TOPLU YAPIDA AFET YÖNETİMİ
Site yönetiminin en temel özellikleri arasında, aidatların düzenli
toplanması, bütçenin doğru bir şekilde hazırlanması, harcamaların denetlenmesi
ve gerekli kararların alınması bulunur. Bu süreçlerin doğru bir şekilde
yönetilmesi, tüm sakinlerin sağlıklı ve huzurlu bir ortamda yaşamalarını
sağlar.
Elbette kat maliklerinin hak ve yükümlülükleri de site yönetimi açısından
önemlidir. Bu kapsamda, sakinlerin aidatlarını düzenli olarak ödemeleri, ortak
kullanım alanlarını temiz ve düzenli tutmaları, diğer sakinlere saygı
göstermeleri gibi konular öne çıkar.
Öte yandan, site yönetiminin de sakinlere karşı bazı sorumlulukları vardır.
Bu sorumluluklar arasında, güvenliğin sağlanması, ortak alanların bakımı ve
onarımı, gürültü ve diğer rahatsızlıkların engellenmesi gibi konular yer alır.
Apartman ve site yönetimi sırasında sıkça karşılaşılan problemler arasında,
aidatların zamanında ödenmemesi, ortak alanların kullanımı konusunda yaşanan
anlaşmazlıklar, yönetim planının uygulanmasında sorunlar ve benzeri konular yer
alır. Bu gibi durumlarda hukuki destek alınması gerekebilir.
Sonuç olarak, apartman ve site yönetimi, birçok farklı konunun bir arada
ele alındığı ve sağlıklı bir şekilde yönetilmesi gereken bir alandır. Bu
nedenle, yönetim sürecinde sıkı bir şekilde takip edilmesi gereken kurallar ve
süreçler vardır. Bu süreçlerin doğru bir şekilde yönetilmesi, tüm sakinlerin
huzurlu bir ortamda yaşamalarını sağlar.
Bir Site Yönetiminde yapılacak hizmetler bellidir.
Bunlar:
·
Şeffaf aidat yönetimi ve gelir-gider raporlama
·
Çevre
planlama, düzenleme, peyzaj uygulama, temizlik, bakım onarım ve yenilemeler
·
Ortak alan bakım
onarımları; sosyal tesis, spor alanları ile havuz temizleme ve hijyen
Deneyimli bir kadro ve teknolojik altyapı oluşturarak sitenin güvenliğini sağlamak en öncelikli görevlerdendir. Bu manada yönetim güvenlik sisteminin kontrol, bakım ve yönetimini eksiksiz yürütürken her türlü haşereyle de mücadele eder.
Elbette her site sakini sabah uyandığında çevresini tertemiz ve bakımlı görmek ister. Bu nedenle yönetim mevsim gereklerine göre lazım gelen peyzaj düzenlemeleri ile yol, sokak, yeşil alan ve sosyal tesislerin temizliğini planlar, programlar ve bu uygulamayı aksatmaz.
Kat malikleri ayrıca aidatlarının nereye harcandığından, sitenin yönetiminin nasıl yapıldığından da haberdar olmalıdır. Site yönetiminde şeffaflık amacıyla kullanılan mobil uygulamalar ile site sakinleri aidattan havuz bakımına kadar sitelerini her yönüyle takip edebilmelidirler.
Bu çerçevede kaliteli ve sürdürülebilir hizmet anlayışı yoluyla sakinlerden gelen talepler değerlendirilir, hızlı ve güvenilir çözümler üretilebilir. Kat maliklerinin karşılarında, onları dinleyen bir muhatap bulabilmesi, sorunların hızlı çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli ilk şarttır. Bu anlamda sorun ve isteklere hızlı cevap vermek ve aksiyon almak bir site yönetiminin olmazsa olmazıdır.
Site Yöneticisinin görevleri Kat Mülkiyeti Kanununda 3 başlık altında toplanmıştır. Bu başlıklar Genel yönetim işlerinin görülmesi, Defter tutulması ve belgelerin saklanması ile İşletme projesinin yapılmasıdır.
Yöneticinin görevleri yönetim planında belirtilmelidir. Yönetim planında aksine hüküm olmadıkça yöneticinin genel yönetim işlerine dair görevleri Kat Mülkiyeti Kanununda; Kat malikleri kurulunca verilen kararların yerine getirilmesi; ana taşınmazın gayesine uygun olarak kullanılması, korunması, bakımı ve onarımı için gereken tedbirlerin alınması, ana taşınmazın korunması ve bakımı için kat maliklerinin yararına olan hususlarda gerekli tedbirlerin onlar adına alınması şeklinde sayılmıştır.
Kat Mülkiyeti Kanununda yönetici için sıralanmış olan genel yönetim işleri, gündelik hayatın gerekleri olarak ortaya çıkabilecek sorunlar için alınması gereken tedbirlerdir.
Yönetici, görevlerini yerine getirir
iken gereken parayı kat maliklerinden toplayacak olup yine bu paranın
toplanması da yöneticinin görevleri arasındadır.
Yönetici ana taşınmazın bakımı, onarımı ve korunması ile ilgili
tedbirleri yerine getirir iken gündelik hayatta ortaya çıkabilecek olan küçük
ve ucuz bakım, onarım işlerini derhal yerine getirmeli fakat büyük ve pahalı
olan bakım ve onarım işleri için kat malikleri kurulunu toplantıya çağırarak,
toplantıda alınacak karara göre işlem yapmalıdır. Büyük ve pahalı işlerin
derhal yapılması gerektiği durumlarda ise yönetici gereken önlemleri almalı,
gerekir ise işlemleri yapmaya başlamalı ve biran önce kat malikleri kurulunu
toplantıya çağırarak konuyu görüşmeye açmalıdır.
Tehditlere karşı hazırlıklı olma
Günümüzde yaşanan pek çok gelişme göstermektedir ki, tüm kurum ve kuruluşların gelecekte beklenmedik şekilde karşılarına çıkabilecek tehditlere karşı hazırlıklı olması, varlıklarını devam ettirebilmeleri için hayati önem taşımaktadır. Gelecek, elbette bizlere pek çok olumlu gelişmenin yanında, olumsuz bir takım olayları da getirebilme ihtimali taşır.
Dolayısıyla bugünden bakıldığına, kurum ve kuruluşlar için 'Gelecek' belirsizdir. Risk, gelecekte bizleri bekleyen olumsuz ihtimallerin gerçekleşebilme ihtimalidir. Risk denildiği zaman akla ilk gelen olguların başında 'Doğal Afetler' gelir. Doğal afetler ve insan kaynaklı afetler küresel olarak kentsel alanları tehdit etmektedir. Afet yönetimi planlamayı, zarar azaltma/önlemeyi, müdahaleyi ve rehabilitasyonu içine alır.
Afet mevzuatı
Ülkemizde afetler konusunda 29/5/2009 tarihli ve 5902 sayılı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Âfetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun yürürlüktedir.
Bu kanunlara dayanılarak hazırlanmış bulunan AFET VE ACİL DURUM MÜDAHALE HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ 18/12/2013 tarihli 28855 sayılı Resmi gazetede yayınlanmış bulunuyor. Amacı: (MADDE 1 ‒ (1) "Bu Yönetmeliğin amacı; afet ve acil durumlara müdahalede ihtiyaç duyulacak tüm güç ve kaynakları ulusal ve yerel düzeyde planlamak, bu güç ve kaynakların olay bölgesine hızlı ve etkin bir şekilde ulaştırılmasını sağlamak, müdahale hizmetlerini ve bu hizmetlerin koordinasyonundan sorumlu ana ve destek çözüm ortaklarının ve yerel düzeyde sorumlu birimlerin görev ve sorumlulukları ile planlama esaslarını belirlemektir."
Kapsamı: (MADDE 2 ‒ (1) "Bu Yönetmelik, afet ve acil durumlarda müdahale hizmetlerini yürütecek bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları, valilikler, kaymakamlıklar, özel ve özerk kuruluşlar, sivil toplum kuruluşları ile gerçek kişilerin görev ve sorumluluklarım, bunlar arasındaki işbirliği, koordinasyon ye karşılıklı yardımlaşma esaslarını kapsar."
Anılan yönetmeliğin 4.ncü maddesi uygulamaya esas "Tanımları" ortaya koymuş bulunuyor:
a) Acil durum: Toplumun tamamının veya belli kesimlerinin normal hayat ve faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan ve acil müdahaleyi gerektiren olayları ve bu olayların oluşturduğu kriz halini,
b) Acil
yardım: Afet ve acil durum hallerinde; arama, kurtarma, tıbbi ilk yardım ve
tedavi, defin, salgın hastalıkları önleme, yiyecek, içecek ve
giyecek temini, acil barındırma, ısıtma, aydınlatma,
ulaştırma, enkaz kaldırma, altyapıyı asgari seviyede çalışır hale getirme,
akaryakıt ve benzeri acil hizmet ve ihtiyaçların karşılanması ve bu
konularda yapılacak her türlü iş, işlem, tahsis, kiralama, satın alma,
hibe, kamulaştırma ve benzeri faaliyetleri,
c) Acil
yardım süresi: Afetin meydana gelmesi ile başlayıp, afetin sona ermesinden itibaren onbeş
gün devam eden ve gerektiğinde Başkanlıkça uzatılabilen acil yardımlar ile
bununla ilgili harcamaların yapıldığı süreyi,
ç) Afet: Toplumun tamamı veya belli kesimleri için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, normal hayatı ve insan faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan, etkilenen toplumun baş etme kapasitesinin yeterli olmadığı doğal, teknolojik veya insan kaynaklı olayları,
Aynı yönetmeliği 29.ncu maddesi "Mülki idare amirlerinin görev ve sorumluluklarını", 33.ncü maddesi ise "Bireylerin görev ve sorumluluklarını" açıklamaktadır.
MADDE 29 ‒ (1) "İllerde afet ve acil durumların yönetiminden valiler sorumludur. Valiler, illerde ve gerek duyulan ilçelerde afet ve acil durum yönetim merkezlerini kurmak ve 7 gün 24 saat esasına göre çalıştırılmasını sağlamaktan sorumludur."
MADDE 33 ‒ (1) "Afet ve acil durumlarda asker ve hâkim sınıfından olanlar hariç olmak üzere, 18-65 yaş arasındaki bütün erkek vatandaşlar, afet ve acil durum hizmetleri sebebiyle vali ve kaymakamlarca kendilerine verilen görevleri yerine getirmekle yükümlüdür. Bu yükümlüler, yükümlülükleri süresince iş yerlerinden izinli sayılır ve her türlü mali ve sosyal hakları korunur."
Doğal Afet Nedir? İnsanlar ve doğa
deprem, sel, orman yangını, heyelan, tsunami gibi doğal afetlerle karşılaşır.
Doğal afetlerin engellemek genelde insanın elinde olmayan bir durumdur. Ancak
doğal afetlerin zararlarını azaltmak mümkün olmaktadır. Doğal afetler konusunda
insanların bilinçlenmesi gerekmektedir. Başlıca doğal afetler;
Deprem: Yer altındaki hareketlerini ani sarsmaları sonucu ortaya çıkan doğal afetlerden bir tanesidir. Depremde can ve mal kaybı oldukça fazla olmaktadır. Dünya üzerinde en çok deprem görülen ülke Japonya’dır. Ülkemizde deprem kuşağında yer alan bir ülkedir. Depremden korunmanın en önemli yolu; binaları depreme dayanıklı olarak inşa edilmiştir. Aksi takdirde can ve mal kaybı yüksek sayılara ulaşabilmektedir. Depremin etkilerini azaltmak için; sağlam binalar yapmak, depreme karşı evde önlemler almak, arama kurtarma ekipleri oluşturmak, kişileri bilinçlendirmek gerekmektedir.
Sel: Ani yağışlar sonucu sel felaketi meydana gelir. Sel felaketi genellikle çok yüksek yağış alan bölgelerde meydana gelir. Çin sel felaketi yaşayan ülkelerin başında gelir. Sel felaketi birçok kişinin ölmesine ve evlerin zarar görmesine neden olabilir. Ülkemizde de Doğu Karadeniz Bölgesi’nde sel felaketi yaşanır. Selin etkilerini azaltmak için yapılması gerekenler ise; ağaçlandırma yapmak, barajlara setler yaparak suyun etkisini azaltmak gibi önlemler alınabilir.
---------------
"Afet" bu
çerçevede: Toplumun tamamı veya
belli kesimleri için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, normal
hayatı ve insan faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan, etkilenen
toplumun baş etme kapasitesinin yeterli olmadığı doğa, teknoloji veya insan
kaynaklı olay. Afet bir olayın kendisi değil, doğurduğu sonuçtur.
"Afet bölgesi": Yapılan ön değerlendirme
sonucu afetin etkilediği, hasar ve yıkıma sebep olduğu belirlenen ve bu veriler
ışığında sınırları tespit edilen bölge.
"Afet müdahale
ekibi": Afete müdahale ve acil yardım çalışmalarında görev almış veya
alması planlanmış resmî veya özel tüm kurum ve kuruluşlara ait, özel eğitimli
kişilerden oluşan grup.
"Afet planlaması": Ana hatlarıyla hazırlık,
önleme ve risk azaltma, afete müdahale ve iyileştirme planları adları altında
afet öncesinde hazırlanması gereken planlama çalışmalarının tümü.
"Afet risk
yönetimi": Ülke, bölge, kent veya
yerleşme birimi ölçeğinde tehlike ve riskin belirlenmesi, analizi, riskin
azaltılabilmesi için imkân, kaynak ve önceliklerin belirlenmesi, politika ve
stratejik plan ve eylem planlarının hazırlanması ve yaşama geçirilmesi süreci.
5902 sayılı Kanundaki tanım, "Ülke, bölge, kent ölçeğinde ve yerel
ölçekte risk türleri ve düzeylerini tespit etme, önleme, azaltma ve paylaşma
çalışmaları ile bu alandaki planlama esasları. Afet senaryolarının
hazırlanması, uygulama önceliklerinin belirlenmesi ve riskin azaltılabilmesi
için genel politika ve stratejik planlarla, uygulama planlarının hazırlanması
ve hayata geçirilmesi bu süreç kapsamındadır." şeklindedir.
"Afet gönüllüsü": Afet öncesi veya sonrasında,
ihtiyaç duyulan alanda karşılık beklemeden kamu kurum ve kuruluşları, Türk
Kızılayı veya başka bir insani yardım kuruluşu için hizmet vermek üzere önceden
eğitilmiş kişi.
"Afet irtibat
bürosu": Afet sonrasında yürütülmekte olan faaliyetlerin, iş birliği
ve koordinasyon içinde gerçekleştirilebilmesi için il afet ve acil durum
yönetim merkezinde oluşturulan ilk başvuru birimi. Afet bölgesine gelen her
kişi ve kurum, buraya kayıt yaptırır.
"Acil barınma": Bir acil durum ortaya çıktıktan sonraki safhada afetten
etkilenen kişilerin hayatlarını devam ettirebilmeleri için en temel barınma
ihtiyaçlarının karşılanması. Örneğin afetten zarar/hasar görmemiş spor
salonları, yurtlar gibi toplu barınma alanları, çadırlar vb.
"Acil çağrı ": Acil durumlarda, etkilenen
veya etkilenenleri gören kişi ya da acil durum algılayıcı cihazlar tarafından,
telefon, telsiz, kısa mesaj, otomatik mesaj, sosyal medya, internet ve diğer
iletişim araçları ile acil çağrı merkezlerine yapılan başvuru.
"Acil çağrı
merkezi": Kullanıcıların veya acil durum algılayıcı cihazların acil
yardım talebinde bulunmak amacıyla acil yardım çağrı hizmeti numaralarına doğru
yapacakları çağrılara cevap vermekle yetkili kurum veya kuruluş.B u kapsamda,
yeni yasal düzenlemeye göre ülkemizde 112 acil çağrı merkezi, acil yardım
çağrılarını karşılamak üzere büyükşehir belediyesi olan illerde valiliklerin
Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı bünyesinde, diğer illerde ise
valilikler bünyesinde kurulan merkezlerdir.
"Acil
durum": Büyük, fakat genellikle
yerel imkânlarla baş edilebilen çapta, ivedilik gerektiren tüm durum ve hâller.
5902 sayılı kanunda, "Toplumun tamamının veya belli kesimlerinin normal
hayat ve faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan ve acil müdahaleyi
gerektiren olaylar ve bu olayların oluşturduğu kriz hâli" olarak
tanımlanmıştır.
"Acil durum
hizmeti": Acil durumlarda insanları ve onların mal ve mülklerini
korumak üzere özel sorumlulukları olan kurum ve kuruluşlarca yerine getirilen
hizmetler. Bu hizmetler arasında müdahale ekiplerince yapılan arama-kurtarma,
acil tıbbi yardım, yangın, güvenlik, altyapı ve üstyapı hizmetleri ile
rehabilitasyon hizmetleri sayılabilir.
"Acil durum
planlaması": İnsanın canı ve malıyla
diğer aktivitelerinin, olağan dışı olayların sonuçlarından en az kayıp ve
zararla kurtulabilmesi için yapılması gereken iş ve işlemlerin, olaylar olmadan
önce planlaması ve olay sırasında; zamanında, hızlı ve etkili bir şekilde
uygulanmasını gerektiren tüm faaliyetler.
"Acil durum
yöneticisi": Her düzeydeki acil duruma zamanında, hızlı ve etkili olarak
müdahale etmek ve kendi sorumluluk alanı içinde gerekli planlamaları ve
hazırlıkları yapmak, yaptırmak, imkân ve kaynakları geliştirmek ve müdahale
faaliyetlerini yürütmekle görevli kişi.
---------------
Kaynak <https://www.afad.gov.tr/aciklamali-afet-yonetimi-terimleri-sozlugu>
Doğal afetlerin çoğunu meteorolojik olaylar oluşturuyor. Dünya genelinde tsunami, deprem ve kasırga gibi afetler yaşanırken Türkiye'de en çok sel ve heyelan olaylarıyla karşılaşılıyor. Dünya genelindeki 31 çeşit doğal afetin 28 tanesini meteorolojik afetler oluşturuyor. Doğal afetlerin çeşitleri ve önem sıraları ülkeden ülkeye de değişebiliyor. Türkiye’de en çok görülen doğal afetler ise şunlar: “Dolu, sel, taşkın, don, orman yangınları, kuraklık, şiddetli yağış, şiddetli rüzgar, yıldırım, çığ, fırtına."
Çeşitli kaynaklardan derlediğimiz bilgilerle, doğal afet sırasında ve sonrasında neler yapılması gerektiğini özetlemeye çalışalım. İşte bir Doğal Afet Sırasında Evdeyken Sizi ve Ailenizi Güvende Tutacak Önlemler
EVDEYKEN KARŞI KARŞIYA KALDIĞINIZ AFET VE FELAKETLERİN YIKICI ETKİSİNİ AZALTMAK İÇİN:
- Tüm aile üyelerinizi ve evcil hayvanlarınızı ev içerisinde güvenli bir noktaya götürün ve tehlike sırasında hepsinin bir arada beklemesini sağlayın.
- İnternet, televizyon veya radyo yoluyla yetkililerin yaptığı güncel açıklamaları takip edin ve varsa yetkililerin takip etmenizi beklediği yönlendirmelere uygun hareket edin.
- Yiyecek, su, yedek kıyafet, acil durum malzemeleri ve kişisel ihtiyaçlarınız için ihtiyaç duyabileceğiniz eşyaları bir çantaya koyarak yakınınızda tutun.
- Acil tahliye ihtimaline karşı sizin veya aile bireylerinizin kullandığı işitme cihazı, gözlük veya astım ilacı benzeri önemli ilaçları ve reçetelerini de çantanıza ekleyerek kolay ulaşabileceğiniz bir noktada hazır bulundurun.
- Tahliye sonrasında ihtiyaç doğrultusunda kullanılmak üzere yanınızda yeterli miktarda nakit para bulundurmayı ihmal etmeyin.
- Kasırga ve/veya şiddetli rüzgar sırasında evdeyken güvende kalmak için yapılması gerekenler:
- Rüzgar çok sert esiyorsa ve yağmur şiddetlendiyse evinizi panikle güvenli olmayan bir yoldan terk etmeye çalışmayın.
- Tehlike geçene kadar varsa bodrumunuza sığının. Şayet bodrumunuz yoksa beklemek için banyo gibi penceresiz bir iç oda seçin ve su, yiyecek, radyo, pil, el feneri gibi temel malzemelerinizi yanınıza alın.
- Rüzgarın etkisiyle eşyaların savrulma ihtimaline karşı zarar görmemek için masa gibi sağlam bir nesnenin altına uzanın veya kendinizi battaniyeler ve yastıklarla örterek olası sürpriz darbelerden korunmaya çalışın.
- Şayet felakete uykuda yakalandıysanız üzerinize yastığınızı veya yatak örtünüzü alarak yatağınızın altına girin.
- Şiddetli gök gürültüleri duyuyorsanız yıldırımdan korunmak için yerle temas noktanızı en aza indirerek sakince bekleyin.
- Fırtına sırasında duş almaktan veya bilgisayar ve telefon gibi fişe takılı cihazlarla temas etmekten kaçının.
EVDEYKEN BİR DOLU FIRTINASIYLA KARŞILAŞIRSANIZ:
- Bir dolu fırtınası sırasında varsa dış mekan mobilyalarınızı, açık hava oyuncaklarınızı ve bisiklet, kaykay gibi eğlence ekipmanlarınızı içeriye taşımaya çalışmaktan kaçının.
- Kırık camlardan korunmak için pencerelerden uzaklaşın ve perdeleri kapalı tutun.
- Camların kırılması sonrasında esen sert rüzgarın etkisiyle düşebilecek nesnelerden uzakta güvenli bir noktada bekleyin.
- Fırtına geçtikten sonra oluşan zararı gözden geçirin ve daha fazla hasarı önlemek için mümkün olan en kısa sürede gerekli tadilat işlerini tamamlayın.
SELLERE KARŞI ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER NELERDİR?
- Uyarı birimi ile koordineli olarak çalışacak site kurtarma birimi oluşturulmalıdır.
- Herhangi bir tehlike anında sakinler bilgilendirilerek uygulayacakları yöntemler konusunda uyarıda bulunulmalıdır.
- Dere ve nehirlerin denizle birleştiği noktalardaki tıkanmalar düzenli olarak temizlenmeli, sürekli açık olmaları sağlanmalıdır.
- Çevredeki yeşil alanlar korunarak ve artırılarak erezyon ve sel önlenmelidir.
- Çukur alanlarda, binaların bodrum katlarına su basma tehlikesi yüksek olduğundan, bu türlü yerlerde bodrum yapılmamalı, su basman kotu yüksek tutulmalıdır.
- Site içinde yeterince yağmur suyu kanalı olmalı ve bunların sürekli bakımları yapılmalıdır.
- Sel uyarı işaretleri ve uyarı sistemleri bulunmalıdır.
- Konutlar diğer afetlerde olduğu gibi sele karşı da sigortalatılmalıdır.
SEL SIRASINDA YAPILMASI GEREKENLER
- Durumun kötüye gitme ihtimaline karşın ışık kaynağından yoksun kalmamak adına varsa el fenerlerinizi ve kullanılabilecek yedek pillerinizi yanınızda bulundurun.
- Pasaport, nüfus cüzdanı, banka hesap cüzdanı gibi önemli belgelerinizi de su geçirmez bir çantaya veya kilitli bir plastik torbaya koyarak aynı şekilde yanınıza alın.
- Sel suları sizin için tehdit oluşturuyorsa hızlıca bir tahliye planı belirleyin ve can güvenliğinizi tehlikeye sokmayacak bir yol izleyerek evinizi terk edin. Sel bölgesini terk ederek güvenli yerlere çıkılmalı, su yatağı ve çukur bölgeler terkedilmeli
- Evinizi sel nedeniyle su bastıysa çıkabileceğiniz en üst katlara çıkın veya kirli suya mümkün olduğunca az temas edebileceğiniz yükseklikte bir noktada bekleyin.
- Elektrik kaynaklarından uzak durulmalı, geceleri selin tehlikelerini görmek güçleştiğinden dikkatli olunmalı.
- Sel anında araç içindeyseniz; asla su dolu yoldan gitmemeye çalışmalı, araçta her hangi bir arıza meydana geldiyse hemen terk edilerek yüksek yerlere çıkılmalıdır.
- Pencere ve kapıları korumak için taşınabilir engeller yerleştirilebilir.
- Suyla sürüklenen enkazın yönünü kum torbalarıyla değiştirerek konutumuzdan uzak tutabiliriz.
- Bazı durumlarda bütün kapıları açarak suyun binanın içinden akmasına izin vermek çok daha iyidir; böylece su basıncının yapının taşıyıcı sistemine zarar vermesi önlenebilir.
- Su yatağı ve çukur bölgeler hemen terk edilmeli, SELDEN KAÇMAK İÇİN SEL SULARINA KESİNLİKLE GİRİLMEMELİDİR!…
- Sel suları ayrıca kanalizasyon ve zehirli kimyasal maddeler de içerirler. Çocukların sel suları ile oynamasına müsaade edilmemelidir.
- Konutu terk ederken elektrik ve su vanaları kapatılmalıdır.
- Sel sırasında elektrikler kesilebilir. Binada gaz sızıntısı olduğunu düşünüyorsanız, herhangi bir elektrikli alet ve ışık kullanmayın. Işığa ihtiyacınız olduğunda pilli fener kullanın.
- Evinizdeki küvet ve bidonları şebeke suyunun kirlenme ihtimaline karşı temiz su ile doldurunuz.
SEL SONRASINDA YAPILMASI GEREKENLER
- Sel felaketi suların geri çekilmesi ile sona ermeyebilir. Dolayısı ile otoritelerin geri dönün uyarısı alınmadan ve herhangi bir hasarı olup olmadığı kontrol edilmeden binalara kesinlikle girilmemelidir.
- Binalar kontrol edilirken su geçirmez ayakkabı ve pille çalışan el fenerleri kullanılmalıdır.
- Konutların duvarlarında, katlardaki zeminlerde ve pencerelerdeki hasarlar, tavan, sıva vb. malzemelerin dökülmesi riskinin olup olmadığı kontrol edilmelidir.
- Sigorta işlemleri için zarar gören yerlerin fotoğrafı çekilmelidir.
- Sel sonrasında da ikincil afet olarak yangınlar çıkabilir. Bu nedenle evde gaz sızıntısı, suyun altında kalmış elektrik aksamı, fırın, ocak ve elektrikle çalışan eşyaların olmadığına emin olun.
- Sel sırasında evinizde kalmış yiyecekler varsa bunları kesinlikle kullanmayın. (Konservelerde dahil)
- Konuttaki sel suları binanın daha fazla zarar görmemesi için yavaş, yavaş boşaltılmalıdır.
- Mikroplu atık su sistemleri sel sonrası insan sağlığına zarar vermemeleri için mutlaka yetkililere kontrol ettirilmelidir.
- Konuta sel sırasında yılan ve benzeri zararlı hayvanlar girebilir. Bu konuda dikkatli olunması gerekir.
- Özel ilgiye ihtiyacı olan afetzedelere -yaşlılar, bebekler, özürlüler- yardımcı olunmalıdır
Kaynak <https://www.afad.gov.tr/afadem/sel>
Deprem anında nelere dikkat edilmeli?
Türkiye’de
ortalama 5 yılda bir geniş çapta can ve mal kaybına neden olan büyük bir
depremin yaşanıyor. Bu da akıllara “Deprem anında nelere dikkat edilmeli?”
sorusunu getiriyor.
Öncelikle;
evde, okullarda, hastanelerde, ofislerde, çeşitli kurumlarda deprem sırasında
devrilebilecek, düşüp kayabilecek, kırılabilecek eşyalar tespit edilmeli.
Riskler önceden belirlenip önlemler alınabilirse, deprem sonrası
karşılanabilecek zararlar en aza indirilebilir.
Deprem anında; balkondan uzak durulmalı. Çök-kapan-tutun pozisyonu
alınmalı. Kibrit, çakmak vb. şeyler kullanılmamalı. Deprem sonrasında ise, kişi
önce kendi emniyetinden emin olmalı daha sonra çevresinde yardım edebileceği
biri olup olmadığını kontrol etmeli. Depremlerden sonra çıkan yangınlar oldukça
sık görülen ikincil afetler. Bu nedenle eğer gaz kokusu alırsanız, gaz vanasını
kapatın. Camları ve kapıları açın. Hemen binayı terk edin.
DEPREM ESNASINDA EVDE GÜVENDE KALMANIN YOLLARI:
- Sarsıntı başladığında içerideyseniz, pencerelerden uzak durun.
- Başınızı ve boynunuzu yastık veya battaniyelerle koruyun.
- Elektrik düğmelerine dokunmayın.
- Kibrit ve çakmak yakmayın.
- Dolap, kütüphane gibi devrilme riski olan eşyalarınızı önceden duvara sabitlemediyseniz yakınlarında durmaktan kaçının.
- Sarsıntı sonrasında hızlıca elektrik, su ve doğalgaz vanalarını kapatın.
- Güncel bilgilerden haberdar olmak için mümkünse telefon, radyo veya internet yoluyla medyayı izlemeye çalışın.
- Deprem bittiğinde binayı terk etmeniz gerekiyorsa, elektrik kesintileri veya artçı sarsıntılar yaşanabileceğinden asansör yerine merdivenleri kullanın.
Yangına karşı alınması gereken önlemler nelerdir?
Yangın, geri dönüşümü olmayan ve ciddi hasarlara neden olan doğal
afetlerdendir. Yangın için alınması gereken önlemler ise; çocukların
ateşle oynamaması sağlanmalı, baca ve boru temizliğine dikkat edilmeli, yanıcı
maddeler konutun güvenli bir yerinde saklanmalıdır. Konutların düzenli bakımı
yapılmalı ve yangın tüpü bulundurulmalıdır. Yangın anında, 110
itfaiye ekipleri acilen aranmalı, ekipler gelene kadar eldeki imkanlarla
söndürülmeye çalışılmalıdır. Kendi güvenliğimizi birinci plana almalı, yangının
daha fazla yayılmaması için kapı ve pencereler kapatılmalıdır. Dumandan
etkilenmemek için ağız ve burun ıslak bez tutularak nefes alınmalıdır.
EVDE YANGIN
SIRASINDA ZARAR GÖRMEMEK İÇİN UYMANIZ GEREKEN KURALLAR:
- Yangın sırasında duman solumaktan kaçınmak için yere çömelin.
- Varsa bir mendil, tişört, havlu veya bir bez parçası kullanarak ağzınızı ve burnunuzu olabildiğince kapatın.
- Evi terk etmeniz veya farklı bir odaya geçmeniz gerekiyorsa, gitmek istediğiniz noktaya doğru sürünerek ilerleyin.
- Bulunduğunuz yerde sıkıştıysanız, oda kapısını kapatın ve havlu, battaniye benzeri nesneleri mümkünse ıslatarak duman girmeyecek biçimde kapı çevresine sıkıca yerleştirin.
- Yangın esnasında kıyafetleriniz tutuşursa yere yatın ve yuvarlanarak alevleri söndürmeye çalışın.
-----------
Kaynak <https://www.trthaber.com/haber/ozel-haber/dogal-afetlere-karsi-ne-gibi-onemler-alinmali-425201.html>
Kaynak <https://www.securitasalarm.com.tr/dogal-afetler-ve-felaketler-sirasinda-evde-nasil-guvende-kalinir>
SONUÇ:
Dünyanın her noktasında olduğu gibi ülkemizde de
meydana gelen doğal afetler, tedbirli davranılmadığı ölçüde yıkıcı etkileriyle
can ve mal kayıplarına yol açıyor. Son yıllarda etkilerini giderek daha fazla
hissettiğimiz iklim değişikliği sorunu her geçen yıl daha da büyüyor. Kuraklık,
orman yangınları, kasırga ve fırtınalar, aşırı yağış, sel taşkınları,
heyelanlar olağan hale geldi.
Genel anlamda hayatta bizleri beklenmedik her duruma
hazırlayacak bir güvenlik kılavuzu olmasa da evimizdeyken afet ve felaketlerin
neden olduğu hasardan en az düzeyde etkilenmemiz için alabileceğimiz somut
tedbirlerle, can ve mal kaybı riskimizi büyük ölçüde önleme veya azaltma
şansımız var.
Afet yönetimi doğası gereği güçlü bir Kriz Yönetimi'ni
gerektirir. Bir organizasyondaki kriz, organizasyonun önceliklerini bozabilecek
ciddi sonuçları olan herhangi bir olağandışı olay olarak tanımlanabilmektedir.
Kriz, doğası gereği gerçekleşme ihtimali düşük ancak yoğun bir olaydır ve bunun
sonucunda örgütü alışılmadık, beklenmedik durumlarla, taleplerle ve zihin
karışıklığıyla karşı karşıya bırakabilir.
AFETLERDE KRİZ YÖNETİMİ, kriz anı şartlarında ve kriz
sürene kadar uygulanan hedefi durumu normale döndürmek olan yönetim biçimidir.
Kriz yönetiminin öngörülemeyen olumsuz olaylara yanıt verilmesini önlemek için
uygun bir şekilde planlanması gerekir. Site yönetimleri de bundan istisna
değildir. Neticede bir yerde yangın, deprem ve sel varsa her ne hal üzere
olursanız olun, adınız göreviniz ne olursa olsun olağanüstü bir durum var demektir.
O olağanüstü hal diğer normal görev, sorumluluk ve işlerin önüne geçer. İşte o
vakit yapılacakların planlı, organizeli, bilinçli ve dayanışma içinde yapılması
gerekir. Kriz yönetimi bunu amaçlar.
Doğal afetler yalnızca o bölgelerde yaşayan halkın
hayatını etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda hükümetler ve işletmeler için de
önemli düzeyde maliyet ve zarara neden olabilmektedir. Birkaç yıl önce
yaşadığımız koronovirüs salgını bunun tipik bir örneğidir. Bu nedenle site
yönetimlerinin de risk yönetimi ve kriz yönetimi ile ilgili mevcut durumu
detaylandırmak ve hangi noktaların daha fazla geliştirilmesi gerektiğini
belirlemek için mutlaka planlamalarını etkin şekilde yapmaları gerekir.
Yani herhangi bir felaket durumunda
öncelikle önleyici, sonrasında erken uyarı sağlayacak ve oluşan felaket
durumunda hizmetin aksamasını engellemeyecek düzenlemelere sahip olmalıdır.
Örneğin elektrik kaynaklı tehlikelerin azaltılmasını sağlamak amacıyla kablo
izolasyonları sağlanmalı ve sürekli kontrol edilmelidir. Aynı şekilde tüm
tehlikeli durumlar için uyarıcı etiket sistemi geliştirilmeli ve uygulaması
sağlanmalıdır. Felaket anında şaşırmayan, paniklemeyen, plan çerçevesinde harekete
geçebilen etkin teknik ekiplere ve destek organizasyonlarına sahip olunmalıdır.
Bölgesel afad ve felaketlerde ilgili
kamu kuruluşlarıyla diyalog ve işbirliği halinde çalışmak önemlidir. Bu açıdan
acil arama telefonlarının bilinmesi, valilik, kolluk güçleri, afad, belediye
gibi kurumlarla, Baski, Elektrik ve doğalgaz dağıtım vb. kuruluşlarla işbirliği
halinde olunması gerekir. Ayrıca yardım taleplerini duymak, insanların bilgi
ihtiyacını karşılamak amacıyla anons sistemi, sosyal medya dahil her türlü iletişim
kanallarından yararlanılması elzemdir.
Orjan'a ve orada yaşayan pek çok komşumuza geçmiş olsun
dileklerimi yineliyorum. Yaşanan taşkın sebebiyle kooperatif yönetimi
kusurludur ve elbette ihmalinin sonuçları hakkında eleştirilecektir.
Sorumlulukları göz ardı edilemez. Ama bu sorumluluk sanıldığının aksine
kooperatif yasası ve ana sözleşmesinden kaynaklanmıyor. Oradaki amaç, görev ve
sorumluluklar "ortakları için konut yapma" çerçevesinde sınırlı.
Mesela yeni yapılan yağmur suyu kanallarının daha ilk yağmurda neden tam olarak
çalışmadığı ile dolaylı olarak ilintili. Bu konunun sorgulanması gerekiyor.
Ayrıca yönetim-ortak iletişiminde bu afet sebebiyle yaşanan
kopukluklar sebebiyle de kusurlular. İhtiyaç olan lojistik-teknik destekte
yetersizlik ve ilgili kamu kurumlarıyla aktif diyalog eksikliğinden dolayı
eleştirilebilirler. Ancak bilmeliyiz ki Kooperatif yönetiminin bu afet
karşısındaki asıl görev, yetki ve sorumluluğu çoğumuzun hatırlamadığı, 2016
yılı genel kurulunda alınmış "site yönetimine vekalet" olarak
özetlenebilecek kararına dayanıyor. İşte, netice itibariyle tam olarak
uygulanmayan, ihmal edilen şey: "634 sayılı KMK'na dayalı site yönetimini
geçici olarak yürütme" görevi ve sorumluluğudur.
O nedenle normal zamanda da afet zamanında da kooperatif
yönetimi "Bana ne, bana muhatap olmayın!" diyemez, dememelidir. Bu
yüzden belki faydalı olur diye "SİTE YÖNETİMİNDE AFET TEDBİRLERİ NASIL
OLMALI?" üzerinde çalıştım. Çünkü işin, görevin, sorumluluğun aslı gelip
SİTE YÖNETİMİNE, site yönetimine geçmeye dayanıyor. Bu bakış açısıyla her
fırsatta yönetimi eleştirme kolaycılığı yerine nasıl olması gerektiği üzerinde
odaklanmayı tercih ettim, ediyorum, edeceğim.
Yazım asla kooperatif yönetimini aklama amacı taşımıyor, doğal afetlerin her an olabilecek, önceden tedbir alınması gereken felaketler olduğunu onlara da, bizlere de hatırlatıyor. Neticede bu tür çalışmalar daima el altında olması gereken, bugüne ve yarına katkısı olacak dokümanlardır. Ders alırlarsa bugünkü yönetime de yarın kurulacak site yönetimine de, bizlere de her daim ışık tutacaklar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder