15 Aralık 2020 Salı

15 Aralık 2020 Salı 21:30 CORONA GÜNLERİ........................................Hastalık ve ölüm

İncir ağacı

Hastalık ve acı denildiğinde Anadolu insanı kadar bunu yaşamış pek az millet vardır. Ya da şöyle diyelim acısını türkülerle ölümsüzleştirmiş pek az kültür vardır dünya üzerinde. Mesela “Hastane önünde incir ağacı” böyle bir türkü. Çok acıklı bir salgın hastalık hikayesinden doğmuş. Verem yüzünden sözlüsünü göremeyen bir genç yakmış. Sayın ki corona hastası olmuş. Hani öyle bir hastalıktan hastaneye düşüp kurtulamamış deyin, aynı şey:

 

Hastane önünde incir ağacı (anem ağacı)/Doktor bulamadı bana ilacı (anem ilacı)/Baştabip geliyor zehirden acı (anem vay acı)/Garip kaldım yüreğime derdoldu (anem derdoldu)/Ellerin vatanı bana yurdoldu (anem yurdoldu)/Mezarımı kazın bayıra düze (anem vay düze)/Yönünü çevirin sıladan yüze (anem vay yüze)/Benden selâm söylen sevdiğimize (sevdiğimize)/Başını koysun karalar bağlasın (anem bağlasın)/Gurbet elde kaldım diye ağlasın (anem ağlasın)

 

Hikayesi şöyle: Komşu kızıyla beşik kertmesi olan bir genç askerde vereme yakalanır. Hava değişimi olarak Yozgat’ın Akdağmadeni’ne gelir. Sözlüsünün ailesi kızlarını göstermek istemez. Genç tedavi için İstanbul’da hastaneye yatar. Pencereden gördüğü incir ağacından aldığı ilhamla bu türküyü söyler. Yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayan genç, hastanede ölür. Ailesi cenazesini Yozgat'a getiremez ve İstanbul’da defnedilir.

Ya da kimbilir nasıl bir acıklı ayrılık/hastalık hikayesinden havalandırılmış şu türküyü bir dinlemelisiniz: “Şu uzun gecenin gecesi olsam/Sılada bir evin bacası olsam/Dediler ki nazlı yarin pek hasta/Başında okuyan hocası olsam/..” Hasta olmak ne demek; eşi, sevdiği hasta olması ne demek hissedersiniz. 

Ülke olarak bugün corona musibetine düçar olalı 278.nci gün. Her gün güncel corona tablosu yayınlandığında hastanelere düşen yeni hastalar, yoğun bakımda hayat mücadelesi verenler, yenilip vefat edenleri birer sayı olarak görüyoruz. Ancak her hastalık bir yıldırım gibi düşer aramıza. Bazısı canından olur, bazısı da yaralanır hastanelerde şifa arar. 

Yakınları için acı ve ayrılık demektir sayılardaki her "vaka". İlaveten hastasına sarılamaz, göremez bile. Bulaşmasın diye herkes kendi can kaygusuna düşer. Vefat eden canlarını dahi alel acele toprağa verir. Hülasa acıdır bu süreç, kaldırması zor bir yüktür. Bugün itibariyle 229 kişi daha vefat etmiş. 5.064 yeni hastamız var. Yoğun bakım ünitelerinde ağır hasta sayımız da 5.980 olmuş. Evinde ya da hastanede tedavi gören tüm hastalarımız ise 219.755 görünüyor. Ölenlere rahmet olsun, hastalara da yüce Allah'tan acil şifa diliyorum.

İbret ister isen ölüm yeter!

Eski bazı esnafın dükkânında çerçevelenmiş şu sözleri görmüşsünüzdür: “Dost istersen Allah yeter/Mürşit istersen Kur’an yeter/Delil istersen Muhammed yeter/Meşgale istersen ibadet yeter/Zenginlik istersen kanaat yeter/Şeref istersen islâm yeter/İbret istersen ölüm yeter/Düşman istersen nefsin yeter/Bunlar da yetmezse, Cehennem yeter”.

Gerçekten de ölüm her şekilde büyük ibret. Bir zamanlar ateist olduğunu bildiğim biri şöyle demişti: “Dünyada en gerçek şey ölüm”. Muhtemelen dünyanın bir varmış bir yokmuş halini, yalanlığını ifade etmek istemiş olmalı. Ölümden ötesine inanmayan biri için onun gerçekliği çok çarpıcı bir son.

 

Türkiye corona sürecinin 279.ncü gününde. Ölümlerde henüz bir iyileşme yok. 30 Ekimde 78 kişi vefat etmişti. 5.nci kabarmaya göre 3 Kasımda 79, 7 Kasımda 81, 13 Kasımda 93, 16 Kasımda 94, 17 Kasımda 103, 18 Kasımda 116, 19 Kasımda 123, 20 Kasımda 141, 21 Kasımda 135, 22 Kasımda 139, 23 Kasımda 153, 24 Kasımda 161 ve nihayet 25 Kasımda 168’i görmüştük.

Ancak rakamlar burada da kalmadı maalesef. 26 Kasımdan itibaren sayılar; 174, 177, 182,185, 188, 190, 193, 187, 193, 196, 195, 203, 211, 217, 220, 226, 222, 218, 229 oldu ve 15 Aralık itibariyle bugün 235 ile tüm zamanların en yüksek noktasına ulaştı. Görünen şu ki yoğun bakım hasta sayılarının 6000'e dayandığı bir tabloda bu yükseliş daha devam edecek gibi görünüyor. Ne zaman inişe geçer bu alınan tedbirlere bağlı.

Yeni hasta sayısındaki, dolayısıyla da yoğun bakım hasta sayılarındaki azalma ölümlerin de düşme sürecini başlatacak. Bu ne kadar sürer önümüzdeki günlerde göreceğiz. Şu an için ölüm oranımız (Toplam ölüm 16.881 / Toplam vaka 1.898.447=) %0,089 görünüyor. Yani pozitif çıkan her 1000 vakanın 89’u maalesef kurtulamıyor bu hastalıktan.

Öte yandan iyileşme oranı (Toplam iyileşen 1.661.191 / Toplam vaka 1.898.447=) %87,5 seviyesinde. Halen tedavi görenler de (Toplam vaka 1.898.447 - Toplam ölüm 16.881 - Toplam iyileşen 1.661.191 =) 220.375 kişi. (%11,6)  5.988 olan yoğun bakımlık ağır hasta sayısının tedavi görenlere oranı ise bugün itibariyle (5988 / 220.375=) %2,7 görünüyor.

Ağır hastaların artışı halen endişe verici. 1 kasımda 2.177 iken 2 kasımda 2.341, 4 kasımda 2.464, 5 kasımda 2.564 ve 9 kasımda da 2.867 oldu. Oysa ilk kabarmada en yüksek entübe hasta sayısı 20 Nisanda 1.909 olarak görülmüş, kasım başına kadar da 2 bini hiç aşmamıştı. Ayın ikinci yarısında 3 binleri aşarak dört binlere doğru yükseldiğini gördük. 16 kasımda 3.610, 19 Kasımda 3.850, 21 kasımda 4.121 ve nihayet 22 Kasımda da 4.217’ye ulaştı.

 

25 Kasımda 4.641 den başlayarak sırasıyla; 4.711, 4.816, 4.903, 5.011, 5.190 oldu. Aralık ayında da artış devam etti. 5.303, 5.502, 5.601, 5.703, 5.800, 5.901, 5.943, 5.952, 5.961, 5.973 ve 15 Aralık itibariyle de bugün 5.980 oldu. Görünen; yoğun bakım sayılarındaki hızlı artış azalsa da halen devam ediyor.   


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder