Gün batımı/Gün doğumu duyguları albümüne yeni bir fotoğraf ekledi.
16 Ocak 2017
Güneş çekildi demin,
Sıra sende
olacak
Sevgili adayım,
Herkesin bir siyasi görüşü olabilir. Bu görüşler siyasi
akımlardan, ideolojilerden, tarihten, ekonomiden, felsefeden ve dini inanç gibi
pek çok kaynaktan beslenirler. Toplum içinde kitapla, sanatla ve iletişim
kanalları yoluyla yayılır, çoğalır, taraftar bulurlar. Siyasi fikirlerin temel
özelliği devlet ve ülke yönetimiyle ilgili olmasıdır. Bu iddia dolayısıyla da
demokrasilerde seçimlere odaklanmış politik faaliyetler olarak karşımıza
çıkarlar. Her siyasi görüş sahibi mutlak bir politik eylem içinde değildir ama
politika içinde olanlar kesinlikle siyasi amaçları olan kişilerdir. Ancak, her politik eylem içinde bulunan da siyasi olmaz.
Zira siyasi olmak için politik bir süreçten geçip
seçilmek gerekir. Mazbatasını alıp ülke idaresinde artık bir rol sahibi olan
kişi, nihayetinde siyasi bir kişiliğe ulaşır. Siyasiler görevleri icabı
düşüncelerini kamusal alanda hayata geçirmek üzere politikalar geliştirirler.
Toplum nezdinde güçlü kalmak ve yeniden seçilmek için politik faaliyetlere
muhtaçtırlar. İçinde oldukları örgütleriyle birlikte politika yapar ve konuşurlar.
Örneğin mahalli idarelerde görev almak üzere aday olanlar başlangıçta politik
bir kisve taşırlar. İster muhtar, ister meclis üyesi, ister belediye başkanlığı
için mücadele ediyor olsunlar siyasetin onlar için belirlemiş olduğu politik
kulvarda yarışmaktadırlar. Elbette siyasi görüşleri vardır ve doğal olarak
siyasilerle de etkileşim içindedirler. Adayların seçilme sürecinde izledikleri
yol, uyguladıkları strateji ve taktikler de tamamen politik bir faaliyettir.
Politikalar neticede siyasetin uygulama biçimleridir. Bir
yanıyla parti çalışmaları, teşkilatlanma, seçim kampanyaları ve propagandalar
da bu kapsamdadır. Öte yandan siyasetin ulusal bazda yasal mekanizmalar
eşliğinde takip ettiği uygulamalar,
ekonomik ve sosyal paketler, projeler de onun politikalarını oluşturmaktadır.
Bunu hem kendileri, hem emrindeki kamu kurum ve görevlileri, hem de
dayandıkları politik teşkilatlanmalar vasıtasıyla icra eder ve savunurlar. Bu
alanda siyaset ve politika birbiriyle içli dışlıdır. Birbirlerinden etkilenir,
yine birbirlerinden güç alırlar. Siyaset bir fikirse, politika eylemdir.
Siyaset bir akılsa, politika o aklın dile, ele ve ayağa yansıyan biçimidir. Bu
anlamda adeta bir paranın, bir madalyonun iki yüzü gibidir bu kavramlar.
Tabi ki göreve talip olanların iddia sahibi oldukları kamu
görevleri için bazı politik öngörüleri, çözümleri, amaçları, hedefleri,
strateji ve projeleri vardır. Topluma yansıyan vizyon, ilke, amaç ve hedefleri seçilebilmek üzerine
tasarımlanmıştır. Ancak bunlar, seçmen nezdinde bir karşılık görüp ne kadar oya
dönüşüyorsa o kadar kıymet ifade ederler. Neticede öngörülen projeler ancak
seçildikleri takdirde uygulanabilecektir. Bir başka deyişle seçmenlerin oyu
karşılığı bunların hayata geçirilmesine söz verilmiş olmaktadır. Seçildiklerinde, bir yanıyla siyasi bir
yanıyla kamu görevlisi olacaklarından o vaadler artık onlar için bir yol
haritasına dönüşür. Zira artık kendilerinden beklentileri karşılamak zorunda
olan bir görev ve yetki sahibi olmuşlardır.
Hz.Yusuf aleyhisselamı bilirsiniz. Hani o daha küçücük
bir çocukken kardeşleri tarafından kıskanılıp kuyuya atılmıştı da oradan geçen
bir tüccar tarafından çıkarılıp köle olarak mısıra götürülmüştü. Kur'an, Yusuf’un Mısır hükümdarından talebini
bize şöyle beyan ediyor: “Beni ülkenin hazinelerine bakmakla görevlendir. Benim
onu çok iyi koruyup kollayacağıma, bu konudaki bilgi birikimime
güvenebilirsiniz. Çünkü iyi korurum, iyi bilirim." İşte o Yusuf’un Allah
ecrini zayi etmemiş, şanı ve şerefiyle onu zindanlardan çıkarıp, devlet içinde
iktidar ve yetki sahibi yapmıştır. Böylece Yusuf Mısır’da talip olduğu sağlam
bir iktidar zeminine yerleştirilmiş, bu iktidar gücüyle Allah için, ülkesi için
gerekeni yapabilsin istenmiştir.
Çünkü o yetki sahibi bir yönetici olarak ülkede hem
adalet, hem de tevhid üzere yeni bir yönetim gerçekleştirmek istiyordu. Ancak o
günün şartlarında mısır ülkesi için birinci derecede önemli olan şey gelecek
kıtlık yılları için tedbir almaktı. Nihayetinde Allah bu sorun üzerinden onu,
ilmini açığa vurmak, çözüm fikrini adeta bir proje ve program halinde hükümdara
sunmak suretiyle zindandan kurtarıp yüksek yetkilerle mısır ülkesine hazineler
nazırı yapmıştır. Dikkat edilirse "Beni bütün hazinelerin başına
getir" diyen Hz. Yusuf, aslında sadece bir makam istememiştir. Ne yapacağını
açıklamış ve bunun için özellikle tam yetki talebinde bulunmuştur. İşte bu
yüzden bizim kültürümüzde Yusuf'un talebi misal gösterilerek, bir insanın kendi
kabiliyetini açığa vurmak suretiyle kâfirden bile yöneticilik alması caiz
görülmüştür. Ancak bunun şartı; adalete riayet etmek, görevin gerektirdiği
hususları hakkiyle ifa edeceğine güvenmek ve o işin ehli olmaktır. Demek ki
ihlas, ehliyet ve liyakati, talip olduğu hizmetle ilgili projeleri olması
kaydıyla siyasi görevler istenebiliyor.
Ama işte sadece talip olmak, hatta seçilmek yetmiyor.
Adayın daha sonrası için öncelikle iyi bir stratejik planı olmalı. Bu da,
örgütün/kurumun iç ve dış çevresindeki değişimi tümüyle dikkate alarak misyonun
ne şekilde gerçekleşeceğini gösteren bir yol haritası içermeli. Bu anlamda
amaca ve hedeflere ulaşabilmek, hizmetlerde etkinlik, etkililik, kalite ve
sürekli gelişimi sağlayabilmek için bazı somut proje ve faaliyetler gerektiriyor.
Ancak, unutulmamalıdır ki başlangıçta öngörülen projeler listesi hiçbir zaman
işlerin nasıl yapılacağını söylemez. Hatta strateji veya planlar da kendi
başına bir anlam ifade etmezler. İyi çalışılmamış, temeli sağlam olmayan ve
detaylandırılmamış projeler süslü bir yalan olmaktan öteye geçemezler. Daha da
önemlisi projelerin ne olduğu ve ne kazandıracağı kadar nasıl uygulanacağı da
önemlidir. Yani maslahat.
Ahmet Şerif
İzgören bu alanda çalışmaları olan iyi bir kişisel gelişim uzmanıdır. Bir dönem
Bursa’da kendisiyle dostluğum, iş arkadaşlığım oldu. "Avucunuzdaki
Kelebek" adında çok güzel bir kitabı vardır. Başarı dahil herşeyin insana bağlı
olduğunu anlatır. Size oradan bir hikaye: "On yaşındaki bir Japon çocuğun
en büyük hedefi dünyaca ünlü bir dövüşçü olmakmış. Ancak beklenmedik bir trafik
kazası sol kolunu tam omuz hizasından alıp götürmüş. Ama gene de ailesi
oyalansın diye, onu Japonya’nın en ünlü hocalarından birinin yanına vermiş.
Hoca, çocuğa tek kolla ve sadece sağ kolla yapılabilecek bir hareket öğretmiş. Çocuk
tek bir hareket için senelerce çalışmış. Artık o hareketi dünyada en iyi yapan
kişiymiş. Başka bir hareketi öğrenmek istediğinde hep ‘sen sadece bu hareketi
bileceksin, bu harekete çalışacaksın ve bu hareketi dünyada en iyi yapan
olacaksın o sana yeter’… cevabını alıyormuş. Hoca, günün birinde öğrenciyi bir
turnuvaya yazdırmış. Oğlan korku içinde. Tek kol, tek hareketle turnuvaya nasıl
katılacak ? Uzun lafın kısası çocuk önüne çıkan dev gibi rakipleri perişan edip
turnuvayı kazanmış. Kucağında kupası evine dönerken dayanamamış ve hocaya
sormuş: ‘Hocam ben bunların hepsini nasıl yendim ?’ Hoca gülümsemiş: ‘Evladım
senin zaferinin üç sırrı vardı: Birincisi, aklına bir hedef koydun. İkincisi,
en zor hareketlerden birini mükemmel öğrendin. Üçüncüsü de senin bu öğrendiğin
ve yaptığın harekete karşı bir tek savunma hamlesi vardı, o da; hareketi
yapanın, yani senin sol kolunu tutmak !”
Sevgili adayım. Öyle ya da böyle, inşallah elbet sonunda muradına nail olup seçileceksin. Ama cicim günleri çabuk geçer, şaşırmamalısın. O zaman sıra sende olacak. Bir davan, ufkun, projen yoksa işin zor olur. İnsanlar sözlerini tutmanı bekler. Yapamadığın her iş, havada kalan her proje ilmek ilmek boğazını sıkar. Vurdumduymaz davranıp, ‘dün dündü bugün bugündür’ deyip vaziyeti idare ile günleri yılları tüketmek kolay görünebilir. Ancak, beldene, şehrine ülkene çok büyük zararın olur. Belki kameralardan, insanların dilinden, kapındaki, peşindeki insanlardan kaçabilirsin ama kendinden kaçamazsın. Her aynaya baktığında burnun daha fazla uzamış olacak. Zira söylediğin her yalan başka yalanları üretmiş, nihayetinde kendini çirkin politikanın içinde dönüp duruyorken görüyor olacaksın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder