12 Ağustos 2020 Çarşamba

12 Ağustos 2020 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı174..............................Yolculuk ilkeleri

 

 Yolculuk ilkeleri

   Bir süredir “Nereye gitmek istiyoruz?” sorusunun cevabını arıyoruz. Susurluğun Misyonunu yani yapması gereken görevi, Vizyonunu yani gelecek öngörüsünü tespit etmeye çalışıyoruz.  Bu çalışma orta vadede gerçekleşmesi beklenen geleceğimizin planlanmasına yönelik bir çabadır. İstikametimizin temel değer, ilke, stratejik amaç ve hedeflerinin genel çerçevesini çizmeye matuftur. Önerilen stratejik plan yönteminin özelliği de bu zaten: “Mevcut durum, misyon ve temel ilkelerden hareketle geleceğe dair bir vizyon oluşturulması, bu vizyona uygun amaçlar ile bunlara ulaşmayı mümkün kılacak hedef ve stratejiler belirlenmesi, ölçülebilir kriterler geliştirerek performansın izleme ve değerlendirilmesi.”

              Kuşkusuz bu yöntem katılımcı ve esnek bir yönetim yaklaşımına ihtiyaç gösteriyor. Güncelle değil, gelecekle ilgili bir yol haritası olarak şekilleniyor. Böylece daha alt segmentte faaliyetlerin projelendirilmesi ve programlanabilmesine zemin hazırlanmış oluyor. İşte bu yolda değerler ve ilkeler Misyon için sağlam bir zemin, gelecek vizyonu için de ışık ve rehber olurlar. Özellikle ‘Vizyon’ tasarımının içi değerlerle dolu, çevresindeki yol işaretleri de ilkelerle sıralı olmalı. Böyle olunca da bu amaç için birlikte olanların 'yol arkadaşlığı' da çok değerli. 

            Önceki yazılarda değerler üzerinde durmuştuk. Aslında değerler ile ilkeler arasında çok yakın bir ilişki var. Örneğin geçmişte bir Ahilik müessesesi vardı. Ahiliğin esasları, ahlâkî ve ticarî kaideler fütüvvet namelerinde yazılıydı. Bu nizamnâmelere göre, mensuplarında bulunması gereken vasıflar; “vefâ, doğruluk, emniyet, cömertlik, tevazu, nasihat, affedici olma ve tövbe” idi. “Yalan, gıybet, hile gibi dinen de yasaklanmış bazı kötü davranışlar” ise meslekten atılmayı gerektirirdi. Ne yazık ki böyle güçlü bir kültür zamanımızda yok. Şimdilerde hakim kültür daha çok “dünyevileşme ve pragmatizm/yararcılık” üzerine. Maalesef bugünkü nesillere bu değerleri taşıyamadığımız gibi ticaretimize ve sosyal hayatımıza da yansıtamadık. Böylece o güzelim değerlerin toplumsal etkinliği de yok olup gitti. Fakat bir türlü sonu gelmeyen günümüz kriz dönemlerinde insanların, toplumların hatta şehirlerin yeni arayışlara girdiğini görüyoruz. Bu anlamda tabi ki öncelikle sahip olduğumuz evrensel inanç değer ve ilkelere sığınıyoruz. Çünkü bugünün dünyasında iyi örneklere her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. “Hak, hakikat, ahlâk, adalet, doğruluk ve dürüstlük” böyle değerler. Doğal olarak bu değerlerin yaşandığı müslüman bir toplumun herkese güven vermesi bekleniyor. Zira “özüne sözüne güvenilir, eylemlerinde dosdoğru” olan insanların elinden ve dilinden herkesin emin olacağı kanısı yaygın. İşte bu kadim değerler günümüzde bile benimsendiğinde birer kural, temel uygulama ilkesi haline gelebiliyorlar. Meselâ inancımızın önemli değerlerinden ve salih insan özelliklerinden birisi: “iyilik ve hayırda yarışmak, kötülükten sakınmak” tır. İşte bu değer uygulamada  “iyiliği tavsiye etmek, kötülükten sakındırmak” prensibine dönüşmüş olur. Kur’an’ın birçok ayetinde müminlerin görevlerinden sayılan bu ilke, toplumda iyilik ve güzelliklerin yayılması, kötülük ve çirkinliklerin azalması için halâ en etkili yol.

                  Peki, “temel ilkeler” ne demek? Temel ilkeler; bireysel ve kurumsal prensiplerin genelleştirilmesi ile elde edilen, hem teorik hem de uygulama faaliyetlerinde yol gösterici ana kurallar” oluyor. Karar ve eylemlere yol gösterdikleri gibi, tutarlı ve eleştirel biçimde değerlendirilmesine de imkân sağlıyorlar. Bu anlamda temel ilkelere “düşünce ve inanç değerlerinden kaynaklanan; ana umde, genel prensip ve davranış kuralları” diyebiliriz. Bunlar her türlü tartışmanın dışında ve üstündedirler. Örneğin Adalet kavramı sözlükte; insaflı ve doğru olmak, doğru davranmak, eşit olmak, eşit tutmak, her şeye hakkını vermek, düzeltmek, mutedil olmak, her şeyi yerli yerinde yapmak, istikamet ve hakkaniyet anlamlarına geliyor. Dini bir terim olarak ise; hak yol üzere dosdoğru olmak, davranışlarda ölçülü olmak, insanlarla ilişkilerde hakkaniyete riayet etmek, insafı davranmak, haksızlık etmemek, haklıya hakkını vermek, düzeltmek, her şeyi yerli yerinde yapmak anlamlarına geliyor. Adaletin zıddı ise zulümdür. Biliyoruz ki bir toplumun mutlu, siyasi, iktisadi ve hukuki bakımdan istikrarlı olabilmesi ve gelişmesi adaletin kurumsallaşmasına, bireysel ve toplumsal bazda yaygınlaşmasına bağlı. Bunun için “adalet mülkün temelidir” denilmiş. Bu yüzden İslâm dini, hangi durum da olursa olsun, adaletten ayrılmamayı tavsiye ediyor. 

 Nitekim yönetim bilimi açısından da kurumsal yönetim süreçleriyle ilgili düzenlemelerde dört temel ilkeye odaklanılıyor: “Adillik, Şeffaflık, Hesap verebilirlik ve Sorumluluk.” Adillik ilkesi; yönetiminin bütün paydaş ve hak sahiplerine karşı eşit davranmasını gerektiriyor.  Şeffaflık ilkesi; çalışmaların kamuoyu ile doğru, açık ve karşılaştırılabilir bilgi paylaşımı ile yürütülmesi demek. Hesap verebilirlik ilkesi; tepe yönetim performansının bağımsız bir şekilde izlenmesi ve yöneticilerin her şekilde hesap verebilirliğinin temin edilmesini anlamına geliyor. Sorumluluk ilkesi ise; gelecek için değer üretilirken topluma, onun kanun ve düzenlemelerine uyum gösterecek şekilde faaliyet gösterilmesini ifade etmekte. Bu bağlamda başka bazı temel ilkelerden de bahsedebiliriz. Mesela “Amaç Birliği” önemli bir baş ilke örneğidir. Bu nedenle hareketimizin amaçları açık seçik yazılmalı, stratejik amaçlarla belli bir hiyerarşi içinde ve birbirleri ile uyum içinde olmalıdır. “Birlik ve beraberlik içinde İş bölümü” de benzer önemde bir temel ilke olabilir. Başarı için takım ve birlik ruhu gerekir. İş disiplini ve birlikte çalışma becerisine sahip olmak gerekir. Bunun için elbette önce bir iş ahlakı olmalı. Enerjimiz ve kalplerimiz asla bölünüp parçalanmamalı. Herkesin geçmiş nesilleri suçlayıp artık “Bir şeyler yapılmalı!” dediği bir ortamda iyi kötü kendi takımını engelleyip bölmek izah edilemez. Bu çerçevede tartışmaya mahal vermemek üzere takımın verimliliği ve etkinliğini artırmak için görevler, varılması öngörülen hedefler açık seçik belirlenmelidir. Yolculuk sürecinde yetki ve sorumluluklar arasında belli bir denge bulunmalı, liyakate saygı duyulmalıdır. Elbette makul ölçülerde liderlik ve yönetimde bütünlük koordinasyon için faydalıdır. Fakat bütünlüğü bozmayacak şekilde farklı fikir ve katkılar da sağlıklı gelişme için bir ihtiyaçtır. Karşı görüşlü kişilere saygı duyma ve her görüşe açık olmak kısır döngülere meydan vermez. Kaldı ki işleri danışarak yapmak İslâm'ın temel ilkelerinden biridir. Dini literatürde "Şûra" ve "müşavere”, günlük yaşamımızda ise "İstişare”olarak bilinen uygulama bu anlamda değerlidir. İster demokratik deyin, ister danışma-görüşme olarak niteleyin “istişareye riayet etmek” yönetsel faaliyetlerin de baş ilkesidir.  Ancak, insanların güven içinde birlikte hareket edebilmesi için her şeyden önce kendilerine iyi ve adil davranılması gerekir. Kişilerin birbirine saygı, sevgi ve nezaket kuralları çerçevesinde davranması esastır. 

 

               İşte “eşitlik ve hakkaniyet” ilkesi de bize bunu anlatır. "Düşünce ve inançlarımız engellenemez, saygıyı hak eder”, o halde başkalarının düşünce ve inançlarına da saygı göstermemiz gerekir. “Geriye kalan her şey birlikte yapılabilir". Bu noktada “devamlılık, düzenlilik, denge ve uyum” ilkesi çalışmaları doğru istikamette tutacak bir başka temel ilke gibi duruyor. Aynı zamanda belli bir düzen disiplini getiriyor. Her şey ve herkes olması gerektiği gibi, olması gereken yerde ve denge içinde olmalı. Ama bu süreç içinde olmasa olmaz; insanın merkeze, yani odak noktaya alınmasıdır. Elbette insan merkezli düşünmek ve geleceğe odaklanmak; genel geçer günübirlik çıkarlardan uzak durmayı, bencilliği, kişisel beklentilerimizi aşabilmeyi ve kısa vadeli düşünmemeyi gerektiriyor. O halde; “Önce insan, önce Susurluğun geleceği, Önce Vatan!” demeliyiz. Böyle bir ana ilke bize her şeyden önce insan olduğumuzu, Susurluğun geleceği için çalıştığımızı ve Vatanımızın her karışını sahiplenmek gibi bir sorumluluğumuz olduğunu hatırlatacaktır. Biliriz ki vatan ve millet sevgisi diğer her şeyin üzerindedir. Bu çerçevede bize geleceği planlayabilme kabiliyeti ve plana sadakat kadar “girişim ve teşebbüs ruhu” da gerekiyor. Çünkü bunlar Susurluğun beka meselesi olan yeni iş sahaları açılması konusunda adeta ihtiyacımız olan bir tür dinamo işlevi görecekler. Girişimcilik; düşünme ve düşündüğünü hayata geçirme demektir. Bu anlamda Susurluğun her kesiminde gelecek için topyekûn bir seferberlik, çalışma isteği ve girişimcilik gücü için bir an evvel harekete geçmeliyiz.

Bu konuda edindiğimiz bilgileri artık toparlamalı, aklımızı ve tecrübemizi kullanmalı ama yüreğimizi de ortaya koyan bir çözüm formülü geliştirmeliyiz. Elbette en önemli sorun Susurluğun geleceği ve istikrarlı bir gelişme ile daha üst seviyelere ulaşabilmesidir. Bu da sadece “olması lazım, iş sahası lazım, lazım…lazım…lazım…”diyerek olmuyor. Değerlerimizden yola çıkarak kendimize ilkeli bir Misyon biçebilmeli, görüş ve düşüncelerimizi aynı gelecek vizyonuna odaklayabilmeli, Stratejik amaç ve hedeflerimizi belirleyerek orta vadeli bir stratejik planla harekete geçebilmeliyiz. Bu yolculukta temel ilkeler; yoldaki trafik levhaları gibi bizi kural dışı hareket etmekten ve yoldan çıkmaktan koruyacaktır. Böylece, Susurluğun hayalimiz olan geleceğine yürüyebileceğiz. Bunu inşallah zaaf ve eksiklerimizi tamamlayarak, güçlü yönlerimizi daha da güçlü hale getirerek, çevreye duyarlılık içinde değişim ve gelişimimizi sağlayarak yapacağız. Kalıcı çözüm; çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceğini düşünmekten, halkımızı bütünüyle dikkate alarak, farklılıklarına rağmen bir ve beraberce aynı hedefe yöneltebilmekten geçiyor. İşte bu yüzden şu anda aklım ve kalbim aynı formülde birleşiyor: "Birlikte başarmak!" Hangi fikirde olursak olalım, hangi partiyi tutuyor olursak olalım, bölünmeden parçalanmadan, ortak gücümüzün sinerjisinden yararlanarak Susurluğu 2023-2028 Vizyonuna odaklayabiliriz. Ama bu yol ilkesiz yürünmez, ilkesizlik ise hiç olmaz.

yyalcin3@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder