Bayramınız kutlu olsun
Kutlu bir durağa daha geldik. Hicri takvime göre onuncu ay olan
Şevval ayının ilk günlerindeyiz. Bugün 1 Şevval, yani 30 Mart Pazar. İki büyük
dini bayramımızdan biri olan Ramazan bayramı.
Oruç ayı Ramazan bitti. Şimdi mükafat ve bayram yapma zamanı.
Gelişiyle âlemi rahmet bereketiyle buluşturan, kadir gecesiyle
arınmamıza vesile olan bir gufran ve mağfiret ayını daha geride bıraktık.
Yenisine ulaşabilir miyiz: kimse bilemez, bilmiyoruz. Rabbim ağız tadıyla daha
nice ramazanlar yaşamayı nasip etsin diyelim.
Oruç ayı, sabır günleri, zekât, fitre ve sadaka mevsimi bitti.
İnananlar ayların sultanını ‘elveda’ diyerek uğurladılar ama bir sevinç
bayramıyla da ödüllendiriliyorlar. Kalbimiz ramazan ayında kaldı ama, aklımız
ve bedenimiz bugünde, bayramda neşe buluyor. Rabbimize hamdolsun.
Şehr-i siyam, şehr-i Kur’an ne hoştu /
Geldi de müminler ma’bede koştu / Kullar teravihle, oruçla coştu / Şimdi bayram
geldi, mübarek olsun. (Ramazan Bayramı/İbrahim günaydın)
Ramazan ve Kurban Bayramı olmak üzere iki büyük dini bayramımız var.
Bayramlar bütün toplumlarda sevinç, mutluluk ve ortak kutlama günleri. Ama
özellikle İslam dünyasında, inananlar için birbirlerini ziyaret, barışma ve
dostlukların pekişmesine vesile. Ayrıca, kabristan ziyaretleri, fakirlerin
yüzünün güldürülmesi ve çocukların sevindirilmesi için en uygun ortamlar.
Birbirlerine ikram edilen, hediyeleşilen ve kimsesizlerin unutulmadığı; kısaca
kardeşliğin canlı olarak yaşandığı sevinç günleri.
Ramazan Bayramı, Hicret'in ikinci yılından sonra bizzat peygamber
efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) zamanında kutlanmaya başlamış. Köken olarak "Fıtr"
kavramına dayanıyor. Zira arapçada Iyd-ül
Fıtr oruç açma bayramı anlamına geliyormuş. Bu anlam ramazan ayı boyunca
tutulan orucun sona ermesi manasında. Ama bu bayrama, fitre (fıtır sadakası)
verilmesinden dolayı da "Fıtr
bayramı" denildiğini de biliyoruz.
Ben bu bayrama hiç şeker bayramı demedim, içimden gelmedi. Ama
“şeker” lafının “şükür” den geldiğini de doğrusu bilmiyordum. Meğer Şeker
Bayramı "Iyd-ı Fıtır" isminden Türkçeleştirilmiş. "Iyd"
bayram, “fıtr” ise fitre olarak bilinen şükür sadakası olduğu için işte bu
şükür kelimesi nasıl olduysa şekere dönüşüvermiş.
Her ne ise. İşin esasına bakalım. Ramazan bayramı, bir aylık
oruçtan sonra her türlü helâl nimetin yenilip içilerek mükafatlandırıldığımız
bir finiş noktası gibi. Ramazanla yaşadığımız manevi değişimin, rahmetle
kuşatılmanın, mağfiretle arınmanın, cehennemden kurtuluş müjdesinin bayramı.
Adeta bir zafer kutlaması gibi. Zira nefsî mücadelede muzaffer olundu ve manevi
kalemize mü’min sancağı dikilmiş oldu elhamdülillah.
Diğer yandan Ramazan bayramı bize yeni fırsat kapılarının da
açıldığı günler. Mesela, anne baba duası almanın fırsatı gibi. Yazık o kişiye
ki bu günlerde onların gönlünü almaz. Hele ki sılayı rahim yapmak, akrabayı
hatırlamak ve dostlukları tazelemek için bayramlardan daha iyi fırsat bulunmaz,
öyle değil mi ?
Ayrıca bu bayram, kimsesizlere kimse, çaresizlere çare, gariplere
hemhal, mazlumlara yoldaş, yalnızlara arkadaş olmanın da fırsatı.
• Bu bayram, aynı zamanda topluluk halinde Rabbimize verdiğimiz misakımızı hatırlayarak zaaflarımıza karşı durmanın; yani imsakın bayramı.
• Bu bayram, imsak ile dizginlenen nefislerimize karşılık, mükafat iftarının; yani ikramın bayramı.
• Bu bayram, yokluğu, açlığı ve susuzluğu hissederek, başkasıyla paylaşmanın, yardımlaşmanın, dayanışmanın, karşılıksız vermenin; yani infakın bayramı.
• Bu bayram, nefislerimizin arınması gibi mallarımızı da arındırmanın; yani zekâtın bayramı.
• Bu bayram, hayat ve bedenlerimizin şükrünün; yani fitrenin de bayramı.
Bu bayrama nice sahur ve iftardan sonra eriştik. Onca gün hem
ağzımızla hem dilimizle oruç tuttuk. Açlığa, susuzluğa razı olduk. Elimize
belimize sahip çıkıp sabırla sınandık.
Bir bakıma bizi kendimize yabancılaştıran her türlü eğriliğe direndik.
Ama sonunda fıtratımıza döndük.
Beden ve ruh sağlığımız için şükretmenin ifadesi fitrelerimizi,
durumu iyi olanlar da mallarının manevi sigortası zekatlarını bayramdan önce
verdiler. Böylece fakir fukara, garip guraba da bayrama hazırlanabildiler. Ve
işte nihayet, hep birlikte selamet ve esenlik sabahına erdik.
Bu bayram sabahı camilerde vacip olan fıtr bayram namazını kıldık
elhamdülillah. Cami çıkışı birbirimizin bayramını kutladık, mesajlaştık, bayram
boyu da tebrikleşmeye devam edeceğiz. Bakımlı, temiz ve yeni kıyafetlerimizle
eş, dost, akraba ziyaretlerine çıkacağız. Oralarda eminim bol bol, tatlı ve
şekerleme ikram edilecek. Özellikle de baklava. Gözümüze bakıp “nasıl olmuş ?”
diyecekler. Ölçüyü kaçırmadan herkesin gönlünü yapmak lazım.
Hele de çocuklar. Bayram onlar için çok daha renkli ve eğlenceli.
Çünkü genellikle bayram öncesi bütün çocuklara yeni kıyafet alınması
adettendir. Ayrıca el öpen çocuklara hediye veya harçlık vermek gerekir.
Bizim zamanımızda gruplar halinde kapı kapı dolaşarak şeker
toplardık. Arada mendil filan da verilirdi, şimdi ne o mendiller kaldı ne de o
adet. Ceplerinizde boy boy bozuk para bulundurun, lazım olacak. Çünkü bugün
bayram.
Bu bayramın öncelikle milletimize, İslam alemine ve de insanlığa
hayırlar getirmesini Yüce Allah'tan diliyoruz. İnşallah ülkemizin dirliği
esenliği, huzur, barış ve saadetine vesile olur. Mutlu, umutlu, sevgi ve huzur
dolu nice bayramlara inşallah.
Bugün bayram. İnşallah bütün dünya için huzura, savaşlar ve acılar
içindeki mazlumların kurtuluşuna, yoksulluk, açlık ve susuzluğun yok olmasına,
insanlığın selametine, nefret, kin, düşmanlık, bencillik, ayrımcılık, zulüm ve
kan dökülmesinin son bulmasına vesile olsun.
Özellikle İslam coğrafyası sevgi, merhamet, adalet, barış ve
hoşgörüyle yeniden hayat bulsun. Filistin’de, Gazze’de, Suriye’de, Irak’ta, Afganistan'da,
Yemen’de, Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Myanmar’da akan kan ve gözyaşı dursun.
Bu günler hep birlikte, sevinç içinde kutlansın !..
Bayramlarımız mutlu olsun!..Gelin ! Bu bayram önce onlara bir dua
edelim. Elimizden sadece bu geliyor çünkü. Bayram bize de onlara da bayram
olsun !
Her şeye karşın hayat devam ediyor, bugün bayram. O halde dönüp
hayat arkadaşımız, eşlerimizin gönlünü alalım. Bedenlerimizin sağlığı,
ailemizin huzuru ve bereketi için şükredelim. Evlerimizin neşesi çocuklarımızı
ve torunlarımızı bayram coşkusuyla kucaklayalım.
Çıkıp yalnız başlarına, pencerelerde yol gözleyen yaşlıları, hasta yataklarında şifa bekleyenleri ziyaret edelim. Dargınları barıştıralım. Yetimleri öksüzleri sevindirelim. Tabi ki ülkemizin, sonra da dünyanın dört bir yanındaki muhtaç, mazlum ve çaresiz insanlara el uzatalım.
Bayram bize de onlara da bayram olsun !
Bu bayram inşallah; ülkemizin daim dirliği, esenliği, huzur, barış
ve saadetine de vesile olur. Oruçlarınız kabul, ibadetiniz makbul, bayramınız
bayram, gününüz mübarek olsun. Milletçe daha nice bayramlara huzurla ve
sevinçle erişmek dileğiyle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder