emanetisin ey güzel şehir
Bozduk silüetini, affet bizi be ulu şehir
Yine de, onca mihnete reva mı dersin ?
Korkuyorum halimden, belki bu bir sihir
Ne ara çoğalıp toplandı bunca şer şehir ?
Kardinal külahı ise asla giymez bu şehir
Tam da Ayasofya açılacak mı derken
Ele açılıp saçıldın etme ! Bu ne teşhir ?
Rüya mıydı ? yıllarca özlenen o akşehir
Fatih gibi, yoluna baş koyulan o
pak şehir
Hiddetliyim, denize sürüversem atımı
Amma yaralıyım, sebebi verdiğin zehir
-----
Ankara/ 01 Nisan 2019 Pazartesi 21:30
Fetih
Fetih bir kuru tarih mi
Yoksa sade bir cihangir mi Fatih
Düşünmeli
Çağ açıp çağ kapatan o gün
Neden kutlu bir müjdeyle gelmiş
Bilinmeli
Osmanlı sarığını
Kardinal külahına tercih eden
Günün Ayasofyasını
Anıp hatırlamalı,
Kurtuluşu görmeli
Fethi anlamalı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder