Kadir kelime olarak; değer, kıymet ve itibar anlamlarına
geliyor. Bu sözcük iki anlamda olabilir:
Bunlardan biri takdir anlamında. Allah bu gece takdirleri yani kaderleri
uygulamak üzere meleklere emir veriyor. Bunu, Duhân Suresindeki “O gece
katımızdan her hikmetli emir sadır olur“ ayetinden anlıyoruz. Diğer anlamı
ise, azamet ve şeref. Bu husus ta, Kadir
suresinin “Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır” ayetinde ifade edilmiş. Hayırlı
çünkü Allah’ın insanlığa son mesajı bu gecede indirilmeye başlanmış. Kadir
gecesi değerini bizatihi bu olaydan almakta. Zaman ve mekânlar kendi başına bir
değer ifade etmezler. İçinde yaşanan hadiseler onlara anlam ve değer katar.
İşte Kadir Gecesi de öncelikle bize Kur’an’ı getirdiği için değerli.
Rahmeti sonsuz olan Rabbimiz, bilhassa Ramazan`da,
özellikle de Kadir Gecesi`nde kullarını akıl almaz ihsan ve ikramlara mazhar
ediyor. “Sağılıyor melekler,
kanatlarında ferman / Kesiliyor bu gece, gözlerimdeki derman / Bir muştu
okunur, gökler nura haberci / Zerreden, küreye, hükmedersin ya Rahman” (Kutlu
Gece/Fırat Parlak) Anlaşılıyor ki bütün bu olağanüstü olayların düğüm noktası
Kur'an. Onu okumak, anlamak ve değer vermek kadir gecesi ile son derece anlamlı
hale geliyor.
Kadir gecesini değerlendirip ihya etmek kuvvetli bir
şekilde tavsiye edilmiş. Onu ihya etmenin yolu ise en başta, Kur’an’a değer
vermekten geçiyor. Meselâ okuduğumuz Kur’an’ı yaratıcımızdan her birimize
gelmiş özel bir mektup gibi düşünebiliriz. Belki de Muhammed İkbal’in dediği
gibi; onu okurken Kur’an kalbimize Cebrail tarafından yeni nazil oluyormuş gibi
okumalıyız. Dahası, asıl gaye onu anlamaya çalışmak olmalı değil mi? Kadir
Gecesi, aynı zamanda Rabbimizin sayısız nimetlerinin de farkında olma zamanı.
Kuşkusuz onu gereği gibi anlayıp hakkıyla değerlendirmenin yolu ise, Kur’an
okumanın ve dinlemenin yanında, yaptığı çağrıyı anlamaktan, üzerinde
düşünmekten ve rehber edinmeye çalışmaktan geçiyor.
Meselâ günde beş defa namazda Fatiha ile Rabbimizle
diyalog halindeyiz. Ne konuştuğumuzu bilmemek ne kadar garip! Neticede Kur'an'a
değer vermenin en önemli aşaması elbette ki onu yaşamaya çalışmak olmalı. Onun
yap dediklerini yapmaya, ol dediklerini olmaya çalışmalı. Kur’anî bir ahlâkla
donanmanın, onu yüreğimize yerleştirmenin yolu elbette ki onu okumak ve
anlamakla başlıyor. Kur’an’ın barış ve esenlik iklimini görebiliyorsak, o gece
meleklerin yeryüzüne neden barış ve esenlik üzere indiklerini de anlayabiliriz.
Kur'an sadece dolu bir bilgi kaynağı değil, aynı zamanda
tüm insanlığa gönderilen bir hayat kılavuzu ve yol haritası. Ancak, anlayarak
okuduğumuz ve hayatımıza yansıttığımız oranda ondan şifa ve rahmet olarak da
yararlanabiliriz. Fatiha'dan başlayıp
Nas suresiyle tamamlanan bu hayat rehberine uyulursa insanları şirkten,
zulümden ve her türlü dalaletten sakındıracaktır. Örneğin, içinde geçen kutlu
nebi kıssaları dahi o yüce yaratıcıya çağlar üstü bir iman ve tam teslimiyet
yolunu gösteriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder