23 Şubat 2022 Çarşamba

23 Şubat 2022 Çarşamba 23:00 ORJAN POSTASI...............................Doğru bilinen yanlışlar

Doğru bilinen yanlışlar

Öyle bir yol ağzındayız ki önümüzdeki yol: “Kooperatif olarak devam etmek” ya da “Site yönetimine geçmek” şeklinde ikiye ayrılıyor. Şimdi o yol ağzında durmuş düşünüyoruz. Sorular çok: “Hangi yöne gideceğiz?”, “Bizi neler bekliyor?”, “Ne yapmalıyız?”,“Acaba şöyle olur mu, böyle olur mu?”…İşin aslını faslını bilmemek zaten yeterince kötü. Ama en çok doğru bildiğimiz yanlışlar kafamızı karıştırıyor, seçimimizi zora sokuyor.

Bir kere Orjan’da çok ciddi bir kesim durumu bilmiyor ya da ciddiyetini kavramış değil. Her şeyden önce bir “SİTE” de yaşadığını sanıyor. Yorum yaparken, önerisini dile getirirken bu varsayımla hareket ediyor. Eleştirileri bu kapsamda şekilleniyor. HALBUKİ BİZ HENÜZ SİTE YÖNETİMİNE GEÇMEMİŞ/GEÇEMEMİŞ BİR KONUT YAPI KOOPERATİFİYİZ. Doğal olarak da bir şeyler yerine oturmuyor, sonuç da alınamıyor.

Misâl mi istiyorsunuz? Şu an üyesi olduğumuz face grubunun adı da “Orjan tatil sitesi”. Bir başkası “Bağımsız Orjan tatil sitesi”. Daha önceki de “ORJAN TATİL SİTESİ” idi. Hatta şu anda aktif olmayan www.orjantatilsitesi.com adlı bir Web sitesi de vardı, hatırlarsınız.

Konuşmalarda, yazılı paylaşım, öneri, yorum ya da eleştirilerde hep bu adın kullanıldığını hepimiz biliyoruz. O kadar yaygın ki, henüz yasal olarak site yönetimine geçmeden bir site olduğumuzu içselleştirmiş durumdayız. Benim gibi biri çıkıp, “Hayır! Site değiliz, bir kooperatifiz” dediğinde adeta “Kral çıplak!” demiş gibi oluyor.

Peki “site” nedir, ne farkı var? Site kelimesinin kökeni, Latince'deki "çite" kelimesiymiş. Dilimize Fransızca'dan geçmiş bir sözcük. Sözlüklere göre “belirli amaçlarla kurulmuş, oluşturulmuş konut topluluğuna” site deniyor. Kelime anlamı olarak “kent ve şehir”olgusuyla doğrudan alâkalı bir kavram.  Bu nedenle site için bir tür “toplu konut yerleşkesi” diyebiliriz. Bir veya birden fazla imar parseli üzerinde, belli bir onaylı yerleşim planına göre yapılmış birden çok konut yapısını içinde barındıran alana "SİTE" deniyor.

Orjan Konut Yapı kooperatifi 1163 sayılı Kooperatifler kanunu ve Ana sözleşme çerçevesinde 44 yıldır varlığını sürdürüyor. Konut siteleri ise 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu ve Yönetim Planına göre kurulup, yönetilmekte. Site yönetimlerinin oluşturulabilmesi için de ilk olarak kat maliklerinin en az 3'te 1'inin "Genel Kurul" çağrısı üzerine toplantı yapılması gerekiyor. Yönetim seçimi işte bu kat malikleri genel kurul toplantısında yapılmakta. Toplantı sonrasında; yönetime bir kişi seçilmesi halinde; göreve atanan kişi "Site yöneticisi" oluyor. Birden fazla kişi seçilmesi halinde ise; artık bir "Yönetim Kurulu"ndan söz edilmekte.

Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi, artık şunu anlamalıyız: “Konut kooperatifleri ilel-ebed kurulmazlar. Nihayetinde 1163 sayılı Kooperatifler kanunu ve Ana sözleşmeye göre amaç ortaklarına konut yapmaktır. İş bittiğinde de dağılması/ veya şekil değiştirmesi gerekir. Bunun için tanınan süre de sadece 1 (bir) yıldır.”

Çünkü, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 81. maddesinde, konut yapı kooperatiflerinin anasözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılacağı ve dağılacağı, yapı kullanma izninin alınmasını müteakip en geç bir yıl içinde ortakların Kat Mülkiyeti Kanununa göre FERDİ MÜNASEBET (FERDİLEŞME SÜRECİ) işlerinin sonuçlandırılacağı son derece açık bir şekilde belirtilmekte.

Bu süre de konutlar bitip iskân raporu alındığında işlemeye başlıyor. Konutların üçte ikisi fiilen kullanılıyorsa artık site yönetimine geçme bir tercih değil, zorunluluktur! Bu meseleyi hala bir seçenekmiş gibi gören, düşünen pek çok insan var aramızda. Konuşurken, yazarken “bu da nereden çıktı?”diyenler oldukça fazla. Neden? Çünkü, Kooperatif yönetimleri 25 yıldır kendilerini site yönetimi gibi lanse ettiler. Orjan bundan dolayı maalesef bunca yıldır işleyen bir site yönetimi altında yaşadığını sandı. Hâlbuki öyle değildi. Ertelemeler ve süre uzatmalar o kadar normal hale getirdi ki bu durumu; o kadar alıştık ki halimize sonunda başka yoldan gitmemiz gerektiğini aklımıza bile getirmiyoruz. Hatta bu konuda temelsiz münakaşalara dahi girebiliyoruz.

İşin aslına bakarsak site yönetimi süreci daha kat irtifakı kurulurken, 1982-85 döneminde tapuya tescil edilen yönetim planı ile başlamıştı. Konutların bitmesi ve iskân raporlarının alınması ile “ferdileşme” yani “ferdi mülkiyete geçiş” işleminin başlaması gerekiyordu. Bu mesele hala kooperatifimizin önünde çözülmeyi ve adım atılmasını bekliyor.

Peki, Orjan’da durum ne? 1803 konut 9 tanesi hariç tamamlanıp fiilen kullanıldığı halde yaklaşık 25 yıldır hem 1163 sayılı kooperatifler yasasına, hem de 634 sayılı Kat mülkiyeti kanununa aykırı olarak site yönetimine geçmedik/geçemedik. Bu sürecin ertelenip durması hayrımıza değil. Kanunlara uymamak çok ciddi bir konu, öte yandan site beklentilerimize ve menfaatlerimize de aykırı.

Eminim çevrenizde “Tapunuz var mı?” sorusuna “Elbette var. Niye ki?” diye cevap veren birçok insan bulabilirsiniz. İşte bu cevap “Doğru bildiğimiz yanlışlardan” sadece bir tanesi. Çünkü, kooperatif yönetimleri bugüne kadar süreyi iki kez uzatarak kat mülkiyeti tapusu yani bina tapularımızın verilmesini engellemiş oldu. Zira, hem 634 sayılı kanun hem de 1163 sayılı kanun ve anasözleşme bu durumda kooperatifin dağılmasını/ya da türünün değiştirilmesini gerektiriyordu.

Elimizdeki kat irtifakı tapuları nihayetinde geçici bir belge. Halâ kurasını çektiğimiz arsa üzerindeki inşaata yönelik mülkiyet hakkı sahibiyiz. Ancak bu belgenin proje tamamlanıp konutlar bittiğinde kat mülkiyeti tapusuna dönüşmesi şarttı. Bu işlemin de iskân raporunun alınmasını izleyen bir yıl içinde yapılması lazımdı.

İnsan bilmediği, kavrayamadığı şeylerden korkar. Yıllardır kendimizi “site” olarak etiketlendirerek kandırdık, doğruyu değil; kolay ama yanlış yolu seçtik. Bugün site yönetimine geçiş pek çok ortağımız için gerçeklerden çok, vehim ve korkuların beslediği olumsuz bir şeymiş gibi görülüyor. Meselâ “iki başlılık olacak!” sanısı gibi. Hâlbuki kooperatif sona erecek ve yerine yasal olarak yapmamız gereken şeyi, “site yönetimini” belirleyerek devam edeceğiz.

Ortada iki başlılık gibi bir durum olmayacak. Şayet kooperatifi dağıtmayıp bir işletme kooperatifine dönüştürecek olursak –ki bana göre gerekli- o zaman da oraya seçeceklerimiz kendi işleriyle, yani ticari faaliyetlerimizle ilgilenecekler. Yönetimle ilgili herhangi bir görevleri olmayacak. Bu mesele de karıştırılan, yanlış bilinen şeylerden.

Üzerinde yanlış spekülasyonlar yapılan, tereddüt konusu meselelerden biri de arazimizin bir kısmını devlete terk edecek olmamız. Bu konuda da sorun olacak bir durum yok. Zira 1980’li yıllarda mevzi imar planı yapılırken 735 dönüm arazimizin yaklaşık %30’unu hazineye bırakmışız zaten. O dönemde imar mevzuatı böyleydi. Orjanın önünden geçen sahil yolu devlet tarafından bu şekilde yapıldı. MYO, Yurtlar, Pazar yeri ve Telekom binası o arazinin üzerinde.

Şimdi ferdileşme sürecine girsek 500 bin m2 konut alanının 1803 x 131 = 236.193m2 si bize konut yani bina tapusu olarak verilecek. Geriye kalan kısmın en büyük bölümü cadde, sokak, otopark, park, cami, sağlık ocağı alanları.

Bunların imar mevzuatının bugünkü gereklerine göre %45 sınırını geçmeyecek şekilde kamuya terk edilmesi bizim menfaatimize. Zaten %30’unu daha evvel bırakmışız. Geriye kalan maksimum %15 bizi zora sokmaz.

Özellikle cadde ve sokakların imar planında devlete bırakılmış olması Belediye, alt yapı, üst yapı, güvenlik ve doğalgaz hizmetlerinin siteye gelmesini kolaylaştıracaktır. Eskiden olduğu gibi herşeyi kendi cebimizden karşılamayacağız. Havuz, market, gazino, 414, cafeler, çarşı, spor  ve yönetim alanları ile mahsul ekili bölgelerin işletme kooperatifi mülkiyetine alınması halinde de ortada sorun filan kalmıyor. 

Bir başka kafa karıştıran iddia ise “site yönetimine geçmemiz halinde Orjan’ın yüksek katlı binalarla rant alanı haline geleceği”. Bu iddia çok saçma ve dayanaksız. Çünkü, konutlarımız tescil edilmiş mevzi imar planı ve tip bina projeleri ile yapıldı. Malikler genel kurulunun ¾ çoğunluk kararı olmadan, mevcut imar planı ve bina projesi değiştirilmeden mümkün değil. Kısaca burada bizim istemediğimiz hiçbir şey olmaz, olmayacaktır. Kaldı ki bölgenin toprak yapısı ve çevre planları da buna izin vermez.

Son olarak sıkça dile getirilen bir başka “vehim ve korku” da “Orjan’ın yolgeçen hanına döneceği” zannı. Bir kere kapımız, çevre çitimiz yerli yerinde duracak. Cadde ve sokaklarımız özel mülk değil, kamusal alan olacağı için güvenlik konusunda polis desteği alınması daha kolay. İmkânımız varsa özel güvenlik personeli çalıştırmamız da mümkün. Ayrıca yönetim planında bu konuda özel kurallar getirilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması sağlanabilir. Bu konu özellikle amacı güvenlik olmayan kooperatiften daha uygulanabilir bir durum.

Orjan için adeta geleceğin yol ağzındayız.  O yol ağzı ki bir yandan konut kooperatifi olmaktan çıkıp çoktan olmamız gereken hale, yani site yönetimine geçeceğiz. Öbür yandan da kooperatifimizi küçülterek, bir işletme kooperatifine dönüştürmüş olacağız. Biri zorunlu, diğeri Orjan’ın durumuna en uygun tercih.

Ama adım atmak için gayet tabii yol ağzını da, sonrasını da iyi bilmek gerekiyor. O yol ağzı ki, daha en başında korkuları, vehimleri, kafa karışıklıklarını gidermek gerek. Bilmediğimizi öğrenmek, yanlış bildiğimizi düzeltmemiz şart. Algılarımızın, günlük meselelerin bizi yanıltmasına izin vermemeliyiz. İnanmadığımız bir maratonu kazanamayız. Sisli, puslu havada yola çıkmak zordur. Görüşümüzün açık, yolumuzun net olması gerekiyor. Uzun bir yolculuğa çıkacağız, işimiz kolay değil.

Değişip başka bir şekle dönüşeceğiz, bu kaçınılmaz bir gerçek. Bunu görmemek, duymamak, konuşmamak neticeyi değiştirmeyecek. Daha önceden hazırlıklı değilsek, bir emrivaki ile karşılaştıktan sonra düşünmeye başlamak çok geç olur. O zaman  bu değişim dönüşüm hepimiz için daha sancılı olabilir. O yüzden gelin geleceğin inşasına bugünden başlayalım.

Şimdiden 1980’li yıllarda hazırlanıp, “Gelecekte Orjan bununla yönetilecek” denilen yönetim planı üzerinde düşünelim. En iyi uygulama için vaktinden önce güncellenmesini sağlayalım. Çünkü, üzerinden yıllar geçmiş, güncellenmeden yapılacak uygulama bizi büyük sıkıntıya sokar. Özellikle de bina projesine uygun olmayan tadilat ve eklemeler konusunda.

Ne yapabileceğimizi vaktinden evvel düşünüp ona göre hareket etmek mecburiyetindeyiz. Sonuç olarak eninde sonunda site yönetimine geçeceğiz. Kooperatif olarak kalmayı sürdürmenin, kanunlara karşı direnmenin, hiçbir bir yararı yok. Bir Bakanlık denetimi sonucunda, ya da bir mahkeme kararıyla “buraya kadar!” denilirse daha mı iyi olacak. Korkularımızı ve tereddütlerimizi aşmak için öncelikle onlarla yüzleşmek gerekiyor. 

Bu nedenle bir an evvel “konut kooperatifi olarak devam mı edeceğiz, dağılacak mıyız, yoksa başka bir şekle dönüşecek miyiz?” sorusunun cevabını netleştirmek zorundayız. Orjan Genel Kurulunun bütün güçlüklere ve 2/3 karar gerektiren çoğunluk sorununa rağmen alınması gereken temel kararları cesaretle alması şart.

Bu yüzden gelecek hafta “Genel kurul Sorununu” özel bir yazıyla ele almayı düşünüyorum. Sağlıkla ve esenlikte kalın. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder