6 Temmuz 2021 Salı

07 Temmuz 2021 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı221...............................Str.2.3.1 Hedefleri (II)

Str.2.3.1 Hedefleri (II)

‘Susurluk için bir Stratejik Plan önerisi’ kapsamında Yeşilelma’ vizyonumuzun temel amaçlarından ikincisi olan ‘AMAÇ.2-KALKINMAYI BAŞARMIŞ ÜRETKEN BİR SUSURLUK’’ la ilgili çalışmamızı sürdürüyoruz. Geçen hafta ‘StrA.2.3-Üretkenlik ve Rekabetçilik’ stratejik amacı yolunda ‘‘Str.2.3.1-Üretken olma’ stratejisine ait 8 hedefin ‘NASIL GERÇEKLEŞEBİLECEĞİNE DAİR’ önerilerimizi okumuştunuz. Şimdi sırada aynı temel amacın bu defa; ‘‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ sektörüyle alakalı 9 hedefi var. Konuya geçmeden evvel yine belirtelim ki; şayet temel amaçlarımızdan biri ‘AMAÇ.2-KALKINMAYI BAŞARMIŞ ÜRETKEN BİR SUSURLUK’ ise onun olmazsa olmaz Stratejik Amaçlarından biri ‘‘StrA.2.3-Üretkenlik ve Rekabetçilik’ ve onun da aracı Str.2.3.1-Üretken olma’ stratejisidir. O nedenle bu istikamet üzerindeki hedeflerin gerçekleştirilmesinde genel ortak ‘NASIL? elbette ki bu stratejimizin uygulanmasıyla gerçekleşecektir. Burada da genel kuralımız; güçlü yönlerimize dayanmak, zayıf taraflarımızı onarmak, fırsatlardan yararlanmak ve tehditlerden sakınmak olacak. Bir başka deyişle Susurluk orta vadede; ‘Üretkenlik ve Rekabetçilik’ yaklaşımı ve ‘Üretken olma’’ stratejisi sayesinde var olan güçlü yönlerini daha güçlü yapmış, zayıf taraflarını da gidermiş olacak. Bu arada dış fırsatlardan yararlanıp, tehditlerden de sakınabilirse neticede ‘Kalkınmayı başarmış üretken bir Susurluk’ temel amacına ulaşabilir.

                Bu hafta yazımızın da başlığı olan ’Str.2.3.1’stratejisi çerçevesinde Susurluk için belirlenmiş ‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ sektörü hedefleri ile devam ediyoruz. Daha önce bu sektörde “GY.09.8-Sektöre dayalı sanayi oluşumları ve yüksek rekabet gücü konusunda güçlü potansiyel” bir güçlü yön olarak değerlendirilmişti. Ayrıca; ‘ZY.09.1-Tarım arazilerinin ve işletmelerin küçüklüğü, verim düşüklüğü” ve “ZY.09.2-Hayvancılık işletme ölçeklerinin küçük olması’ gibi zafiyetler ile “ZY.09.3-Ekonomik olmayan faaliyetler, verimsizlik ve kötü yönetim” , “ZY.09.4-Boşalan köyler ve yaşlı nüfus” ve “ZY.09.5-Tarım ve hayvancılıkta çalışacak insan gücünün azalması’ gibi sorunlar olduğu da görülmüştü. Sonuçta bu konuya yönelik olarak;“HDF.2.3.1.09-Sektöre dayalı sanayi oluşumları konusundaki güçlü yönümüzü yüksek bir rekabet gücüyle sürdürmek”, “HDF.2.3.1.10-Tarım arazileri ve işletmelerinin ekonomik büyüklükten aşağıya düşmemesi için çiftçilerimizi bilinçlendirmek”, “HDF.2.3.1.11-Verimliliği arttırmak üzere toprak özelliklerinin belirlenmesi ve arazi kullanım planlaması konularında işletmelere yardımcı olmak”, “HDF.2.3.1.12-Hayvancılıkta rasyonel işletme ölçeklerinin bilinmesini sağlamak ve bu yönde çaba göstermek”, “HDF.2.3.1.13-Tarım ve hayvancılıkta üretim-ürün-lojistik-pazarlama zincirini kuracak entegre tesislere yönelmek”, “HDF.2.3.1.14-Uygun olan alanlarda tarımsal üretim, muhafaza ve pazarlama kooperatifleri kurmak ve güçlendirmek”, “HDF.2.3.1.15-Milli Tarım projesi kapsamında planlı havza yönetimine uyum göstermek”, “HDF.2.3.1.16-Kırsal alanda nitelikli genç üreticiler yetiştirilmesine ve verimli işletmeler kurmalarına yardımcı olmak” ve “HDF.2.3.1.17-Örnek Tarım ve hayvancılık projeleri yapılmasını ve uygulanmasını sağlamak” şeklinde 9 hedef  StrA.2.3-Üretkenlik ve Rekabetçilik’’ stratejik amacımıza ulaşmak üzere ve ‘Str.2.3.1-Üretken olma’’’ stratejisi çerçevesinde tespit edilmişti.


            Baktığımız zaman İlçede 12 gübre bayii, 48 yem satış yeri, 124 adet gıda üretimi yapan işletme, 533 adet gıda satış ve toplu tüketim yeri mevcut. BİTKİSEL VE HAYVANSAL ÜRETİMİN YOĞUNLUĞU NEDENİYLE AYNI ZAMANDA TARIMA DAYALI SANAYİNİN GELİŞMEKTE OLDUĞU BİR BÖLGE BURASI.  Bu açıdan sektöre dayalı sanayi oluşumları ve yüksek rekabet gücü konusunda güçlü bir potansiyelimiz olduğu söylenebilir. TARIMA DAYALI SANAYİ TESİSİ OLARAK; ŞEKER FABRİKASI VE YÖRSAN DAHİL OLMAK ÜZERE 1 AYÇİÇEK YAĞI FABRİKASI, 9 ADET SÜT VE SÜT İŞLEME TESİSİ, 3 ADET MEYVE-SEBZE İŞLEME TESİSİ, 2 ADET ENTEGRE ET TESİSİ, 1 ADET TAVUK ET İŞLEME TESİSİ, 6 ADET SAKATAT İŞLEME TESİSİ, 1 ADET YEM ÜRETİM TESİSİ VE 1 ADET KÜLTÜR MANTARI ÜRETİM TESİSİ KURULMUŞ.  İlçemizde ve bölgemizde yoğun pancar üretimine dayalı olarak Susurluk şeker fabrikası bunlardan en önemlisi. İşlenen pancar, şeker, küspe ve melas gibi farklı pek çok ürün ortaya çıkarmakta ve tarım ve hayvancılığa katkıda bulunmakta. Ayrıca bölgemizde yer alan bazı Gıda işleme fabrikalarının varlığı da güçlü bir diğer yönümüz. Bu bağlamda BÖLGEMİZDE BİRÇOK SALÇA, DONMUŞ GIDA VE KONSERVE FABRİKALARI BULUNUYOR. İLÇEMİZ VE BÖLGEMİZ BU FABRİKALARIN TEMEL HAM MADDE ÜRETİM MERKEZİ KONUMUNDA. Bu yüzden HEM TARIM VE HAYVANCILIKTA, HEM DE SEKTÖRE DAYALI SANAYİ OLUŞUMLARI ILE ILGILI OLARAK GÜÇLÜ POTANSİYELİMİZİN SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMASI çok çok önemli bir konu. SEKTÖRE DAYALI SANAYİ OLUŞUMLARI KONUSUNDAKİ GÜÇLÜ YÖNÜMÜZÜ YÜKSEK BİR REKABET GÜCÜYLE SÜRDÜRMEK zorundayız. O halde “StrA.2.3-Üretkenlik ve Rekabetçilik stratejik amacımız istikametinde Str.2.3.1-Üretken olma stratejimiz uygulanarak bu güçlü potansiyelimizi değerlendirebilir ve daha güçlü hale getirebiliriz.

Elbette bu sektörde bazı zafiyetler ve gerçeklikler de söz konusu. Bu yüzden ÖNGÖRDÜĞÜMÜZ HEDEFLERİN BÜTÜN BU MESELELERDE DAHA ÜRETKEN VE REKABETÇİ BİR YAPI İÇİN BİZE YARDIMCI OLABİLMESİ LAZIM. Türkiyede nüfusun artışına paralel, işlenebilir arazilerin artmaması neticesinde, toprak üzerindeki nüfus baskısı giderek artıyor ve tarımsal işletme arazileri sürekli parçalanmaya devam ediyor. Türkiyede TARIM İŞLETMELERİNİN ÇOĞUNLUĞU YETER BÜYÜKLÜKTE OLMADIĞI GİBİ, TARIM TOPRAKLARI DA ÇOK PARÇALANMIŞ VE VERİMLİ BİÇİMDE İŞLENEMEYECEK DURUMA GELMİŞ DURUMDA. Tarım arazileri bir tarımsal işletmenin verimli olamayacağı kadar küçülmüş ve birbirinden uzak, dağınık vaziyette. YAPILAN ARAŞTIRMALAR ARAZİ PARÇALANMASI İLE İŞLETMELERİN KÜÇÜLMESİNİN BİRLİKTE GELİŞTİĞİNİ GÖSTERİYOR. Bu açıdan Tarım arazilerinin ve işletmelerin küçüklüğü ve verim düşüklüğü en önemli zafiyetlerimizden biri. Günümüzde, toprağın vazgeçilemezliği ve sınırlı üretim faktörlerinden biri olduğu çok açık. Oysa parçalılık ve dağınıklılık tarımsal yapıda bozukluklara ve verimsizliğe yol açtığı gibi verim artırıcı önlemlerin alınmasını da zorlaştırmakta. Sonuç, doğal olarak maliyetlerin de yükselmesi oluyor. Bu nedenle ülkemizde gittikçe daralan tarım arazilerinde üretimde verimlilik için; ÖNCELİKLE TARIM ARAZİLERİNİN EKONOMİK BÜYÜKLÜKTEN DAHA KÜÇÜK PARÇALARA AYRILMAKTAN KORUNARAK AMACA UYGUN KULLANILMASI GEREKİYOR. Bu sebeple sınırlı toprağımızın yetenek ve niteliklerinin belirlenmesi ile arazi kullanım planlaması yapılması bir zorunluluk. ARAZİ TOPLULAŞTIRMALARININ BU SORUNUN ÇÖZÜMÜ NOKTASINDA BÜYÜK FAYDASI OLACAĞI BEKLENİYOR. Ancak bir taraftan da; TARIM ARAZİLERİ VE İŞLETMELERİNİN EKONOMİK BÜYÜKLÜKTEN AŞAĞIYA DÜŞMEMESİ İÇİN ÇİFTÇİLERİMİZİN BİLİNÇLENDİRİLMESİ  ihmal edilmemeli. İkincisi: VERİMLİLİĞİ ARTTIRMAK ÜZERE TOPRAK ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ VE ARAZİ KULLANIM PLANLAMASI KONULARINDA İŞLETMELERE YARDIMCI OLMAK gerekiyor. Arazi toplulaştırması, çiftçilerimizin bilinçlendirilmesi ve arazi kullanım planlaması gibi konular NIHAYETINDE ILGILI DEVLET KURUMLARININ GÜÇLÜ DESTEĞINE IHTIYAÇ GÖSTERIYOR. Ancak öncelikle SUSURLUĞUN IDARECILERI, SEKTÖR KURULUŞLARI VE ÇIFTÇILERIMIZIN BU YOLA NIYETLENMELERI LAZIM. AMAÇ VE GÜÇ BIRLIĞI YAPILIRSA SIYASI DESTEĞIN ALINMAMASI IÇIN HIÇBIR SEBEP YOK.

Genel olarak Türkiye tarım ve hayvancılık sektörünün en önemli sorunu İŞLETME SAYISININ FAZLALIĞI, ANCAK BU İŞLETMELERE DÜŞEN ARAZİNİN ÇOK AZ BÜYÜKLÜKTE OLMASI. Bu araziler ise miras, alım-satım, ortakçılık, yollar ve kanal inşalarından dolayı sürekli parçalanmakta. Oysa hayvan ve hayvansal ürünler elde etmek amacıyla üretim faktörlerini bilinçli ve sistemli şekilde bir araya getiren, azami kâr elde etmek amacıyla üretimde bulunan, bu üretim sonucu katma değer sağlayan iktisadi ünitelere hayvancılık işletmesi deniyor. BİR EKONOMİNİN BÜYÜMESİ GELİŞMESİ, O EKONOMİDE FAALİYET GÖSTEREN İŞLETMELERİN ÖLÇEKLERİNİN BÜYÜMESİ VE SAYILARININ ARTMASIYLA MÜMKÜN. İşletme yapılarının rasyonel hale gelmesi, devamlı ve tam kapasitede çalışabilmesi de buna bağlı. Oysa sadece ilçemizde değil genel olarak ülkemizde Hayvancılık işletme ölçeklerinin küçük olması üstesinden gelinmesi gereken önemli bir zafiyet. HAYVANCILIK İŞLETMELERİNİN BÜYÜK BİR BÖLÜMÜ AİLE İŞLETMELERİ VE KÜÇÜK ÖLÇEKLİLER. HEM BÜYÜKBAŞ HEM DE KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIK İŞLETMELERİNİN ÇOĞUNLUĞUNDA ÜRETİMDE GELENEKSEL YAPI HAKİM. Hayvancılık işletmeleri genellikle işletme tanımında ifade edilen ekonomik bilinçten yoksun. Şayet bir işletmede ekonomik bilinç yoksa üretimde kazançlı bir maliyet fiyat ilişkisi kurmak da kolay olmaz. OYSA EKONOMİNİN BÜYÜMESİ VE GELİŞMESİ, TÜM SEKTÖRLERDE OLDUĞU GİBİ HAYVANCILIK SEKTÖRÜNDE DE BÜYÜK ÖLÇEKTE ÜRETİM YAPAN, DEVAMLI VE TAM KAPASİTEDE ÇALIŞAN, İHRACAT YAPAN, YATIRIM YAPARAK GELİŞEN İŞLETMELERE SAHİP OLMAKLA MÜMKÜN. Öte yandan İŞLETMELERDEKİ RASYONELLEŞME GİRİŞİMLERİ VE BU YÖNDE ALINACAK TEDBİRLER KIRSAL EKONOMİK KALKINMA VE İSTİHDAM İÇİN DE HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR. Bu yüzden mevcut zafiyetimizin telafisi ancak; HAYVANCILIKTA RASYONEL İŞLETME ÖLÇEKLERİNİN BİLİNMESİNİ SAĞLAMAK VE BU YÖNDE ÇABA GÖSTERMEKLE sağlanabilir. Rasyonel işletme ölçeklerinin bilinmesi kolay, ilgili kurum ve kuruluşlar yardımcı olabilir. Fakat asıl yapılması gereken bunları hayata geçirmek. İŞLETMELERDE RASYONELLEŞME GİRİŞİMLERİ BAŞLATABİLMEK VE ONU SÜRDÜREBİLMEK. Bunun için de bilgiye, amaca inanmaya, desteğe ve güçbirliğine ihtiyaç var. Parayla ve maddi unsurlarla ilgili sorunlar sonra gelir.

            

              Genelde Tarım ve Hayvancılık sektöründe görülen bir diğer zayıf yön; ekonomik olmayan faaliyetler, verimsizlik ve kötü yönetim ilçemiz için de geçerli. Ülkemizde TARIM ARAZİLERİ; TARIMIN YAPILMASINI ENGELLEYECEK ŞEKİLDE PARÇALI, BOZUK ŞEKİLLİ, YOL AĞI OLMAYAN, SULAMA VE DRENAJ SİSTEMİNİN UYGULANMASINI GÜÇLEŞTİRİCİ BİR KONUMDA. Sulama, gübreleme, tarımsal mekanizasyon, kaliteli tohumluk kullanımı ve tarımsal mücadele gibi ZAMANIN TARIM YÖNTEMLERİNİN UYGULANMASINDA GÖSTERİLEN ÇABALAR VERİMİN BİR MİKTAR ARTIŞINI SAĞLAMIŞSA DA, BİRİM BAŞINA BİTKİSEL VE HAYVANSAL ÜRETİMİN YETERLİ DÜZEYE ERİŞTİĞİ SÖYLENEMEZ. Parsellerin dağınık ve küçük oluşu üretim faaliyetleri sırasında daha fazla makine ve insan kullanımı gerektirdiği gibi yoğun tarımı da engellemekte. DİĞER BİR İFADE İLE BİRİM ALANA ÜRETİM AZALIRKEN, MALİYET ARTMAKTA. Ayrıca, sulama uygulamalarında güçlüklerle karşılaşıldığı gibi, sulama şebekelerinin maliyetlerinin yükselmesine, yüksek yatırım maliyetine karşılık sulama randımanı ve sulama oranının düşük kalmasına neden olmakta. Türkiyede İŞLETME YAPILARININ İRRASYONELLİĞİ, PAZARLAMA HİZMETLERİNİN ETKİN BİR ŞEKİLDE YÜRÜTÜLMESİNE İMKÂN VERMEDİĞİ İÇİN HAYVANSAL ÜRÜNLERDE VERİM VE KALİTEYİ ARTIRMAK DA MÜMKÜN OLAMAMAKTA. Meselâ köylerde yapılan hayvancılık; geleneksel yapıda, ekonomiklikten yoksun, yeterince dışa dönük üretim yapmayan, küçük ve mevzi işletmeler. BU İŞLETMELER, TÜKETİM PAZARLARININ FİYAT, MİKTAR VE KALİTE EĞİLİMLERİ HAKKINDA YETERLİ BİLGİYE DE SAHİP DEĞİLLER. PAZARDAN UZAKLIKLARI PARALELİNDE, ÜRÜNLERİNİN PAZARLANMASINDA ÇOK SAYIDA ARACIYA İHTİYAÇ DUYUYORLAR. Bu sebeple üreticinin gerçek alın teri ve emeğinin karşılığını alabilmesi de zorlaşıyor. Peki, çözüm ne? ÇÖZÜM; TARIM VE HAYVANCILIK SEKTÖRÜNDE ÜRÜNÜN DAHA İYİ DEĞERLENDİRİLMESİ VE GELİRİN ARTTIRILMASI. Ancak böyle bir sonuç; ÜRETİM, LOJİSTİK VE PAZARLAMADA ENTEGRE TESİSLER İLE MÜMKÜN. Bu aynı zamanda müşterilerin de uygun şartlarda ürün tüketmesi demek. Öte yandan BU YATIRIM VE ÜRETİCİ ÖRGÜTLERİNİN DE DEVLET TARAFINDAN TEŞVİK EDİLMESİ VE ÖNLERİNİN AÇILMASI GEREKİYOR. Ayrıca tarım arazilerinin sürdürülebilir kullanımı açısından milli tarım projesi kapsamında TOPRAK VE SU KAYNAKLARININ YÖNETİMİNDE HAVZA YÖNETİMİNE GEÇİLMESİ SORUNUN BÜYÜK ÖLÇÜDE AŞILMASINI KOLAYLAŞTIRABİLİR. Bu sebeple ilk hedef: TARIM VE HAYVANCILIKTA ÜRETİM-ÜRÜN-LOJİSTİK-PAZARLAMA ZİNCİRİNİ KURACAK ENTEGRE TESİSLERE YÖNELMEK olmalı. İkinci olarak; UYGUN OLAN ALANLARDA TARIMSAL ÜRETİM, MUHAFAZA VE PAZARLAMA KOOPERATİFLERİ KURMAK VE GÜÇLENDİRMEK yararlı olabilir. Bu hedef kapsamında ÖZELLİKLE ÜRETİCİ BAYANLARIN KURACAKLARI KOOPERATİF TÜRÜ OLUŞUMLARIN SUSURLUĞUN KALKINMASINDA ÇOK ÖNEMLİ BİR İŞLEV ÜSTLENEBİLECEKLERİNİ DÜŞÜNÜYORUM. Ayrıca ekonomik olmayan faaliyetler, verimsizlik ve kötü yönetim alanındaki zayıf yönümüzün telafisi amacıyla arazi toplulaştırmalarıyla beraber MİLLİ TARIM PROJESİ KAPSAMINDA PLANLI HAVZA YÖNETİMİNE UYUM GÖSTERMEK ZORUNLU gibi gözüküyor. Böylelikle ekonomik olmayan faaliyetlerin, verimsizliğin ve kötü yönetimin de önüne geçilebilir. 

Uluslararası Çalışma Örgütünün tahminine göre dünyada kırsal nüfustaki azalma gibi tarımsal istihdamın toplam istihdam içerisindeki payı da azalma eğiliminde. Günümüzde dünya nüfusu içerisinde kırsal nüfus oranı yüzde 45e kadar düşmüş durumda. Nitekim ÜLKEMİZDE DE ZAMAN İÇERİSİNDE KIRSAL NÜFUS AZALMASI GİBİ, TARIMSAL FAALİYETLERDE BULUNANLARIN PAYI DA AZALIŞ GÖSTERMİŞ. Cumhuriyet döneminin başında toplam istihdam içerisinde tarımsal istihdamın payı yüzde 80ler düzeyinde iken günümüzde ancak yüzde 18,4 seviyesinde. Yani YAKLAŞIK ÇALIŞAN HER BEŞ KİŞİDEN SADECE BİRİ TARIM SEKTÖRÜNDE VE RAKAMLAR GİTTİKÇE DAHA DA AZALMA EĞİLİMİNDE. Kırsal alanda giderek boşalan köyler ve yaşlı nüfus gerçeğiyle karşı karşıyayız. Bu sorun sanayileşme ile ortaya çıkan genel bir tehdit olsa da bu olgunun ilçemize yansıması Tarım ve hayvancılıkta çalışacak insan gücünün azalması olarak ortaya çıkıyor. Çevremizdeki büyük kentlerde kümelenen ekonomik faaliyetler ve refah gençlerimiz için çekim merkezi olmuş durumda. TARIMIN GENÇLER TARAFINDAN CAZİP BİR İSTİHDAM ALANI OLARAK GÖRÜLMEMESİ VE KIRSAL KESİMDE TARIM DIŞI SEKTÖRLERDEKİ İSTİHDAM POTANSİYELİNİN DÜŞÜK OLMASI, GENÇLERİN KIRSAL ALAN DIŞINDA İŞ ARAMASINA NEDEN OLUYOR. Buna neden olan şey kırsaldaki insanların ekonomik ve sosyal beklentilerinin karşılanamaması. Böyle olduğunda kente göç kaçınılmaz hale geliyor. Kentlerde hizmet ve sanayi sektörlerinin düşük vasıflı işgücü talebi de, kırsal alandaki genç nüfusun kente göç etme eğilimini artırmakta. Bu durum aslında kentlerin de dengesini bozmakta. Ancak GENÇ NÜFUSUN KENTE GÖÇ ETMESİ, DİNAMİK BİR KIRSAL EKONOMİ İÇİN İHTİYAÇ DUYULAN ÜRETKEN İŞGÜCÜNÜN DE KAYBI ANLAMINA GELİYOR. Çalışacak insan gücünün azalması, özellikle de KÖYLERDE AZALAN ÜRETİCİ NÜFUS VE YAŞLANMA FAKTÖRÜ GELENEKSEL TARIM VE HAYVANCILIĞIMIZI YOK ETMEK ÜZERE. Oysa tarım, yoğun iş gücü gerektiren bir sektör ve çalışacak insan gücüne ihtiyaç duyuyor. TARIMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN ÖNCELİKLE KIRSAL NÜFUSA GEREK VAR. ÜSTELİK TARIM VE HAYVANCILIKTA BİLİNÇLİ VE GİRİŞİMCİ BİR GENÇ KİTLEYE İHTİYAÇ GİTTİKÇE ARTIYOR. Bu nedenle SORUNUN ÜZERİNE GİDİLMESİ VE ORTA VADEDE GÜÇLÜ HALE DÖNÜŞEBİLMEK GEREKİYOR. Kırsalın kırsalda kalkındırılması ve buna göre tedbirlerin alınması her şeyden evvel stratejik önemde bir devlet politikası. Öte yandan KIRSAL KESİMDE AÇILACAK MESLEK KURSLARIYLA GENÇLERİN GELECEKLERİNİ TARIMDA GÖRMELERİ VE BİLİNÇLİ İŞLETMELER KURMALARI İLÇE BAZINDA YAPILACAK ÇABALARLA DA SAĞLANABİLİR. BÖYLECE HİÇ OLMAZSA BUNDAN SONRA İŞLETMELERİN KÜÇÜLMELERİ ÖNLENMİŞ, TARIM NÜFUSU AZALSA DA İŞGÜCÜ NİTELİĞİ ARTMIŞ OLUR. İlaveten kamusal alanda bilgiye yapılan yatırım, destekleme ve fonlarla yapıyı düzeltici özellikte kalıcı çabalar da kuşkusuz etkili olacaktır. Bu itibarla çalışacak insan gücünün azalmasını önleyecek şekilde KIRSAL ALANDA NİTELİKLİ GENÇ ÜRETİCİLER YETİŞTİRİLMESİNE VE VERİMLİ İŞLETMELER KURMALARINA YARDIMCI OLMAK öncelikli hedeflerden olmalı. Diğer bir hedef de boşalma riski taşıyan köyler için alternatif turizm faaliyetleriyle eşgüdüm sağlayacak şekilde ÖRNEK TARIM VE HAYVANCILIK PROJELERİ YAPILMASINI VE UYGULANMASINI SAĞLAMAK olacaktır.  Bu şekilde gittikçe zayıflayan bir yönümüzün güçlendirilmesi de mümkün olabilir.

Kuşkusuz orta vadede ilçemizin geleceği için ‘Üretkenlik ve Rekabetçilik’ konusunda yapılacak çok şey var. İşte bütün bu hedeflerin inşallah zaten güçlü olduğumuz Tarım ve hayvancılık sektöründe daha da güçlü olmamıza katkısı olacaktır. Ancak geçmişten gelen değerlerimizi esas almadıkça ve onlara dayanmadıkça sağlıklı yol alınamayacağını da biliyoruz. Meselâ bir ‘Önce Vatan’ şehri olarak mevcut ‘DEĞ.2-Vatana sadakat’  da böyle bir değer. Madeni de, ürünleri de, arazisi ve işletmeleri de böyle. Ayrıca içerde ve dışarda; alanında deneyimli, yetenekli ve başarısını kanıtlamış DEĞ.5-Yetiştirdiğimiz değerli insanlarımız var elbette. Üretkenlik ve Rekabetçilik konusunda niçin onlardan yararlanmayalım ki? Ayrıca sahiplenmesi gereken ‘DEĞ.6-Yöresel ürünlerimiz’ ve DEĞ.8-Fabrika, marka ve tesislerimiz’ de bu alanda özel bir yere sahipler. Yine orta vadede KALKINMAYI BAŞARMIŞ ÜRETKEN BİR SUSURLUK için DEĞ.9-Ulaşım ağları üzerindeki konumumuz’ ve ‘DEĞ.10-Cazip yatırım imkânları’  da ilçemiz için mutlaka değerlendirilmesi gereken birer avantaj. Ancak bu yolculuk kesinlikle ortak amaçlara dayalı etkin bir yaklaşım birliği ve temel ilkelere sarsılmaz bağlılıkla yürümeyi gerektiriyor. Nitekim bu amaçla tabloda da görüldüğü gibi; Bazen Ticaret Sanayi Odası Borsa (TSOB) bazen de Kaymakamlık (K) liderliğinde; yerine göre Ziraat Odası (ZO), İlçe Tarım Müdürlüğü (İTM), Belediye (B), Kent Konseyi (KK)  ve Şeker Fab.Müd. (ŞFM) katılımı ve Stratejik Plan Ekibinin (SPE) sekretaryasında Köy Muhtarları (KM), Tarım Kredi Kooperatifi (TKK) ile Sendika ve Sivil Toplum Kuruluşları (STK) desteğine ihtiyaç olacak. Yine yerine göre Sanayi Ve Teknoloji Bakanlığı (STB), Tarım Orman Bakanlığı (TOB) ve Güney Marmara Kalkınma Ajansının (GMKA) yardımı gerekecek. Ancak bütün bu çalışmalarda olduğu gibi Stratejik Plan Uygulamasının her alanında; ‘İLK.1-Önce insan, önce Susurluğun geleceği, Önce Vatan, İLK.2-İstikamet üzere olma, İLK.3-Amaç Birliğine riayet, İLK.4-Planlı değişim dönüşüm ve İLK.5-Birlikte başarmak’ yolculuğumuzun temel ilkeleri olmak durumunda. 

yyalcin3@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder