6 Ocak 2021 Çarşamba

06 Ocak 2021 Çarşamba 16:00 SİTE YÖNETİMİ..................................Neden olmasın?

Neden olmasın?

Orjan bu yıl 43 yaşına girdi. İlk yapılan evlerde 33-34 senedir yaşanıyor. Ağırlıklı kullanım herkesin kendi evini yapma serbestliği ile birlikte 1990’lardan itibaren başladı. Yedi yıl sonra Orjan artık yarım asrı geride bırakmış olacak. Nerden bakarsak bakalım önemli bir zamanı birlikte geçirdik. Bizim gibi eski üyeler yaşayan babalarıyla buraya geldiler. Yeni doğan çocuklarını burada büyüttüler, şimdi torunları da erişkin delikanlılar. Neredeyse dört kuşaktır buradayız.

Zaman geçiyor, pek çok şey değişiyor. Bir zamanlar en önemli meselemiz yönetimin Ankara’dan Orjan’a gelmesiydi. Oldu ama çabuk unuttuk. Subasmanların yapılması zorunlu olmasaydı bir sonraki aşamaya geçemeyecektik. Onu da yapabildik ama bu defa konutların yapılması devasa bir sorun olarak gözümüzde büyüyordu. Önce kooperatif olarak yapmayı denedik. Olmadı, çok kötü sonuç alındı, yeniden darboğaza girdik.  

O zincirden plana uygun olmak kaydıyla herkesin kendi evini yapma kararı bizi kurtardı. 1987’den itibaren inanılmaz bir konut sıçraması görüldü. İnsanlar evlerini yapıp oturmaya, yazları gelmeye başladılar. Orjan büyük bir hamle yapmıştı. O günlerde genel kurullarda hararetle konuşulan bir konu hatırıma geldikçe gülümserim. Bahçelere toprak getirilmesi işinin ihale edilip edilmeyeceği tartışılıyordu. Bir mühendis yaptığı hesabı bizim anlayabileceğimiz şekilde şöyle özetlemişti: “300 metre yükseklikte, bir kilometre çapında orta büyüklükte bir tepenin orjan’a taşınması gerek!”

Zaman geçiyor, yaşadıkça önümüzdeki işler dalga dalga üzerimize geliyordu. Köprü yapılması, su şebekesinin inşası ve su deposu ihtiyacımızın giderilmesini de böyle bir değişim aralığında başarmıştık. Çok sayıda bir taraftan evlerini yaptı, ödemelerini aksatmadı ve neticede bütün bunlar aşılmış oldu. Dev gibi sorunlar birer birer bitiyordu. Toprak konusu da zaman içinde ve doğal olarak halloldu. Evini yapan, bahçesini yaptı, gerekli olan toprağı da kendisi bulup getirdi.

Ama ardından gelen kanalizasyon yatırımı adeta hepsini yuttu geçti. Bir anda fark etmiştik ki, böyle 10 bin kişinin yaşayacağı bir sitede fosseptik çukurları gayet ilkel bir sistemdi ve işe yaramayacaktı. Yine iş başa düşmüştü ve o zamanın şartlarında büyük meblağlarla oldukça güçlü bir kanalizasyon sistemi inşa edildi.

Çalıştırıldığı ilk günü hala hatırlarım. O zamana kadar en büyük dert saydığımız taban suyu ve işe yaramayan drenaj kanalları birdenbire gündemimizden düşüvermişti. Çünkü kanalizasyon büzleri geçirgen olduğundan orjan’dan şarıl şarıl taban suyu aktı gitti dereye. Bu defa da boşa çıkan drenaj kanallarından nasıl kurtulabileceğimizi düşünmeye başlamıştık. Yapıyor bitiriyorduk ama yeni yeni konular ekleniyordu gündemimize.

İçinde yaşanılan bir yerleşim yerinin kendine özgü ihtiyaçları vardı ve karşılanması gerekiyordu. Meselâ şu ana kadar yıllardır keyifle içtiğimiz tatlı suyun miktarını arttırmak için 3-4 tane daha kuyu açmamız gerekti. Yollarımızın, oto parklarımızın taş parke yapılması, kaldırımlarımızın betonlanması işine girildi. Orjan'da 5 yıl boyunca taş parke imalatı yapıldığını kaç kişi bilir acaba?

İnsanlar etrafın yeşillendirilmesini istiyordu; fidanlar dikildi çiçekler ekildi. Market istiyordu, ptt, polis noktası istiyordu, açıldı. Eğlenmek istiyordu; gazino, cafe, büfe işletmelerimiz oldu. Çok güzel bir cami yapıldı elbirliğiyle. Spor alanlarımız, sağlık ocağımız oldu zamanla. Önce Belediye otobüsü, sonra da dolmuşlar çalışmaya başladı Orjan-Burhaniye arasında. Dört ayrı bölgede plajlarımız oldu. Eskiden bir de ahşap iskelemiz vardı, sonra herşeyin plastiğe dönüştüğü gibi o da tarihe karıştı. Yerine iki plastik geçici iskele, iki de duba konuldu.   

Bu arada yıllar geçtikçe Orjan’ın ilk sahipleri de değişti. Ölenler oluyordu, satıp gidenler oluyordu. Her genel kurulda farklı insanlarla karşılaştık. Zaten eskiden beri en önemli derdimiz olan etkin ve verimli genel kurul yapamamak daha da bariz hale geldi. Yönetimin aklına koyduğu kararlar kalabalığın imkan verdiği zafiyetten de yararlanılarak türlü genel kurul hileleriyle geçer oldu. Artık insanlar bir tek şeyi merak ediyordu: aidat ne kadar olacak?

Bu arada zamanın çarkları durmuyor yeni yeni gündemlerle işliyor, dönüyordu. Beton iskele yapılması o günlerin hediyesidir. Deniz kirliliği sorunları o günlerden artarak gelen bir mirastır. Yazları evlerine gelenler her yıl daha yeşil, daha canlı, daha gelişmiş bir orjan istiyorlardı. Şimdi artık marketlerimiz, cafelerimiz, pide fırınımız, Sahil yolu olarak çalışan minübüsümüz, ayrıca Edremite gidip gelen bir belediye otobüsümüz, haftada bir pazarımız bile var. Orjan cafe adında çok şirin mi şirin bir yeme içme mekânımız var.

Şimdi düşünüyorum da 2000’in ortalarından başlayarak bir 10 yıl boyunca Orjan’ın en güzel günlerini yaşadık birlikte. Ne yazık ki hiçbir şey aynı kalmıyor, eskiyor, yıpranıyor, farklı şeylerle hayat devam ediyor. Önce sahil yolu yapıldı Büyükşehir tarafından. Yıllardır dilimizden düşmeyen deniz kirliliği de Baski yatırımlarıyla sona ermek üzere. Burhaniye belediyesinin hukuksuz olarak aldığı atık su bedelleri de yasal zeminde Büyükşehir Baski'ye geçmiş bulunuyor. Ayrıca Orjan'da yenilenmesi gereken kanalizasyon sistemi için üç alternatifli keşif hazırlıyorlar. Doğal gaz hattı bize kadar ulaştı. Belki iki yıl içinde evlerde kullanılmaya başlayacak. Bu arada da Denetko-İmko-Haberkent ve Orjan Mahalle olma yolunda ilerliyor. Bütün bunlar ne demek? 

Bütün bu süreç yaklaşmakta olan geleceğin ayak sesleri. Birlikte hareket etmemiz gereken stratejik kuruluşlar, "Orjan sitesi"ne hizmet için elini uzatmış durumda.  Bu el havada mı kalacak? Hala "yazı yazdık, gösteri yaptık, protesto ettik" mi diyeceğiz? 

Olacak olan oluyor. Şantiye elektriğinden normal tüketim sistemine geçmek ancak 5 yıl patinaj yapıldıktan sonra önemli bir harcama yapılarak gerçekleşti. Halbuki akıl için yol birdi, bir an evvel karar alınıp tedaş’a devretmek gerekiyordu. Sonunda oldu ama şu anda o günleri hatırlayan, ders alan kaç kişidir bilemiyorum. Ha bir de bonusu oldu bu sistemin orjan’a. 3-4 yıl süren tartışmalardan sonra arta kalan parayla bir yüzme havuzu kompleksi yapılmış oldu sonunda.

40 küsur yılı arkada bırakmış bir yazlıkçı sitesi olarak bugün herkesin birbiriyle saygı ve sevgi çerçevesinde, kaliteli, keyifli, huzur ve güvenlik içinde yaşamak istediği bir yer Orjan. Bir tatil beldesi görünümü ve beklentileri hakim şu anda. Her şeyin çok güzel olacağına, birlikte başaracaklarına inanmak istiyorlar. Geleceğe umutla bakabilmek için yine devasa talepleri var yönetimden.

Daha güvenli, huzurlu ve temiz bir sitede yaşamak istiyorlar. Ortak aklın kullanılarak, daha hoşgörülü, katılımcı ve şeffaf bir yönetim anlayışı bekliyorlar. Öncelikle güvenliğin sağlanması, alt yapının iyileştirilmesi, hayvan haklarına saygı ve çevre kirliliğinin giderilmesi talepleri yükseliyor. 15-20 gün tatil, bir ya da üç aylık kısa bir yaz sezonunda dinlenmek, mutlu olmak iyi vakit geçirmek istiyorlar.

Fakat, değişim rüzgarı yine bizi rahat bırakmıyor. Pek çok iyi gelişme var, yanında da pek çok kötü işaret. Kooperatif ömrünü ikinci 20 yıl için suni olarak uzattı, ama onun da zamanı gelmek üzere; Ne olacak? Farkında mısınız kendimize artık kooperatif diyenimiz çok az. Çoğunluk “site” demeyi doğal bir refleksle yapıyor. Talepler de kooperatif amaçlarını aşmış vaziyette. Ne zaman bu stratejik adımı atıp normale gireceğiz? Bugün karar alsak bile, bir yandan tasfiye, öbür yandan yeni site yönetim sisteminin oturması nereden baksanız 5 yıl alır.

Her adımın bir bedeli olur, ancak korkunun ecele faydası yok. Olması gerekenin bir an evvel olması en doğrusu değil mi? Çünkü tek derdimiz de bu değil. Sitemiz ortalama 40 yaşında. Su sistemimiz ve kanalizasyon şebekemiz eskidi, yenilenmesi gerekiyor. Yollar, kaldırımlar bozuldu. Plan dışına çıkılarak 40 yamalı hale gelen evlerimiz, bahçelerimiz sorun olmaya başladı. Doğal gaz kapıda, belki önümüzdeki 5 yıl her taraf delik deşik olacak. Evlerimiz maalesef sulu bir zemin üzerine dolgu toprakla inşa edildi. Önemli bir kısmında rutubet var. Demirlerde, demir su borularında ve elektrik tesisatlarında çürümeler var. Su, doğalgaz, kanalizasyon bağlantıları dahil evlerimizin alt yapısı ciddi şekilde elden geçirilmeyi bekliyor. Geciken her iş bizi daha masraf ödemek mecburiyetinde bırakacak.

Son yıllarda suyumuzun tadı bozuldu. Çoğu aile artık onu içme suyu olarak kullanmıyor. Kullanım suyu olarak bile zaman zaman yetersiz kalıyor. Altımızda neler oluyor uzmanların konusu ama sanki orada da yolun sonuna geldik gibi. Bu yıl kuraklığın da etkisiyle belki daha fazla hissedeceğiz kıymetini. Daha ne kadar idare eder onu da bilemiyorum. Gelecek için düşünülmesi gereken bir mesele daha. Evlerimiz birbirine bitişik vaziyette. Allah göstermesin bir yangın halinde sonuç ne olur? Deprem kuşağı üzerindeyiz. Meydana gelebilecek 7 üzeri bir depremin vereceği zararı düşünmek bile istemiyorum.

Amacım insanları korkutmak değil. Ancak geleceği de görebilmemiz gerekiyor. Popülist söylemler hoştur ama bizi hayal kırıklığına uğratabilir. Önümüzde zamanın dayattığı önemli kararlar, büyük işler var. Kaçınılmaz yatırımları ertelemek geleceğimizi boğmak demek. Site yönetimine geçmeyi başarmamız gerekiyor. O zaman Büyük şehir, belediye ve genel olarak kamu idaresi ile birlikte hareket etmek daha kolay olur. Kolay olmayacaktır biliyorum. Zor günlerin arefesindeyiz, onun da farkındayım.

Ama, Orjan bu güne kadar çok şeyi başardı. Bunları da yapabiliriz. Bir vizyonumuz olmalı ve ona inanmalıyız. Neden olmasın?

1 yorum: