Virüsün direnişi
Savaş
kızıştı. Coronavirüsle mücadele bütün dünyada ve ülkemizde neredeyse boğaz
boğaza sürüyor. Avrupa ve Amerika
kıtalarındaki hızlı artışa karşılık aşı haberleri de peş peşe geliyor. Bu arada
ingiltereden gelen “mutasyon” açıklaması dünyada yeniden bir panik havasına yol
açtı.
Zaten ülkeler
kendini korumak için bu yılbaşında kendilerini eve kapatma tedbirlerini açıklamışlardı.
Görünen şu
ki kendisine karşı yapılan mücadeleye, aşı hazırlığına karşılık virüs de
direnme emareleri gösteriyor. Mutasyon, bir canlının genomu içindeki DNA ya da
RNA diziliminde meydana gelen kalıcı değişmeler. İngiltere başbakanının
açıklamasında iki unsur var; biri mutasyon geçirdiği, diğeri ise daha hızlı
bulaştığı. Uzmanlar mutasyonun zaten virüslerin doğasından geldiğini, bunun
şaşırtıcı olmadığını ama asıl sorunun şayet öyleyse “daha hızlı bulaşması”
olduğunu söylüyorlar.
Bu akşam bu konuda iki uzman dinledin birisi Biontek aşısını geliştiren türk doktor. Merak edilen husus şuydu: “Aşı mutasyona uğrayan virüse karşı etkisiz kalabilir mi?” Şöyle cevap verdi: “Mutasyon virüste sadece %1-2 oranında bir değişime neden olmuş. Aşımız ise %94’ün üstünde etkili. Ayrıca üzerinde deniyor, çalışıyoruz. Sorun olmayacağını düşünüyorum”. Diğer uzman ise: “Mutasyona uğramış virüse karşı mücadelenin bilinen yöntemlerle kararlılıkla sürdürülmesi halinde güvende olabileceğiz” dedi.
Dünya kabaran dalganın altında kalmamaya çalışırken bizde de virüsün daha çok aile içinde bulaşı tercih ettiği ifade ediliyor. Bakanın açıklamasına göre bu oran %85'e kadar yükselmiş. Mücadele kızıştıkça sanki virüs de taktik değiştiriyor gibi. Bu arada kış mevsiminde artan grip vakalarındaki azalma da oldukça dikkat çekici. Uzmanlar tamam diye ifade edilebilecek “TMM; Temizlik, Maske, Mesafe” ile alınan tedbirlere uyum oranında gribe yakalananların sayısının da düştüğünü belirtiyorlar. Bu iyi bir haber. Daha fazla coronaya odaklanmayı kolaylaştırıyor.
Dünyada günlük vaka sayıları Ekim ayı başından bu yana 300 binden başlayarak hızı azalmış da olsa 700 binler dolayında gerçekleşmeye devam ediyor. Bu süreçte 28 Kasımda 779.837 ve 5 Aralıkta da 886.721 ile tüm zamanların en yüksek günlük vaka sayıları kayda geçmiş. Günlük vefat sayıları da aynı dönemde 5 bin ile 12 bin arasında derin çizgilerle yükselmiş. Özellikle 28 Kasımda 14.036 ile 11 Aralıkta 13.141 tüm zamanların en yüksek günlük vefat sayıları görülmüş. Bu rakamlara göre henüz ufukta bir düşüş ya da azalma görülmüyor.
Türkiye’de 26 Kasımda 29.132 olarak görünen günlük vaka sayısı, 3 Aralıkta 32.381’e çıkmış, 8 Aralıkta ise 33.198’le en yüksek zirveye ulaşmıştı. Fakat günlük vakalar ertesi gün 9 Aralıkta 31.712 ile başlayan düşüş süreci 18 Aralıkta 26.410, 19 Aralıkta 22.195, 20 Aralıkta 20.316, 21 Aralıkta 19.103’e ve bugün 22 Aralıkta da 19.256’ya kadar indi. Bu tablo son bir ayda günlük vakaların %33,9 oranında azaldığını gösteriyor.
Ancak vefatlarda durum çok farklı. 16 Kasımda 94 olan sayı 26 Kasımda 182’ye ulaştı. 3 Aralıkta 187’e çıkmış, 8 Aralıkta ise 211’e, 9 Aralıkta 217’ye, 18 Aralıkta 246’ya ulaştı ve 21 Aralıkta 254 ile tüm zamanların en yüksek günlük vefat sayısı kaydedilmiş oldu. Bugün 22 Aralıkta sayının 251’e inmesi inişin başladığını mı gösteriyor, yoksa artış devam edecek mi göreceğiz. Dileğimiz sonun başlangıcı olması.
Zirvede tebeddül
Lamı cimi yok dünya da biz de coronanın havalandırdığı zirvelerdeyiz. Yalnız bir durum var ki görmemek mümkün değil. Virüs bu zirvelerde "muallak" vaziyette ve "tebeddül" halinde. "Mütebeddil" bir görüntü veriyor ama ne zaman ne yapacağını da öngörmek pek mümkün değil.
Muallak, tebeddül ve mütebeddil gibi eski kelimeler size pek bir şey ifade etmemiş olabilir. Aslında dilimiz gerçekten çok zengin. Bir paragrafta aynı durumun birden fazla halini tasvir edebilmek mümkün. Maksadım coronavirüsün dünyayı salladığı bu günlerde zirvede adeta asılı (Muallak) duruyor olmasını anlatmak. Hani sanki sonuca bağlanmamış ta orada sürüncemede kalmış gibi.
Ancak bu yetmiyor meramımı
anlatmaya. O bir taraftan da çıkmaya mı devam edecek, düşüşe mi geçecek
kararsız (Mütebeddil) bir görüntüde. Biraz da bizler artık azalıp hayatımızdan çıkıp gitmesini arzu ettiğimiz için böyle. Fakat biraz daha yakından bakacak olursak
sanki bir değişme, dönüşme ve başkalaşma işaretleri de veriyor. Çünkü bu virüs
başka hâle girebilen (mutasyon), değişen (tebeddül eden) ve değişken (taktik
değiştirebilen) davranabilen bir varlık.
Tablo ortada 23 Aralık itibariyle tüm dünyada toplam vakalar 78,2 milyonu (78.197.192) aştı. Ölümler 2 milyon (1.720.949) sınırında. Bizde ise toplam vakalar 2 milyonu (2.062.960) daha yeni aştı, ancak ölümler 19 bine (18.602) yaklaşıyor. Dünyada ölüm oranı %2,2 bizde ise %0,09; yani dünyada hasta olan her 1000 kişiden 22’si, bizde ise sadece 9’u ölüyor.
Bir başka ölçü toplam nüfusa göre karşılaştırma
yapmak. Örneğin tüm dünyada 1 milyon kişi başına vaka sayısı 10.056. Bu rakam
bizde maalesef 24.809 görünüyor. Aynı kriteri ölümlere uygulayacak olursak da sonuç
şöyle çıkıyor: 236 ve 224. Bir ileri bir geri gibi değil mi? Çok tatmin
olmadık. Nüfusu bizimle hemen aynı olan iki ülke var biri İran, diğeri Almanya.
Kendimizi onlarla karşılaştıralım bakalım ne çıkacak?
İran’da toplam vakalar 1.170.743,
günlük yeni hasta sayısı 6.208, ölenler 54.003. 1 milyon kişi başına vaka
sayısı 14.049, ölümler ise 650 görünüyor. Almanya’da toplam vakalar 1.570.371,
günlük yeni hasta sayısı 36.153, ölenler 28.096. 1 milyon kişi başına vaka
sayısı 18.886, ölümler ise 338 olmuş. Bizde ise
Netice toplam vakalarda (İran’da 1.170.743,
Almanya’da 1.570.371, Türkiye’de 2.062.960) biz öndeyiz, yeni vakalarda (İran’da
6.208, Almanya’da 36.153, Türkiye’de 19.256) ise ortadayız. Ölüm sayısında (İran’da
54.003, Almanya’da 28.096, Türkiye’de 18.602) geride duruyoruz. 1 milyon kişi
başına vaka sayısı (İran 14.049, Almanya 18.886, Türkiye 24.809) açısından
önde, ancak ölümler (İran 650, Almanya 338, Türkiye 224) konusunda arkada görünüyoruz.
Netice? Netice şu: Türkiye vaka
sayılarında pek iyi değil, ama ölümlerde sağlık sistemimiz ve başarılı tedavi
süreçleri nedeniyle ölümler en azda tutulabilmiş. Aşı haberlerinin
umutlandırdığı, mutasyon haberlerinin ise aklımızı karıştırdığı günler
yaşıyoruz. İyi olduğumuz haller de var, kötü göründüğümüz durumlar da. Dünya
ise çok daha karmaşık durumda. Koca koca ülkeler bir o yana bir bu yana
savrulup duruyorlar.
Kimse yarınından emin değil. Daha
kötü de olabilir, sonun başlangıcı da yaşanabilir. Yani Şimdi niçin herşey
muallakta (asılı vaziyette). Yani virüs mütebeddil (kararsız) durumda. Yani covid-19
illeti tebeddül (değişiyor) ediyor da olabilir. Acaba 2020’yi kapatırken 20121’de
adı Covid-20 olan yeni bir Coronavirüsle mi tanışacağız?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder