18 Kasım 2014 Salı

198 09 Kasım 2014 Pazar 11:30 SİTE YÖNETİMİ..............................Karar alma, kararların bağlayıcılığı ve hakim müdahalesi

Karar alma, kararların bağlayıcılığı ve hakim müdahalesi


Her türlü yönetim biçiminde ortaya çıkan veya çıkması muhtemel sorunlar vardır. Bunların çözümünde kullanılabilecek birden çok seçenek olması halinde aralarından en uygun olanı seçme, yani karar verme işlemi de ortaya çıkmış olur. 

Yönetim kavramı da bir bakıma; amaçlar doğrultusunda etkin kararlar alma ve bu kararların yerine getirilmesi sürecidir aslında.

Karar, bir sorun ya da durum karsısında, belirli bir amaç doğrultusunda düşünülebilen çözüm yollarından birinin ya da eylemin seçilmesidir. [1] Bu sebeple kararlar, diğer süreçlerin de ekseni haline gelirler. Çünkü diğer bütün süreçler karar ile şekillenmiş, kararlar ağı tümünü birbiriyle bütünleştirmiştir.

Örneğin yönetim süreçleri nitelikleri gereği, karar verme süreci ile yakından ilişkilidirler. Tabiatıyla üst düzeylerde amaç ve politikalarla ilgili kararlar; alt düzeylerde ise bunların uygulanışı ile ilgili kararlar alınır. Bu yüzden karar verme, yöneticilerin en temel yetki kaynağı, görevini yerine getirme aracı ve sorumluluk çerçevesi olarak bilinir.

Nitekim, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre site yönetiminin ana nüvesi olan Anagayrimenkul (Blok, Ada, Toplu Yapı) kat malikleri tarafından, yönetim planı ve kanun hükümleri çerçevesinde alınan kurul kararlarıyla [2] yönetilir.

Bu çerçevede halen yürürlükte olan Park Eymir Toplu Yapı Yönetim Planı da “Blok Kat Malikleri Kurulunun öncelikle Yönetim Planının 6. maddesinde tanımlanan Blok Yapı yönetimini belirleyip yönlendirmek ve denetlemekle görevli ve yetkili” [3] olduğunu belirtmektedir.

Herkes bu kararlara uymakla yükümlüdür. Kullanım ya da yönetim hususunda çıkan anlaşmazlıklar da bu kurulca karara bağlanır.

Kararların Bağlayıcılığı yönetim planımızın 15. Maddesinde de şöyle geçer: “Blok Kat Malikleri Kurulunun kararları, toplantıya veya karara katılmamış olsalar dahi o bloktaki bütün kat maliklerini bağlar. Kurulca verilen kararı uygun bulmayan kat malikinin, karar aleyhine Sulh Mahkemesine başvurarak hakimin müdahalesini isteme hakkı saklıdır.“ [4]

Bu konu 26. Maddede [5]“Ada Temsilciler Kurulunun kararları kendi Ada'sı kapsamında bulunan bütün bağımsız bölüm sahiplerini (kat maliklerini), sakinlerini(kiracılarını) irtifak hakkı sahiplerini bağımsız bölümü onlardan devralacak olanları bağlar” şeklindedir.

Yönetim planımızın 22.maddesine göre “f) Blok Kat Malikleri Kurulu ve Blok Yöneticileri, yerleşim planına göre münhasıran bloklarına tahsis edilmiş olan ortak yer, yapı ve tesislerin idaresinde Ada Temsilciler Kurulunca alınmış ilke kararlarına uymak zorundadır.” Diğer taraftan “g) Ada Temsilciler Kurulu da Toplu Yapı Temsilciler Kurulunca alınmış ilke kararlarına uymak zorundadır.” [6]

Kararların Bağlayıcılığı Toplu Yapı Temsilciler Kurulunun kararları için de geçerlidir. “Toplu Yapı Temsilciler Kurulunun kararları, Park Eymir Toplu Yapı kapsamında bulunan Ada Temsilcileri ve Yönetim Kurullarını, Denetim Kurullarını, blok yönetimi ve denetçileri ile bütün bağımsız bölüm maliklerini ve sakinlerini, irtifak hakkı sahiplerini ve bağımsız bölümleri herhangi bir şekilde onlardan devralacak olanları bağlar.” [7]

Bu yüzden site yönetim organları dahil her türlü organizasyonun yapısına ve geleceğine biçim veren kararlardan etkilenecek birey ya da gruplar, karar süreçlerine ne kadar çok katılırlarsa, uygulama da o kadar etkin olacaktır. Ayrıca, demokratik bir örgütte alınacak kararlardan etkilenebilecek kimselerin, bu kararlarda söz sahibi olmaları en tabi haklarıdır.

Kararlara katılma yoluyla insanlar, kendilerini etkileyen karar süreçlerinde etkin rol oynayabilmektedirler. Katılımın temelinde, kişilerin kararlara katıldıkları kararları daha çok benimseyecekleri ve destekleyecekleri beklentisi vardır. Ayrıca, sorunun temelinde yatan gerçekleri daha iyi ve ayrıntılı olarak bilebileceklerinden, kararın niteliği de artmış olur.

Katılımcı bir kararın doğru ve etkili olabilmesi için doğal olarak bazı şartların yerine getirilmesi gerekir. Öncelikle tartışmaya kararın etkilediği kişilerin tam olarak katılması, tartışmanın gündem üzerinde yapılması ve toplantıyı idare eden başkanın da bu tartışmada bireysel düşüncesini belirtmesi gerekir. Böylece benimsenebilirliği yüksek bir karar sağlıklı bir tartışma sonucunda olgunlaşır.

Alınan kararların etkin olabilmesi için sorunların çözümünde önerilen seçenekler hakkında yeterli bilgi bulunmalı, onların uygulaması sırasında ortaya çıkabilecek yarar ve zararlar iyi bilinmeli ve çözüme yönelik karar seçenekleri arasında uygulamanın kolaylığı ve zorluğu bakımından belirgin ayrılıklar bulunmalıdır.

Büyük bir karar verme durumu ile karşılaşıldığında kararın küçük kararlara bölünerek alınmasında fayda vardır. Zaten uygulanamayan kararların da hiçbir değeri olmaz. O bakımdan alınan karar zaman geçirmeden uygulamaya konmalıdır.

Karar verme, yöneticinin temel görevlerinden birisi olup bir sorunun çözümüne ilişkin farklı yollardan en uygun olanın seçilmesidir. Esasen sürekli değişen olaylar karsısında karar verebilme zorunluluğu çağdaş insanın en temel sorunlarındandır. Bu açıdan ister dernek, ister kurul vb. Başkan ya da yöneticisi, hem örgütün önde gelen sorumlusu hem de karar veren, sorunlara çözüm arayıp çözen kişisidir.

Genel olarak bir karar verme işleminin çeşitli özellikleri vardır. Bu özelliklerden ilki alınan kararların ortaya çıkan bir sorunu çözmeye yönelik olmasıdır. İkincisi, bazı kararlar bir değerlendirmenin sonucu olarak ortaya çıkar, yeni bir olayın başlangıcı olurlar. Üçüncüsü, kararlar genellikle gelecek için öngörülmüş bir Plan ve program niteliği taşırlar.

Her toplantıda, görevlendirilen kişiler vasıtası ile tutanak düzenlenmeli, ulaşılan sonuçların bir karar halinde ve herkesçe anlaşılan şekilde yazılıp imzalanması sağlanmalıdır. Bu husus karar sürecinin olmazsa olmazlarındandır.

Eğer ilgili mevzuatta belirlenmiş bir form yoksa, tanzim edilecek kararlarda şu hususların bulunmasına dikkat edilmelidir.

Metnin Başına; kurul ve komisyonun adı, karar tarihi ve karar sayısı yazılmalıdır.

Karar Metninde öncelikle; kurulun hangi mevzuat hükmü veya hangi talep üzerine, hangi tarih ve saatte nerede toplandığı, hangi konu veya gündemin görüşüleceği, toplantının kimin başkanlığında ve kimlerin katılımı ile yapıldığı belirtilmelidir.
 
Daha sonra hangi konu ve mevzuatın incelenerek, kimlerin açıklamaları dinlendikten veya hangi yerde keşif ve inceleme yapıldıktan sonra, niçin, neye veya nelere karar verildiği anlaşılır bir açıklıkla yazılmalıdır.

Son olarak kararda yer alan hususların hangi görevlilerce yerine getirileceği , Kararlardan birer örneğin hangi sebeple kime veya kimlere, (bilgi, başvurusuna cevaben, gereği için, onay için) verileceği veya nerelere gönderileceği, Kararın oy birliği veya oy çokluğu ile mi alındığı, Oy çokluğu ile alınması halinde karşı oyun ne olduğu açıklanmalıdır.

Metnin Altındaki İmza Bölümünde; Başkandan başlamak üzere belli bir sıraya göre katılanların ad ve soyadları ile görev ve unvanları yazılmalı, kurulda üye olmakla birlikte toplantıya katılmayan ancak vekili bulunan kişiler belirtilmelidir.  Böylece toplantı sonunda alınan kararlar katılanlara imzalattırılmalı, karara muhalif olan kat malikleri de bu aykırılıklarının sebebini şerh koyarak imzalamalı, en son da başkan imzalamalıdır.

Mevzuata göre Kurul kararları doğrudan karar defterine yazılabildiği gibi, bilgisayardan çıktı alıp yapıştırılmak suretiyle de muhafaza edilebilir. Ancak bu defter noter tarafından tasdik edilmiş olmalıdır.

Kararların Yazılması ve İmzalanması hususu yönetim planımızın 16.maddesinde [8] belirtilmiştir. “Blok Kat Malikleri Kurulunun kararları yönetici tarafından noter onaylı bir karar defterine yazılır ve toplantıya katılan kat maliklerince imzalanır. Karara aykırı oy verenler, aykırılığın sebebini belirterek defteri imza ederler.”

Gerek aykırılıklarının sebebini şerh koyarak belirten, gerekse karara muhalif olan diğer kat maliklerinin bu kararlar aleyhine anagayrimenkulün bulunduğu yerdeki sulh mahkemesine iptal davası açma hakları vardır.

Bu hak aykırı oy kullanan malikler için karar tarihinden başlayarak bir ay içinde kullanılabilir. Toplantıya katılmayanlar içinse kararı öğrenmelerinden itibaren bir ay, karar tarihinden başlayarak altı ay içinde iptal davası açabilirler. Kira akdi, oturma hakkı veya başka bir sebeple karardan zarar gören malikler de aynı şartlarda hâkim müdahalesi [9] isteyebilirler. Kararların yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayıldığı durumlarda süre koşulu yoktur.

Hakim, ilgilileri dinledikten sonra, 634 sayılı KMK’na ve bu kanuna dayalı olarak oluşturulmuş yönetim planına ve bunlarda bir hüküm yoksa, genel hükümlere ve hakkaniyet kaidelerine göre kararını verir. Ayrıca bunu tespit edeceği kısa bir süre içinde yerine getirilmek üzere ilgiliye tebliğ eder.




[1] Yöneticilerin Toplantı Yönetimi Becerileri Ve Çalışanların Kararlara Katılma Düzeyleri Arasındaki İlişkinin Değerlendirilmesi, Prof. Dr. Canan Çetin,  İstanbul Ticaret Odası Yayın No: 2008-14, İstanbul, 2008
[2] IV - Kararlar: Madde 32 – Anagayrimenkul kat malikleri kurulu tarafından, sözleşme, yönetim planı ve kanun hükümleri uyarınca verilecek kararlara göre yönetilir.
Bütün kat malikleriyle külli ve cüzi halefleri, yönetici ve denetçiler, kat malikleri kurulunun kararlarına uymakla yükümlüdürler.
Anagayrimenkulün kullanılmasından veya yönetiminden dolayı kat malikleri arasında veya bunlarla yönetici ve denetçiler arasında veya denetçilerle yöneticiler arasında çıkan anlaşmazlıklar, kat malikleri kurulunca çözülür ve karara bağlanır.
Kat malikleri kurulu kararları (1) den başlayıp sırayla giden sayfa numaraları taşıyan her sayfası noter mühüriyle tasdikli bir deftere yazılarak, toplantıda bulunan bütün kat maliklerince imzalanır; karara aykırı oy verenler bu aykırılığın sebebini belirterek imza koyarlar.
Bir husus hakkında ilerde çıkan anlaşmazlıklar, karar defterinde aynı hususa dair daha önce verilmiş bir karar varsa kaide olarak ona göre çözülür.
[3] PARK EYMİR TOPLU YAPI YÖNETİM PLANI, III. KISIM YÖNETİM ORGANLARI, 1. BÖLÜM Blok Yönetimi, A-BLOK KAT MALİKLERİ KURULU, Oluşması, Yetki Alanı ve Görevleri, Madde 11-
[4] PARK EYMİR TOPLU YAPI YÖNETİM PLANI, III. KISIM YÖNETİM ORGANLARI, 1. BÖLÜM Blok Yönetimi, A-BLOK KAT MALİKLERİ KURULU, Kararların Bağlayıcılığı, Madde 15
[5] PARK EYMİR TOPLU YAPI YÖNETİM PLANI, III. KISIM YÖNETİM ORGANLARI, 2. BÖLÜM, Ada Yönetimi, A- ADA TEMSİLCİLER KURULU, Kararların Bağlayıcılığı, Madde 26-
[6] PARK EYMİR TOPLU YAPI YÖNETİM PLANI, III. KISIM YÖNETİM ORGANLARI, 2. BÖLÜM, Ada Yönetimi, A- ADA TEMSİLCİLER KURULU, Oluşması, Yetki Alanı ve Görevleri, Madde 22- f, g)
[7] PARK EYMİR TOPLU YAPI YÖNETİM PLANI, III. KISIM YÖNETİM ORGANLARI, 3. BÖLÜM, Toplu Yapı Yönetimi, A- TOPLU YAPI TEMSİLCİLER KURULU, Kararların Bağlayıcılığı, Madde 36-
[8] PARK EYMİR TOPLU YAPI YÖNETİM PLANI, III. KISIM YÖNETİM ORGANLARI, 1. BÖLÜM Blok Yönetimi, A-BLOK KAT MALİKLERİ KURULU, Kararların Yazılması ve İmzalanması, Madde 16
[9] V - Hakimin müdahalesi: Madde 33 – (Değişik birinci fıkra: 14/11/2007-5711/17 md.) Kat malikleri kurulunca verilen kararlar aleyhine, kurul toplantısına katılan ancak 32 nci madde hükmü gereğince aykırı oy kullanan her kat maliki karar tarihinden başlayarak bir ay içinde, toplantıya katılmayan her kat maliki kararı öğrenmesinden başlayarak bir ay içinde ve her halde karar tarihinden başlayarak altı ay içinde anagayrimenkulün bulunduğu yerdeki sulh mahkemesine iptal davası açabilir; kat malikleri kurulu kararlarının yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayıldığı durumlarda süre koşulu aranmaz. Kat maliklerinden birinin yahut onun katından kira akdine, oturma hakkına veya başka bir sebebe dayanarak devamlı surette faydalanan kimsenin, borç ve yükümlerini yerine getirmemesi yüzünden zarar gören kat maliki veya kat malikleri, anagayrimenkulün bulunduğu yerin sulh mahkemesine başvurarak hâkimin müdahalesini isteyebilir.
Hakim, ilgilileri dinledikten sonra, bu kanuna ve yönetim planına ve bunlarda bir hüküm yoksa, genel hükümlere ve hakkaniyet kaidelerine göre derhal kararını verir ve bunun, tesbit edeceği kısa bir süre içinde yerine getirilmesi lüzumunu ilgiliye tefhim veya tebliğ eder. (Değişik üçüncü fıkra: 14/11/2007-5711/17 md.) Tespit edilen süre içinde hâkimin kararını yerine getirmeyenlere, aynı mahkemece, ikiyüz elli Türk Lirasından ikibin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. 25 inci madde hükmü saklıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder