Nüfus ve sosyal hayat
Şu anda “Nereye ulaşmak istiyoruz?” aşamasının son
bölümündeyiz. Misyon bildirimimizi netleştirdik, Temel ilkelerimizi yazdık,
değerlerimiz üzerinde durduk. Yeşilelma ile temsil edilen vizyonumuzu
açıkladık. Amaçlarımızı, bunlarla ilgili bazı Stratejik Amaç ve
Stratejilerimizi ortaya koyduk. Şimdi Güçlü-zayıf yanlarımız ile dış çevreden
yönelmiş Fırsat ve tehditleri 12 başlık altında birer birer ele alacak ve
ilintili bazı hedefleri belirlemeye çalışacağız. Esas itibariyle yöntemimiz şu
sorulardan oluşuyor: ‘Güçlü yönlerimizi daha da güçlü hale getirmek, zayıf taraflarımızı
güçlendirmek için hangi hedeflere yönelmemiz gerekir? Fırsatları değerlendirmek
ve muhtemel tehditlerden sakınmak için kendimize ne gibi hedefler koyabiliriz?
Bu hedefler bizim hangi Stratejilerimizle ilgili olacak? Hangi Stratejik
Amaçlarla dolayısıyla da hangi Amaçlarla bağlantılı?’ Bu
sorular bize açık ve net birçok hedef seçmemize yardımcı olacak. Aynı bağlamda
bazı faaliyet ve projeleri de açığa çıkarmaya yarayacak. İşte şimdi Allah’ın
izniyle bu hafta Susurluğun ‘GZFT.01-NÜFUS VE SOSYAL HAYAT’ konusuyla
başlıyoruz.
Daha önceki çalışmamızda bu alandaki ilgili
güçlü yönün; ‘GY.01.1-Henüz
çok yaşlanmamış bir nüfus’, zayıf yönümüz ise ‘ZY.0101-Giderek azalan nüfus’ olarak
belirlenmişti. Karşı karşıya olduğumuz fırsat; Bölge dışından üzerimizde bir ‘FRS.01.1-Göç baskısının olmaması’ avantajı,
tehdit ise ülke çapında görülen ‘THD.01.1-Boşalan
köyler’ gerçeğiydi. 2019 verilerine göre Susurluk nüfusunun %24,28’i yaşlı, %27,61’i genç ve
%48,11’i ise orta yaşta. Orta vadede bu yaşlanma tablosu sıkıntı çıkarmaz,
ancak yaşlı nüfus genç nüfusu geçmek üzere. Yaşayan dört kişiden biri genç,
diğeri yaşlı, kalan ikisi de orta yaşta görünüyor. Bu avantajın gerek ekonomik
gerekse sosyal açıdan değerli olduğu ortada. Tablonun 1-2-1 olması şu anda
güçlü gibi görünen bu konunun uzun vadede zayıfa dönmesine sebep olabilir. Bu
da hem sosyal hem de ekonomik anlamda ilave sorunlara neden olacaktır. Çok geç
kalınmadan yaşlanma ve genç nüfus kaybı sorununa karşı önlem alınması
gerektiğini düşünüyorum. Şayet ‘AMAÇ.1-BÖLGESİNDE
YÜKSELEN, ÖNE ÇIKAN GELİŞMİŞ BİR SUSURLUK’ istiyorsak, bu mevzuyla alakalı ‘StrA.1.1-Sosyal ve ekonomik kalkınma’
olarak ifade ettiğimiz bir stratejik amacımız varsa, o zaman ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları
kullanma’ stratejimizi de etkin bir şekilde kullanmalıyız. Bu durumda
kaçınılmaz olarak karşımıza iki hedef çıkıyor. Öncelikle ve bir an önce ‘HDF.1.1.1.01-Orta
yaşın deneyimlerinden daha etkin yararlanmak’ ve
aşamalı olarak ‘HDF.1.1.1.02-Genç nüfus oranını arttırmak’.
Öte yandan gençlerin gitmesiyle giderek ‘Boşalan köyler’,‘Yaşlanma’ ve ‘Üretememe’ sorununa karşı ilçemizin konum, doğal kaynak ve çevre imkânlarını değerlendirerek bazı çözümler bulması gerekiyor. Köyde yaşanabilir hayatların bir yolunu bulmalıyız. Bu noktada Büyük şehre bağlı mahalle olmanın avantajlarını kullanmak önemli bir fırsat. Böylece zorunlu alt yapıların oluşturulduğu, okullarının açıldığı, çiftçilik ve hayvancılık konularında desteklenen, ürünleri pazarlanabilen, sosyal hayatı canlı, alternatif turizme açık, yaşanabilir bir köy modeli mümkün. Gençleri köyde tutabilmenin çaresi de bulunmalı. Mesela Karaköy’de halen uygulanan eski bir gelenek bu konuda ufuk açıcı nitelikte. Yapılması gereken buna benzer çözümlere odaklanmak ve stratejik çıkış yolları bulabilmek. Acı gerçek şu: köylerde ziraat ve hayvancılık yapacak kimseler kalmıyor, gençler büyük şehirlerde karın tokluğuna çalışmayı köylerde kalıp tarım ve hayvancılıkla uğraşmaya tercih ediyor. Ancak diğer yandan büyük şehirlere gitmiş insanlar da sürekli “Ben köyümü özledim” diyorlar. Okulları kapatılmış, sürekli modern araçların reklamı altında, şehir hayatının cazibe haline getirildiği bir zeminde gençleri köyde tutmak zor. Dahası altmışın üzerindeki yaşlı bir nüfusla köylerdeki üretim ve sosyal hayatı canlı tutmak hiç mümkün değil. Zaten onlar da ya torun bakmaya çocuklarının yanına ya da satıp savıp ilk fırsatta şehirdeki doğalgazlı bir daireye iniyorlar. Bu gidişle köy ekmeği, köy yumurtası, taze sebze ve bağ meyvelerini hiç bulamayacağız. Tüketerek ilanihaye ayakta kalınamaz, eğer emeğiniz, ürününüz, hizmetiniz ve bir üretim kültürünüz yoksa var olamazsınız. Köylerimiz ve köylümüz bu ülkenin en stratejik varlıklarından. O noktadaki erozyonu önlemek bir tarım ve hayvancılık bölgesi olan Susurluk’ta hayati önem kazanıyor. Bu konuyla ilgili ‘StrA.1.3-Cazibe merkezi olma’ stratejik amacımıza hizmet edecek şekilde ‘Str.1.3.2-Konum, doğal kaynak ve çevre imkânlarını değerlendirme’ stratejisi düşünmüştük. O halde tehdit altında gittikçe zayıflayan köylerin güçlendirilmesine yönelik şöyle bir hedef öngörülebilir: ‘HDF.1.3.2.01-Altyapı, ekonomi ve sosyal alanlarda her köyde en az üç proje geliştirmek’.
Susurluk’ta kilometre kare başına 36,6 kişi yaşıyor.
Karşılaştırmak için bu yoğunluğun Türkiye ortalamasının 104, Balıkesir ili
ortalamasının da 84 kişi olduğunu not edelim. Bu durum bir
yandan beldemizin Bandırma, Gönen, Karacabey ve M.K.Paşa gibi ilçelerle
karşılaştırıldığında ‘nispeten daha bakir’ olduğunu gösterirken, ‘sürekli kan kaybettiği’ yönünde olumsuz bazı ikaz
işaretleri anlamına da geliyor. Beldemizin nispeten daha bakir olması belki orta vadede bir avantaj sağlayabilir. Daha ‘el değmemiş,
kapağı açılmamış bir Susurluk’ tan söz ediyor olabiliriz. Sahip olduğumuz
değerler, el değmemiş bir doğa, yatırımlara uygun arazilerimiz, henüz
değerlendirilememiş potansiyellerimiz var. Bir taraftan da sanayi, lojistik,
jeotermal, güneş, rüzgâr ve biyoenerji ile alternatif Turizm konularında daha
yolun başında olduğumuz bir noktadayız. O halde bundan sonrası için akıllıca
değerlendirebileceğimiz pek çok seçim şansımız var demektir. Böylece belki bu
güne kadar arada-derede kalmış olmamızı ‘güçlü’ bir avantaja da
dönüştürebiliriz. O halde ‘Str.3.3.4-Yaşam
kalitesini yükseltme ve çevre duyarlılığı’ stratejisi çerçevesinde ‘HDF.3.3.4.01-Gençlerin
üretime teşviki, yaşlıların korunup kollanması’ yaşam kalitemizin iyileştirilmesine katkıda bulunabilir. Ancak elimizdeki nimetin kadrini unutmamak ve
yeşil bir Susurluk için çevreye karşı duyarlı olmak kaydıyla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder