3 Mayıs 2015 Pazar

226 03 Mayıs 2015 Pazar 10:30 ESKİMEYEN KELİMELER...............Üç aylar, Recep, Şabân, Ramazan

Üç aylar, Recep, Şabân, Ramazan


Üç Aylar
Üç aylar kamerî ayların yedincisi Recep Ayı ile başlayan, Şaban Ayı ile devam eden ve Onbir Ayın Sultanı Ramazan ile tamamlanan mübarek bir zaman diliminin adı.  Araplar bu döneme “şuhûr-ü selâse” diyorlarmış. Kültürümüzde «Üç Aylar» diye anılıyor.

Bu dönemin içinde, çok sayıda mübârek sayılan gün ve gece var. Örneğin kandil gecelerinden dördü bu aylarda. Recep ayının ilk Cuma gecesi Regâib, 27. gecesi Mirac gecesi oluyor. Şabân ayının 15. gecesine Berat, Ramazan ayının 27. gecesine ise Kadir gecesi diyoruz. İslâm'ın beş temel esasından biri olan oruç da Ramazan ayında tutuluyor.

Üç aylar bu anlamda, arınma, bağışlanma ve ibâdette yoğunlaşma ayları olarak değerlendiriliyor. Bu sebeple, insanımızın "Üç Aylar" diye andığı "Recebü'l-ferd", "Şa'bânü'l-muazzam" ve "Ramazânü'l-mübârek" aylarının, islam inancında çok özel bir yeri var. Çünkü, bunlardan birincisi olan Receb, Alahü teâlânın ayı; ikincisi olan Şa'ban, Peygamber Efendimizin (s.a.v) ayı; Ramazân-ı şerîf de ümmet-i Muhammed'in ayı olarak biliniyor. Yani Recep ayıyla birlikte, manevi yoğunluğu olan bir iklime girmiş durumdayız. [1]

Üç ayların ilki olan Receb-i şerîf ayı,  insanoğlunun atası ve ilk peygamber Âdem aleyhisselam'dan beri kıymetli. Aynı zamanda haram aylar denilen dört kamerî ayın da sonuncusu.Ramazan ayı zaten başlı başına manevi bir atmosfer. Şa'bân ayı ise, Receb ile Ramazan ayları arasında bir köprü mesâbesinde.

Nasıl ki, bazı mekânlar emsâlinden çok daha mukaddes, bazı insanlar akrânından çok daha muhteremse, bazı zamanlar da benzerlerine nazaran çok daha kudsî, değerli ve mübârek görülmüş. İşte üç aylar da böylesine ışıklı bir zaman dilimi..


[1] Peygamberimiz (a.s.) Recep, Allah'ın ayı, Şa'bân benim ayım, Ramazan ümmetimin ayıdır." demiş, (Aclûnî, Keşfü'l-Hafa, I/423) ve "Allah'ım! Recep ve Şabânı bize mübarek kıl ve bizi Ramazana yetiştir" diye dua etmiş. (Ahmed, I/259)
Receb ayı
Receb-i şerîf ayı,  üç ayların başlangıcı olduğu gibi aynı zamanda hürmet edilmesi gereken dört harâm ayın da sonuncusu.  Zi'l-Ka'de, Zi'l-Hicce, Muharrem ve Recep ayları [1] Hz. İbrahim’den beri muhterem kabul edilmiş ve savaşmak haram sayılmış. [2] Zira, bunların ilk üçü hac ayı, dördüncüsü Recep ayı da umre ayı olarak biliniyor.

Bu aylar, haram ay ilan edilerek insanlar, barış içerisinde yaşamaya alıştırılmış, hac ve umre için Mekke`ye gelen insanların güvenle gelip dönmeleri sağlanmıştı. Bu güven ortamı insanların hac ibadetini rahatça yapabilmelerini sağladığı gibi aynı zamanda Mekke ve çevresinde oturanların geçimlerinin de sigortasıydı.

Araplar haram aylar girdiği zaman bir saygı işareti olarak savaştan ve her türlü saldırıdan kaçınırlarmış. İslam dini de tevhidî gelenekte var olan bu iyi ve güzel uygulamaya dokunmamış. Nitekim Kur`ân ancak, düşman tarafından taarruz edilmesi halinde, savaşa müsaade [3]etmiş.

Resûlullah Efendimiz, Receb ayına çok değer verir ve çok istiğfâr edermiş. [4] Receb ayının ilk Cuma gecesine "Regâib Gecesi" deniyor. Özellikle bu gece yapılan duaların geri çevrilmediği [5] ve kabir azâbından korunduğu da haber veriliyor.  

Yalnız, yedi kimsenin duâsı kabûl olmuyormuş. Bunlar; günâhlara devâm ettikleri ve tevbe etmedikçe duâları kabûl edilmeyecek  Fâizci, Müslümânları aşağı gören, ana-babasına eziyet eden, Müslümân olan ve dînin emirlerine uyan kocasını dinlemeyen kadın, çalgıcı, livâta ve zinâ eden, beş vakit namazı kılmayanlar olarak belirtiliyor.


[1] (Bir âyet-i kerîme meâli şöyledir: "Allah'ın, gökleri ve yeri yarattığı günden beri, ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü, harâm [hürmetli] olan aylardır." [Tevbe, 36]
[2] Aslı Hz. İbrahim(a. s. )`e dayanan temel amacından uzaklaştırılmış olsa da bu aylarda savaşmamak gibi güzel uygulamaları İslam dini sürdürmüş, bu aylarda kendilerine savaş açılmadığı sürece Müslümanlar müşriklerle savaşa girmemişlerdir. Kur`an-ı Kerim`de “Haram Aylara saygı gösterilmesi emredilmektedir. (Maide, 5: 2; 97)
[3] Kur'ân-ı Kerim'de haram ayları ile ilgili âyette şöyle buyurulmaktadır: "Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısına göre, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü (hürmetli) haram aylardır. İşte bu dosdoğru nizamdır. Öyleyse o aylar içinde (Allah'ın koyduğu yasağı çiğneyerek) kendinize zulmetmeyin; sizinle topyekun savaşan müşriklerle siz de topyekün savaşın. Ve bilin ki Allâh, sakınanlarla beraberdir." (Tevbe, 9/36) (İ.P.)
[4] "Receb ayında Allah'a çok istiğfâr edin; çünkü Allahü teâlânın, Receb ayının her vaktinde Cehennemden âzâd ettiği kulları vardır. Ayrıca Cennette öyle köşkler vardır ki, oralara ancak Receb ayında oruç tutanlar girerler." [Deylemî]
[5] Hadîs-i şerîflerde buyuruluyor ki: "Şu beş gecede yapılan duâ geri çevrilmez. Regâib gecesi, Berât gecesi, Cuma gecesi, Ramazân ve Kurbân bayramı geceleri." [İbn-i Asâkir]

Şaban ayı
Şaban ayı üç ayların ikincisi oluyor. Eski adı ‘Azil’ imiş. Araplar, Şaban ayına “şehrullâhi’l-muazzam”, “şehru’l-kerâme” ve “şehru’l-kasîr” de derlermiş.

Şaban ayında oruç tutmak müstehap görülmüş. Peygamberimiz (a.s.v), Ramazan ayının dışında en çok bu ayda oruç tutmuştur, bazen bu ayın tamamını oruçla geçirdiği olmuştur.

Şaban ayında oruç tutmak müstehap görülüyor. Yani; sevilen, beğenilen, yapılınca sevap verilen yapılmayınca günâh olmayan, uyulması hoş karşılanan şeylerden.  Nitekim Peygamberimiz (a.s.v), Ramazan ayının dışında en çok bu ayda oruç tutmuş.

Şaban ayının cehennem ateşine karşı bir kalkan olduğu [1] bildirilmiş. Şaban orucunun bedenleri temizleyip Ramazan'a hazırladığı da haber verilmiş [2] bulunuyor.

Şaban ayının en önemli özelliklerinden birisi, Berat gecesinin bu ayın on beşinci gecesinde bulunuyor olması. Berat gecesi; meleklerin indiği, duaların kabul olduğu daha birçok nimetleri olduğu için, içerisinde bulunduğu Şaban ayını da değerli kılmıştır.

Şaban ayı ve özellikle Berat gecesi hakkında rivayet edilen bazı hadislerde o geceyi namazla, gündüzünü oruçla geçirmek tavsiye edilmiş durumda. [3] Ayrıca, Allahu Teala’dan sakınıp taatıyla amel etmek suretiyle Şaban ayına değer vermek, günahların bağışlanmasına ve o sene vuku bulacak tüm belalardan ve hastalıklardan emin olmaya vesile sayılmış. [4]


[1] “Şaban cehennemden bir kalkandır. Bana kavuşmak isteyen üç günde olsa onda oruç tutsun.”
[2] “Ramazan ayının orucu için Şaban orucu ile bedenlerinizi temizleyin. Hangi kul üç gün oruç tutup ifardan önce bana defalarca salavat okursa mutlaka geçmiş günahları bağışlanır. Allahu Teala bu ayda üçyüz rahmet kapısı açar.”
[3] “Şaban ayının yarısı (Berat gecesi) gelince; gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz. Şüphesiz ki Allah, o gece güneşin batmasıyla dünya semasına iner ve şöyle der: Kullarım af dileyen yok mu, onu affedeyim! Rızık isteyen yok mu, rızık vereyim! Şifa dileyen yok mu, şifa vereyim!”
[4] “Her kim Şaban ayına değer verir, onda Allahu Teala’dan sakınırsa, taatıyla amel ederse, Allahu Teala onun günahlarını bağışlar ve o sene vuku bulacak tüm belalardan ve hastalıklardan kendini emin kılar.”

Ramazan Ayı
Ramazan ayı hicri yani ay takvimine göre 9. ay oluyor. Nasıl ki Cuma günü günlerin efendisi ise, dört gözle beklenen, Ramazan ayı da onbir ayın sultanı [1] sayılıyor. Bu aya Ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp [2]erittiği içindir. Bu anlamda başlı başına manevi bir atmosfer.

Çünkü Kur’an-ı Kerim bu ayda Kadir Gecesi’nde indirilmeye başlanmıştır. İslâm'ın beş temel esasından [3]biri olan oruç Ramazan ayında tutuluyor. Ayrıca bin aydan daha hayırlı olan “kadir gecesi” de bu ay içerisinde. Sonunda da mü’minlere bir bayram hediye edilmiş.

Ramazan ayını değerli kılan nedenlerden birisi, Kutsal kitabımız olan Kur’an’ın bu ayda indirilmiş olması. [4] Kur’an’, Allah tarafından insanlara öğüt vermek ve yol göstermek için gönderilmiş. Bu nedenle insan için hayati bir değer taşıyor  ve onu okumak başlışına bir ibadet.

Peygamberimiz Allah’ın bildirdiği görev ve sorumluluklarımızı sıkça hatırlamamız için Kur’an’ı çok okumayı teşvik etmiştir. Müslümanlar, ramazan ayında Kur’an okumaya her zamankinden daha çok özen gösterirler. Bunun için evlerde veya camilerde bir araya gelerek, her gün Kur’an’dan yirmi sayfa okurlar. Ramazan ayının sonuna gelindiğin de ise Kur’an’ı baştan sona bir kez okumuş olurlar. Buna hatim denir. Daha sonra hatim duası yapılır.

Müslümanlar yüzyıllar boyu bu geleneği devam ettirmişler. Kur’anı kerimin indirilmeye başlandığı Kadir gecesi ramazan ayının 27. gecesi olarak biliniyor. Yüce Allah Kadir Gecesi’nin “Bin aydan daha hayırlı” olduğunu haber vermiş. Peygamberimiz de kim Kadir Gecesi’ni değerlendirirse geçmiş günahları bağışlanır [5] buyurarak, bu gecenin önemini belirtmiş.

Ramazan ayını önemli kılan etkenlerden biri de, dinimizin temel ibadetlerinden olan orucun bu ay içinde tutulması. Yüce Allah Kur’an’da ramazan ayında oruç tutulmasını [6] emrediyor. Bu nedenle Müslümanlar ramazan ayı boyunca oruç tutar.
Ramazan ayı oruç, ibadet ve sabır ayı. Allah’ın rahmet ve bağış kapılarının açıldığı bir ay. Sevgili Peygamberimiz, ramazan ayında içtenlikle yapılan dua, ibadet ve iyiliklerin Allah katında daha değerli olacağını bildirmiş.

Açıktan oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Namaz kılmayanın da, oruç tutması ve haramlardan kaçınması gerekir. Bunların orucu kabul olur ve imanları olduğu anlaşılır. Ramazan-ı şerifte, oruç tutmak çok sevap, özürsüz oruç tutmamak ise büyük günah olarak görülmüş. [7]

Ramazanın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise, Cehennemden kurtuluş olarak tanımlanıyor. [8] Ramazan ayının mübarek olmasında, Ramazan orucunun, o ayda rahmet kapılarının açık olmasının, Cehennem kapılarının kapanmasının ve içinde bin aydan daha kıymetli bir gecenin kadir gecesinin olmasının etkisi var.[9]  Ki o gecenin hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılıyor.  

Ramazan ay bereket ayı olarak bilinir. [10] Ramazan ayında Allah için oruç tutmak günahların affına vesile edilmiş. [11] Bu şekilde ölen kimse cennetle müjdelenmiş. [12] Bu yüzden "Ey hayır ehli, hayra koş!" şeklinde hitap edilmiş.[13]

Oruç tutmak tabi ki sadece yemeyi içmeyi terk etmek değil.[14] Çirkin ve kötü söz söylememek ve sabretmek de bir nevi oruç. [15]Nasıl temizlik imanın yarısı ise oruç da sabrın yarısı olarak nitelendirilmiş. [16]


[1] “Farz namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; Ramazan ayı, sonraki Ramazana kadar olan günahlara kefaret olur.” [Taberani]
[2] “Bu aya Ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp erittiği içindir.” [İ.Mansur]
[3] “İslam, kelime-i şehadet getirmek, namaz kılmak, zekat vermek, Ramazan orucunu tutmak ve haccetmektir.” [Müslim]
[4] “Yüce Allah Kur’an’da ” Ramazan ayı insanları kurtuluş yolan götüren, doğruyu yanlıştan ayıran Kur’an’ın indiği aydır. “(Bakara suresi, ayet 185)
[5] “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Kadir Gecesi’ni değerlendirirse geçmiş günahları bağışlanır” (Buhari)
[6] “Yüce Allah Kur’an’da “…Kim Ramazan ayına ulaşırsa oruç tutsun” (Bakara suresi, 185. ayet)
[7] Hadis-i şerifte, “Özürsüz, Ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz” buyurulmuş. [Tirmizi]
[8] “Ramazanın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise, Cehennemden kurtuluştur.”[İ.Ebiddünya]
[9] “Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin [Kadir gecesinin] hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır.” [Nesai]
[10] “Ramazan bereket ayıdır. Allahü teâlâ bu ayda, günahları bağışlar, duaları kabul eder. Bu ayın hakkını gözetin! Ancak Cehenneme gidecek olan, bu ayda rahmetten mahrum kalır.” [Taberani]
[11] “Ramazan ayında oruç tutmayı farz bilip, sevabını da Allahü teâlâdan bekleyerek oruç tutanın günahları affolur.” [Buhari]
[12] “Ramazan orucunu tutup ölen kimse, Cennete girer.”[Deylemi]
[13] “Ramazan ayı gelince, “Ey hayır ehli, hayra koş! Şer ehli, sen de kötülüklerden el çek” denir.”[Nesai]
[14] “Gerçek oruç, sadece yiyip içmeyi değil, boş ve hayasızca sözleri de terk ederek tutulan oruçtur.” [Hakim]
[15] “Bilhassa oruçlu iken çirkin, kötü söz söylemeyin! Birisi size sataşırsa, ona “Ben oruçluyum” deyin!” [Buhari]
[16] “Temizlik imanın yarısı, oruç da sabrın yarısıdır.”[Müslim]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder