19 Kasım 2017 Pazar

263 19 Kasım 2017 Pazar 20:45 UMRE GÜNLÜĞÜ...........................Mescid i Nebevide

Mescid i Nebevide

19 Kasım 2017 Pazar: Umre yolculuğumuzda 2. gün

Mescid-i Nebevi ya da Peygamber Mescidi; Hicret’ten sonra Medine’de peygamberimiz Hz. Muhammed (S.a.v) ve arkadaşları tarafından inşa edilen ilk mescid.

Kendisinin ve iki arkadaşı Ebubekir ve Ömer'in de kabri burada. 

”Mescid-i Nebevi”,”Mescid-i Resul”,”Mescid-i Seadet” ve “Mescid-i Şerif” adları ile de biliniyor. Medine’de yapılan bu ilk mescidin duvarları kerpiçten, sütunları ise hurma ağaçlarındanmış. Tavanı ise hurma yaprakları ile örtülmüş.

Yapının şu andaki alanı yaklaşık olarak 100.000 m2, avlu alanı 235.000 m2 (muhtelif renklerde süsleme ve nakışlarla işlenmiş, sıcağı emen granit taşlardan oluşan toplam alan 45.000 m2) ve Çatısı kubbeler (ihtiyaç anında açılıp/kapanabilen 27 hareketli kubbe) dahil toplam 67.000 m2 imiş.  

6500'den fazla abdest alma yeri, 2500 tuvaleti ve 8. 560 adet fıskiyeli su çeşmesi varmış. İkisi Osmanlıdan kalma, dördü eski, altısı yeni olmak üzere toplam on adet minaresi var. 

Kapı adedi 81, giriş yeri sayısı ise 41 miş. 1 nolu kapıya Babü’s Selam kapısı deniyor. Ses sisteminin dünyanın en iyi ses sistemlerinden biri olduğu söyleniyor. Mescidin her noktasında aynı tonda işitiliyor ve dışarıdan hiçbir ses karışmıyor.

Kemerlerin sayısı duvarlardakiler dahil olmak üzere toplam 3812 adetmiş. Direkler beyaz mermerle, sütun başlıkları bronz, sütun ayakları ise hendesi şekil verilmiş mermerlerle kaplı. Mescidi serinleten soğuk hava, direklerin ayak kısımlarından üfleniyor.

Mescidi Nebevi Medine'nin kalbi adeta. 7 gün 24 saat canlı. Mescidde aynı anda 600.000'den fazla insan namaz kılabiliyormuş.

Bu gün ilk sabah namazımızı kıldık.

Saat 6.30'da ravzanın karşısında buluşup Selçuk hocanın duasına eşlik ettik.

Peygamberimizin evi mescidin bu kısmındaymış. Vefatı sonrasında bütün peygamberler gibi o da, öldüğü yere defnedilmiş. 

Yani, Peygamber’mizin kabri, bugün çok büyük bir alana yayılmış olan Peygamber Camii’nin içinde, yeşil kubbeli bölümün altında.

Ziyaretçiler, sadece odanın penceresine yaklaşabiliyor. Arkadan gelenlere yer verilmesi için ziyaretçilerin pencere önünde uzun süre beklemelerine de izin verilmiyor. Peygamber’in kabrinin bulunduğu odanın önüne gelindiğinde, elleriyle selam veren ziyaretçiler “Esselamu Aleyküm Ya Resulullah” diyorlar.

Peygamber’in kabrinin yanı başında diğer kubbenin altında Hz. Ebubekir ile Hz. Ömerin kabirleri de var. Kabirlerin sırası şöyle : Önce Peygamber’in kabri, ardından biraz geride Hz. Ebubekir’in kabri ve ondan da biraz geride Hz. Ömer’in kabri.

Mescidi nebeviden sonra oraya çok yakın Cennetü'l-Bakî mezarlığına ziyarete gittik. 

Cennetü'l-Bakî Hz. Peygamber (sav) zamanında Medine İslâm devletinin gerçekleşmesinden sonra kurulan kutlu bir mezarlık. Kısaca el- Bakî deniliyor. 

Bu mezarlığa ilk defnedilen sahabî, İslâm'ın Medine'de yayılmasında büyük emeği geçen ve İslâm'da ilk defa müslümanlara cuma namazı kıldıran Es'ad b. Zürare olmuş. 

Daha sonra Medine-i Münevvere'nin bu meşhur mezarlığına ashabtan vefat edenlerle Hz. Peygamber'in yakınları, oğlu İbrahim gömülmüş. Hz. Fâtıma ve oğlu Hz. Hasan da burada medfunmuşlar. 

Resulullah (sav), hayatta iken bu mezarlığa sık sık uğrar ve burada yatan ashaba dua edermiş. El-Bakî mezarlığı İslâm tarihi boyunca da önemli şahsiyetlerin defnedildiği bir mezarlık olmuş. 

Ancak Suud ailesinin Hicaz'a hakim olmasından sonra burada bulunan mezarlar tamamen düz bir satıh haline getirilmiş ve içine girilip ziyaret yapılması yasaklanmış.

Cennetül Baki'den sonra Mescidi nebevinin bu defa sol tarafındaki pazar yerinin arkasında bir hurma bahçesine gittik. 

Burası Sakifet ü Beni Saide adlı Hz. Ebubekir'in halife seçildiği yer olarak bilinen yemyeşil bir bahçe.

Sözlükte "gölgelik, çardak" anlamına gelen sakife kelimesi, Medine'de İslam öncesinden beri kabile mensuplarının hurma kurutmak gibi işlerde ortaklaşa kullandıkları ve toplantılar için bir araya geldikleri mekanları ifade ediyormuş.

Sakifet ü Beni Saide ise, Hazrec kabilesinin bir kolu olan Saide oğulları'na ait bir bahçe. 

İslam tarihinde Hz. Ebubekir'in halife seçildiği yer olarak geçiyor.

Bugünkü ziyaretlerimizin üçüncüsü Bulut (Gamâme) mescidi. İslâm'ın ilk asırlarında genellikle şehirlerin kenar kısımlarında toplu namazlar için musallâlar (1) hazırlanır ve bayram, cuma namazları gibi toplu namazlar bu günkü gibi muhtelif camilerde değil, sadece namazgâh denilen bu musallâlarda kılınır, böylece bütün şehir halkının haftada bir defa bir araya gelmesi sağlanırmış.

Peygamber Efendimizin musallâsı da, Medineli Münevverede, Mescid-i Nebevînin kapısından güney batı istikametine doğru 500 m uzaklığında bir yerde imiş. 

İşte bu gün ziyaret ettiğimiz Mescidü'l-Gamâme cami Peygamber Efendimizin musallâsında yapılmış. Gamame aynı zamanda bulut demekmiş. Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav) Efendimizi çocukluğundan beri çok güneşli günlerde onun yakıcı sıcaklığından koruyan bir bulut varmış.

Bu bulutun medine'ye hicretinden sonra da Rasulullah (sav) mescidinde veya kapalı alanlarda bulunduğu sürece bu mevkide durduğu rivayet edilmiş.

Bu sebeple buradaki mescide bulut mescidi anlamına gelen gamame mescidi ad verilmiş.

Kapalı alanı 400 bin metrekareye kadar ulaşan Mescid-i Nebevi'nin son genişletme çalışmalarına rağmen her sene ve özellikle ramazan ayında artan ziyaretçi ve umreci sayısı nedeniyle, yoğun dönemlerde caminin kapalı alanlarında namaz kılmak gittikçe zorlaşıyor.

Bu yüzden Suudi Hükümeti, geçtiğimiz yıllarda mescidin avlusuna dünyanın en büyük ve modern şemsiyelerini yaptırmış.

Sonradan Müslüman olan bir Alman'ın fabrikasında özel olarak üretilen söz konusu şemsiyeler, bir taraftan güneşten korurken, diğer taraftan da soğuk buharlı vantilatörler aracılığıyla serinlik de veriyorlar.

Şimdi toplam 270 adet şemsiye sayesinde, mescitte toplam 1 milyona yakın ziyaretçi aynı anda namaz kılabiliyormuş.

Eşim bugün ravza ziyareti derken grubun yeşil halıya yönelmesi sebebiyle orada namaz kılabilmiş.

Kalabalıktan korkmuş ama çıkamamış da. Bense sadece bir ziyaret yaptım (peygamberimizin kabri önünden selamlayarak geçme) ama daha yeşil halıya giremedim.

Yeşil halı ile kaplı bölüm mescidi nebevinin ilk yapıldığı alan oluyor. Ön tarafında odalar (kabirler), sağda minber, müezzin mahfili, solda tövbe direği (2) var. 

İnsanlar buraya girebilmek için gerçekten büyük çaba sarfediyor. Bölüm günün bazı saatlerinde sadece kadınlar için açılıyor.

Akşamı saymazsak bugün Medinede ilk, dünü sayarsak umre yolculuğunda ikinci günümüzdü. 

Mescidi nebevide cemaatle namazlarımızı kıldık. Ravza ziyareti yaptık. Toplu sohbet ve dua ettik. Cennetül Baki mezarlığını, Beni Saide bahçesini ve Bulut camiini ziyaret ettik. 

Mescidin yanında kurulan bizim çaput pazarı dediğimiz türden bir pazarı gezdik. Akşam serinliğinde yine Mescidi Nebevinin ve Ravza i Mutahhara'nın manevi ikliminde zaman geçirdik. 

Saat dokuzda yattık. Sabah erken kalkacağız.


-----------------------------
(1) Musalla, namaz kılmak amacıyla ayrılmış yer; namazgâh. Halk dilinde daha çok cenaze namazının kılındığı yer olarak bilinen musalla, İslam'ın ilk dönemlerinde namaz kılınan yer anlamıyla kullanılmaktaymış.


(2) Mescidi nebevinin içinde peygamberimizin namaz kıldırdığı yerin hemen solunda, ümmi seleme annemizin evinin kapısının yanında bir direktir. Sahabiden Ebu Lubabe, Hendek savaşı sonrası hata yaptığını ve Hz. Peygambere ihanet ettiğini anlayınca Mescidi Nebevide kendisini bir direğe bağlayarak Allah tarafından tövbesi kabul edilene kadar hiçbir şey yiyip içmeyeceğine dair yemin etmiş. ALLAH (CC) 7 gün sonra Ebu Lubabenin tövbesini kabul etmiş ve bu konu ile ilgili Enfal Suresi 27. ayet nazil olmuş. Bunun üzerine bizzat Hz. Peygamber Ebu Lubabeye tövbesinin kabul edildiği müjdesini vererek iplerini çözmüş. Bundan dolayı bu sütuna Tevbe Sütunu deniyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder