Sevgili torunlarım,
2023'e bir kaç gün kaldı. Geçen yıl büyük umutlarla başlayan 2022 de pazar günü itibariyle artık mazi olacak.
Pandeminin bitmesi, Ukrayna-Rusya savaşı, pahalılık, enerji krizi, bir sürü doğal felaket derken, seçim yaklaştıkça giderek hararetlenen siyasi olaylar, hükümet tarafından peşpeşe atılan adımlar ve ailemizdeki önemli gelişmeler hepsi bu yıla sığdı. Ama nihayetinde o da diğerleri gibi yaşlandı ve yerini yepyeni bir yıla bırakarak çekilip gidecek hayatımızdan.
Neticede bir meclis emeklisi olarak önümüze gelen hesap içimize oturmuyor. Saygı gösteriyorlar, sevgilerini saklamıyorlar. Yaklaşık 15 yıl görev yaptığım TBMM'yi yeniden görmekten mutlu oluyorum. Hala onun bir parçası olduğumu hissetmek gerçekten onur verici. Yalnız oraya her gittiğimizde şimdi yerinde yeller esen lojmanlarda yaşadığımız 10 yılı hatırlıyoruz. O da ayrı bir hikaye.
Daha önceleri yıllarca gitmeye alıştığımız Kızılay'daki, Ulus'taki işletmeler de maalesef birer birer kapandı. Ya da el değiştirdiler. İnsan 36 sene gittiği yeri birdenbire yerinde bulamadığında sanki yakınını kaybetmiş gibi üzülüyor. Ne kebabistan kaldı, ne Tevfik kış ne de bulvar pastanesi. Gittiğimiz yeni yerlerde de canımız fena halde yanıyor. Fiyatlar almış başını gitmiş, yaklaşılmıyor.
Bu arada es geçmeyelim 65 yaş çok önemli. Özellikle pandemide korunması gereken "65 yaş ve üstü büyüklerimiz" sınıflandırmasını çok işitmiştik. Aşılarımızı bu yüzden aksatmadan kolayca olabildik. Geçen yıl YHT'de bilet ücretine %50 65 yaş indirimi yaptıklarında doğrusu çok şaşırmıştım. Hastanelerde, aile hekimlerinde muayene sırası önceliği veriyorlar.
Ha bir de belediye otobüslerinde 65 yaş uygulaması var. Ben geçen yıl kartımı almıştım. Nennenize de herhalde önümüzdeki hafta alırız. Eskiden olsa utanır sıkılırdım şimdi alıştım. Cihazdan çıkan o cırtlak sese rağmen otobüslere bedava binmek meğer ne hoşmuş. Çok garip değil mi? Daha önceleri konduramadığımız, ağzımıza bile almak istemediğimiz "bu yaş" şimdilerde normalimiz oldu. Demek ki dedeliğin de güzellikleri varmış.
DEDEYİM BEN
Bugün keyfim yerinde/Bahar gelmiş bize de/İçimde bir sevinç var/Mutluyum ya, kime ne
Badem, erik çiçek açtı/Yağrağı tomurcuklandı/Gönlümde bir sıcaklık/Arttı sevgim, kime ne
Cemreler düştü yine/Umutlar saçtı güne/Dilimde bir muştu var/Dedeyim ben, kime ne
----
Ankara/ 31 Mart 2018 Cumartesi 19:45
Geçen hafta 23 Aralıkta ikizler 1,5 yaşına girdiler. Allah nasip ederse amcalarının 8 Temmuzda yapılacak düğününde 2 yaşında olacaklar. Çok hareketliler maşallah. Kreşten geldiklerinde üçüyle birden baş etmek gerçekten çok zor. Bizimkisi haftada 2-3 günlük bir mesai. Öyle böyle geçiyor. Ya anne babası? Allah kolaylık versin diyor, başka da bir şey söylemiyorum. İnci pek güzel "dede" diyor. Ama Selim daha "nenne" ile "dede"nin farkını çözemedi. İkisi de çok güzel, sevimli ve sıcakkanlı çocuklar.
Onlar en küçük torunlarım. 2021 yılının 23 Haziran Çarşamba günü saat 16.30'da doğdular. Coronavirüs salgınının ülkemizdeki 468.nci, dünyadaki 547.ncü günüydü. Dokuz ay süren bekleyiş nihayet mutlu sonla noktalanmıştı. Mutlu ve sevinçliydik, çünkü ailemize iki yeni can daha katılmıştı.
Acizane bazen öylesine bir şiir ilhamı düşüverir gönlüme. ”Yüreğimin sesi” adını verdim ben o duygulara. O ilhamla yazabildiklerime. O gün de sevincimi, mutluluğumu dizelere dökmek gelmişti içimden. Neticede "Hoşgeldiniz çocuklar“ diye şöyle bir şey çıkmıştı ortaya:
HOŞGELDİNİZ ÇOCUKLAR
Dua ile bekledik / Dileklerle süsledik / Yolunuzu gözledik/ Geldiniz ya; Hamd olsun
İşte nihayet sizi / Gördük ya son ikizleri /En sevimli bebişleri / İhsan edene Hamd
olsun
Sefa ile
geldiniz / İyi ki de geldiniz / Bizi mutlu ettiniz / Hoşgeldiniz, Hamd olsun
-----
23
Haziran 2021 Çarşamba 23:30
HOŞGELDİN ECE MERCAN
Sefa geldin hoş geldin/Yüzümüzü güldürdün/Gönlümüzü doldurdun/Yıldız gözlüm hoş geldin
Çabucacık büyüsün/Dilerim yüzü gülsün/Pembe beyaz bir gülsün/Bahar dalım hoş geldin
Yüzü güleç dili tatlı/Gönlü temiz ağzı ballı/Canımıza can kattı/Ecem bize hoş geldin
Bahtın açık olsun kızım/Yolun ferah olsun kuzum/Ömrün dahi uzun olsun/Mercan taşım hoş geldin
Hamd ederim Rabbime/Ulaştırdı bu güne/Göz değmesin yüzüne/Ece Mercan hoş geldin
----
Ankara/16 Nisan 2018 Pazartesi
21:00
Tuna bebek hoş geldin/Yaşlı alem bize engin/Büyü, uzanıver yıldızlara/Dünya avuçlarına gelsin
Tuna gibi coşkun ak/Kafkas dağlarına bak/Yiğitlik namın olsun/Huyun olsun selim pak
Tuna nehri uzundur/Hem serin hem uludur/Yankılanır suda sesler/Binitimiz tayla dorudur
Ekim ayı yirmibir/Pazartesi saat onbir/Yarım saat sonra doğdu/Bebek Tuna çağlar gelir
Kucağımız doldu taşacak/Gözümüz gönlümüz ışıyacak/Bereketlensin ömrün oğul !/Gün senin, ay sana doğacak
------
23 Ekim 2019 Çarşamba 22:30
MAŞALLAH
Maşallah evlatlarıma, dilerim;
başarıları hep daim olsun
Selametle torunlarıma, isterim ki;
hep yolları da açık olsun
İnşallah yavrularıma, Yüce Rabbim;
iki cihanda aziz olsun
Dedesinin kuzularına, dua ederim;
illa ki güzel insan olsun
----
Ankara/ 10 Haziran 2017 Cumartesi 01:12
Sevgili torunlarım,
Önümüzdeki yıl hem ülkemiz hem ailemiz için çok önemli. Ülkemiz için 2023'ün en önemli özelliği cumhuriyetimizin 100.ncü yılı olması. Bu sembolik zirve aynı zamanda hedefleri, umutları ve oluşumlarıyla yeni bir yüzyılın doğumu anlamına geliyor. Meselâ son olarak Cumhurbaşkanımız geçtiğimiz gün Karadeniz'de üçüncü bir doğal gaz keşfi daha yapıldığı müjdesini verdi. Böylece güncellenen toplam rezerv 700 milyar m3'ü aşmış durumda.
Mevcut haliyle piyasa değeri 1 trilyon doları bulan müthiş bir kazanımdan bahsediyoruz. Gelişme daha şimdiden İstanbul'daki 5 milyon hanenin doğalgaz faturalarına %12 indirim olarak yansıdı. Avrupa'nın donduğu, enerji kriziyle boğuştuğu bir ortamda bizim doğal gaz sıkıntımız yok. Üstüne üstlük hem ülkemizin enerji maliyetini hem de faturalarımızı düşürecek bir gelişme. Bu arada gazın Filyos'taki merkeze ulaşımı bitmiş. 10 bini aşkın kişi 12 gemiyle hummalı bir çalışma yürütüyor. Mart'ta sisteme verilecekmiş. Hadi inşallah.
Doğal gaz keşfinin yanında doğudan ciddi miktarda ve kaliteli petrol bulunduğuna dair haberler de aldık. Türkmen gazı konusunda da şimdiye dek bir türlü tamamlanamayan anlaşmalar yapıldı. Silivri ve Tuz gölündeki depolar şimdiden ful dolu. Eğer başarılabilirse Türkiye bölgenin sadece enerji koridoru değil, aynı zamanda bir enerji merkezi de olacak. Bütün bunlar dünya krizlerle boğuşurken Türkiye'nin şayet yolda bir kazaya uğramazsa çok ciddi bir sıçrama yapacağını gösteriyor.
Hükümet bir taraftan da sürekli milyonlarca çalışanı ilgilendiren birikmiş sorunları bir bir çözmekle meşgul. 3600 ek gösterge konusu, sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi meselesi ve EYT düzenlemeleri bunlara örnek. Son olarak asgari ücret 5 bin liradan 8 bin 500 liraya yükseltildi. Şimdi sıra memur ve emekliler için "sizi enflasyona ezdirmeyeceğiz" sözünü tutmaya geldi. Hesaplara göre artış %20 civarında. Ancak yaşadığımız pahalılık beklentiyi %30'un üstüne yükseltmiş durumda. Bunun altı kimseyi mutlu etmez. Ama kesenin ağzını açıp +%40 verirlerse seçimlere giderken insanları memnun etmiş olurlar.
Bütün bunlar şimdilik sizin için anlamsız gelebilir. Ama inanın bu gelişmeler içinde yaşayacağınız ülkenin hem eksiklerini onarıyor hem de geleceğini inşa ediyor. Şimdi siz büyümekle, hayata doğru yürümekle meşgulsünüz. Kişiliğiniz ve yaşamınız adım adım şekilleniyor. Bu arada da ülke dev adımlarla ilerliyor kuzularım. Bunu büyük ihtimalle ancak bu satırları okurken anlayabileceksiniz.
O zaman biz olmayabiliriz. Dileğimiz hem 2023'ün hem de yeni yüzyılın sizin için daha yaşanabilir, daha mutlu ve müreffeh olabileceğiniz bir ülkenin inşaasına vesile olması. Bizse, şimdilik önümüzdeki ay dayınızın/amcanızın 28 Ocakta yapılacak nişanını bekleyeceğiz. Tabi bu arada iyi bir maaş artışı hayal etmek bizim de en doğal hakkımız değil mi? Günlerimiz diğerleri gibi evden camiye, markete, pazara gidip gelmekle geçecek. Sizlere bol bol dua edeceğiz. Bu arada Gölbaşı-İncek geliş gidişlerimiz ise aynen devam. Hepinizi kucaklıyor, teker teker yanaklarınızdan öpüyorum.
Dedeniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder