İzmir'in kurtuluşu
Bugün Kurtuluş Savaşımızın başladığı ve bittiği yer olan İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 98. yıldönümü. Kentin 15 Mayıs 1919'da Yunan ordusu tarafından işgaliyle başlayan süreç 3 yıl 4 ay sürmüştü.
İzmir'in Kurtuluşu, 26 Ağustos'ta başlayan Büyük Taarruz sonucu Türk ordusunun Yunan işgali altındaki İzmir'e 9 Eylül 1922'de girmesiyle gerçekleşmişti. İşte bu tarihi olay her yıl olduğu gibi bu yıl da coşku içinde anıldı. Kutlu olsun.
26 Ağustos 1922'de başlatılan Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı'nın son aşaması idi. Beş gün içinde kesin sonuç elde edilmiş ve Yunan ordusu mağlup edilmişti. 30 Ağustos'ta Başkomutan Mustafa Kemal Paşa "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" emrini vermesi üzerine 2 Eylül'de Uşak'a girildi. Ardından Dumlupınar Meydan Muharebesi'nde Yunanistan Küçük Asya Ordusu'nun başkomutanlığına getirilmiş olan General Nikolaos Trikupis tutsak edilmiş oldu.
Yunan birlikleri ve Rum siviller Anadolu'dan çekilirken Türk birlikleri de İzmir'e doğru hızla ilerlediler. 9 Eylül 1922 sabahı 2.nci ve 1.nci Süvari Fırkaları İzmire girdi. Sonrasında 5. Süvari Kolordu Komutanı Mirliva Fahrettin Paşa da birlikleriyle saat 10.00'da İzmir'deydi. Yüzbaşı Şerafettin Bey, yaralanmış olmasına rağmen Konağa girip balkona Türk bayrağını dikti. Hükümet Konağı'na bayrağın dikilmesinin hemen ardından Sarıkışla'ya ve Kadifekale'ye bayrak çekildi. Böylece İzmir'in işgalden kurtuluşu ilan edilmiş oldu.
Mürsel Paşa bir Fransız harp gemisi telsizi vasıtasıyla, İzmir'e girildiğini Ankara'ya bildirmişti. Belkahve'den tarihi günü izleyen başkomutan Mustafa Kemal Paşa, yanında Fevzi ve İsmet paşalar olduğu halde İzmir'e girdiler. Fahrettin Paşa ile doğruca Hükümet Konağı'na gittiler. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa Konağın balkonundan, o meşhur; başarıyı millete mal eden kısa konuşmasını yaptı.
Bursa'nın kurtuluşu
Bugün corona günlerinin 185.nci günü. Artık evimize, Ankara'ya dönüyoruz. tobüsümüzde yalnızca 8 kişi var. Tedbirlere uygun seyahat ediyoruz. İki şoför bir muavin görevlerini en güzel şekilde yerine getiriyorlar. Keyfimiz yerinde, 3-4 numarada etrafı seyrede ede gidiyoruz.
Yalnız bugünlerde Ankara lafı geçince hemen herkes "Aman Ankara çok fenaymış" diyor. Bu da bizim moralimizi bozuyor tabi. Ne yapalım, evimiz orada torunlarımızı da özledik. Gidince bir hafta on gün kendimize karantina uygulayacağız. Sonrasında bile zorunlu olmadıkça çıkmayız, çıktığımızda da tedbirli oluruz inşallah.
Bu kış salgınla birlikte yaşayacağız. Kaçacak yerimiz yok. Büyütüp virüsten önce kendimizi hasta etmenin alemi yok. En iyisi başka şeyler düşünmek. Yolda giderken pandemiyle ilgili düşünceleri zihnimden atmaya çalışıyorum. Mesela bugün 10 Eylül büyük kızımızın doğum günü. O bizim ilk göz ağrımızdı. 12 Eylül ihtilalinden iki gün önce doğmuştu. Onu düşünüyorum, meziyetlerini, ahlakını, ailemize düşkünlüğünü. Güzel siması, torunlarım gözlerimin önünde, dua ediyorum sessizce.
Bu arada bakıyorum Bursa'dayız. Bursa da, 2 yıl, 2 ay 2 günlük işgalden sonra 10-11-12 Eylül 1922'de düşman elinden kurtarılmıştı. 9 Eylülde Orhaneli, 10 Eylülde Orhangazi, 11 Eylülde Bursa ve Gemlik, 12 Eylülde de Mudanya yeniden özgürlüğe kavuşmuştular. Anadolu içlerine ilerlemeye çalışan işgal güçleri, 20 Temmuz 1920 tarihinde Bursa’yı işgal etmişti. O gün Mustafa Kemal’in talimatıyla meclis kürsüsüne siyah bir örtü serildi. “Puşide-i Siyah” olarak bilinen bu örtü, Bursa düşman işgalinden kurtulana kadar orada kaldı. Bursa'da denetim aslında 10 Eylül gecesi sağlanmış ancak resmi tören sabah yapıldığı için kurtuluş günü olarak 11 Eylül biliniyor.
Araştırmacı Yazar Hacı Tonak'ın anlattıklarına göre: “Batı’dan ilerleyen Yunan kuvvetleri, 20 Temmuz 1920 tarihinde Bursa’yı işgal ederler. Ardından Mudanya, Gemlik, İznik ve Orhangazi gibi ilçeler işgal edilir. İznik’te halk direnç gösterir ve bölge birkaç kez el değiştirir. Bölgede geçmiş dönemde Osmanlı Ordusu’nda görev yapmış fakat daha sonra Mustafa Kemal ve Ankara’ya bağlılıklarını bildirmiş, genç subaylardan oluşan milisler de vardır. Gemlik ve Mudanya’da ise İngiliz varlığı mevcuttur. Gemlik’te bölgenin ünlü isimlerinden Dr. Ziya Kaya önderliğinde toplanan halk, sahil kısmına yerleştirdikleri patlayıcıları işgalcilere karşı tehdit olarak kullanırlar. Dr. Ziya Kaya İngilizlere, eğer işgal gerçekleşmeye başlarsa Gemlik’i teslim etmek yerine yakıp yıkacakalarını haber verir.
Sakarya Muharebesi’nin ardından işgal birlikleri daha fazla ilerleyemeyeceklerini anlamışlardır. Zaten 30 Ağustos 1920 tarihinde zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz’da da işgal kuvvetleri’nin askeri varlığı tamamıyla çökmüştür. Geri çekilmenin başlaması ile 3. Kolordu kuzeyden, Kocaeli grubu ise Güney Doğudan Bursa’ya ilerlemeye başlarlar. 3. Kolordu 6 Eylül’de Yenişehir ve İnegöl’ü kurtarır. Yunan ordusunun Bursa İnegöl arasındaki Kazancı Yokuşu’nda mevzileri vardır. O direnç de kırılır. Aksu köyü çatışma yerlerinden biridir. Hacivat Köprüsü civarında şehit olan askerlerimiz, bu gün Tophane’deki şehitlikte yatmaktalar.
3. Kolordu, 10 Eylül gecesi Bursa’da denetimi ele geçirir. Ancak bu arada Irgandı Köprüsü, düşman bombardımanı ile yıkılmış, Fransız görevlilerin çabasıyla Yunan askerlerinin kenti yakıp yıkması engellenmeye çalışılmıştır. Aynı gece, dağda fırsat kollayan milisler inerler. Yunan ordusu Mudanya, Karacabey yönünde çekilmiştir. Belediyede saat 23:00, 00:00 arası bir bayrak töreni düzenlenir. O saatlerde de 3. Kolordu Süvari Alayı’ndan Yüzbaşı Rüştü (Dinçer) Bey de şehre girer. Ortaya çıkabilecek asayiş sorununa karşı önlem alınır ve resmi tören 11 Eylül sabah 8:20’de belediye binasına bayrak çekilmesiyle yapılır.
Artık Bursa ile birlikte Gemlik de kurtulmuştur. İşgal kuvvetleri Mudanya istikametinde çekilirler. 11 Eylül gecesi Mudanya’da şiddetli çatışmalar yaşanır. Aslında o çatışmaların amacı Mudanya’ya çekilişi güvence altına almaktır. Ama bir defa düzen kaybedilmiştir. Türk ordusu bir an bile Yunan askerlerinin hat oluşturmasına fırsat vermez. Gece Mudanya’ya girilir ve 12 Eylül’de de kurtulur. 14 Eylül’de Mustafakemalpaşa ile yakılıp yıkılmış bir köy olarak Karacabey de kurtulur. Böylece 14 Eylül’de Bursa’nın kurtuluşu tamamlanmış olur.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder