19 Şubat 2021 Cuma

19 Şubat 2021 22:00 Cuma CORONA GÜNLERİ...............................Regaip kandili/Duhâ ve İnşirâh sureleri

Regaip kandili

Bugün üç ayların 6.ncı, Corona günlerinin de 343.ncüsü. Bu gece aynı zamanda Recep ayının ilk perşembesini cumaya bağlayan Regaip kandilini de idrak edeceğiz inşallah. Böyle gecelerin  başına eklenen ‘Mübarek’ sıfatı zaten bereketli, hayırlı, faydası bol, feyizli anlamına geliyor. Rabbim üç aylarımızı hayırlı; Regaip kandilimizi de bereketli, faydası bol ve feyizli kılsın.

Bugün sırada esma ül hüsna’nın beşincisi “ES-SELÂM” var. Ayrıca namazda KIYAM halinde KIRAAT edilen, okunan zammı surelerden kısa olanlarını Mushaf sırasına göre 93.ncü “DUH” suresiyle başlayıp öğrenmek istiyorum inşallah.

Mevlid, Regaip, Miraç, Berat ve Kadir geceleri inanç geleneğimiz ve kültürümüzde ‘kandil’ sıfatıyla anılan, kıymet ve hürmet gösterilen geceler. Üç aylar içinde adeta havaya, toprağa ve suya düşen cemreler gibi peş peşe manevi gönül dünyamıza düşüp, ruhumuzu aydınlatacaklar. 

Bazı mekânlar diğerlerinden nasıl daha kutsalsa, bazı insanlar emsâlinden nasıl daha değerliyse, bazı zamanlar da benzerlerine nazaran çok daha mübârek görülmüş. İşte Regâip kandili de, mübarek üç ayların başlangıcını işaretleyen kutlu bir zaman durağı. Bizim için maksat her vesile üç ayların manevi iklimine odaklanabilmek, hallerimize bir çeki düzen vermek olmalı.

Regâib, arapça bir kelime. “Reğa-be” kökünden geliyormuş. “Reğa-be”, kelimesi de, anlam olarak herhangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmek demekmiş. İşte Regâib, çok bağış ve bol ihsân anlamına gelen "rağîbe" kelimesinin de çoğulu oluyor. O yüzden inanılır ki, bu gecede Allah müminlere rahmet ve mağfiretini bolca verir. Beklenir ki bu gece mü’minlere, ragibetlerde (ihsanlar, ikramlarda) bulunulur. İnşallah bu gece yapılan dualar kabul olur.

Bu gece bir kur'an hükmü değil. Peygamberimizden nakledilen özel bir ibadet türü de yok. Ancak, diğerleri gibi bu mübarek gecenin de; tevbe, dua, namaz Kur'ân okuma, zikir, salavat vb. ibadetlerle değerlendirilmesi hep tavsiye edilmiş. Örneğin; Perşembe günü oruç tutup, gecesini ibadetle geçirmek; hiç değilse bir günlük kaza namazı kılmak, Kur’ân-ı Kerîm okumak, zikir ve tövbe istiğfar etmek gibi bilinen şeyler bunlar. Yani ne yapabiliyorsan. 

CORONA NOTLARI:Üç ayları Corona günlerinin kasvetli havası içinde yaşıyoruz. Henüz daha ufukta virüsün ortadan kalktığına dair bir işaret yok. Ama sanki mutasyonlu varyantlara rağmen dünyada da ülkemizde de azıcık bir duraklama var. Bütün dünyada tedbirler ve aşılama çalışmaları halen devam ediyor. Meselâ ülkemizde bugün saat 11.30 itibariyle 1.doz 5.022.410 ve 2.doz 865.203 olmak üzere toplam 5.887.613 aşı yapılmış durumda. Böylece ilk doz aşılar 5 milyonu geçerken 28 günlük süreyi dolduranların 2.doz aşıları da 900 bine yaklaşmış durumda.

Tüm dünyada toplam corona vakaları 110 milyona (109.887.743) yaklaştı. Günlük vaka sayısı 190 bin (192.266) civarında. Virüsten vefat edenlerin sayısı da 2,5 milyona (2.429.689) ulaşmak üzere. Ölüm oranı %2,21 görünüyor. 

Dünkü 17 Şubat corona tablosuna göre ülkemizde 117 bin 121 Kovid-19 testi sonucu 7.325 kişinin testi pozitif çıkmış. Hasta sayısı 649, ağır hasta olanlar 1.193, vefat edenler de 86 olmuş. 16 Şubatta bu sayılar; 7.906, 658, 1.201 ve 90 idi. Toplam vaka sayımız 2.609.359, vefat edenler ise 27.738'e ulaşmış durumda. Ölüm oranı %1,06 görünüyor. Görüldüğü gibi dünyada artış hızında bir yavaşlama, bizde ise az da olsa düşüş eğilimi devam ediyor.

Salı günü yapılan Bilim Kurulu toplantısı, dün yapılan kabine toplantısından bundan böyle tedbirlerin dört ana bölge üzerinden yerel yetkililerce alınacağı kararlaştırıldı. Zira birkaç gün önce de tüm iller bazında corona verileri açıklanmıştı. Anlaşılan bazı illerde tedbirler sıkılaştırılacak bazılarında hafifletilecek bazılarında da kademeli olarak kontrollü gidilecek. Böylece iller bazında verilere göre beklenen normalleşme adımları görebileceğiz.

ES-SELÂM: السلام  Selâm ismi Haşr sûresindeki âyette (59/23) altı ilâhî isimle birlikte ve kuddûs ile mü’min arasında zikredilmiş. Bunun dışında “kurtarmak, esenlik vermek” mânasında fiil kalıbıyla Allah’a nisbet edilmiş, Yâsîn sûresinde (36/58) Cenâb-ı Hakk’ın cennet ehline doğrudan veya melekler vasıtasıyla selâm vereceği belirtilmiş.   [1]

Sözlükte selâm (selâmet) “bedenî ve ruhî hastalık, eksiklik ve kusurlardan uzak olma” anlamında kullanılır. Allah’a nisbet edildiğinde “her türlü eksiklik, acz ve kusurdan, yaratılmışlara özgü değişikliklerden ve yok oluştan münezzeh olan, selâmetin kaynağı olup esenlik veren” şeklinde açıklanıyor.[2] Özetle: 'O' her çeşit afet ve kederlerden emin olan, esenlik kaynağı, selâmete çıkaran, esenlik verendir' manasına geliyor.”

DUHÂ suresi: Sure 11 âyet. Kuşluk vakti manasına geliyor. Mushaftaki sıralamada doksan üçüncü, iniş sırasına göre on birinci sırada. Fecr sûresinden sonra, İnşirâh sûresinden önce Mekke’de inmiş. Rivayete göre Fecr sûresinin inişinden sonra öncekine nisbetle daha kısa bir süre vahiy kesilmiş, müşrikler bu olayı kullanarak Hz. Peygamber’e, “Herhalde rabbin sana darıldı ve seni terketti” demişlerdi. Bu sözlerden dolayı Hz. Peygamber’in duyduğu üzüntü üzerine bu sûre inmiş. (Taberî, XXX, 148). Duhâ sûresinin iniş tarihine dair başka rivayetler de varmış. Ancak vahyin kesilip araya fâsılaların girmesi her seferinde muhaliflerin dedikodu yapmalarına vesile olduğu biliniyor. 


“Vedduha. Velleyli iza seca. Ma vedde'ake rabbüke ve ma kala. Ve lel'ahıretü hayrün leke minel'ula. Ve lesevfe yu'tıyke rabbüke feterda. Elem yecidke yetiymen feava. Ve vecedeke dallen feheda. Ve vecedeke 'ailen feağna. Femmel yetiyme fela takher. Ve emmessaile fela tenher. Ve emma binı'meti rabbike fehaddis.

“Andolsun kuşluk vaktine. Kararıp sakinleştiğinde geceye ki, Rabbin seni bırakmadı ve sana darılmadı. Elbette işin sonu senin için öncesinden daha hayırlı olacaktır. Rabbin sana mutlaka lutuflarda bulunacak, sen de hoşnut olacaksın. O, seni bir yetim bulup barındırmadı mı? Seni yol bilmez halde bulup yol göstermedi mi? Ve seni yoksul bulup zengin etmedi mi? Öyle ise, sakın yetimi ezme, onu horlama! El açıp isteyeni de sakın azarlayıp boş çevirme! Rabbinin nimetini, lütuflarını şükranla an.”[3]

Görüldüğü gibi, müşriklerin üzücü söz ve davranışlarına karşı bir teselli olmak üzere surede Hz. Peygamber’e, yüce Allah’ın himayesi sayesinde çocukluğundan itibaren nice güçlükleri aşarak bugünlere geldiği hatırlatılmakta, kendisinin de yetime, yoksula iyi davranması ve rabbini anması emredilmekte.

Namazda "kur'an okumak" olmazsa olmaz esaslardan. Bilmeyen için "kolay gelen ve kısa olanlar" tavsiye edilmiş. Elbette namaz sırasında okunan ayetler "lafzı ile" yani orjinal haliyle okunacak, ancak bu onları okurken manasını düşünmemize engel değil. Bilakis okurken manasını da zihnimizden geçirebilmek en güzeli. Yapabilene ne mutlu.

----------------------------

[2] Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “slm” md.; Lisânü’l-ʿArab, “slm” md.; Kāmus Tercümesi, “slm” md.

[3] https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Duh%C3%A2-suresi/6080/1-3-ayet-tefsiri 


El-Mü’min/İnşirah

Bugün üç ayların 7.nci, Corona günlerinin de 344.ncüsü. Aynı zamanda da Cuma. Dün gece regaîb kandiliydi. Recep ayıyla birlikte gerçekten de manevi bir iklime girmiş olduk. Bugün aynı zamanda Cemrelerin ilki havaya düştü. 

Kültürümüzde cemrelerin birer hafta aralıkla havaya, suya ve toprağa düştüğüne inanılıyor. Buna göre üç cemrenin birincisi havaya (19-20 Şubat)düştü. İkincisi suya (26-27 Şubat) ve üçüncüsü de (5-6 Mart) toprağa düşüyor.

İşte bu yıl da baharı müjdeleyen cemrelerle birlikte Receb ayı da bizi onbir ayın sultanı Ramazana ulaştıracak ışıklı bir zaman dilimine sokmuş oldu. Kandiller de bu üç aylar içinde tıpkı adeta havaya, toprağa ve suya düşen cemreler gibi peş peşe manevi gönül dünyamıza düşüp, ruhumuzu aydınlatacaklar. Ben de her gün bir “esma”yı anarak bu manevi sürece uyum göstermeye çalışıyorum. Ayrıca namazda okunan zammı surelerden kısa olanlarını mushaf sırasına göre öğrenmeye de devam edeceğim.

Bugün sırada esma ül hüsna’nın beşincisi “El-MÜ'MİN” var. Yine namazda KIYAM halinde KIRAAT edilen, okunan zammı surelerden Mushaf sırasına göre 94.ncü “İNŞİRAH” suresiyle devam ediyorum.

EL-MÜ'MİN:اَلــْمُؤْمِنُ  Sözlükte “güven içinde bulunmak, korkusuz olmak” anlamındaki emn (emân, emânet) kökünün “if‘âl” kalıbından türeyen mü’min kelimesi “inanıp tasdik eden; başkalarının güvenli olmasını sağlayan, vaadine güvenilen” mânalarına geliyor. Kelimenin esmâ-i hüsnâdan biri olarak içerdiği mâna da bu çerçevede.

Mü’min on beşten fazla ilâhî ismin geçtiği Haşr sûresinin son âyetlerinde yer alıyor (59/23). Ayrıca “emn” kökü üç âyette “korku ve endişeden emin kılmak” anlamında ilâhî fiil olarak zikredilmiş (el-Bakara 2/125; el-En‘âm 6/82; en-Nûr 24/55). [1]

'O' kullarına emniyet veren, kendisinin ve peygamberlerinin doğruluğunu ortaya koyandır. Kullarına yaptığı va’dinde sadık olandır. Gönüllerde iman ışığını uyandıran, kendine sığınanlara emniyet, güvenlik, rahatlık veren, Mü’minleri azabından ve yarattıklarının hepsini zulümden emin kılan, kalplerde iman nurunu yakan, kullara huzur ve güven veren' manasına geliyor.

İNŞİRÂH SURESİ: Mushaftaki sıralamada doksan dördüncü, iniş sırasına göre on ikinci sûre. Duhâ sûresinden sonra, Asr sûresinden önce Mekke’de inmiş. 8 âyet. “İnşirah”ın manası açılmak, genişlemek demek. Birçok tefsirde, Buhari ve Tirmizi’de Suretü Elem Neşrah diye anıldığından halk arasında da Elem Neşrah Leke suresi olarak da bilinir.

Sûrede Yüce Allah’ın Hz. Peygamber’e mânevî lütufları özetlenmekte, her güçlükle birlikte mutlaka bir kolaylığın olduğu bildirilerek Mekke’de putperestlerin baskısı yüzünden sıkıntı çeken Resûlullah ile müslümanlara teselli ve ümit verilmekte; onlardan Allah’a ibadet ve itaatlerini sürdürmeleri istenmektedir.


"Elem neşrah leke sadrake. Ve vedagnâ anke vizrake. Ellezî enkada zahrake. Ve rafe’nâ leke zikrak. Fe inne meal usri yusrân. İnne meal usri yusrâ. Fe izâ feragte fensab. Ve ilâ rabbike fergab."

"Senin kalbini açıp genişletmedik mi? Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı? Ve senin şanını yüceltmedik mi? Demek ki zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Evet, doğrusu her güçlüğün yanında bir kolaylık var. O halde önemli bir işi bitirince hemen diğerine koyul.Ve yalnız rabbine yönel.[2]

Namazda bu sureyi okurken şöyle düşünebiliriz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) karşılaştığı tüm güçlükleri, ortaya çıkan kolaylıklarla aşmış. Her insan da ne kadar ağır yük, imtihan ve musibetle de karşılaşsa, Cenab-ı Hakk’a sığınınca bunu aşar ve selamete çıkabilir. Nasıl ki her gece iki gündüz arasındadır, her zorluk da iki kolaylık arasındadır. Asla bir zorluk iki kolaylığa galip gelemez. 


[1] https://islamansiklopedisi.org.tr/mumin--esma-i-husna 

[2] https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/sure/94-insirah-suresi

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder