24 Mart 2024 Pazar

25 Mart 2024 Pazartesi TORUNLARIMA MEKTUPLAR........................ANILAR; 25 Mart

 

Yilmaz Yalcın
KÜÇÜK/BÜYÜK ŞEYLER... albümüne yeni bir fotoğraf ekledi.

KÜÇÜK/BÜYÜK ŞEYLER…(Hayatın iki yüzü; iyilik ve kötülük(1)
"İyilik" hayatımızın doğal bir parçası. Kötünün, kötülüğün zıddı; sıcak, dost, oldukça bildik, ya da bildiğimizi sandığımız bir kelime. Sadece bizim dilimize değil, bütün dillere yerleşmiş.
Onu çok, belki de yerli yersiz bir sürü farklı anlamda sıkça kullanıyoruz günlük yaşamımızda. Üstünde hiç düşünmeden, alışkanlık halinde, gelişigüzel ve öylesine.

"Nasılsın ? İyiyim."Naber ? İyilik, senden naber ?" "Sence nasıl ? İyi, hatta çok iyi !" "Şu adamı tanıyor musun ? İyi tanırım. Çok iyi adamdır." "Geçmiş olsun, iyileştin mi ? Evet, iyiyim hamdolsun" "Kendine bir iyilik yap. Git dinlen" "İyilik yap, iyi insan ol !" "Sabret, iyilik sende kalsın" "Şu konuda ne düşünüyorsun ? Kötü, vasat, İyi, çok iyi" "Karnen nasıl ? Bir zayıfım, iki ortam, dört iyim bir pekiyim var. Hımm..öyle mi ? Daha iyi olabilirsin"
Ömer Hayyam bir rübaisinde şöyle demiş: "Okunu attı mı ölüm, siperler boşuna/O şatafatlar, altınlar, gümüşler boşuna/Gördük bütün insan işlerinin iç yüzünü/Tek güzel şey iyilik, başka düşler boşuna."
Neden böyle ? Acaba iyi olmak ve iyilik yapmak neden bu kadar önemli ?
Baktığımızda bütün kadim dini ve felsefi söylemler iyiliği yüceltiyor ve insanları iyilik yapmaya davet ediyor. Demek ki kökenleri insanlık tarihi kadar eski. Adem'le Havva, Habil'le Kabil'e kadar gerilere uzanıyor. İyilik ve kötülüğün mücadelesi de o günden bu yana sürüp gelmiş demek ki. Yoksa nasıl bu kadar genlerimize işlerdi ?
Peki iyilik nedir, nasıl yapılır ? Maddi bir şey midir yoksa sadece manevi mi? Ne zaman iyilik yapmış oluruz ? İyilik içimizde midir, yoksa öğrenilebilir bir şey mi ? Gülümsemek nasıl iyilik oluyor? Birine yol tarif etmek, birine yerini vermek, birine ihtiyaç duyduğu şeyi sağlamak iyilik midir ? İyiliğin iyilik olduğu nerden anlaşılır ? Mesela dilenciye verdiğimiz para iyilik yapmak mıdır? Ya da iyilik için iyilik yapıyorsak, yaptığımız şey iyilik midir? Gerçekten, iyilikten iyilik, kötülükten kötülük mü doğar ? İyiliklerin kötülükleri giderdiği doğru mudur ?
İyi/kötü ve iyilik/kötülük kavramı insandan insana değişir mi ki ? İnançlı insana göre İyilik ve iyi olan şey, gönlünün razı olduğu, kalbinin sükûnetle karşıladığı şeydir. Allaha itaat etmektir. Kötü ve kötülük ise şeytana uymaktır, günahtır. Kalbi tırmalayıp rahatsız eder ve gönlüne huzursuzluk verir. Bazılarına göre iyi ve iyilik insanların beğeneceği yada kendi yararına olan şeylerdir. Kötü kavramı ise adaletsizlik ve toplum düzenini bozacak şeylerdir.
Kimilerine göre de iyi ve kötü diye bir şey yoktur. Sadece menfaatleri vardır. Bu kimseler eğer kendi menfaatleri söz konusuysa arkadaşlarına bile ihanet edebilirler. Çünkü orada önemli olan arkadaş değil menfaatleridir. Yaşamları için konfor sağlayacak her şey mübahtır ve iyidir. Mesela kariyerleri için rüşvet almaları gerekiyorsa alırlar, rüşvet vermeleri gerekiyorsa verirler, iftira atmaları gerekiyorsa atarlar. Yükselmekten daha önemli ne olabilir ki onlar için.
Biraz araştırdım. Öncelikle anladığım bu kavramın dilimizde kullandığımız kadar basit olmadığı. Derya deniz bir şey bu. Neredeyse hayatın iki yarısından biri iyilik, diğeri de kötülük. Arada ne zaman kötülüğe kaydığın, nerede kurtulduğun belli olmayan belli belirsiz bir sınır var ki oralara yaklaşmamak en iyisi. Diğer taraftan, Friedrich Nietzsche'in sözleriyle "Kibar ve soylu olana iyi denir. Ama kimseyi hor görmeyene ve kimseye yukarıdan bakmayana da iyi denir. Yumuşak ve barışçıl olana iyi denilir. Ama nefsini yenen kahramana da iyi denilir. Bir şeyde ilk olmak isteyene iyi denir. Ama bir başkasından önde olmak istemeyene de iyi denir." Kim iyidir kim değil konusu da biraz durup düşünmeyi gerektiriyor.
Araştırdığım kadarıyla kelime olarak bile iyiliğin birden fazla anlamı olduğunu gördüm. Bu durum biraz da türkçemizde "iyi" ya da "iyilik" olarak ifade edilen halin çok daha derin ve geniş anlamlı bir çok kavramsal kökeni olmasından ileri geliyor.
Mesela, bu kavramlardan biri "salah". Sözlükte "iyi olmak, iyi hal üzere bulunmak, durumu düzeltmek, uygun olmak, fesadın yok olması ve istikâmet" anlamına geldiği yazılı. Bir bakıma fesadın zıddı. Yani; hayırlı, yararlı ve mutedil her şey salah oluyor. Buna göre insanın; ifrat ve tefritten uzak, itidal, istikamet ve güzel bir hal üzere bulunması, isyan, aşırılık ve bozgunculuktan kaçınması gerek. Bunlar zaten Allah'ın emrettiği, razı olduğu şeyler. Aynı zamanda imân edip bu emir ve yasaklara uyan mü'minin de güzel vasıfları.
İyiliğin bir başka türü "lütuf, kerem, ihsan, inayet" kavramları ile ifade ediliyor. Genel olarak karşılık beklenilmeden yapılan yardım için kullanılan kavramlar bunlar.
Sözlükte "iyilik, başarı, yumuşak ve nazik davranma" gibi anlamlara gelen lütuf, dinî bir kavram olarak, Allah'ın kullarına olan yardımı, onları başarıya ulaştırması, koruması anlamında kullanılmış. Zaten kelimenin kökeni de Allah'ın güzel isimlerinden biri olan ve lütuf sahibi anlamındaki "latîf" den geliyormuş. Sözlük anlamı "iyi, cömert, iyilik, cömertlik, af, bağış" olan kerem, dinî bir kavram olarak kolay ve rahat bir şekilde mali yardımda bulunma, karşılıksız yardım demekmiş. Cömert ve mert kişiye kerîm dendiği gibi, bazı eklerle bir şeyi iyi ve güzel yapmak, iyi, güzel, yararlı fiil işlemek, iyilik etmek ve ikram'da bulunmak anlamlarına da geliyormuş. İhsân kavramı ise; iyilik etmek ve iyi davranmak, iyi ve güzel fiil işlemek, bir işi, bir fiili ve bir görevi en iyi bir şekilde ve hakkıyla yapmak anlamlarında kullanılıyormuş. Sözlükte "istemek, önemsemek ve (özel olarak) ilgilenmek" anlamlarına gelen inâyet, Kur'anda yaratıcının kâinat ve âlem hakkında küllî bilgisini ve takdirini, yardım, lütuf ve ihsanını ifade etmekte imiş.
Bu anlamdaki iyiliklerin tümü karşılık gözetmeksizin yapılıyor. Örneğin alınan borcun karşılığı ödenir. Ama bu borcun verilmesi sırasında yapılan iyiliğin bedeli olmaz. İşte bu hiçbir karşılık beklemeden, karşımızdaki insanın ihtiyaçlarını karşılayan bir davranıştır. O halde bu şekildeki maddi ve manevi yardımlar, verilen sadakalar ve yapılan hayırları da iyilik olarak sıralayabiliriz. Kişinin kendisi, ailesi, çocukları ve başkaları için yaptığı fedakârlıklar da böyledir.
İyiliğin kavramsal kökenlerinden bir diğeri olan "Esenlik" ise türkçe bir kelime. Sağlığı yerinde olma, esen olma, afiyette, selamette olma durumu. Örneğin nasılsın diye sorulduğunda "iyiyim" deriz. Bu sağlığım yerinde, afiyetteyim, herhangi bir kötü durumum yok anlamında oluyor.
Yarar veya elverişlilik anlamındaki iyilik ise "nimet" karşılığı yapılmış oluyor. Örneğin; Konfüçyus "Bilgi insanı şüpheden, iyilik acı çekmekten, kararlı olmak korkudan kurtarır" diyor. İşte, bu manadaki iyilik ise adeta bir kalkan gibi oluyor. Yapılan kötülüğü bu enerji söndürüyor. Peygamberimiz "Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran" diyor. Sadi Şirazî de"Eğer düşmanın sana zarar vermesinden korkuyorsan iyilikle onun gönlünü bağlamalısın" demiş. Demek bu yüzden “Bilgi ve iyilik, her kötülüğe sed çeker.” deniliyor.
Yine, Kur’ân-ı Kerim en büyük iyiliğin kişinin kendi nefsine yaptığı iyilik olduğunu belirtiyor. Buna göre insan ne yaparsa sonuçta kendisine yapmaktadır. İyilik yapsa lehine, kötülük yapsa kendi aleyhinedir. Sonuçta bütün İrade, niyet ve fiiller insanın kendisine dönecektir. O halde insan için en değerli ve en önemli husus cehennemden kurtulmak ve korunmaktır. Bunun yolu da iyi olmak ve iyilik yapmaktır. İyi olmak için de iyilik yapılacak, iyilik istenecek ve iyilik düşünülecektir. Dünya iyilikle ayakta durduğu gibi, ahiret nimeti de iyilikle kazanılacaktır. İyiliğin temelinde iman, ibadet, yardım, sabır ve doğruluk gibi kavramlar var. Bu anlamda iman iyiliği, iki cihan saadetinin anahtarı, ruhun rahatı, aklın ve kalbin tatmin olması ve huzura ermesine yol açmaktadır. İman, ibadet, yardım, sabır ve doğruluk gibi temel kavramların, yani iyiliğin kişideki tezahürü de güzel ahlak olmuş oluyor. Bu anlamda iyilik ise elbette ki insanın en büyük sermayesi ve zenginliğidir. Çünkü, insanın ahiret yurduna götürebileceği sadece odur. Bunun için Hz. Muhammed "Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyilikleridir" demiş.
Dünyada iyilik huzur ve güvenin, kötülük ise huzursuzluk ve güvensizliğin sebebidir. İnsanı şerefli ve yüce yapan sır iyilik yapmakta ve yardımcı olmakta gizli olsa gerek. Goethe'ye göre "iyilik insanları birbirine bağlayan altın zincirdir.” Hayat iyilikle güzelleşir, ruh ve kalpler iyilikle doyar ve huzura erer. İyilik hiçbir zaman boşa gitmeyen, zarar edilmeyen, her zaman kazandıran en iyi yatırım ve en güzel tasarruftur.
Kişi için daha yararlı bir şey düşünülebilir mi ?
Bir şairimizin (Mehmet Postallı)dediği gibi; "Aldanma Oğul!/Makam, mevki elden çıkar giderde/İnsanlık ebedi ölmez be oğul/Elde ne var, ne yok, hepsi biter de/İyilik kumaşı solmaz be oğul." Kanuni Sultan Süleyman da (Muhibbî)mahlasıyla şöyle demiş: "Ölmez ol kim anıla adı anun iylik ile/Tâ kıyamet anılır ol kim kemâl üstündedir." (Adı iyilik ile anılan kişi asla ölmez; kim ki kemâl-olgunluk-üzerine yaşar, adı ta kıyamete kadar kalır)
İnsan için daha değerli ne olabilir ki ?
(Devam edecek)
Bahadır Cüneyt Yalçın'ın "Mütevazı Bir İntikam" adlı romanı çıktı !
April Yayınları, bütün büyük kitapçılarda

Yilmaz Yalcın
NE DÜŞÜNÜYORUM -I- albümüne yeni bir fotoğraf ekledi.

Referandum 16 Nisanda EVET mi HAYIR mı ?
• Sıkıyönetim uygulaması tarih oluyor. Olağanüstü Hal, darbe girişimleri ve terör tehditleri de göz önüne alınarak, yeniden tanımlanıyor.

• Mevcut sistemde Bakanlar Kurulu yetkisinde olan OHAL ilanı, yeni sistemde Cumhurbaşkanlığı’na veriliyor. OHAL ilanı aynı gün Meclisin onayına sunuluyor. Meclisin OHAL’i uzatma, kısaltma ya da kaldırma yetkisi bulunuyor.
• Bu dönemde çıkan kararnameler üç ay içinde meclis tarafından onaylanmaz ise hükümsüz kalıyor.
• OHAL ilanı ve OHAL kararnameleri Meclisin onayına sunulacağı, Meclisin OHAL’i uzatma,
kısaltma ya da kaldırma yetkisi olduğu için, Meclisin bu konudaki denetleme gücü ve sorumluluğu ön plana çıkıyor.
• OHAL de olsa seçim süreci tamamen YSK’nın denetiminde gerçekleşiyor. OHAL terörle mücadeleyi hedeflediği için güveni artırıyor. Vatandaş güvenli bir ortamda özgür iradesini sandığa yansıtıyor.
• Yargı sivilleşiyor. Askeri yargı tümüyle kaldırılıyor. Sadece disiplin mahkemelerine izin veriliyor. Askeri mahkemeler sadece savaş halinde kurulabiliyor.
• Yargıda birlik geliyor. Asker ve sivil ayrımı ortadan kalkıyor. Vatandaşlarımızın hepsi aynı yargı kurumlarına tabi oluyor. Böylece AB müktesebatına uyumlu ve demokrasi standartlarını yükselten bir uygulama daha hayata geçirilmiş oluyor.
• Yargının bağımsızlığı ifadesine “tarafsızlığı” da ekleniyor. Yargının bağımsız olması gibi, tarafsızlığı da anayasal hüküm haline getiriliyor.
• Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na yeni düzenleme geliyor. HSYK’nın yapısı ve seçim yöntemi değişiyor, adı Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) oluyor.
• Üye sayısı 22’den 13’e, daire sayısı 3’ten 2’ye düşüyor. Adalet Bakanı ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı’nın mevcut durumu korunuyor.
• HSK’nın 4 üyesi, mevcutta olduğu gibi Cumhurbaşkanı tarafından seçiliyor. Diğer taraftan HSK’nın çoğunluğunu oluşturan 7 üye ilk kez Meclis tarafından, nitelikli çoğunluk ile seçiliyor.
• Meclise üye seçimi düzenlemesiyle demokratik meşruiyet güçlendiriliyor. Yargı kurumu üyeleri arasında seçime dönük rekabet ve gruplaşma son buluyor. Meclisin iradesi öncelik kazanıyor.
• Yeni düzenlemeyle paralel yapılanmaların HSK’ya etki etme imkanı ortadan kaldırılıyor.

Biz 12 Eylül Anayasasının sıkıntılarını çok çektik. Geleceğimiz için EVET diyorum.

Yilmaz Yalcın
Gün batımı/Gün doğumu duyguları albümüne yeni bir fotoğraf ekledi.

Ürperen denize kavuşan akşam
Ne çok yalnız adam çiziyor ufka
Ne çok yalnız adam ne çok kadın ne
Yitmiş umutlar gibi bir günü noktalayan
Akşam.. / Aydın Hatipoğlu
----------------------------------
Fotoğraf: 19 Eylül 2014, Orjanda gün batımı

Yilmaz Yalcın
Çocuk albümüne yeni bir fotoğraf ekledi.

════₰ஜ۩¥♥¥۩ஜ₰══════
Seni düşündüğüm zaman
İçimde bir çocuk bahçesinin kapıları açılıyor
Dünyanın bütün çocukları doluyor içeri
Ataol Behramoğlu / Seni Düşündüğüm Zaman
═════₰ஜ۩¥♥¥۩ஜ₰══════


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder