26 Ekim 2021 Salı

27 Ekim 2021 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı237..................................IV.Aşama (I) - İzleme

IV.Aşama (I) - İzleme

‘Susurluk için bir Stratejik Plan önerisi’nin ‘İZLEME, DEĞERLENDİRME başlıklı IV.ncü ve son aşamasındayız. Böylece şu ana kadar yolun dörtte üçünü geçmiş ve önerimizin sonuna gelmiş olduk. Allah nasip ederse takip eden bu üç hafta stratejik plan uygulamasının belli periyodlarla ‘NASIL İZLENECEĞİ, NASIL DEĞERLENDİRİLECEĞİ VE NASIL GÜNCELLENECEĞİNİ’ ortaya koyup '2023-28 dönemi beş yıllık orta vadeli, Bölgesel bir stratejik alt plân'  önerimizi tamamlamış olacağız. Bu güne kadar halen bulunulan nokta ile ulaşılmak istenen durum arasındaki yolu tarif etmiş olduk. Orta vadede stratejik amaçları, hedefleri ve bunlara ulaşmayı mümkün kılacak stratejik yöntemleri belirledik. Aynı zamanda uzun vadeli ve geleceğe dönük bir bakış açısı ile değişimin nasıl yönetilebileceğini de açıkladık. Susurluk için önerdiğimiz bu yöntem bilimsel bir yöntemdir. İlaveten Kamu yönetiminde halen yürürlükte olan 5018 sayılı yasadan kaynaklanmaktadır. Günlük gelişigüzel gelişmelere değil, geleceğe ve sonuçlara odaklı olmaktır. O sonuçların plânlanmasıdır. Değişimden korunmak için değil, bilakis kaçınılmaz değişimlerin istenilen yönde olabilmesine gayret etmek demektir. Dinamik bir şekilde hareket edilerek aslında o değişimlerin bizatihi plânlanması söz konusudur. Uygulamada yapılan çalışmalar düzenli olarak gözden geçirilerek değişen şartlara uyarlanmakta, yani esnek bir plân anlayışıyla hareket edilmektedir. Susurluk için bir ‘stratejik plân’ yapılması kuşkusuz öncelikle iç ve dış dinamiklerin dikkate alınıp izlenip değerlendirmesini gerektiriyor. Aynı şey plan uygulaması sırasında da zorunlu.  STRATEJİK PLÂN ÇALIŞMASININ IV.NCÜ VE SON AŞAMASI; ‘BAŞARIMIZI NASIL TAKİP EDER VE DEĞERLENDİRİRİZ?’ SORUSU İLE AÇIKLIĞA KAVUŞUYOR. Zira değişimi yönetirken sürecin nasıl yürüdüğüne dair bilgilerin derlenmesi, alınan sonuçların belirlenmiş vizyon, ilkeler, amaçlar ve hedeflerle ne ölçüde uyumlu olduğunun takibi gerekir. KISACA ORTAYA ÇIKAN PERFORMANSIN DEĞERLENDİRİLMESİ DİYEBİLECEĞİMİZ BİR SAFHADAN BAHSEDİYORUZ. Ki buradan elde edilecek sonuçlarla plânın gözden geçirilmesi ve gereğinde bazı kısımlarının güncellenmesi de mümkün olabilsin.

‘Susurluk için ne yapılabilir?’ sorusuna cevap bulmak elbette ki kolay değildi. ZAMAN GEREKTİ, EMEK İSTEDİ, AKTİF KATILIM LAZIM OLDU. EN ÇOK DA ADANMIŞLIK, İNANMIŞLIK İHTİYACI ORTAYA ÇIKTI BİR TÜRLÜ BULUNAMAYAN. Çünkü; mevcut durum, misyon ve temel ilkelerden hareketle geleceğe dair bir vizyon oluşturulması, bu vizyona uygun amaçlar ile bunlara ulaşmayı mümkün kılacak hedef ve stratejiler belirlenmesi, ölçülebilir kriterler geliştirerek performansın izleme ve değerlendirilmesi katılımcı ve esnek bir yönetim yaklaşımına ihtiyaç gösteriyor. Bu yaklaşıma kısaca ‘Stratejik yönetim’ deniyor. Bu tarz bir yönetim yaklaşımı, her şeyden önce; ‘Neredeyiz?, Nereye ulaşmak istiyoruz?, Ulaşmak istediğimiz noktaya nasıl gideriz? Ve Başarımızı nasıl değerlendiririz?’ şeklinde ifade edilebilecek dört temel soruya cevap arayarak başlıyor. Bir stratejik plân ortaya konulmasıyla da olgunlaşıyor. İKİ YILDIR SÜREN ‘STRATEJİK PLAN ÖNERİSİ’ ÇALIŞMAMIZ YOLUN KOLAY OLMADIĞINI ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE GÖSTERDİ. Gördük ki bir stratejik plân fikri hiç te kolay bir çözüm yolu değildi. Plan disiplini içerisinde doğru strateji ve hedefler üretmekse işkembe-i kübra’dan atmakla olamazdı, olmadı da zaten. Ancak başarılabilirse gelecek 10-20 yıl için geçerli olacak bir vizyon ortaya çıkacaktı. Uygulama stratejileri ve hedefler bir tür yol haritası olacaktı. YÜRÜYÜŞÜMÜZ BİR ŞEHRİN İÇİNDE OLDUĞU ÇEMBERİ KIRIP, GELECEĞİ KAZANMA ÇABASI OLARAK GENÇLERE ARMAĞAN KALACAKTI. İşte bu heyecan ve odaklanma hali bizi bu noktaya kadar getirdi. Allaha hamd olsun ki bütün olumsuzluklara inat başardık gibi. ÖNERİMİZ ARTIK OLGUNLAŞMIŞ VAZİYETTE. Neticede ortaya çıkan vizyon öngörümüz Susurluğun 2023-28 döneminde yükselmesini arzu ettiğimiz seviyeyi, strateji ve hedeflerse o noktaya nasıl ulaşabileceğimizi gösteriyor. Ancak, DÜNYANIN EN İYİ FİKRİ BİLE UYGULANAMAZSA BİR İŞE YARAMAZ. EYLEME DÖNÜŞMEYEN, HAYATA GEÇİRİLEMEYEN DÜŞÜNCELER; YA ZİHİNLERDE HOŞ BİR SEDA, YA DA KİTAP SAYFALARINDA PARLAK CÜMLELER OLARAK KALIRLAR. Bu yüzden ‘İZLEME DEĞERLENDİRME VE GÜNCELLEME’ için öncelikle önerimizin resmi bir belgeye dönüşmesi gerekiyor. BİR TASLAK OLARAK ELE ALINIP ÜZERİNDEN GEÇİLEREK, BİR ANLAMDA TEMİZE ÇEKİLİP KİTAPLAŞTIRILARAK UYGULAMAYI BAŞLATMASINA İMKÂN VERİLMELİ. Ardından gelecek için aynı vizyona inanmak, belirlenmiş stratejileri bilinçli bir şekilde uygulamak geliyor. Doğal olarak bu aşamada sürecin etkin izlenmesi, değerlendirilmesi ve güncellenmesi daha fazla önem kazanır. ZİRA O ZAMAN SÜREÇ BAŞLAMIŞ, İZLEME FAALİYETİ ZORUNLU OLMUŞ OLUR. DOĞAL OLARAK İZLEME DEĞERLENDİRMELERİN, DEĞERLENDİRMELER DE GÜNCELLEMELERİN ÖNÜNÜ AÇACAKTIR.

İç izleme değerlendirme ‘NEREDEYIZ’ sorusunu sürekli gündemde tutup verileri takip etmekle başlıyor. BÜNYENIN EKONOMIK, DEMOGRAFIK, SOSYAL VE KÜLTÜREL ÖGELERININ TEMEL GÖSTERGELERI KAYIT ALTINA ALINIP PAYLAŞILMALI. Bu şekilde Susurluk hakkında bir tür ‘gösterge tablosu’ oluşacaktır. Ki her bir verinin süreç içinde hem kendisiyle hem de diğerleriyle ilişkisi kurulabilsin. Karşılaştırmalar yapılarak; artışlar, azalışlar, oransal değişkenlikler hesaplanabilsin. Her bir öge için; ‘DAHA ÖNCE NEYMIŞ, ŞIMDI NE, GELECEKTE NE OLABILIRI’ üzerinde düşünülebilsin. İç faktörlerin bu şekilde izlenmesi neticede Susurluğun ‘güçlü ve zayıf’ yanlarını sürekli gözaltında tutmaya da yarar. Plan öncesindeki ‘güçlü ve zayıf’ yanların değişip değişmediğini, olumlu ya da olumsuz gidişin gözlenmesini sağlar. Plan uygulamasının bu iç faktörlerdeki değişime etkisi ölçülebilir. KISACA GÜÇLÜ YÖNLERIN DAHA DA GÜÇLENIP GÜÇLENMEDIĞI, ZAYIF YÖNLERIN TELAFI EDILIP EDILMEDIĞI IZLENMIŞ OLUR. Takip eden değerlendirmelerle ise her daim; güçlü yönlerin devamı, hatta nasıl daha da güçlü hale getirilebileceği, zayıf yanların nasıl olup ta onarılıp güçlendirilebileceği üzerinde öneriler güncellenip geliştirilebilir.  

Dış çevreye ait verilerin derlenmesi ise karşı karşıya olunan ‘fırsat ve tehditlerin’ izlenmesi demek. Değerlendirme ve analiz yöntemiyle dış faktörlerdeki değişimi görme, yeni fırsat ve tehditleri tanımamıza imkân veriyor. ETRAFTA NE OLUP BİTTİĞİNİ İZLEMEK, OLABİLECEK RİSKLERİN FARKINDA OLMAK VE NASIL BİR SÜREÇ İÇİNDE OLDUĞUMUZU BİLMEK YOLA ÇIKMAK KADAR YOLCULUK İÇİN DE ZORUNLU HUSUSLAR. Elbette bunun için öncelikle gerek Güney Marmara Bölgesi, gerek ulusal düzeyde dış çevre izlemesi yapmak lazım. Yetmez, uluslararası gelişmelerin de takip edilmesi icap eder. Bu çalışmalar en başta plan öncesindeki ‘fırsat ve tehditlerin’ değişip değişmediğini, olumlu ya da olumsuz gidişlerin gözlenmesini sağlar. Bu dış faktörlerdeki değişimin plan uygulamasına etkisi ölçülebilir. BÖYLECE FIRSATLARDAN YARARLANILIP YARARLANILMADIĞI, TEHDİTLERDEN SAKINILIP SAKINILMADIĞI IZLENMIŞ OLUR. Takip eden değerlendirmeler ise her daim; tehditlerin zararlı etkilerinden nasıl korunabileceğimizi ve fırsatlardan nasıl yararlanabileceğimizi düşündürür. BÖYLE BİR BAKIŞ AÇISI AYNI ZAMANDA RİSKLERE KARŞI KORUNABİLMENİN, TEHDİTLERİN NASIL OLUP DA FIRSATA DÖNÜŞTÜREBİLECEĞİNİN DE ŞİFRELERİNİ VERİR. Daha önceden belirlenmiş önerilerin güncellenip geliştirilmesi mümkün olur.   

IV.ncü aşamanın ‘İzleme’ kısmında en ağırlıklı faaliyet belirlenmiş ‘hedeflerin etkinliğinin ölçülmesi’ oluyor. Hedeflerin performansı ise doğrudan ‘stratejilerin ne kadar etkili olduğunu’ gösteriyor. Bu açıdan hedefler stratejilerin uygulanmasıyla, onlar da stratejik amaçlara erişim konusuyla yakından ilgili. Ancak bu ölçümlerin yapılabilmesi, tabi ki izleme faaliyetinin başarısına bağlı. İZLEME SÜRECİNDE ELDE EDİLMİŞ NE KADAR SOMUT VERİ VARSA, NE KADAR DOĞRU VE İŞLEVSELSELER O KADAR İYİ SONUÇ ALINABİLİYOR. YANİ KISACA; HEDEFLERİN ETKİNLİĞİ VE STRATEJİLERİN BAŞARISI EN ÖNCE ETKİN BİR İZLEME FAALİYETİ GEREKTİRİYOR. Çünkü iyi bir planın en az iyi bir uygulama kadar, iyi bir ‘denetime’ de ihtiyacı var. Bilindiği üzere yönetim faaliyetinin beş temel fonksiyonundan biri olan denetim ise yine sürece ilişkin sağlıklı verilerin toplanıp izlenmesiyle başlıyor.

HEDEF VE STRATEJİLERİN İZLENMESİ BİLİNEN ÜÇ TÜR VERİ İLE MÜMKÜN. İlki sahada; iç bünyede ve dış çevrede zaten toplanmakta olan verileri lazım olan şekliyle derleyip kayıt altına almaktan ibaret. Diğeri hedeflerle ifade edilmiş menzil, istikamet ve sonuçları rakamlara dönüştürüp bir nevi gösterge tablosu haline getirmek. Üçüncüsü de, uygulamadan ve mevcut verilerden yola çıkarak her hedef için işe yarar somut ölçüm verileri üretebilmekle mümkün. Bu noktada mevcut hedeflerden birkaç örnek vermekle yetinelim. Meselâ, ‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ sektöründe ‘HDF.1.3.2.28-Süt üretiminde yeniden 60.000 tonun üzerine çıkmak’ şeklinde bir hedefimiz var. Buradaki 60 bin ton hedefi gayet açık ve somut bir gösterge. Bu konuyla alakalı da ilgili sektör kuruluşlarının istatistikleri var. O halde yapılacak şey basit; o istatistiklerin takip edilip izlenmesiyle belli zamanlarda nasıl bir değişim gösterdiğini anlamak. Diyelim ki veriler yıllık süt üretiminin 55 bin ton olduğunu gösteriyor. Bunun anlamı hedefin %91,7 oranında tutturulmuş olduğudur. Ancak söz konusu hedefin bağlı olduğu ‘Str.1.3.2-Konum, doğal kaynak ve çevre imkânlarını değerlendirmek’ stratejisinin başarısı için bu rakam yetmez. Değişim sürecinde stratejik plan uygulamasının etkisini de hesaba katmak gerekiyor. Çünkü süt üretiminin yıldan yıla artışında bazı doğal faktörler de etkili olmuş olabilir. Bir başka örnek; ‘HDF.2.2.1.01-Plan hazırlama ekibi içinden en az 7 yetenekli genci kazanmak’ hedefini ele alalım. Demek ki gösterge tablosunda %100 etkinlik için 7 gencin kazanılması öngörülüyor. Dolayısıyla 3 gencin stratejik plan ekibinde yetiştirilmesi % 42,9, iki genç ilavesiyle 5 genç için %71,4 başarı anlamına gelir. Bu başarı aynı zamanda ‘Str.2.2.1-Nitelikli insan yetiştirme’ stratejisi için de kendi ölçüsünde nispi bir katkı demek. ‘HDF.3.3.1.05-İlçemizin depreme karşı dayanıklı konut stokunu %60’ın üzerine çıkarmak’ hedefi ‘Str.3.3.1-İnsanların sağlık, huzur ve refah içinde; mutlu, huzurlu ve umutlu olması’ stratejisiyle ilgili bir diğer örnek. Bu konuda mevcutta depreme karşı dayanıklı konut stokunun ne olduğunu bilmek gerekiyor. Bir de bu seviyeye çıkarılması mümkün tüm konut stokunun ne olabileceğini hesap etmek. Misal bu sayı 2000 ise ve şu an mevcut depreme karşı dayanıklı konut stoku 650 ise planın uygulanacağı, dolayısıyla da hedef etkinliğine esas sayının yani gösterge tablosundaki maksimum rakamın 1350 olacağı anlaşılır. Bu rakamın 5 yıllık plan döneminde; 150, 200, 250, 350 ve 400’lük dilimlerle gerçekleşmesinin planlandığını varsayalım. Yine diyelim ki üçüncü plan uygulama yılında 650 konut 950’ye yükselmiş olsun. Artış nedir? 300, peki hedef neydi? 2000 x %60 =  1200.  Şu halde plan döneminin 4.ncü yılına kadar 1200 hedefinin ancak 300’ü gerçekleşmiş. Oysa ilk üç yıl için ne planlanmıştı (150+200+250=); 600. Demek ki üç yıllık uygulama sonunda ancak %50 başarılı olunabilmiş. İşte örneklerde de görülebileceği üzere hedef etkinliği ya da performans ancak böyle somut, rakamlara dayalı verilerle ölçülebilir. Dolayısıyla da IV.NCÜ AŞAMADA İZLEME FAALİYETİNİN ÖLÇÜTLENDİRME, RAKAMLANDIRMA, HESAPLAMA VE TABLOLAŞTIRMA YÖNTEMİ İLE YAPILMASI STRATEJİK PLANIN NE KADAR BAŞARILI UYGULANABİLDİĞİNİN ANLAŞILMASINA YARDIM EDER. DEĞERLENDİRME VE GÜNCELLEME İÇİN TEMEL OLUR.

Önemli olduğu için burada yinelemek istiyorum. SUSURLUK İÇİN İZLENMESİ GEREKEN ÇEVRE ORTAMLARDAN BİRİSİ GMKA FAALİYETLERİ, PROJE VE YAYINLARIDIR. Önerdiğimiz plân çalışması, içinde yer aldığımız Güney Marmara Kalkınma ajansını bilmeden, dikkate almadan, ondan yararlanmadan yapılamaz. Oradan izlenebilecek gösterge ve verilerin kesinlikle Susurluk için de değerlendirilmesi gerekiyor. O belgelerde Susurluk nasıl yer alıyor, geçmişiyle bugünüyle hangi veriler tespit edilmiş, nasıl bir gelecek öngörülüyor bilmek gerek. Öte yandan takip edilmesi gereken bir başka önemli dış çevre faktörü 5018 SAYILI KAMU MALİ YÖNETİMİ VE KONTROL YASASI VE ONUN UYGULAMALARI olmalı. Zira 2006 yılından bu yana Stratejik Yönetim biçimi ülkemizde resmen uygulanıyor. O günden bu yana bütün bakanlıklar, üniversiteler ve kamu kurumları Stratejik Plânlarını yaparak her yıl kanun gereği yıllık Faaliyet Raporlarını kamuoyuna açıklayıp yayımlıyor. Bu açıdan söz konusu stratejik plan örnekleri ve faaliyet raporlarını izlemek işin tabiatında var. Çünkü, gerek 5018 mevzuatını, gerekse benzer iyi uygulama örneklerini takip etmek; ‘Amerika’yı yeniden keşfetmemek için’ temel başvuru kaynağı. Doğal olarak da değerlendirmeler yapmak ve gereğinde güncellemelere gitmek için yararlanılabilecek en uygun ortam.


Daha işin başında ‘Stratejik Plân’ başlıklı bir yazımızla önerdiğimiz planlama seçeneğinin ne olup ne olmadığını açıklamıştık. Orada, ‘BİR DEĞİŞİM PLÂNININ OLMASI, GERÇEKLEŞTİRİLMESİ İÇİN ASLA YETERLİ DEĞİL’dedik.  Çünkü, Plânın sahiplenilmesi ve harekete geçilmesi şarttı. ASIL OLAN PLÂN DOKÜMANI, PIRILTILI ŞABLON VE YAZILI BELGELER DEĞİL, HAZIRLANMASI VE UYGULANMASIYLA O YÖNETİM SÜRECİNİN BİZZAT KENDİSİYDİ.  Elbette bu tarz bir yönetim çalışmasına da en geniş katılım sağlanmalı, bu kapsamda değişik taraf ve seviyelerden insanlar sürece dahil edilmeliydi. Böylece ortak akıl bir bütün olarak kendisini tanıma, çıkış yolunu ve başarıyı paylaşma fırsatı bulacaktı. Bu sürecin bir yan ürünü olarak yaşanan birlikte olma hali, güçlü iletişim ve motivasyon ilerde yaşanabilecek birçok olumsuzluğa da geçit vermeyecekti. ANCAK ARZU EDİLEN ULAŞILABİLİR BİR GELECEĞE ODAKLANMAK ELBETTE GERÇEKÇİ OLMAYI DA GEREKTİRİR.  BU ANLAMDA UZUN VADELİ BİR YAKLAŞIMDIR VE GÜNÜ KURTARMAYA YÖNELİK OLAMAZ. Günlük işlerin plânlanması ve sorunların halledilmesiyle ilgili değildir. Hayalci de değildir. Zira hayalle ölçülebilir amaç ve hedefler arasında çok büyük bir fark vardır. Kaldı ki, HEDEFLENEN SONUÇLARIN NASIL VE NE ÖLÇÜDE GERÇEKLEŞTİĞİNİN İZLENMESİ, DEĞERLENDİRİLMESİ VE DENETLENMESİ AYNI ZAMANDA HESAP VERME SORUMLULUĞUNA DA TEMEL OLUŞTURUR. Bu sebeple böyle bir yönetim sürecinin üst düzey yetkililer tarafından tam olarak desteklenmesi şarttır. Bununla beraber, yine ifade edelim ki; BU TÜR KATILIMCI BİR YAKLAŞIM İLGİLİ TARAFLARIN, HER DÜZEYDEKİ PAYDAŞLARIN KATKISI, ORTAK ÇABASI VE DESTEĞİ OLMAKSIZIN BAŞARIYA ULAŞAMAZ. Şayet Susurluk geleceğini öngörmek, karşı karşıya kaldığı sorunları orta vadede aşmak istiyorsa alıştığı minval güncel vıdı vıdılardan, kısa vadeli çözümlerden uzak durmalıdır. ÖNERİMİZ, TAM AKSİNE SUSURLUĞUN ORTA VE UZUN VADEYİ ÖNGÖREN BİR ‘STRATEJİK PLANI’ OLMASIDIR. Burada önerdiğimiz şey elbette ki mevcut sorunlarıyla uğraşmayı, projeleri sonuçlandırmayı ve günlük hizmetlerin verilmesini durdurmaz. Belediye görevi olan hizmetleri sürdürecek, siyasi partiler vaatlerini yerine getirecek ve Mülki idare de vazifesini yürütecektir. Ticaret ve sanayi odası, esnaf kuruluşları, mahalli basın, sosyal medya ve sivil toplum örgütleri varoluşlarının gereğini yapacaklardır. BURADA FARKLI OLAN ŞEY HEP BİRLİKTE STRATEJİK PLÂN ÇALIŞMALARINA SAHİP ÇIKMAK, KATILMAK VE DESTEK VERMEKTİR.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder