22 Mayıs 2018 Salı

22 Mayıs 2018 Salı 02:00 İŞ DOKTORU .....................................İş hayatında stres

İş hayatında stres

Bir iş ortamının bizzat kendisi ya da kaprisli ve kişiliksiz bir yönetici çalışan için stres kaynağı olabilir. Ama kişinin stresi kendisinden de kaynaklanabilir.

Örneğin, ailevi sıkıntılar, geçim problemi, yaş durumu, eğitim düzeyi, bilgi seviyesi gibi konular kişiyle birlikte iş ortamına taşınabilirler.

Stresin birçok belirtisi vardır. Bu belirtilerden en önemlileri “yüksek kan basıncı, hızlı kalp atışı, kaslarda gerilim ve titreme, uykusuzluk, midede kramp ve bulantı, baş ağrısı, baş dönmesi, aşırı yorgunluk, bitkinlik, göğüs ağrısı, ağız kuruması, zayıflık, aşırı terleme, zor nefes almak, bağırsakların bozulması ve dişlerin sıkılması” olarak sayılabilir.

Toplum hayatında olduğu gibi iş ortamında da adaletsizlik bir stres kaynağı. Zira adalet kavramı devlet ve toplum hayatının olduğu kadar kişilerin ruh sağlıklarının da temelidir. 

Adaletsizlik, ister toplum hayatının genelinde, isterse yönetimsel ilişkilerin temelinde yıkıcı ve sarsıcı etki yapar. 

Böyle bir uygulamaya muhatap olan kişi, hakkını alamadığı ya da adaletin tecellisini göremediğini düşündüğünde kendisini için için yer bitirir. Sıkıntısını, uğradığı haksızlığı etrafına sık sık anlatır ki, bu durum önemli bir stres nedenidir.

Bir başka stres nedeni de ücret eşitsizliğidir. Bir çalışan, ister memur olsun ister işçi  en temel isteği ve beklentisi hakkı olan ücreti alabilmektir. Bu temel ihtiyaca uyulmazsa, memur Devlet’e, işçi Patronuna küser ve bu küskünlük yeri gelir içe kapanmaya ve kendince protestoya dönüşür. Bu da bir tür stres halidir.

Özünde kişiler hesap vermekten hoşlanmaz. Üstelik insan psikolojisinde, hataları kabullenmeme, kendisini devamlı haklı görme ve hataya mazeret arama vardır. İlave olarak denetim, teftiş, soruşturma, inceleme vb. haller soğuk ve ürkütücüdür. 

Nihayetinde geçmişe dönük olarak yapılanların hesabının verilmesi, gerektiğinde cezalandırılmak vardır. Yani, başlı başına bu olgu bile, denetim elemanından ayrı olarak, korku ve baskı nedeni oluşturur. Hele, bir de verilemeyecek hesap, yapılan bilinçli yanlışlıklar varsa, bu korku ve baskı paniğe dönüşür.

Çalışan ya da yöneticinin özel hayatında sorunlar olabilir. Kişi toplumsal ilişkilerde ve statüsünde kendisini başarısız görebilir. Bu durum zaten iş dışında da kendisini stresli yapar. 

Doğal olarak bu hali işine de yansıyacaktır. Bundan etkilenecek diğer çalışan ya da yöneticiler de olacaktır. 

Bu durumdaki her kişi iş ortamına yansıttıkları streslerinden dolayı gittikçe artan bir elektrik yüküne neden olacak, kendileri de bu olumsuz havadan fazlasıyla etkileneceklerdir. 

Peki, kaynağı ne olursa olsun stresle baş etmek mümkün müdür ? Bu sorunun cevabını bilim insanları iki ana eksende veriyorlar: Kişisel Geliştirme ve Mesleki Geliştirme. 

Kişisel Geliştirme Faaliyetleri kapsamında, çeşitli sosyal aktiviteler ve sportif faaliyetler önemli yer tutar. İnsanın düşüncesini ve içe kapanıklığını atacak, enerjisini dışa vuracak sportif etkinlikler ile kermes, konferansa katılma, panel izleme, seyahat etme, tatil yapma gibi sosyal faaliyetler bu başlık altında sayılabilir.

Mesela, bir üst düzey bürokrat, mesai sonrasında niçin futbol oynadığını şöyle açıklıyor: "Maç sırasında bütün yoğunluğu ve gerginliği atıyor, yalnızca bir şey düşünüyoruz; Meşin yuvarlağa vurmak." 

Gerçekten de öyle. İnsan bir maç sırasında her şeyi unutarak, yalnızca oyuna adapte olabiliyor. Böylece en azından maç süresince “ne amir, ne memur, ne evrak ne imza“ hiç birşey düşünülmüyor. 

Bu durum büyük bir rahatlama sağladığı için de bir bakıma rehabilitasyon gibi oluyor.

Devlet memuru ya da çalışan, kendi konusunda bilgisi ve statüsü itibariyle toplumda bir yer kazanmış durumdadır. Özellikle Devlet memuru ya da bürokrat konusuyla ilgili alanda eğitim almış, bu alanda çoğunlukla yüksek tahsil yapmış toplum meselelerine vakıf bir insandır. 

Kısacası, bu nedenle belli bir bilinç ve eğitim düzeyine sahip bir personeli, yukarıdaki kişisel geliştirme faaliyetleri ile tatmin etmek, stresini gidermek her zaman mümkün olmayabilir.

Bundan dolayı, öncelikle mesleki tatmini ve motivasyonu arttıracak başka gelişmelere de ihtiyaç vardır. Bu kapsamda, meslekte ilerleme belli bir plan dahilinde ve adaletle sağlanmalıdır. 

Bir çalışanın bulunduğu alanda sağlayacak fazla bir katkısı olmadığı fark edildiğinde yeni imkanlar ve statüler tanınmalıdır. 

Aksi halde, bir alanda ya da statüde gereğinden fazla sürede çalıştırılan kişinin strese düşmesi kaçınılmazdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder