
Özel günler albümüne yeni bir fotoğraf ekledi.
1 Şubat 2013 Tüm babaların ve de dedelerin
Ölmüşlerimize rahmet kalanlara sağlık diliyorum

KÜÇÜK/BÜYÜK ŞEYLER…(En etkili doğal ilaç)
Bilimsel bir çalışmaya göre; iyimser insanların daha sağlıklı bir hayat için kötümserlerden yüzde 50 daha fazla şansları varmış. Bir başka araştırma ise, olumlu düşünmenin özellikle bağışıklık sistemini iyi yönde etkilediğini, buna karşılık olumsuz düşüncelerin kandaki akyuvar sayısını yükselttiğini ortaya koymuş. Benzer bir çalışma da yaşlanmaya umutla ve olumlu bakan yaşlıların diğerlerine nazaran ortalama 7.5 yıl daha uzun yaşadıkları görülmüş. Kısacası iyimser olmak; sağlığımızı korumada ve hastalıkları savuşturmada neredeyse en etkili doğal ilaçmış.
Demek ki, modern tıp da uzun süre farkına varmadığı iyimserlik-sağlık ilişkisinin önemini geç de olsa fark etmiş görünüyor. Neyse ki bu doğal ilacın varlığını, bizim insanımız eskiden beri biliyordu. Çünkü; bu bilgi, tecrübe edilerek öğrenilmişti ve geleneksel olarak kuşaktan kuşağa aktarılıyordu. Kaldı ki, İslam inancı ve tasavvuf kültürü sabretmeyi bir nevi direnme olarak tanımlamaktaydı. Mevlana’nın “Nice umutsuz kapılar vardır açılmaz. Rabbimin kapısı büyüktür kapanmaz ! Sen umudunu kaybetme, rabbim seni bırakmaz” cümlesi bu duruma güzel bir örnek olarak verilebilir. Böylece, moral güç ve sağlam bir inanç iklimi sayesinde hastalıklardan korunma ve tedavi kolaylaşabiliyordu.
"Umut" da "Sabır" gibi bir iyimserlik ilacı ve çok eski zamanlardan beri kullanılıyor. Adeta bir zümrüd-ü anka kuşu gibi günümüzde de hep düştüğü yerden kalkıyor, küllerinden yeniden doğuyor insanlar. Bu arada düşünürlerimiz, ilim adamlarımız ve şairlerimiz de bu memba suyunun kaynağını kurutmuyorlar doğrusu. Sürekli besliyor, çoğaltıyorlar. Tıpkı; "bir güvercin gönder bana/adı umut olsun/yarın doğacak güneşin/dört adımlık odama sığmazken gökyüzü/karanlık düşlerime yağmurlar yağsın/adı umut olsun(*)/yeniden filizlenen toprağın" dizelerinde olduğu gibi.
Gerçekten de iyimser olmakla sağlıklı kalmak ya da sağlık sorunlarından olabildiğince erken kurtulabilmek arasında sıkı bir ilişki var. Sabır ve umut eşliğinde iyimserlik; sadece bağışıklık sistemimizi değil, bir bütün olarak beden ve ruh sağlığımızı da koruyor anlaşılan. Ayakta kalmamızı sağlıyor. Hastalanınca ilaç gibi geliyor yaralı gönüllerimize. Margo Daniel'in dediği gibi "Bir adım, uzun bir yolculuğu başlatabilir/Bir dua, bir kelimeyle başlar/Bir umut ışığı ruhumuzu besleyebilir." Öyleyse bir an için büyük şairimiz Sezai Karakoç'a da kulak verelim: "Umutsuzluk yok!/Gün gelir/Gül de açar...Bülbül de öter…" Misal; belki bu gün bir tırtıl olabilirsin. Ama yarın bir kelebek olman da pekala mümkün. Bunun için asla umudunu kaybetmemeli. Çünkü, yarının ne getireceğini asla bilemeyiz.
Sabır umudun tarlası ise umut da iyimserliğin yol arkadaşıdır derler. O olmazsa olmaz. İyimserlik daha az hastalanmamızı, hastalıklardan daha kısa sürede iyileşmemizi sağlayabilir. Olumsuzlukların beden ve ruhumuza yaptığı tahribatları azaltabilir. Ama umut, bütün dünya "Vazgeç" dediğinde bile "Bir kez daha dene!" diyen içimizdeki sestir. Aslında hepimizde doğuştan var olan ama lazım olduğunda da sonradan kazanılması mümkün olabilen bir yetenektirler bunlar. Böylece, sabırlı-umutlu-iyimser insanlar sadece daha az hastalanıp daha çabuk iyileşmekle kalmazlar, güçlükleri kolay aşabilir, manevi hayatlarında, iş ve sosyal yaşamlarında da daha başarılı olabilirler.
O zaman koyver gitsin gönlünü; "şarkıların olsun dilinde ve avunduğun şiirler/adı umut olsun/göğsüne sığdıramadığın yüreğinin/tatlı bir söz söyle sevdiklerine/değerli olduklarını hissettir sevenlerine/adı umut olsun/bir çiçek al bugün sevdiğine." Evet; "..kendine bir hediye ver/adı umut olsun...yüreğini okşayan iyiliğin/sevgiyle güzelleşen yarınların/adı umut olsun."
Giden günler geçti gitti cancağızım, ne olur bugün kalan ömrümüzün ilk günü olsun. Sabırla direnelim yanlış giden şeylere, umudumuz eksilmesin. İnanıyorsak güçlüyüz. Yine de hayatımıza mutlaka bir tutam iyimserlik ilacı ekleyelim olur mu ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder