
Temmuzun ilk haftasında yine Mayıs sonu Haziran başı gibi umutla
karamsarlık arası bir yerdeyiz. İllere kadar inen corona güncel verilerine göre içlerinde Balıkesirin de
bulunduğu birkaç
vilayette durum iyiymiş. Bakan Koca'nın açıklamasıyla yeni vaka sayılarında istikrarlı bir düşüş sağlayan, tedbirleri
uygulamadaki başarısıyla örnek 5 ilimiz: Tekirdağ, Balıkesir, Samsun, Kırşehir ve Düzce olarak açıklandı. Burdur ve Gümüşhane’de 2 gündür yeni vaka
yokmuş. En çok vaka olan 5 il ise: İstanbul, Ankara, Gaziantep, Konya ve Bursa.
Bu arada toplam test sayımız 3,5 Milyona yaklaşırken
toplam vaka sayımız 202.000’i, vefat edenler de 5.160'ı geçmiş durumda. 2
Temmuz itibariyle son 24 saatte 49 bin 714 yeni test yapılırken, 1.186 yeni
tanı konulmuş. Öte yandan son 24 saatte 1.543 kişi de iyileşmiş. Ancak bugün 17
kişi hayatını kaybederken, toplam can kaybı ise 5 bin 167’ye yükselmiş
bulunuyor.
Türkiye corona virüsü vaka sayısı üzerindeki değişimler her gün ülke
gündeminin başında yer alıyor.
Salgının kritik günlerinde özellikle sosyal mesafe kuralları uzmanlarca
hatırlatılmaya devam edilirken vatandaşların tedbirlere devam etmesinin özellikle bu süreçte büyük önemi var. Bu arada il bazında gerekli görülen ilave tedbirler de alınmaya devam
ediyor. Meselâ Ankara İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu, Ankara Valisinin
başkanlığında olağanüstü toplanarak, Kovid-19 salgını kapsamında son günlerdeki
vaka artışları nedeniyle ildeki her türlü toplantı, gösteri yürüyüşü ve benzeri
faaliyetleri 15 gün süreyle kısıtlamayı kararlaştırdı.
Sağlık
kurulu üyesi Prof. Dr. Tezer: "Burada topluma büyük
işler düşüyor. Bizim çünkü öngörümüz yaptığımız projeksiyonlarda aslında
maskeye, hijyen kurallarına, sosyal mesafeye dikkat edilseydi bugünlerde
rakamların belki 100'lerde olması gerekiyordu. Ancak dünkü rakamlara baktığımız
zaman 1100 küsürlerde seyrediyoruz. Bakın bu dönemler bizim için çok kıymetli,
çok değerli kaybettiğimiz 3 hafta-1 ay gibi bir dönem oldu.
Yavaş bir şekilde geriye doğru gidiyoruz. Yani rakamlar artabilir. Bu yeni bir virüs
olduğu için yazın nasıl hareket edeceğini, ne yapacağını bilmiyorduk, ancak
yazın da çoğalacağını görmüş olduk" diye konuşmuş.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın paylaştığı
"Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu"güncel verilerine göre,Türkiye'de
son 24 saatte 1.172 kişiye Kovid-19 tanısı konuldu, 19 kişi hayatını kaybetti,
toplam vaka sayısı 203.456, can kaybı ise 5.186 oldu. Toplam test sayısı
3.535.818 olurken vaka sayısı da 203.456 olarak kayıtlara geçti. Bu arada yoğun
bakımdaki hasta sayısı 1.082, solunum cihazına bağlı hasta sayısı 374,
toplam iyileşen hasta sayısı ise 178.278 oldu.
Sağlık Bakanı 24 Haziranda 1492 olan yeni vaka
sayısının 3 Temmuz itibariyle 1172’ye inmiş olduğunu hatırlattı. Ayrıca
"Virüsün yayılması hızlı; vakaların azalması zaman alıyor. Son 1 haftada
hastanede tedavi görenlerin yaş ortalaması 46,7'ye indi. Son 1 haftada tanı
konanların yüzde 11,13'ü ise 65 yaş üstü. Vefat edenlerin yüzde 70'ten fazlası
bu yaş grubundan" dedi.
Sağlık
Bakanlığınca yayınlanan 'Türkiye geneli koronavirüs raporu'na göre: Şimdiye kadar 15 yaş ve altı çocuklarda salgın nedeniyle 10 ölüm bildirilmiş.
Kovid-19 nedeniyle vefat edenlerin yüzde 62'si erkek,
yüzde 38'i kadın. Ölümlerin yüzde 70'i 65 yaş ve üzeri kişilerde gerçekleşmesine rağmen vaka sayılarının
sadece yüzde 11'ini bu yaş grubu oluşturuyor. 28 Haziran
dahil, İstanbul'da toplam ölüm sayısı 2.687, Doğu
Marmara'da 534, Ege'de 490, Batı Anadolu'da 336, Güneydoğu Anadolu'da ise 303
olmuş. Vakaların yüzde 86,04'ü iyileşirken,100 bin
kişiye düşen toplam vaka sayısı son 7 günde 11,8, son 14 günde 23,5 ve son 28 günde ise 41,4 olarak gerçekleşmiş.
Ülke
geneli ölüm/vaka sayısı oranı yüzde 2,57 olarak hesaplanmış.100 bin
kişiye düşen toplam ölüm sayısının en düşük olduğu
bölgeler 1.2 ile Akdeniz, 1.3 ile doğu Anadolu ve 2.1 ile Orta
Anadolu.
Erdoğan'a göre, normalleşme takviminin genişlediği haziran ayında her alanda oldukça güçlü bir canlanma yaşanmış: "Haziranda sanayideki elektrik tüketimi mayısa göre yüzde 36 daha fazla gerçekleşti. İmalat sanayisinde kapasite kullanım oranları 65,8'e kadar çıktı. Ekonomik güven endeksi 73,5 ve reel kesim güven endeksi 89,8 seviyesine geldi. Satın alma yöneticileri endeksi haziranda son 28 ayın zirvesi olan 53,9'a yükselerek ekonomik faaliyetlerdeki genişlemeyi teyit etti. Bu veriyle G-20 ülkelerinin tamamını geride bıraktık. Bu yılın ilk yarısında sanayi siciline 7 bine yakın yeni işletme kaydoldu. Sadece haziran ayında 1421 yeni sanayi işletmesi kuruldu. Bu sayı geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 91 daha fazladır. Yılın ilk 6 ayında Kocaeli, Manisa Muradiye, Kütahya Seramik, Antalya Korkuteli Mermer İhtisas, Tekirdağ Marmara Ereğlisi, Hakkari Yüksekova organize sanayi bölgeleri kuruldu. Böylece hem ülkemizde organize sanayi bölgesi sayısı 320'ye ulaştı hem de bu imkana sahip olmayan ilimiz kalmadı. Organize sanayi bölgelerimizde yılın ilk yarısında 583 yeni fabrika üretime geçti. Bu fabrikalar için sanayicilerimiz 10 milyar liraya yakın yatırım harcaması yaptı.Bu yatırımlar tamamlandığında 129 binin üzerinde vatandaşımıza yeni iş alanı ortaya çıkacak."
İhracat haziranda bir önceki aya göre yüzde 36, bir önceki yılın aynı ayına göre de yüzde 15,8 artmış. Üstelik bu başarı dünyanın büyük bölümünde salgının tüm hızıyla sürdüğü bir dönemde elde edilmiş bulunuyor. Küresel düzeyde yeniden düzenleneceği anlaşılan siyasi ve ekonomik yapı konusunda Türkiye gerçekten avantajlı bir yerde duruyor. Çıkan haberlere göre daha salgın dönemi bitmeden dünyanın dört bir yanından alternatif üretim ve tedarik kanalları için ülkemizdeki firmalarla temasa geçilmeye başlanmış.
Kur'an-ı Kerim'de "İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır" buyruluyor. Başkan Erdoğanın da dediği gibi: "83 milyon her birimiz kendi içimize sımsıkı sarılacak ve çok çalışacağız ki ülke olarak hedeflerimize ulaşabilelim. İstiklalimize, istikbalimize, kazanımlarımıza sahip çıkmak için bu gücümüzü tam kapasite kullanmamızın gerektiği bir döneme giriyoruz. Geçmişte bu milleti ya birbirine düşürerek ya siyasi ve ekonomik krizlerle oyalayarak ya teröre boğarak önüne gelen fırsatlara yönelmesini önlemişlerdi. İnşallah bu defa başaramayacaklar. Tarihi tekerrür ettirmek amacıyla içeride ve dışarıda ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar bu defa Türkiye'nin şahlanışını durduramayacaklar."
Gerçekten de şer odakları sokakları karıştırmaktan terör örgütlerini harekete geçirmeye, darbe teşebbüsünden ekonomimize tuzak kurmaya kadar her yolu denediler. Hamd olsun milletimiz özellikle son 7 yıldır bu amaca matuf yapılan tüm hamleleri boşa çıkardı. Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle Türkiye düşmanları birer birer tepelendi. Bugünlere böyle gelindi. Şu anda ülkemiz yakın tarihinde görülmedik ölçüde güçlü bir bölgesel aktör.
Şimdi büyük ve güçlü Türkiye hedefine her zaman olduğundan daha yakınız. 2023'e sağ salim ulaştığımızda artık Türkiye durdurulamaz bir güç haline gelmiş olacak. İnşallah evlatlarımıza 2053 ve 2071 vizyonlarını rahatça hayata geçirebilecekleri bir ülke miras bırakacağız. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkalım. Yeter ki ezanımızda, bayrağımızda, vatanımızda, devletimizde sembolleşen değerlerimizden taviz vermeyelim. Yeter ki 'Kim var?' diye seslenildiğinde sağına ve soluna bakmadan 'Ben varım.' diyebilecek bir gençlik yetiştirebilelim.
4
Temmuz Türkiye Günlük Korona Tablosu'na göre; son 24 saatte 1154 kişiye Kovid-19 tanısı konuldu, 20 kişi hayatını
kaybetti, toplam vaka sayısı 204 bin 610, can kaybı ise 5 bin 206 oldu. Bakan Koca Twitter'dan yaptığı açıklamada: "İyileşen toplam hasta sayımız 180 bine
yaklaştı. İyileşme sürecindeki hasta sayısı 20 bin civarında. Yoğun bakım hasta
sayımızda, önceki günlerden devam eden bir artış var. Vakaların azalma seyri
yavaş. Bugün iyileşenlerin sayısı yeni vakalardan 60 fazla" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise: salgın döneminin çalışmalarının ve emeklerinin karşılığının görülmesini sadece birkaç ay ötelediğini ifade ederek: "bu süreçte sanayiciden esnaf ve sanatkara, çalışanlardan ihtiyaç sahibi vatandaşlara kadar toplumun her kesiminin yanında olduklarını" söyledi.
Corona salgını tüm dünya için olduğu kadar ülkemiz için de sosyal, siyasi ve ekonomik pek çok alanda olumsuz etki yaptı. Salgının sağlık açısından yaptığı tahribat iyi kötü sayılarla izlenebiliyor. Diğer konularda ardında nasıl bir iz bırakacak ancak zamanla anlaşılacak. Gerçek olan şey şu ki vaka sayılarının artması ya da azalması nasıl umutlarımızı da bir barometre gibi indirip çıkartabiliyorsa, aynı şey ekonomide de siyasette de görülebiliyor. Şimdilik her konuda 'İki ileri, bir geri gidiyoruz' sanki. Kısaca sonuç en azından bir ay ötelenmiş gibi. İyileşme var ama oldukça yavaş gidiyor.
Cumhurbaşkanı Sosyal koruma kalkanı olarak adlandırılan destek programlarıyla doğrudan milletin cebine aktarılan kaynak tutarının 24 milyar lirayı geçtiğini belirtiyor. Kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteğinin süresi uzatılarak salgın sonrası dönemde de çalışanlarımızın desteklenmesine devam edilecekmiş. Özellikle salgın kaynaklı bu kısa gecikme dışında ekonomi programımız aynı kararlılıkla uygulanacak. Faizlerdeki düşüş, otomobilden konuta, tüm piyasalarda belirgin bir canlandırmayı da beraberinde getirdi. Enflasyon 2018 Ekim'deki yüzde 25 seviyesinden geçen yıl sonu itibarıyla yüzde 11,8 düzeyine kadar geriletilmişti. Şu anda da yıllık yüzde 12,6 seviyesinde. Hükümet enflasyonu, en kısa sürede tek haneli rakamlara düşürmekte kararlı görünüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise: salgın döneminin çalışmalarının ve emeklerinin karşılığının görülmesini sadece birkaç ay ötelediğini ifade ederek: "bu süreçte sanayiciden esnaf ve sanatkara, çalışanlardan ihtiyaç sahibi vatandaşlara kadar toplumun her kesiminin yanında olduklarını" söyledi.
Corona salgını tüm dünya için olduğu kadar ülkemiz için de sosyal, siyasi ve ekonomik pek çok alanda olumsuz etki yaptı. Salgının sağlık açısından yaptığı tahribat iyi kötü sayılarla izlenebiliyor. Diğer konularda ardında nasıl bir iz bırakacak ancak zamanla anlaşılacak. Gerçek olan şey şu ki vaka sayılarının artması ya da azalması nasıl umutlarımızı da bir barometre gibi indirip çıkartabiliyorsa, aynı şey ekonomide de siyasette de görülebiliyor. Şimdilik her konuda 'İki ileri, bir geri gidiyoruz' sanki. Kısaca sonuç en azından bir ay ötelenmiş gibi. İyileşme var ama oldukça yavaş gidiyor.
Cumhurbaşkanı Sosyal koruma kalkanı olarak adlandırılan destek programlarıyla doğrudan milletin cebine aktarılan kaynak tutarının 24 milyar lirayı geçtiğini belirtiyor. Kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteğinin süresi uzatılarak salgın sonrası dönemde de çalışanlarımızın desteklenmesine devam edilecekmiş. Özellikle salgın kaynaklı bu kısa gecikme dışında ekonomi programımız aynı kararlılıkla uygulanacak. Faizlerdeki düşüş, otomobilden konuta, tüm piyasalarda belirgin bir canlandırmayı da beraberinde getirdi. Enflasyon 2018 Ekim'deki yüzde 25 seviyesinden geçen yıl sonu itibarıyla yüzde 11,8 düzeyine kadar geriletilmişti. Şu anda da yıllık yüzde 12,6 seviyesinde. Hükümet enflasyonu, en kısa sürede tek haneli rakamlara düşürmekte kararlı görünüyor.
Erdoğan'a göre, normalleşme takviminin genişlediği haziran ayında her alanda oldukça güçlü bir canlanma yaşanmış: "Haziranda sanayideki elektrik tüketimi mayısa göre yüzde 36 daha fazla gerçekleşti. İmalat sanayisinde kapasite kullanım oranları 65,8'e kadar çıktı. Ekonomik güven endeksi 73,5 ve reel kesim güven endeksi 89,8 seviyesine geldi. Satın alma yöneticileri endeksi haziranda son 28 ayın zirvesi olan 53,9'a yükselerek ekonomik faaliyetlerdeki genişlemeyi teyit etti. Bu veriyle G-20 ülkelerinin tamamını geride bıraktık. Bu yılın ilk yarısında sanayi siciline 7 bine yakın yeni işletme kaydoldu. Sadece haziran ayında 1421 yeni sanayi işletmesi kuruldu. Bu sayı geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 91 daha fazladır. Yılın ilk 6 ayında Kocaeli, Manisa Muradiye, Kütahya Seramik, Antalya Korkuteli Mermer İhtisas, Tekirdağ Marmara Ereğlisi, Hakkari Yüksekova organize sanayi bölgeleri kuruldu. Böylece hem ülkemizde organize sanayi bölgesi sayısı 320'ye ulaştı hem de bu imkana sahip olmayan ilimiz kalmadı. Organize sanayi bölgelerimizde yılın ilk yarısında 583 yeni fabrika üretime geçti. Bu fabrikalar için sanayicilerimiz 10 milyar liraya yakın yatırım harcaması yaptı.Bu yatırımlar tamamlandığında 129 binin üzerinde vatandaşımıza yeni iş alanı ortaya çıkacak."
İhracat haziranda bir önceki aya göre yüzde 36, bir önceki yılın aynı ayına göre de yüzde 15,8 artmış. Üstelik bu başarı dünyanın büyük bölümünde salgının tüm hızıyla sürdüğü bir dönemde elde edilmiş bulunuyor. Küresel düzeyde yeniden düzenleneceği anlaşılan siyasi ve ekonomik yapı konusunda Türkiye gerçekten avantajlı bir yerde duruyor. Çıkan haberlere göre daha salgın dönemi bitmeden dünyanın dört bir yanından alternatif üretim ve tedarik kanalları için ülkemizdeki firmalarla temasa geçilmeye başlanmış.
Kur'an-ı Kerim'de "İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır" buyruluyor. Başkan Erdoğanın da dediği gibi: "83 milyon her birimiz kendi içimize sımsıkı sarılacak ve çok çalışacağız ki ülke olarak hedeflerimize ulaşabilelim. İstiklalimize, istikbalimize, kazanımlarımıza sahip çıkmak için bu gücümüzü tam kapasite kullanmamızın gerektiği bir döneme giriyoruz. Geçmişte bu milleti ya birbirine düşürerek ya siyasi ve ekonomik krizlerle oyalayarak ya teröre boğarak önüne gelen fırsatlara yönelmesini önlemişlerdi. İnşallah bu defa başaramayacaklar. Tarihi tekerrür ettirmek amacıyla içeride ve dışarıda ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar bu defa Türkiye'nin şahlanışını durduramayacaklar."
Gerçekten de şer odakları sokakları karıştırmaktan terör örgütlerini harekete geçirmeye, darbe teşebbüsünden ekonomimize tuzak kurmaya kadar her yolu denediler. Hamd olsun milletimiz özellikle son 7 yıldır bu amaca matuf yapılan tüm hamleleri boşa çıkardı. Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle Türkiye düşmanları birer birer tepelendi. Bugünlere böyle gelindi. Şu anda ülkemiz yakın tarihinde görülmedik ölçüde güçlü bir bölgesel aktör.
Şimdi büyük ve güçlü Türkiye hedefine her zaman olduğundan daha yakınız. 2023'e sağ salim ulaştığımızda artık Türkiye durdurulamaz bir güç haline gelmiş olacak. İnşallah evlatlarımıza 2053 ve 2071 vizyonlarını rahatça hayata geçirebilecekleri bir ülke miras bırakacağız. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkalım. Yeter ki ezanımızda, bayrağımızda, vatanımızda, devletimizde sembolleşen değerlerimizden taviz vermeyelim. Yeter ki 'Kim var?' diye seslenildiğinde sağına ve soluna bakmadan 'Ben varım.' diyebilecek bir gençlik yetiştirebilelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder