Yilmaz Yalcın, Divan şiiri I albümüne yeni bir fotoğraf ekledi.
21 Nisan 2018
Ölmez ol kim anıla adı anun iylik ile
Tâ kıyamet anılır ol kim kemâl üstündedir
(Adı iyilik ile anılan kişi asla ölmez; kim ki kemâl (olgunluk) üzerine yaşar, adı ta kıyamete kadar kalır. )
----------------
Gazel
Bilmedim ahvâlimi gerçi ne hâl üstündedir
Şol kadar bildim nefs ile cidâl üstündedir
(Gerçi gidişatımın ne durumda olduğunu bilmedim; ama şu kadarını bildim ki nefisile çekişme halim devam ediyor. )
Fikri zikri âşıkın gerçi visâl-ı yârdir
Lîk hiç mümkün değil, fikri muhâl üstündedir
(Gerçek âşıkın fikri de zikri de Sevgili'ye kavuşmadır; lakin bu hiç mümkün görünmüyor. Çünkü bu fikir temelsizdir (yani sevgiliye kavuşabilen âşık görülmemiştir) .
Gözleri dolmayanın âhir dolar toprağ ile
Hâce-i dünya gibi kim fikr-i mal üstündedir
(Kim ki cihan bezirganı gibi mal-mülk fikri ile yaşamaktadır, mal onun gözünü doyuramaz; ama sonunda toprak doyurur. )
Ölmez ol kim anıla adı anun iylik ile
Tâ kıyamet anılır ol kim kemâl üstündedir
(Adı iyilik ile anılan kişi asla ölmez; kim ki kemâl (olgunluk) üzerine yaşar, adı ta kıyamete kadar kalır. )
Fahr-i âlem bakmadı dünyaya fakr etti kabûl
Ol mübarek cismine bak gör ki şal üstündedir
(Alemin övüncü olan Hz. Peygamber, dünyaya dönüp bakmadı ve fakr halini kabul etti. Nitekim (ipeklerin değmeye can attığı) mübarek bedenine baksan, kuru bir şal üstünde görürsün.)
Korkarım ki gark ede bir gün beni seylâb-ı eşk
Kaldı hayrette Muhibbî sanki hâl üstündedir
(Gözlerimden akan yaşların seli bir gün beni (sürükleyip denizinde) boğacak diye korkuyorum. Muhibbî bu işe hayrette kaldı, galiba (şu an) hâl üstündedir.)
Kanuni Sultan Süleyman ( Muhibbî )
Yilmaz Yalcın, Çocuk albümüne yeni bir fotoğraf ekledi.
Dilsizler haberini kulaksız dinleyesi
Dilsiz kulaksız sözün can gerek anlayası
Biz sevdik aşık olduk sevildik maşuk olduk
Her dem yeni dirlikte sizden kim usanası
Yetmiş iki dilcedi araya sınır düştü
Ol bakışı biz baktık yermedik am-u hası
Miskin yunus ol veli yerde gökte dopdolu
Her taş altında gizli bin imran oğlu musi.
Yunus Emre
Yilmaz Yalcın, Divan şiiri I albümüne yeni bir fotoğraf ekledi.
21 Nisan 2019
Bu dokuz kubbe vü şeş-sû içinde geldin ü gittin
Ne geldiğin kapı zâhir ne gittiğin memer peydâ
(Ey Âdemoğlu! Dokuz katlı gök kubbe altında ve altı yön içinde gelip gittin, ama ne geldiğin kapı belli, ne de gittiğin yol belli.)
Usûlî
GAZEL
Vücûd-ı Mutlak'ın bahri ne mevci kim eder peyda
Ene 'l-hak sırrını söyler eğer mahft eğer peyda
(Mutlak varlığın denizi hangi dalgayı ortaya çıkarmışsa, gizli ya da açık bu Ene'l-Hak sözünü söyler.)
Meâdindir kamu eşya eder öz kendi zâtından
Kimisi sîm üzer zahir kimi seng u meder peyda
(Bütün eşya kendi öz zâtından çıkmış cevherlerdir; bunların kimisi altın gümüş, kimi de taş toprak görünür.)
Bu bağın ger hakikatte suyu bir bâğıbânı bir
Velî olmuş hakâyıktan nice yüz. bin şecer peyda
(Gerçekte bu bağın hem suyu hem de bahçıvanı birse de yine de ağaç kalabalığı içinde yüz bin çeşit ağaç ortaya çıkmıştır.)
Nazar kıl nev'-i inşâna kimi zehr ü kimi şeker
Aceb hikmet bir ağaçtan olur türlü semer peyda
(İnsanlara bir bak, kimi iyi kimi kötü, şaşılacak şey bir ağaçtan çeşitli meyveler ortaya çıkmaktadır.)
Düzülür nice bin işler bozulur nice cünbüşler
Ne kâr-ı bü'l-acebdir bu ki olmaz kâr-gerpeyda
(Binlerce iş düzülür, binlerce oyun bozulur; bu ne biçim iş böyle, yapanı ortada görünmüyor. )
Bu dokuz kubbe vü şeş-sû içine geldin ü gittin
Ne geldiğin kapı zahir ne gittiğin memer peyda
(Bu dokuz kubbe ve altı yön içinde gelip gittin, ama ne geldiğin kapı belli, ne de gittiğin yol belli.)
Nice zahmet çeker kesb-i kemâl edince bir arif
Beli çok kan yudar kân eyleyince bir güher peyda
(Arif kişi olgunlaşıncaya kadar çok sıkıntı çeker; maden bir cevher ortaya çıkarıncaya kadar çok kan yutar.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder