Karar alma, kararların bağlayıcılığı ve hakim müdahalesi
Her
türlü yönetim biçiminde ortaya çıkan veya çıkması muhtemel sorunlar vardır.
Bunların çözümünde kullanılabilecek birden çok seçenek olması halinde
aralarından en uygun olanı seçme, yani karar verme işlemi de ortaya çıkmış olur.
Yönetim kavramı da bir bakıma; amaçlar doğrultusunda etkin kararlar alma ve bu
kararların yerine getirilmesi sürecidir aslında.
Karar,
bir sorun ya da durum karsısında, belirli bir amaç doğrultusunda düşünülebilen
çözüm yollarından birinin ya da eylemin seçilmesidir. [1] Bu
sebeple kararlar, diğer süreçlerin de ekseni haline gelirler. Çünkü diğer bütün
süreçler karar ile şekillenmiş, kararlar ağı tümünü birbiriyle bütünleştirmiştir.
Örneğin
yönetim süreçleri nitelikleri gereği, karar verme süreci ile yakından
ilişkilidirler. Tabiatıyla üst düzeylerde amaç ve politikalarla ilgili
kararlar; alt düzeylerde ise bunların uygulanışı ile ilgili kararlar alınır. Bu
yüzden karar verme, yöneticilerin en temel yetki kaynağı, görevini yerine
getirme aracı ve sorumluluk çerçevesi olarak bilinir.
Nitekim,
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre site yönetiminin ana nüvesi olan Anagayrimenkul
(Blok, Ada, Toplu Yapı) kat malikleri tarafından, yönetim planı ve kanun
hükümleri çerçevesinde alınan kurul kararlarıyla [2] yönetilir.
Bu
çerçevede halen yürürlükte olan Park Eymir Toplu Yapı Yönetim Planı da “Blok Kat Malikleri Kurulunun öncelikle
Yönetim Planının 6. maddesinde tanımlanan Blok Yapı yönetimini belirleyip yönlendirmek
ve denetlemekle görevli ve yetkili” [3] olduğunu
belirtmektedir.
Herkes
bu kararlara uymakla yükümlüdür. Kullanım ya da yönetim hususunda çıkan
anlaşmazlıklar da bu kurulca karara bağlanır.
Kararların
Bağlayıcılığı yönetim planımızın 15. Maddesinde de şöyle geçer: “Blok Kat Malikleri Kurulunun kararları,
toplantıya veya karara katılmamış olsalar dahi o bloktaki bütün kat maliklerini
bağlar. Kurulca verilen kararı uygun bulmayan kat malikinin, karar aleyhine
Sulh Mahkemesine başvurarak hakimin müdahalesini isteme hakkı saklıdır.“ [4]
Bu
konu 26. Maddede [5]“Ada Temsilciler Kurulunun kararları kendi
Ada'sı kapsamında bulunan bütün bağımsız bölüm sahiplerini (kat maliklerini), sakinlerini(kiracılarını)
irtifak hakkı sahiplerini bağımsız bölümü onlardan devralacak olanları bağlar”
şeklindedir.
Yönetim planımızın 22.maddesine göre “f) Blok Kat Malikleri Kurulu ve Blok
Yöneticileri, yerleşim planına göre münhasıran bloklarına tahsis edilmiş olan
ortak yer, yapı ve tesislerin idaresinde Ada Temsilciler Kurulunca alınmış ilke
kararlarına uymak zorundadır.” Diğer taraftan “g) Ada Temsilciler Kurulu da
Toplu Yapı Temsilciler Kurulunca alınmış ilke kararlarına uymak zorundadır.”
[6]
Kararların
Bağlayıcılığı Toplu Yapı Temsilciler Kurulunun kararları için de geçerlidir. “Toplu Yapı Temsilciler Kurulunun kararları,
Park Eymir Toplu Yapı kapsamında bulunan Ada Temsilcileri ve Yönetim
Kurullarını, Denetim Kurullarını, blok yönetimi ve denetçileri ile bütün
bağımsız bölüm maliklerini ve sakinlerini, irtifak hakkı sahiplerini ve
bağımsız bölümleri herhangi bir şekilde onlardan devralacak olanları bağlar.”
[7]
Bu
yüzden site yönetim organları dahil her türlü organizasyonun yapısına ve
geleceğine biçim veren kararlardan etkilenecek birey ya da gruplar, karar
süreçlerine ne kadar çok katılırlarsa, uygulama da o kadar etkin olacaktır. Ayrıca,
demokratik bir örgütte alınacak kararlardan etkilenebilecek kimselerin, bu
kararlarda söz sahibi olmaları en tabi haklarıdır.
Kararlara
katılma yoluyla insanlar, kendilerini etkileyen karar süreçlerinde etkin rol
oynayabilmektedirler. Katılımın temelinde, kişilerin kararlara katıldıkları
kararları daha çok benimseyecekleri ve destekleyecekleri beklentisi vardır. Ayrıca,
sorunun temelinde yatan gerçekleri daha iyi ve ayrıntılı olarak bilebileceklerinden,
kararın niteliği de artmış olur.
Katılımcı
bir kararın doğru ve etkili olabilmesi için doğal olarak bazı şartların yerine
getirilmesi gerekir. Öncelikle tartışmaya kararın etkilediği kişilerin tam
olarak katılması, tartışmanın gündem üzerinde yapılması ve toplantıyı idare
eden başkanın da bu tartışmada bireysel düşüncesini belirtmesi gerekir. Böylece
benimsenebilirliği yüksek bir karar sağlıklı bir tartışma sonucunda olgunlaşır.
Alınan
kararların etkin olabilmesi için sorunların çözümünde önerilen seçenekler hakkında
yeterli bilgi bulunmalı, onların uygulaması sırasında ortaya çıkabilecek yarar
ve zararlar iyi bilinmeli ve çözüme yönelik karar seçenekleri arasında
uygulamanın kolaylığı ve zorluğu bakımından belirgin ayrılıklar bulunmalıdır.
Büyük
bir karar verme durumu ile karşılaşıldığında kararın küçük kararlara bölünerek
alınmasında fayda vardır. Zaten uygulanamayan kararların da hiçbir değeri
olmaz. O bakımdan alınan karar zaman geçirmeden uygulamaya konmalıdır.
Karar
verme, yöneticinin temel görevlerinden birisi olup bir sorunun çözümüne ilişkin
farklı yollardan en uygun olanın seçilmesidir. Esasen sürekli değişen olaylar
karsısında karar verebilme zorunluluğu çağdaş insanın en temel sorunlarındandır.
Bu açıdan ister dernek, ister kurul vb. Başkan ya da yöneticisi, hem örgütün
önde gelen sorumlusu hem de karar veren, sorunlara çözüm arayıp çözen
kişisidir.
Genel
olarak bir karar verme işleminin çeşitli özellikleri vardır. Bu özelliklerden
ilki alınan kararların ortaya çıkan bir sorunu çözmeye yönelik olmasıdır.
İkincisi, bazı kararlar bir değerlendirmenin sonucu olarak ortaya çıkar, yeni
bir olayın başlangıcı olurlar. Üçüncüsü, kararlar genellikle gelecek için
öngörülmüş bir Plan ve program niteliği taşırlar.
Her
toplantıda, görevlendirilen kişiler vasıtası ile tutanak düzenlenmeli, ulaşılan
sonuçların bir karar halinde ve herkesçe anlaşılan şekilde yazılıp imzalanması
sağlanmalıdır. Bu husus karar sürecinin olmazsa olmazlarındandır.
Eğer
ilgili mevzuatta belirlenmiş bir form yoksa, tanzim edilecek kararlarda şu hususların
bulunmasına dikkat edilmelidir.
Metnin
Başına; kurul ve komisyonun adı, karar tarihi ve karar sayısı yazılmalıdır.
Karar
Metninde öncelikle; kurulun hangi mevzuat hükmü veya hangi talep üzerine, hangi
tarih ve saatte nerede toplandığı, hangi konu veya gündemin görüşüleceği,
toplantının kimin başkanlığında ve kimlerin katılımı ile yapıldığı belirtilmelidir.
Daha
sonra hangi konu ve mevzuatın incelenerek, kimlerin açıklamaları dinlendikten
veya hangi yerde keşif ve inceleme yapıldıktan sonra, niçin, neye veya nelere
karar verildiği anlaşılır bir açıklıkla yazılmalıdır.
Son
olarak kararda yer alan hususların hangi görevlilerce yerine getirileceği , Kararlardan
birer örneğin hangi sebeple kime veya kimlere, (bilgi, başvurusuna cevaben,
gereği için, onay için) verileceği veya nerelere gönderileceği, Kararın oy
birliği veya oy çokluğu ile mi alındığı, Oy çokluğu ile alınması halinde karşı
oyun ne olduğu açıklanmalıdır.
Metnin
Altındaki İmza Bölümünde; Başkandan başlamak üzere belli bir sıraya göre
katılanların ad ve soyadları ile görev ve unvanları yazılmalı, kurulda üye
olmakla birlikte toplantıya katılmayan ancak vekili bulunan kişiler belirtilmelidir.
Böylece toplantı sonunda alınan kararlar
katılanlara imzalattırılmalı, karara muhalif olan kat malikleri de bu
aykırılıklarının sebebini şerh koyarak imzalamalı, en son da başkan
imzalamalıdır.
Mevzuata
göre Kurul kararları doğrudan karar defterine yazılabildiği gibi, bilgisayardan
çıktı alıp yapıştırılmak suretiyle de muhafaza edilebilir. Ancak bu defter noter tarafından
tasdik edilmiş olmalıdır.
Kararların
Yazılması ve İmzalanması hususu yönetim planımızın 16.maddesinde [8] belirtilmiştir.
“Blok Kat Malikleri Kurulunun kararları
yönetici tarafından noter onaylı bir karar defterine yazılır ve toplantıya
katılan kat maliklerince imzalanır. Karara aykırı oy verenler, aykırılığın
sebebini belirterek defteri imza ederler.”
Gerek aykırılıklarının
sebebini şerh koyarak belirten, gerekse karara muhalif olan diğer kat maliklerinin
bu kararlar aleyhine anagayrimenkulün bulunduğu yerdeki sulh mahkemesine iptal
davası açma hakları vardır.
Bu hak aykırı oy
kullanan malikler için karar tarihinden başlayarak bir ay içinde
kullanılabilir. Toplantıya katılmayanlar içinse kararı öğrenmelerinden itibaren
bir ay, karar tarihinden başlayarak altı ay içinde iptal davası açabilirler. Kira
akdi, oturma hakkı veya başka bir sebeple karardan zarar gören malikler de aynı
şartlarda hâkim müdahalesi [9] isteyebilirler.
Kararların yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayıldığı durumlarda süre koşulu yoktur.
Hakim, ilgilileri
dinledikten sonra, 634 sayılı KMK’na ve bu kanuna dayalı olarak oluşturulmuş yönetim
planına ve bunlarda bir hüküm yoksa, genel hükümlere ve hakkaniyet kaidelerine
göre kararını verir. Ayrıca bunu tespit edeceği kısa bir süre içinde yerine
getirilmek üzere ilgiliye tebliğ eder.
[1] Yöneticilerin Toplantı Yönetimi Becerileri Ve
Çalışanların Kararlara Katılma Düzeyleri Arasındaki İlişkinin
Değerlendirilmesi, Prof. Dr. Canan Çetin,
İstanbul Ticaret Odası Yayın No: 2008-14, İstanbul, 2008
[2] IV - Kararlar: Madde 32 – Anagayrimenkul kat malikleri
kurulu tarafından, sözleşme, yönetim planı ve kanun hükümleri uyarınca
verilecek kararlara göre yönetilir.
Bütün kat malikleriyle
külli ve cüzi halefleri, yönetici ve denetçiler, kat malikleri kurulunun
kararlarına uymakla yükümlüdürler.
Anagayrimenkulün
kullanılmasından veya yönetiminden dolayı kat malikleri arasında veya bunlarla
yönetici ve denetçiler arasında veya denetçilerle yöneticiler arasında çıkan
anlaşmazlıklar, kat malikleri kurulunca çözülür ve karara bağlanır.
Kat malikleri kurulu
kararları (1) den başlayıp sırayla giden sayfa numaraları taşıyan her sayfası
noter mühüriyle tasdikli bir deftere yazılarak, toplantıda bulunan bütün kat
maliklerince imzalanır; karara aykırı oy verenler bu aykırılığın sebebini
belirterek imza koyarlar.
Bir husus hakkında ilerde
çıkan anlaşmazlıklar, karar defterinde aynı hususa dair daha önce verilmiş bir
karar varsa kaide olarak ona göre çözülür.
[3] PARK EYMİR TOPLU YAPI YÖNETİM PLANI, III. KISIM
YÖNETİM ORGANLARI, 1. BÖLÜM Blok Yönetimi, A-BLOK KAT MALİKLERİ KURULU,
Oluşması, Yetki Alanı ve Görevleri, Madde 11-
[4] PARK EYMİR TOPLU YAPI YÖNETİM PLANI, III. KISIM
YÖNETİM ORGANLARI, 1. BÖLÜM Blok Yönetimi, A-BLOK KAT MALİKLERİ KURULU,
Kararların Bağlayıcılığı, Madde 15
[5] PARK EYMİR TOPLU YAPI YÖNETİM PLANI, III. KISIM
YÖNETİM ORGANLARI, 2. BÖLÜM, Ada Yönetimi, A- ADA TEMSİLCİLER KURULU,
Kararların Bağlayıcılığı, Madde 26-
[6] PARK EYMİR TOPLU YAPI YÖNETİM PLANI, III. KISIM
YÖNETİM ORGANLARI, 2. BÖLÜM, Ada Yönetimi, A- ADA TEMSİLCİLER KURULU, Oluşması,
Yetki Alanı ve Görevleri, Madde 22- f, g)
[7] PARK EYMİR TOPLU YAPI YÖNETİM PLANI, III. KISIM
YÖNETİM ORGANLARI, 3. BÖLÜM, Toplu Yapı Yönetimi, A- TOPLU YAPI TEMSİLCİLER
KURULU, Kararların Bağlayıcılığı, Madde 36-
[8] PARK EYMİR TOPLU YAPI YÖNETİM PLANI, III. KISIM
YÖNETİM ORGANLARI, 1. BÖLÜM Blok Yönetimi, A-BLOK KAT MALİKLERİ KURULU,
Kararların Yazılması ve İmzalanması, Madde 16
[9] V - Hakimin müdahalesi: Madde 33 – (Değişik birinci
fıkra: 14/11/2007-5711/17 md.) Kat malikleri kurulunca verilen kararlar
aleyhine, kurul toplantısına katılan ancak 32 nci madde hükmü gereğince aykırı
oy kullanan her kat maliki karar tarihinden başlayarak bir ay içinde,
toplantıya katılmayan her kat maliki kararı öğrenmesinden başlayarak bir ay
içinde ve her halde karar tarihinden başlayarak altı ay içinde anagayrimenkulün
bulunduğu yerdeki sulh mahkemesine iptal davası açabilir; kat malikleri kurulu
kararlarının yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayıldığı durumlarda süre koşulu
aranmaz. Kat maliklerinden birinin yahut onun katından kira akdine, oturma
hakkına veya başka bir sebebe dayanarak devamlı surette faydalanan kimsenin,
borç ve yükümlerini yerine getirmemesi yüzünden zarar gören kat maliki veya kat
malikleri, anagayrimenkulün bulunduğu yerin sulh mahkemesine başvurarak hâkimin
müdahalesini isteyebilir.
Hakim, ilgilileri
dinledikten sonra, bu kanuna ve yönetim planına ve bunlarda bir hüküm yoksa,
genel hükümlere ve hakkaniyet kaidelerine göre derhal kararını verir ve bunun,
tesbit edeceği kısa bir süre içinde yerine getirilmesi lüzumunu ilgiliye tefhim
veya tebliğ eder. (Değişik üçüncü fıkra: 14/11/2007-5711/17 md.) Tespit edilen
süre içinde hâkimin kararını yerine getirmeyenlere, aynı mahkemece, ikiyüz elli
Türk Lirasından ikibin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. 25 inci
madde hükmü saklıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder