1
Haziran 2023 Perşembe
Sevgili torunlarım,
Nisan
derken işte Mayıs ayı geldi geçti bile. Bugün hem Haziranın hem de yazın ilk
günü. Bir süredir hemen hemen her gün eskilerin kırk ikindi dediği bahar yağmurları var. Selim'in diliyle
"ya-yağıyor!" Allah şükür bahar oldukça bereketli geçti. Yer yer bazı
bölgelerde sel baskınları yaşansa da genelde bu mevsimde gelen yağmurlar çok yönden faydalı. Her
yer yemyeşil. Çiftçilerin yüzü güldü bu yıl rekolte inşallah yüksek olacak gibi. Büyük şehirler için de barajlarda
kuraklık tehlikesi kalmadı denilebilir.
Mayıs ayının en önemli gündemi elbette ki Cumhurbaşkanlığı seçimiydi. Bu seçim elbette pek çok yönden önemli ve kritikti. Siz torunlarım için en önemli yönü ise Cumhuriyetimizin 100.ncü yılında, aynı zamanda Türkiye'nin ikinci yüzyılının eşiğinde yapılmış bir seçim olmasıydı. Biz ömrümüzün sonbaharını yaşıyoruz, sizlerse daha tazecik nevbahar tomurcuklarısınız.
Bugünden başlayarak gerçekleşecek her şey sizin hayatınızı birinci elden etkileyecek. Neticede bizler Cumhuriyet çocuklarıyız, öyle denildi, öyle yaşadık. Size gelince Allah sağlıklı ömür versin Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını yaşayacaksınız. İnşallah ülkemiz ve milletimizle birlikte mutlu, müreffeh, mesut ve bahtiyar olursunuz.
14 Mayısta aynı zamanda TBMM'nin 28.nci dönem yeni Milletvekilleri de seçilmiş oldu. Cumhurbaşkanı seçimi 28 Mayısta yapılan 2.nci tur seçimleriyle netleşti. Kampanya süreci bir yıl öncesinden bu yana zaten çok stresliydi. İki hafta içinde nefes nefese iki yarış izledik. İttifaklar bir ay gibi kısa bir süre içinde karşılıklı olarak bir taraftan kendilerini tahkim etmeye çalışırken bir taraftan da yoğun kampanyalar yürüttüler.
Bereket
6 şubat
depreminin sıcak gölgesi altında her iki taraf ta aşırılıklardan kaçındı. Caddeler
sokaklar afiş, bayrak çöplüğü olmadı. Kulaklarımızı sağır eden seçim şarkıları ve gürültülü konvoylar
yoktu. Sınırlı sayıda ama her gün şehir meydanları yapılan
mitinglerle doldu taştı. Gazeteler, tv'ler, internet, sosyal medya bol bol siyasi haber
ve yorumlarla doluydu. Böyle bir ortamda kirlilik yok muydu? Elbette ki vardı.
Özellikle sosyal medyada dezenformasyon örnekleri ve yanıltıcı paylaşımlar çoktu. Yalan ve iftira
doluydular.
Bazı
siyasilere kasıtlı hakaret ve sanal linç kampanyaları yürütüldü. Ama çok şükür ki hem kampanya süresince,
hem de seçim günlerinde demokrasiyi zehirleyecek, sandığa gölge düşürecek büyük olaylar, planlı
provakasyonlar yaşanmadı. Sonuçta milletçe yine olgun bir demokrasi örneği vererek, övgüye değer bir feraset ve basiret göstererek
bir seçimi daha geride bıraktık. Hem içeriği, hem sonuçları itibariyle
dünyada gıpta ile izlenen, birçok
ülkenin imrendiği bir başarıya imza attık. %87 gibi yüksek bir katılımla gerçekleşen bu seçim başka ülkelere kıyasla bir kere daha göğsümüzü kabarttı.
14
Mayıs Milletvekili seçimleri Cumhur ittifakının % 49,47(323 Mv)
Millet ittifakının ise %35,02 (212 Mv.) kazanmasıyla sonuçlandı. Bu sonuçlara
göre Cumhur ittifakını oluşturan Ak Parti %35,62 (268 Mv.), MHP %10,07 (50
Mv.), YRP % 2,80 (5 Mv.), BBP %0,97 (0 Mv.) ile ipi önde göğüslemiş oldu. Millet ittifakı ise CHP
%25,35 (169 Mv.), İP %9,69 (43 Mv.), YSP % 8,82 (61 Mv.) ile Cumhur ittifakının gerisinde kaldı.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise 14 Mayısta RTE
%49,52 oy oranıyla birinci oldu ama %50'yi aşamadığından seçim ikinci tura kalmıştı. KK ise ilk seçimde %44,88 oy
alarak ikinci tura kalan diğer aday olmuştu.
28
Mayısta yine erken saatlerde gittik sandığa ve Allahın izniyle oyumuzu
kullandık. Besmele ile oyumuzu atarken sonuçların ülkemiz, milletimiz ve
ailemiz için hayırlı olsun dileğinde bulunmuştuk. İşte nihayet seçimlerde son söz
millet tarafından sandıkta söylenecekti. Ama "la galibe illallah"
ilahi ölçüsünde ifade edildiği gibi Allahın dediği olacaktı ve galip olan ancak
oydu.
Nitekim
28 Mayısta RTE bu defa %52,18 oy oranıyla %50 barajının üstünde ve rakibine
%4,5 oya fark atarak 13.ncü Cumhurbaşkanı olarak yeniden seçilmiş oldu. Diğer aday olan KK ise bu kez de
%47,82 oy alarak geride kaldı ve seçimi kaybetti. Şu anda hem seçim kazananlar, hem
kaybedenler sonuçları kendileri açısından değerlendirmeye çalışıyorlar. Ancak bir taraftan da
ülke yepyeni gündemlere yelken açmış vaziyette. Milletvekilleri için yarın TBMM'de yemin töreni olacak. Ardından Cumhurbaşkanı da yemin edecek ve hemen
ardından yeni kabinesini açıklayacak. Böylece Türkiye için "İkinci yeni yüzyıl" resmen
başlamış olacak.
Bana
göre bu seçim sürecinin en ilginç yanlarından biri, hükümetin bir süredir devam
eden ama sergilenmesi son bir aya sığdırılan iş, eser ve müjdeleriydi. Bunlar o
kadar peş peşe geldi ki gerçekten inanan inanmayan herkes şaşırıp kaldı.
Ruslarla
yapılan anlaşma kapsamında 4800 MW toplam kurulu güce sahip VVER 1200 tipi 4
reaktör Mersin Akkuyu Nükleer santrali kurulumu devam ediyor. 27 Nisan günü yapılan
Nükleer Yakıt Teslim Töreni ile Akkuyu NGS artık bir nükleer tesis statüsüne
kavuştu. İlk reaktördeki elektriğin 2024'te üretilmesi bekleniyor.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali, tek başına ülkemizin elektrik ihtiyacının
yüzde 10’unu karşılayacak.
Deprem
bölgesinde 319 bini bir yıl içinde olmak üzere 650 bin yeni konut inşa ederek deprem şehirlerimizin tamamı ayağa kaldırılacak. Bu yıl teslim
edilecek 319 bin deprem konutunun inşaatı başladı bile. Bu arada ayrıca 1.5 milyon konutluk
yeniden dönüşüm süreci de devam ediyor.
Yerli
elektrikli otomobil markası Togg, ürettiği ilk otomobilini düzenlenen
teslim töreni ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teslim etti. Erdoğan, "Bugün milletimizin 60
yıllık hayalinin gerçeğe dönüşmesine tanıklık ediyoruz. 2019 yılında ilk siparişi biz vermiştik. Bugün de ilk akıllı cihazı
biz teslim alıyoruz" dedi. Bu arada ön sipariş sürecine katılan 177 bin 467 kişiden 20 bin kişi noter huzurunda yapılan
dijital çekilişle Türkiye'nin Otomobilini almaya hak kazandı.
Karadeniz'de
çıkarılıp Filyos'ta karaya bağlanan doğalgaz nihayet evlerimize de
ücretsiz kullanım olarak yansıdı. 24 Nisan - 31 Mayıs arasında, doğalgaz faturası ödemeyeceğiz gibi bir yıl süreyle de 25m3'e
kadar sıcak su ve mutfak doğalgazını ücretsiz olarak kullanacağız. Karadeniz'de çalışmalar devam ediyor. Yeni
müjdeler peşpeşe gelebilir.
Çünkü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ordu ve Rize’de birisinde petrol, birisinde doğal gaz konusu var. Rezervi iyi yakalamamız halinde çok daha farklı bir potansiyele ulaşmış olacağız. Sakarya’da da rezervimiz daha da artabilir" dedi.
Bir
güzel haber de petrol konusunda geldi. Şırnak Gabar’da günlük 100 bin
varil üretim kapasiteli petrol keşfi heyecan yarattı. Bu haberin
ardından, TPAO, Cudi-Gabar bölgesinden yeni keşiflerin gelebileceği de duyuruldu.
Savunma
sanayinde de dev adımlar atılıyor. Çok maksatlı amfibi hücum gemisi TCG
Anadolu’nun Türk Deniz Kuvvetleri’ne resmi olarak teslimi gerçekleştirildi. Ordumuzun amiral gemisi olacak bu muhteşem gemiyi gittiği her limanda binlerce vatandaşımız ziyaret etti.
Türk
Havacılık ve Uzay Sanayii’nin (TUSAŞ) Ankara’nın Kahramankazan
ilçesinde bulunan tesisinde düzenlenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı “İstikbalin Yüzyılı Tanıtım
Programı”nda Milli Muharip Uçak (KAAN), Havadan
havaya füze atabilme kabiliyetine sahip insansız savaş uçağı Bayraktar Kızılelma, ilk jet
motorlu askeri uçağı HÜRJET, kendi kategorisinde dünyanın en iyi operatif sistemi olması
hedeflenen insansız Savaş Uçağı ANKA-3, Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri ATAK-2 ve ÖZGÜR Projesi kapsamında
modernize edilen F-16 Özgür olmak üzere çeşitli havacılık ürünleri basına
tanıtıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ismini "KAAN"
olarak açıkladığı Türkiye'nin 5. Nesil savaş uçağı Milli muharip uçağımızın gövdesine imzasını atıp
kokpitine bindi. KAAN ile Türkiye; ABD, Rusya, Çin, Japonya ve Hindistan’dan
sonra 5.nesil savaş uçağı geliştiren ülkelerden birisi haline geldi.
ATAK-2
Projesi kapsamında geliştirilen T929 Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri ilk kez motor çalıştırdı. Türkiye’nin ilk jet
motorlu askeri uçağı HÜRJET, ilk uçuşunu başarıyla tamamladı. Kızılelma ve
Akıncı dünya havacılık tarihinde bir ilke imza atarak yakın kol uçuşunda otonom bir şekilde uçtu. İki adet Altay ana muharebe tankı
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teslim edildi. Yine Türk Havacılık Tarihi’nde bir ilk
yaşandı ve
GÖKBEY Helikopteri milli motor TS1400 ile havalandı.
Yine mayıs ayına denk düşen muhteşem eserlerden biri de Zigana
Tüneli'nin hizmete açılmasıydı. Bu büyük eser Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'ndeki Kuzey Anadolu Dağları'nda bir kara yolu
tüneli. Gümüşhane ve Trabzon illerinden geçiyor. Güneyde Torul ile kuzeyde
Maçka arasındaki yolun bir parçası.
14.476 m (47.493 ft) uzunluğuyla ülkenin en uzun kara yolu tünelidir.
Yapımına Nisan 2016'da başlanan tünel, 3 Mayıs 2023'te hizmete girdi. 2.032 m (6.667 ft) yüksekliğindeki Zigana Geçidi'ni ve 1988'de tamamlanan Zigana Tüneli'ni devre dışı bırakan tünel, yolu yaklaşık 8 km (5,0 mi) ve yolculuk süresini 20 dakika kısalttı.
Bu dönemde gerçekleşen bir diğer önemli olay da Türkiye’nin metre altı çözünürlüğe sahip yerli ve milli ilk gözlem uydusu İMECE'nin uzaya gönderilmesiydi. Coğrafi kısıt olmaksızın dünyanın her yerinden görüntü çekebilecek İMECE uydusu, hedef tespit ve teşhis, doğal afet, haritalama, tarımsal uygulamalar gibi birçok alanda Türkiye’ye hizmet verecek.
Bu eserler daha önceki Çanakkale köprüsü, Marmaray ve Avrasya tüp geçitleri, Çamlıca ve Barbaros camileri, otoyollar ve yüksek hızlı tren hatları gibi pek çok büyük hizmetlerle birlikte Türkiye Yüzyılının temellerini oluşturuyorlar. Yani inşallah sizin yeni ve güzel hayatınızın başlangıcını.
9 Haziran 2023 Cuma
Sevgili torunlarım,
Nisan ayının 16'sında Ece 5 yaşına girmişti. Biz, anneannesi, teyzesi, kuzenleri, bir süre de olsa bakıcılığını yapan Hacer hanım, kızı ve Merve ile birlikte CEPA iş merkezinde doğum gününü kutladık. Yavrum o kadar mutluydu ki bizi bile görmedi gözleri. Hiç yerinde durmadı, zıpladı oynadı durdu kuzenleriyle. Bir ay içinde de İlkokula yazdırdı anne babası. Canım kızım Eylülde annesinin görev yaptığı Lösante hastanesinin okuluna başlayacak.
İkizler 13 gün sonra 2 yaşına girecekler. Selim ve İnci büyüdüler. Daha fazla kelime çıkıyor ağızlarından. Hele inci 2-3 kelimelik cümleler bile kurabiliyor. Sevimlilik ve zeka konusunda birbirleriyle yarışıyorlar adeta. Biri benim "efelerin efesi" oğlum, öbürü "tini mini hanım" kızım. Biz yokken "dedde! nenne!", biz varken "anneee! babaa!" çağıran kuzucuklarımız.
Selim Aydın Nazilli yöresine ait "Şu Dalma'dan Geçtin Mi (Yörük Ali)" türküsünü çok seviyor. "Efelerin efesi" diye sevince de hemen telefonumdan o oyun havasını açmamı istiyor. Türkü başlayınca da aynı bir zeybek gibi kollarını açıp, arada da ayağını yere vurarak oynuyor.
Şu Dalma'dan geçtin mi / Soğuk sular içtin mi / Efelerin içinde / Yörük Ali'yi seçtin mi / Hey gidinin efesi / Efesi efelerin efesi
Şu Dalma'nın çeşmesi / Ne hoş olur içmesi / Yörük de Ali'yi sorarsan / Efelerin seçmesi / Hey gidinin efesi / Efesi efelerin efesi
Cepkeninin kolları / Parıldıyor pulları / Yörük de Ali geliyor / Açıl Aydın yolları / Hey gidinin efesi / Efesi efelerin efesi
Muzaffer Sarısözen tarafından derlenmiş bu hava adeta onunla özdeşleşti. Kreşte de öğrenmişler, bayılmışlar efe gibi oynamasına. Videosunu da çekmişler. "Tini min hanım" kızım İnci ise Tin Tin Tini Mini Hanım türküsünün abonesi. Onu da böyle seviyorum hoşuna gidiyor. Selim kadar olmasa da telefonumdan dinlemeyi ve tempo tutup eşlik etmeyi seviyor.
Şeftali ağaçları
/ Şeftali ağaçları
/ Türlü çiçek başları / Türlü çiçek başları
Yaktı yandırdı beni / Yaktı
yandırdı beni / Yarin hilal kaşları
/ Yarin hilal kaşları
Tin tin tini mini hanım / Tin tin
tini mini hanım / Seni seviyor canım / Seni
seviyor canım
Tin tin tini mini hanım / Tin tin
tini mini hanım / Seni seviyor canım / Seni seviyor canım
Bahçelerde idrişah / Bahçelerde idrişah / Boyu uzun kendi şah / Boyu uzun kendi şah
İki gönül bir olsa / İki gönül bir olsa / Ayıramaz padişah / Ayıramaz padişah
Tin tin tini mini hanım / Tin tin
tini mini hanım / Seni seviyor canım / Seni seviyor canım
Tin tin tini mini hanım / Tin tin
tini mini hanım / Seni seviyor canım / Seni seviyor canım
Bahçelerde kereviz / Bahçelerde
kereviz / Biz kereviz yemeyiz / Biz kereviz yemeyiz
Bize Sinoplu derler / Bize Sinoplu
derler / Biz güzeli severiz / Biz güzeli severiz
Tin tin tini mini hanım / Tin tin
tini mini hanım / Seni seviyor canım / Seni seviyor canım
Tin tin tini mini hanım / Tin tin
tini mini hanım / Seni seviyor canım / Seni seviyor canım
Mayıs ayında onlar için önemli bir olay yaşandı. Uzun süredir gündemde olan ancak bir türlü göze alamadıkları ev değiştirmeyi başarabildiler. Taşınma zaten tabiatı itibariyle zor bir süreçtir ama onlar için çok daha çetrefil bir meseleydi. En başta vakit sorunları vardı ve daha pek çok güçlük. Bu yüzden verdikleri karar oldukça radikal geldi bana. Çünkü evlerini satıp, yüksek kiralı bahçeli bir eve taşınmaya karar vermiştiler. Amaçları da sadece sadece çocuklarının apartman dairesinde değil de bahçeli bir evde büyümesini sağlamaktı. Elbette onlara saygı duydum ama endişelenmedim de değil.
Doğal olarak bu sıkıntılı süreçte biz de onlara yapabildiğimiz kadarıyla destek olduk. Evimizi açtık, iki hafta süreyle beraber yaşadık. Evimizi onlara göre düzenledik. Onlarla birlikte nenne de ben de yoğun bir mesai verdik. Temizliğin, tesisatın elden geçirilmesinde ve bahçe işlerinin yapılmasında yardımcı olduk. Sonuçta 19 Mayıstan sonraki salı günü biz de onlarla birlikte yeni evlerindeydik.
Nisan Mayıs ayı benim için ilave bir yoğunlukla geçti. O da şundan; hem apartmanımızın hem de Adamızın denetçisiyim. Bu yüzden hesaplarını çıkarıp denetim raporumu yazmak için ilave bir çaba sarf etmem gerekti. Çok şükür ki tamamlayabildim. Böylece ucu ucuna 19 Mayısta apartman toplantımızı yapabildik. 12 Haziranda da Ada Temsilciler Kurulumuz toplanacak. Orada da hem denetici hem de Kurul başkanı olarak bulunacağım.
Seçimlerden hemen sonra İstanbul'a gitmemiz gerekiyordu. Kız kardeşim Safiye 2.nci beyin ameliyatını olmuş, oğlumuz da evliliğe giden son düzlükte evini göstermek ve dini nikah için bizi bekliyordu. O nedenle 1 Haziran gecesi YHT ile İstanbul'a geçmiştik. Çok şükür kardeşimin ameliyatı başarılı geçmiş, yoğun bakımdan çabucak çıkmıştı. Elbette bazı sorunlar yaşanıyordu ama böyle ciddi bir ameliyattan sonra olabileceklerin en hafifiydiler. Onu diğer kardeşimin Sancaktepe'deki evinde ziyaret ettik. hamdolsun daha iyiydi.
Cuma günü Esra'ların evine çaya misafir olduk. Güzel bir görüşme oldu. Ancak Oğuzhan'ın dini nikahı yapılamadı. Nikah kurban bayramının son gününe, muhtemelen 1 Temmuza kaldı. Bayramda Eliflerde olacağız inşallah. Oradan önce dini nikaha, sonra da düğüne gidip Allahın izniyle Temmuzun 9'unda yeniden Ankara'ya döneceğiz. Şimdi Susurluk'tayız. Bir haftalığına geldik. salı çarşamba günü bahçe işleriyle uğraştık. Bahçenin otları temizlendi, bellendi, tel çit çekildi, asmalara kükürt serpildi, depoya su dolduruldu. Böylece iki sene sonunda bahçemiz bayağı hale yola gelmiş oldu.
İbrahim damla sulama sistemini tamamlayacak, abla da domates biber vs. ekecek. Bu sene ağustosta geldiğimizde inşallah bir şeyler görebileceğiz. Yarın Günaydın köyüme gitmeyi düşünüyoruz. Orada yıllık toplanma gerçekleşecek, gelecek yıllar için bir karar almaya çalışacağız. Bu arada dışarda yaşayan insanlar ve gençler birbirleriyle tanışacak. Ayrıca da bir düğün var, ona da katılmış oluruz.
Allahın izniyle Pazar günü Mavi trenle Balıkesir'den Ankara'ya döneceğiz. 10 gün sora ayın 23'ünde ikizlerin doğum günleri var. 3-4 gün sonra da Bayram için Gerede'ye gitme planımız. Bayramda diğer torunlarımız Nazlı ve Yağız'la orada buluşacağız. Nazlı Muğla'ya pastacı olarak çalışmaya gitmişti. Ergen oğlum Yağız ise mayıs ayında iki haftayı ayak bileği kırık alçıda geçirdi. Şimdi de kafasını kazıtmış(!). Allah encamını hayretsin. Bu günleri de geçecek elbet. Ya sabır!
Bu sene cumhuriyetimizin 100.ncü yılı. Bir asrı geride bıraktık, şimdi yeni bir yüzyılın eşiğindeyiz. Hem ülkemiz hem de ailemiz için önemli şeyler oldu, halen oluyor, olacak da. Rabbim en hayırlısını nasip etsin. Biz ancak ona inanır, ona dayanırız. Galip olan odur, nihayetinde sadece onun dediği olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder