9 Ocak 2023 Pazartesi

09 Ocak 2023 23:30 Pazartesi TORUNLARIMA MEKTUPLAR.............İyilik anahtarı

09 Ocak 2023 23:30 Pazartesi

Sevgili torunlarım,

İşte günler geçti, 2022 bitti, 2023 başlayalı 10 gün oldu bile. Zaman soluklanmıyor, durmuyor. İnsanların günlere, aylara, yıllara mana verip bölmelerine karşılık o akışına devam ediyor. Dünya dönüyor biteviye, güneş doğuyor ve batıyor hiç ara vermeden. Mevsimler birbiri ardınca aynı düzen içinde değişiyorlar.

Hatırlıyorum sanki dün gibiydi insanların 2000'i karşılaması. "Milenyum" demişlerdi, ikinci milenyum konuşuluyordu durmadan. O yıllar da zordu, hem de çok zor. Siyasi ve ekonomik krizler, kara çarşambalar birbirini kovalıyordu. 2000'li yıllardan mucize bekleniyordu sanki. O kara bulutlar dağılsın, güvenlik, huzur ve refah gelsin dileniyordu. 90'lı yıllar insanları bunaltmıştı. O çaresizlikle yeni bir bin yıla geçiş kapısında durup yanlış yerden medet bekleniyordu.

Tam 22 yıl geçti. Neredeyse bir çeyrek yüzyıl geçti aradan. Evet, çok şey değişti o günden beri. Ancak gelenin de getirdiğine eş yeni yeni zahmetleri oldu bize. Çok güzel şeyler gördük yaşadık, büyük değişimler oldu. Ama adı farklı yeni sıkıntılar, yeni sorunlar da çoğaldı. Meselâ idrakimize iklim krizi diye yeni bir mesele gelip oturdu. Yıldan yıla mevsim kaymaları, kuraklık, seller, büyük yangınlar giderek arttı.  Kutuplardaki buzların erimesi endişeleri arttırıyor.

Ozon tabakasındaki delik bütün bunların sebebi mi değil mi bilmiyorum. Bildiğim ve emin olduğum tek şey geçen birkaç yüz yıl içinde dünyayı bencilce kirlettiğimiz. Öyle görünüyor ki dünyanın bu yeni derdi sizin de sizden sonraki nesillerin de kâbusu olacak. Emanetiniz olan çevreyi, suyu, havayı ve insanlığımızı layıkıyla koruyamadığımız için üzgünüm. Sizlere daha iyi bir dünya bırakamadığımız için insanlık adına mahçubum.

Ama kerameti yıllardan beklemeyen ben, aynı zamanda umudumu yitirmiş de değilim. Zamanın sahibi olan Allah, yarattığı mülkün de yegâne ve mutlak sahibidir. Hikmetinin ve kudretinin sınırı yoktur. Kullarını uyarmış olmasına rağmen yine de "insanoğlunun beyinsizlikleri yüzünden" sizlere zulmetmeyecektir. Çünkü o adildir, rahmeti gazabından üstündür. En önemlisi merhameti de sonsuzdur. Evet bizden evvelki nice nesil gibi biz de imtihan olduk, elbette siz de olacaksınız.

Dilerim sizden öncekilerin hatalarını, hatta suç ve isyanlarını aymazlıkla tekrar etmezsiniz. Her kötülükten sakınıp, her iyilikle hemhal olacaksınız. "Dosdoğru" yürüyecek, "iyi" olmayı bilecek ve "iyiliğin" gücüyle donanacaksınız. Asıl olana, doğru menzile bel bağlarsanız güvendiğiniz dağlara kar yağmaz. Ona yâr olursanız, ona yönelirseniz sizi yolda bırakmayacaktır. Çünkü onun öğütlediği yol en güvenli olandır. O yol "sırat-ı müstakim"denir.

Sevgili torunlarım,

Aslında "iyilik" dediğimiz sey hayatımızın doğal bir parçası. Kötünün, kötülüğün zıddı; sıcak, dost, oldukça bildik, ya da bildiğimizi sandığımız bir kelime. Sadece bizim dilimize değil, bütün dillere yerleşmiş.  

Ömer Hayyam bir rübaisinde şöyle demiş: "Okunu attı mı ölüm, siperler boşuna/O şatafatlar, altınlar, gümüşler boşuna/Gördük bütün insan işlerinin iç yüzünü/Tek güzel şey iyilik, başka düşler boşuna." 

Neden böyle ? Acaba iyi olmak ve iyilik yapmak neden bu kadar önemli ?

Baktığımızda bütün kadim dini ve felsefi söylemler iyiliği yüceltiyor ve insanları iyilik yapmaya davet ediyor. Demek ki kökenleri insanlık tarihi kadar eski. Adem'le Havva, Habil'le Kabil'e kadar gerilere uzanıyor. İyilik ve kötülüğün mücadelesi de o günden bu yana sürüp gelmiş demek ki. Yoksa nasıl bu kadar genlerimize işlerdi ?

İnançlı bir insana göre İyilik ve iyi olan şey, gönlünün razı olduğu, kalbinin sükûnetle karşıladığı şeydir. Allaha itaat etmektir. Kötü ve kötülük ise şeytana uymaktır, günahtır. Kalbi tırmalayıp rahatsız eder ve gönlüne huzursuzluk verir. İyi ve iyilik insanların beğeneceği yada kendi yararına olan şeylerdir. Kötü kavramı ise adaletsizlik ve toplum düzenini bozacak şeylerdir. 

Ben biraz araştırdım. Öncelikle anladığım bu kavramın dilimizde kullandığımız kadar basit olmadığı. Derya deniz bir şey bu. Neredeyse hayatın iki yarısından biri iyilik, diğeri de kötülük. Arada ne zaman kötülüğe kaydığın, nerede kurtulduğun belli olmayan belli belirsiz bir sınır var ki oralara yaklaşmamak en iyisi.

Türkçemizde "iyi" ya da "iyilik" olarak ifade edilen halin çok daha derin ve geniş anlamlı birçok kavramsal kökeni olmasından ileri geliyor. Mesela, bu kavramlardan biri "salah". Sözlükte "iyi olmak, iyi hal üzere bulunmak, durumu düzeltmek, uygun olmak, fesadın yok olması ve istikâmet" anlamına geldiği yazılı. Bir bakıma fesadın zıddı.

Yani; hayırlı, yararlı ve mutedil her şey salah oluyor. Buna göre insanın; ifrat ve tefritten uzak, itidal, istikamet ve güzel bir hal üzere bulunması, isyan, aşırılık ve bozgunculuktan kaçınması gerek. Bunlar zaten Allah'ın emrettiği, razı olduğu şeyler. Aynı zamanda imân edip bu emir ve yasaklara uyan mü'minin de güzel vasıfları. 

İyiliğin bir başka türü "lütuf, kerem, ihsan, inayet" kavramları ile ifade ediliyor. Genel olarak karşılık beklenilmeden yapılan yardım için kullanılan kavramlar bunlar. İyiliğin kavramsal kökenlerinden bir diğeri olan "Esenlik" ise türkçe bir kelime. Sağğı yerinde olma, esen olma, afiyette, selamette olma durumu. Örneğin nasılsın diye sorulduğunda "iyiyim" deriz. Bu sağğım yerinde, afiyetteyim, herhangi bir kötü durumum yok anlamında oluyor.

Yarar veya elverişlilik anlamındaki iyilik ise "nimet" karşılığı yapılmış oluyor. Örneğin; Konfüçyus "Bilgi insanı şüpheden, iyilik acı çekmekten, kararlı olmak korkudan kurtarır" diyor. İşte, bu manadaki iyilik ise adeta bir kalkan gibi oluyor. Yapılan kötülüğü bu enerji söndürüyor. Peygamberimiz "Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran" diyor.  

Yine, Kur’ân-ı Kerim en büyük iyiliğin kişinin kendi nefsine yaptığı iyilik olduğunu belirtiyor. Buna göre insan ne yaparsa sonuçta kendisine yapmaktadır. İyilik yapsa lehine, kötülük yapsa kendi aleyhinedir. Sonuçta bütün İrade, niyet ve fiiller insanın kendisine dönecektir. İyi olmak için de iyilik yapılacak, iyilik istenecek ve iyilik düşünülecektir. Dünya iyilikle ayakta durduğu gibi, ahiret nimeti de iyilikle kazanılacaktır. İyiliğin temelinde iman, ibadet, yardım, sabır ve doğruluk gibi kavramlar var. Bu anlamda iman iyiliği, iki cihan saadetinin anahtarı, ruhun rahatı, aklın ve kalbin tatmin olması ve huzura ermesine yol açmaktadır.

İman, ibadet, yardım, sabır ve doğruluk gibi temel kavramların, yani iyiliğin kişideki tezahürü de güzel ahlak olmuş oluyor. Bu anlamda iyilik ise elbette ki insanın en büyük sermayesi ve zenginliğidir. Çünkü, insanın ahiret yurduna götürebileceği sadece odur. Bunun için Hz. Muhammed "Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyilikleridir" demiş

Dünyada iyilik huzur ve güvenin, kötülük ise huzursuzluk ve güvensizliğin sebebidir. İnsanı şerefli ve yüce yapan sır iyilik yapmakta ve yardımcı olmakta gizli olsa gerek. Goethe'ye göre "iyilik insanları birbirine bağlayan altın zincirdir.” Hayat iyilikle güzelleşir, ruh ve kalpler iyilikle doyar ve huzura erer. İyilik hiçbir zaman boşa gitmeyen, zarar edilmeyen, her zaman kazandıran en iyi yatırım ve en güzel tasarruftur. 

Kişi için daha yararlı bir şey düşünülebilir mi ? 

Bir şairimizin (Mehmet Postallı)dediği gibi; "Aldanma Oğul!/Makam, mevki elden çıkar giderde/İnsanlık ebedi ölmez be oğul/Elde ne var, ne yok, hepsi biter de/İyilik kumaşı solmaz be oğul." Kanuni Sultan Süleyman da (Muhibbî)mahlasıyla şöyle demiş: "Ölmez ol kim anıla adı anun iylik ile/Tâ kıyamet anılır ol kim kemâl üstündedir." (Adı iyilik ile anılan kişi asla ölmez; kim ki kemâl-olgunluk-üzerine yaşar, adı ta kıyamete kadar kalır) 

İşte görüyorsunuz, “iyi” olmak insan olmanın, “iyilik” üzere olmak ta hayatın anahtarı oluyor.  İnsan için daha değerli ne olabilir ki ? 

Bu noktada Lokman peygamberin oğluna nasihatını da haber veriyor bize Kur'an. "Yavrum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir." 

O halde biz bu mektubu yine mektupların en güzeli Kur'andan bir dua ile bitirelim; “Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik-güzellik ver, ahirette de iyilik-güzellik ver…” Sen lütufkârsın, istediğini verensin. Bizi kötülükten ve cehennem azabından koru. Amin.

 

Dedeniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder