22 Mayıs 2018 Salı

22 Mayıs 2018 Salı 14:30 GÜLÜMSETEN KELİMELER..........................Prışiklenmek, Evecek, Kukumav kuşu,


Prışiklenmek !

Sözlükte bulamadığım bir kelime. Galiba sadece hanımın lugatinde var.

Biraz iz sürüp Azericede 'prişik' kelimesi olduğunu öğrendim ama maalesef türkçe anlamını bulamadım.

Yine hanımın sözlüğüne dönersek 'Prişik' yaşanan andan kendine göre mana çıkaran, kolayca darılan, kırılan kişi anlamına geliyor.

Biraz vehimli, yerli yersiz vesvese yapan arıza bir tip bu belli ki. Belki de hanımlar arasında daha anlamlı bir kelimedir. :) Malum ya konuşmadan da yapamazlar, konuşunca da ondan neler neler çıkarırlar...


Evecek bizim çevremizde tezcanlı, aceleci ve heyecanlı kişiler için kullanılıyor. Çoğu zaman acul davranışlarıyla komik hale düşen insanlar bunlar.

Evecek sözlüklere göre 'aceleci, çabuk' anlamına geliyor. Tezcanlı insanlar için kullanılan bir tabir.

Eş anlamlı aceleci sıfatı; tez iş gören, çabuk davranan, canı tez, farfara, fırtına gibi, içi tez, ivecen, iveğen, kıvrak, sabırsız, tez canlı, telaşlı, acul bir çok benzer hali ifade eden bir kelime.

Kökeni muhtemelen 'ivmek (ya da evmek)' kelimesine dayanıyor. Çabuk davranmak anlamına gelen bir eylem. Sözlük anlamı da zaten 'acele etmek, çabuk davranmak, acele ettirmek, istical etmek' miş. Bazı sözlüklerde 'Çok istemek' olarak da geçiyor.

Sevan Nişanyan'a göre 1073 tarihli Divan-i Lugati't-Türk'te "er iwdi [adam acele etti]; kişiler ışḳa iwişdi [halk bu şeyde telaş etti]" şeklinde geçiyormuş.

Hamit Zübeyr & İshak Refet, Anadilden Derlemeler, 1932'e göre ivegen (ivecen) kişi; 'acūl yani acele eden' kişi anlamına geliyor.

Mesela 'İven kız ere varmaz, varsa da baht bulmaz' atasözü aceleci davrananların ve düşünmeden hareket edenlerin verdikleri kararlar sağlıksız olur anlamına geliyormuş.

Yine TDK, Türkçe Sözlükte 'ivme' kelimesi hareket halinde bulunan bir şeyin (...) hızında meydana gelen artımın zamana oranı, 'iv' kökü ise hızlı gitmek, acele etmek olarak açıklanmış.


Tez canlılık kimi zaman olumlu sonuç verse de, çoğunlukla can sıkıcı ve komik biçimlerde de noktalanabiliyor. Bu kişilerin sabırsız karakterleri, her istediğinin bir an önce olmasını ister. Ancak istediği olmadığında da hevesinin kaçması, küsmesi ve çabuk vazgeçmesi olağandır.


Kukumav kuşu aslında baykuşgillerden ufak, sevimli bir baykuş türü. Akdeniz havzasında en yaygın yırtıcı kuşlardan biri. Kuzey Afrika’da bile kukumava rastlanıyormuş. Yalnız bu sevimli kuş birçok ülkede uğursuzluk habercisi diye biliniyor. Muhtemelen guguk kuşu gibi ötüşünden dolayı kendisine bu ad verilmiş olsa gerek. 



Başka bazı ülkelerde de aksine insanların sevgilisi durumundaymış. Mesela Filistin’de uğurlu sayılmakta, iyi muamele ve bakım görmekteymiş.


Evcil küçük kukumavlar İtalyanların en sevdikleri ev hayvanları arasındaymış. Evde ve bahçede çok kere serbestçe dolaşmakta ve gezdikleri yerlerdeki sıçanları, sümüklüböcekleri ve benzeri zararlı yaratıkları avlarlarmış. Bu yüzden kasabalarda sokakta çalışan kundura tamircisi, terzi veya çömlekçi gibi esnafın yanında çok kere bir sopaya bağlanmış vaziyette bir, iki evcil küçük kukumav bulunurmuş.

Aslında sempatiyi hak eden sevimli bir yaratık o. Öbür baykuşlar kadar ışıktan ürkmediği için gündüz vakti de normal yaşamına devam ediyor. Kendine kaya duvarlarındaki bir oyuk, eski binalarda taşların altı, bir ağaç kovuğu, ya da bir tavşan ini gibi uygun bir köşede barınabiliyorlar. 

Türkçemizde yapayalnız, tek başına, kimsesiz anlamına geliyor. Çok üzüntülü bir durumda düşünmek 'kukumav kuşu' davranışı olarak görülüyor. 

Sessiz, sakin, hic birşey yapmayan öyle boş boş bakınan insanlara yakıştırılmış bir de. Belki de boş gezenin boş kalfası deyiminin kuşlar diyarında kuşça yorumlanmış halidir kimbilir :)

"Şalaka gibi" dedi, sordum nedir o ? "Küçük kalmış anlamında" dedi. 


Böyle kelimeler bana biraz komik geldiği için yetinmedim araştırdım. 'Şalak' Tokat yöresinde kullanılan yerel bir kelime imiş. Büyümemiş olgunlaşmamış karpuz, kavun, kelek, ham kabak, Tohumluk hıyar, domates, Kartlaşmış, tohuma kaçmış anlamlarında kullanılıyormuş. 

Ayrıca; Büyüyememiş dana, tosun, Hantallaşmış, irileşmiş, değersiz, olgunlaşmamış kişi, Üstü başı kirlenmiş erkek çocuk, Aptal, Huysuz, Arsız, Geveze, Pisboğaz ve obur kişiler için de 'şalak' denirmiş. Bir de elbise etek baskısına. 

Aynı kökten geldiği anlaşılan 'Şalaka urmak' deyimi de var ki o da 'Tekme atmak, şaplak urmak' manasında kullanılıyormuş.

Demek, Balıkesir yöresinde de kullanıldığı anlaşılan bu kelime 'Şalak' tan türeyip 'Şalaka' şeklinde tanım amaçlı özel haliyle dilimize yerleşmiş. Küçük kalmış, büyümemiş, olgunlaşmamış, ufak şeyler için söyleniyor. Belki biraz marjinal ama yine de varlığını hala sürdüren komik kelimelerden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder