Str.2.4.1 Hedefleri (II)
‘Susurluk için bir Stratejik Plan önerisi’ kapsamında ‘Yeşilelma’ vizyonumuzun temel ayaklarından ikincisi olan ‘AMAÇ.2-KALKINMAYI BAŞARMIŞ ÜRETKEN
BİR SUSURLUK’’ la ilgili çalışmamızı sürdürüyoruz. Geçen hafta ‘StrA.2.4-Özgün, ileri ve Güçlü
olmak’ stratejik amacı yolunda ‘Str.2.4.1-Özgün
bir model ortaya koyma’ stratejisine ait 11 hedefin ‘NASIL GERÇEKLEŞEBİLECEĞİNE
DAİR’ önerilerimizi okumuştunuz. Şimdi
sırada söz konusu stratejinin ‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ sektörüyle ilgili 19 hedefinin ilk 10 adedi var. Yine belirtelim ki; şayet
temel amaçlarımızdan biri ‘AMAÇ.2-KALKINMAYI BAŞARMIŞ
ÜRETKEN BİR SUSURLUK’ ise onun olmazsa olmaz Stratejik Amaçlarından biri ‘‘StrA.2.4-Özgün, ileri ve Güçlü olmak’ ve onun da araçlarından
önde geleni ‘Str.2.4.1-Özgün bir model ortaya
koyma’ stratejisidir. O nedenle bu istikamet üzerindeki hedeflerin
gerçekleştirilmesinde genel ortak ‘NASIL? elbette ki bu stratejimizin uygulanmasıyla
gerçekleşecek. Burada da genel kuralımız; güçlü yönlerimize dayanmak, zayıf
taraflarımızı onarmak, fırsatlardan yararlanmak ve tehditlerden sakınmak
olacak. Bir başka deyişle Susurluk orta vadede diğerleriyle birlikte; ‘Özgün bir model ortaya koyma’ stratejisi uygularsa var
olan güçlü yönlerini daha güçlü yapmış, zayıf taraflarını da gidermeyi
başarabilecek. Bu arada dış fırsatlardan yararlanıp, tehditlerden de sakınabilirse
neticede ‘Kalkınmayı başarmış üretken bir Susurluk’ vizyonuna ulaşabilir.
Bu hafta yazımızın
da başlığı olan ’Str.2.4.1’stratejisi çerçevesinde Susurluk için belirlenmiş ‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ sektörü ile ilgili hedeflere giriyoruz. Daha önce bu sektörde dikkate
alınması gereken; ‘FRS.09.4-Hayvancılıkta
Yerli Üretimi Destekleme Modeli’, ‘FRS.09.5-Mera hayvancılığı yetiştirici
bölgeleri’,‘FRS.09.6-Damızlık koç-teke üretim merkezleri’,’FRS.09.12-Ülkemiz
seracılığında iddialı hedefler’ve’FRS.09.16-Tıbbi ve aromatik bitki potansiyeli’ gibi önemli fırsatlar
olduğu değerlendirilmişti. Ayrıca; ‘THD.09.4-Kuraklık’ ve ‘THD.09.5-Pahalı sulama’ gibi tehditlerle karşı karşıya olunacağı da varsayılmıştı. Neticede bu konularla ilgili olarak; ‘StrA.2.4-Özgün,
ileri ve Güçlü olmak’ stratejik amacımıza ulaşmak
üzere ve ‘Str.2.4.1-Özgün bir model ortaya koyma’ stratejisi çerçevesinde; ‘HDF.2.4.1.07-Hayvancılıkta
Yerli Üretim oranını %70in üzerine çıkarmak’, ‘HDF.2.4.1.08- Mera hayvancılığı yetiştirici
bölgeleri uygulamasını Susurluk için de değerlendirmeye almak’, ‘HDF.2.4.1.09-İlçemizde
damızlık düve, koç-teke üretim merkezleri kurulmasını sağlamak’, ‘HDF.2.4.1.10-İlçemizde
verimli ve çevreye zarar vermeyecek bir seracılık uygulaması için farklı tip
projeler geliştirmek’,’HDF.2.4.1.11-İlçemizde jeotermal ısıtma yöntemli
seracılıkta bölgede söz sahibi olmak’,’HDF.2.4.1.12-Yaygın Sera üretimi yapılan
ilçelerle belirli ürünlerde rekabet edebilecek seviyeye ulaşmak’, ‘HDF.2.4.1.13-Tıbbi
ve aromatik bitki potansiyelimizi tespit ederek Proje kapsamında pilot
uygulamalar yapmak’, ‘HDF.2.4.1.14-Kuraklık tehlikesine karşı kullanılabilecek
yeraltı suyu depolama tesislerini yatırım programına aldırmak’, ‘HDF.2.4.1.15-Tarımsal
üretimde damla sulamanın yaygınlaştırılmasını sağlamak’ ve ‘HDF.2.4.1.16-Çiftçiye havzaya,
ürüne ve en uygun maliyete göre sulama seçenekleri sağlamak’ şeklinde 10 hedef öngörülmüştü.
Aynı MİLLİ TARIM PROJESİ HAYVANCILIKTA YERLİ ÜRETİMİ
DESTEKLEME MODELİ ÇERÇEVESİNDE FARKLI
İLLERDE MERA HAYVANCILIĞI YAPMAK İÇİN ÖZEL BÖLGELER
KURULMASINI DA ÖNGÖRÜYOR. Bu kapsamda 30 ilde oluşturulacak Mera hayvancılığı yetiştirici bölgeleri sonuçta ithalata dayalı hayvancılık modelini ortadan
kaldırmayı ve üretim maliyetlerini düşürmeyi hedefliyor. MERA VARLIĞI, YETİŞTİRİCİ KÜLTÜRÜ VE İKLİM YAPISININ UYGUN OLDUĞU İLLERDE
HAYVANCILIĞA YÖNELİK YATIRIMLARI DESTEKLİYOR VE BÖLGEYE UYGUN
HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİNİ TEŞVİK EDİYOR. Bunun için meralar hayvancılık yapmak ve ıslah etmek
şartıyla uzun süreli kiraya verilecek. Ahır ve ağıl yapımına %50, düve alımına %30 hibe verilecek. BU YURDUMUZDA
VAR OLAN BAKIMSIZ MERALARIN ISLAHI, DAHA VERİMLİ KULLANILMASI İÇİN FAYDALI
OLABİLECEK BİR YÖNTEM. Ancak, AÇIKLANAN MERA
HAYVANCILIĞI YETİŞTİRİCİ BÖLGELERİ ARASINDA
BALIKESİR YOK. Bu iller;
Yozgat, Ağrı, Ardahan, Artvin, Bayburt, Bingöl, Bitlis, Çankırı, Çorum, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Giresun, Gümüşhane, Iğdır, Kars, Kastamonu, Kayseri, Malatya,
Muş, Samsun, Sivas, Şırnak, Tunceli ve Van olarak açıklanmış. İLÇEMİZDE GELECEKTE
ŞAYET BÖYLE BAKIMSIZ, SAHİPSİZ VE YARARLANILAMAYAN MERALAR
İÇİN ŞİMDİDEN
KAPSAMA ALINMA TALEBİ YAPMAK YERİNDE OLUR. YOKSA BİLE BU YÖNTEMİN EN
AZINDAN MEVCUT MERALARIN KORUNMASI VE BAKIMI İÇİN DE
DEĞERLENDİRİLEBİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM. O yüzden MERA HAYVANCILIĞI YETİŞTİRİCİ BÖLGELERİ
UYGULAMASINI SUSURLUK İÇİN DE
DEĞERLENDİRMEYE ALMAK yararlı olacaktır. Ancak bunun için ilçemizde ‘Str.2.4.1-Özgün bir model ortaya koyma’
stratejisi çerçevesinde hareket etmelidir.
Yine aynı proje kapsamında Damızlık koç-teke üretim merkezleri de planlanmış. Zira yerli ve yeterli üretim için öncelikle damızlık hayvan sayımızın arttırılması gerektiği açık. BUNUN İÇİN 38 İLDE EN AZ
500 BAŞ KAPASİTELİ DAMIZLIK GEBE DÜVE ÜRETİM
MERKEZLERİ, 31 İLDE YİNE EN AZ 500 BAŞ KAPASİTELİ DAMIZLIK KOÇ VE TEKE ÜRETİM
MERKEZLERİ, 14 İLDE DE EN AZ 150 BAŞ KAPASİTELİ DAMIZLIK MANDA ÜRETİM MERKEZLERİ
KURULUYOR. Damızlık düve üretim merkezlerinin kurulacağı şehirler ise şöyle: Yozgat, Adana, Adıyaman, Afyonkarahisar,
Aksaray, Amasya, Aydın, BALIKESİR, Burdur, Bursa, Çanakkale, Çorum, Denizli, Edirne, Erzurum, İzmir, Kars,
Kastamonu, Kayseri, Kırklareli, Konya, Malatya, Manisa, Muğla, Muş, Samsun,
Sivas, Şanlıurfa, Tekirdağ, Tokat ve Trabzon. En az 500 baş kapasiteli ‘damızlık koç-teke üretim merkezleri’ de şu
illerde oluşturulacak: Afyonkarahisar, Ağrı, Antalya, BALIKESİR, Bursa,
Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Eskişehir, Hakkâri, Iğdır, Kırklareli, Konya, Mardin, Mersin, Ordu,
Siirt, Sivas, Şanlıurfa, Şırnak, Tekirdağ ve Van. Yine en az 250 baş kapasiteli
‘damızlık manda üretim merkezleri’ ise
Afyonkarahisar, Bitlis, Diyarbakır, İstanbul, Kayseri, Muş, Samsun ve
Tekirdağ'da kurulacak. BU MERKEZLERİN
YER ALACAĞI İLLERİN TAMAMINDA ‘AHIR-AĞIL YAPIMI’, ‘DAMIZLIK HAYVAN’ VE ‘ALET
EKİPMAN ALIMI’ İÇİN YÜZDE 50 HİBE
VERİLİYOR. Üreticilerin hayvan almak istediğinde rahatlıkla
kredi kullanabilmeleri sağlanıyor. HAYVANCILIK YAPMAK İSTEYEN VATANDAŞLAR DAMIZLIK
İHTİYAÇLARINI ARACISIZ BU MERKEZLERDEN ALABİLİYORLAR. Bu çerçevede, 4 ayını doldurmuş, tüm aşıları zamanında ve düzenli yapılmış buzağılara 750 lira destek, düve alımına ise yüzde 30 hibe uygulaması var. DAMIZLIK ÜRETİM MERKEZLERİ
ÖNCELİKLE ÜRETİCİLERİN
DAMIZLIK İHTİYAÇLARINI KARŞILAYARAK HAYVAN VARLIĞIMIZIN İHTİYAÇ ÖLÇÜSÜNDE ARTMASINI
HEDEFLİYOR. BU BAĞLAMDA ÖZEL SEKTÖR VE KAMU
TARAFINDAN SÖZ KONUSU İLLERDE DAMIZLIK ÇİFTLİKLERİ
KURULDUĞUNU GÖRÜYORUZ. Böylece hayvancılık ile uğraşmak isteyen
vatandaşlarımız ve hangi cins ve ırktan hayvanı almak isterse, vatandaşlarımız
için hayata geçirilen bu proje sayesinde kamu ve özel sektörün birleşerek kurmuş oldukları çiftliklerden hayvan almaları mümkün. BÖYLECE HAYVAN
İTHALİ YAPAN DEĞİL HAYVAN ÜRETİMİ YAPAN BİR
SİSTEM KURULMUŞ OLUYOR. O halde İLÇEMİZDE DAMIZLIK
DÜVE, KOÇ-TEKE ÜRETİM MERKEZLERİ
KURULMASINI SAĞLAMAK neden mümkün olmasın ki? Bu hedefin gerçekleşmesi kuşkusuz hayvancılıkta bize özgün ve
güçlü bir altyapı sağlayacaktır.
İLÇEMİZDE ORGANİK TARIM İÇİN UYGUN ARAZİLER VAR VE BU
ALANDA YÜKSEK BİR POTANSİYEL BULUNUYOR. Bu durum tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliği için de söz konusu. İlimizin tarımsal potansiyelini geliştirmek ve alternatif geçim kaynağı sağlamak amacıyla 2016 yılı içerisinde BALIKESİR TARIM İL MÜDÜRLÜĞÜ İLE YAPILAN PROTOKOL KAPSAMINDA; 13
İLÇEDE, 42 DA ALANDA, 36 ADET ÇİFTÇİYE VE İKİ ADET KOOPERATİFE TIBBİ
AROMATİK BİTKİ FİDESİ (EKİNEZYA, SAHLEP, LAVANTA, KEKİK VE ADAÇAYI) DESTEĞİ YAPILMIŞ. AYRICA
BURHANİYE ÇİFTÇİ EĞİTİM MERKEZİNE DEMONSTRASYON AMAÇLI TIBBİ AROMATİK BİTKİ ÜRETİMİ YAPMAK ÜZERE ÖRNEK BAHÇELER TESİS EDİLMİŞ. Karesi ve Sındırgı ilçe Belediyelerine 5+5=10 da alana
dikilmek üzere lavanta fide desteği olmuş. Çiftçi Eğitim ve üretim Merkezi bünyesinde düşünülen TIBBİ AROMATİK BİTKİ MERKEZİ PROJESİYLE; ZENGİN FLORAYA SAHİP İLİMİZDE
YETİŞEN TIBBİ VE AROMATİK BİTKİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, ÜRETİCİLERE ALTERNATİF EK GELİR
KAYNAĞI SAĞLANMASI, ÜRETİCİLERİN YAŞAM STANDARDINI YÜKSELTİLMESİ, KATMA DEĞERİ YÜKSEK OLAN BU BİTKİLERİN EKONOMİYE
KAZANDIRILMASI, ÜRETİM VE PAZAR POTANSİYELİNİN BELİRLENMESİ, SABİT VE UÇUCU YAĞ ELDE EDİLMESİ AMAÇLANMIŞ. Ancak bunlardan bildik usullerle yararlanamayız. KENDİMİZE AİT BAZI YENİ FİKİR VE ÖZGÜN MODELLERLE HAREKET EDEBİLİRSEK
GÜCÜMÜZ DAHA ADA ARTAR. Bu yüzden öncelikle TIBBİ VE AROMATİK BİTKİ POTANSİYELİMİZİ TESPİT EDEREK PROJE KAPSAMINDA PİLOT
UYGULAMALAR YAPMAK hedefimiz olmalı.
‘Kuraklık’ ve ’Pahalı sulama’gibi tehditlere karşı ‘StrA.2.4-Özgün,
ileri ve Güçlü olmak’ stratejik amacımız ve ‘Str.2.4.1-Özgün bir
model ortaya koyma’ stratejimizle mücadele edebiliriz. Örneğin suya artık bir mücevher gözüyle bakmamız lazım. Çünkü ARTIK SU KISITI YAŞAYAN ÜLKELER ARASINDAYIZ ANCAK YARIN
KURAKLIK YAŞAYAN ÜLKELER ARASINA GİREBİLİRİZ. BU NEDENLE TASARRUF, VERİMLİ KULLANIM GİBİ ÖNLEMLERİN SADECE EVLERDE, İŞ
YERLERİNDE DEĞİL, TARIM VE HAYVANCILIKTA DA ALINMASI GEREKİYOR. Tarımsal kuraklık meteorolojik kuraklıktan daha farklı. ÇÜNKÜ TARIMSAL ÜRETİMDE YAĞIŞLARIN BİTKİ BÜYÜME DÖNEMLERİNE GÖRE DÜZENLİ DÜŞMESİ GEREKİR. KÖK BÖLGESİNDE YAĞIŞIN İSTENEN ORANDA
BULUNMASI GEREKİR. BU OLMAZSA TARIMSAL KURAKLIK VAR DEMEK. Tarım sektöründe olanlar ve çiftçilerimiz bunu en çok hissedenler. 10 yıl önce, 20 yıl önce 1 Ekim'de tarlaya tohum
atılırken, son yıllarda 15 gün sonra, belki bir ay sonra
ekilebiliyor. Çünkü YAĞIŞLAR ARTIK 15 GÜNLÜK, 20 GÜNLÜK YA DA BİR AYLIK GECİKMELERLE DÜŞÜYOR. Öte yandan TÜRKİYE YAĞIŞ AZLIĞI OLAN BİR ÜLKE AMA YERALTI SU POTANSİYELİ AÇISINDAN BAKTIĞIMIZDA BUNU
DEPOLAYAN DOĞAL SİSTEMLER MEVCUT. Meselâ Konya ili yarı kurak bir bölge olmasına rağmen yeraltı su potansiyeli ile sulu
tarım yapılan kapalı bir havza. Bu rezervler şimdiye kadar depolanmıyordu.
Ancak TARIM VE ORMAN BAKANLIĞININ
KURAKLIK EYLEM PLANI'NA GÖRE, 2023 YILINA KADAR 150 YERALTI
BARAJI YAPILMASI ÖNGÖRÜLÜYOR. Su sıkıntısı yaşanmaması
için yatırımlar kadar tasarruf da önemli. BU EYLEM PLANI SUYUN DAHA TASARRUFLU KULLANILMASINA DA YARDIMCI OLACAK.
DAMLA SULAMANIN YAYGINLAŞTIRILMASI DA ETKİN TASARRUF YÖNTEMLERİNDEN BİRİ. BÖYLECE YÜZDE 40 TASARRUF SAĞLANACAK VE
KURAK BÖLGELERİN TARIMA KAZANDIRILMASI DA MÜMKÜN OLACAK. İlçemiz genelde sulu tarım yapılan bir havzada yer
alıyor. Ancak bu hiç kuraklık olmayacak demek değil. Bu sebeple ÖNCELİKLE SUYU İSRAF EDEN, TOPRAĞI
VERİMSİZLEŞTİREN SALMA GELENEĞİNDEN KESİNLİKLE VAZGEÇMEK GEREKİYOR. Bu arada
geleceğe yönelik KURAKLIK TEHLİKESİNE KARŞI KULLANILABİLECEK YERALTI SUYU DEPOLAMA
TESİSLERİNİ YATIRIM PROGRAMINA ALDIRMAK hedefi tedbirli davranmak adına çok uygun olur. Ayrıca uygun arazilerde salma su
geleneğinden vazgeçilerek TARIMSAL ÜRETİMDE DAMLA SULAMANIN
YAYGINLAŞTIRILMASINI SAĞLAMAK hedefi hem suyun tasarruflu kullanımına hem de
verimlilik artışına fayda sağlayacaktır.
GELECEKTE TARIM VE HAYVANCILIKTA BİR BAŞKA TEHDİT DE ARAZİLERİN YÜKSEK MALİYETLE SULANMASINDA
YAŞANACAK. Pahalı sulama tarımsal üretim açısından oldukça hassas bir nokta. Ürün maliyetlerinde giderek ağırlığı artıyor. SUSURLUK DERE HAVZASI SULU TARIM AÇISINDAN MÜMBİT BİR ALAN. Ayrıca ilçemizin Merkez Sulaması, Çataldağ Göleti, Gürece Sulaması, Söve ve Karapürçek Göletleri gibi tarımsal sulama tesisleri bulunuyor. YİNE DE SUYUN FİYATLANDIRILMASI,
TOPLUMUN EKONOMİK, ÇEVRESEL VE SOSYAL HEDEFLERİNİ DENGELEYEN BİR MEKANİZMA. BİR BAKIMA SUYU
İSRAF ETMEMEYİ, VERİMLİ VE TASARRUFLU KULLANMAYI GÜVENCEYE ALIYOR. Kuşkusuz su fiyatı ödeme gücünü de dikkate almalı. Fakat ETKİN BİR SULAMA YÖNETİMİ İÇİN GEREKLİ İŞLETME, BAKIM VE YÖNETİM GİDERLERİ KADAR SULANACAK
ALANA VERİLECEK SUYUN MİKTARI ÜZERİNDE DE ÖNEMLE DURULMASI GEREKİYOR. Yine genel su dağıtım şebekelerindeki sızıntılar, kaçak ve kayıpların önlenmesi de şart. Öte yandan bütün önemine karşın suyu doğru kullanmadığımız ve koruyamadığımız bir gerçek. Kaldı ki SULAMA SUYU FİYATININ UCUZ OLMASI BİLİNÇSİZ KULLANIMA VE DRENAJ
SORUNLARINA DA NEDEN OLABİLİYOR. Bu itibarla öncelikle etkin sulama sistemleri ve yöntemlerinin kullanılması gerekiyor. Meselâ SU AZLIĞI BULUNAN BÖLGELERDE ISRARLA SU YOĞUNLUKLU ÜRÜN YETİŞTİRME ÇABASINDAN KAÇINILMALI. YETİŞTİRİLECEK ÜRÜNLER VE SULAMA YÖNTEMLERİ KONUSUNDA BİRLİK VE ÇİFTÇİLERİN EĞİTİM PROGRAMLARIYLA
DESTEKLENMESİ TARIMSAL SU VERİMLİLİĞİNİ ARTIRABİLİR. Arıtılmış atık su, gri su ve toplanan yağmur suyu gibi alternatif su
kaynaklarının daha fazla kullanımı teşvik edilebilir. MALİYETLERİN DÜŞÜRÜLEBİLMESİ İÇİN SULAMA ALANLARININ KAPALI
SİSTEME ALINMASI BİR BAŞKA ÇÖZÜM YOLU. BÖYLECE ÖNEMLİ BİR MALİYET OLUŞTURAN MAZOT
VE ELEKTRİK TÜKETİMİ OLMADAN ÇİFTÇİLERİMİZ VANAYI AÇTIKLARINDA TARLA VE ARAZİLERİNİ SULAYABİLİRLER. Bu sebeple Tarımsal üretimde ileri ve güçlü olmak için örneğin; ÇİFTÇİYE HAVZAYA, ÜRÜNE VE EN UYGUN MALİYETE GÖRE SULAMA SEÇENEKLERİ SAĞLAMAK şeklinde ÖZGÜN BİR MODEL ortaya koyabiliriz.
2023 yılından itibaren orta vadede ilçemizin geleceği için ‘Özgün, ileri ve Güçlü olmak’ la ilgili yapılacak çok şey var. Ancak bunu yaparken geçmişten
gelen değerlerimizi unutmamak gerektiğini de biliyoruz. Meselâ bir ‘Önce Vatan’ şehri
olarak ‘DEĞ.2-Vatana sadakat’imiz böyle bir değer. Ayrıca içerde ve
dışarda; alanında deneyimli, yetenekli ve başarısını kanıtlamış ‘DEĞ.5-Yetiştirdiğimiz değerli insanlar’ımız var.
‘Özgün bir model ortaya
koyma’ konusunda onlardan niçin yararlanmayalım ki? Ayrıca sahiplenmesi
gereken ‘DEĞ.6-Yöresel ürünlerimiz’
ve ‘DEĞ.8-Fabrika, marka ve tesislerimiz’ de bu alanda özel bir yere sahipler. Yine orta
vadede KALKINMAYI BAŞARMIŞ ÜRETKEN BİR SUSURLUK için ‘DEĞ.9-Ulaşım
ağları üzerindeki konumumuz’ ve ‘DEĞ.10-Cazip yatırım imkânları’ da ilçemiz için mutlaka değerlendirilmesi
gereken avantajlar. Öte yandan ‘DEĞ.11-Bozulmamış
doğal çevre’mizi her şeye rağmen korumak ve bu emaneti gelecek
nesillere taşımak mecburiyetindeyiz. Ancak
bu yolculuk kesinlikle ortak amaçlara dayalı etkin bir yaklaşım birliği ve
temel ilkelere sarsılmaz bağlılıkla yürümeyi gerektiriyor. Nitekim bu amaçla
tabloda da görüldüğü gibi; Bazen İlçe Tarım Müdürlüğü (İTM), Ziraat Odası (ZO) ve Kaymakamlık (K) liderliğinde hareket edilmesi
gerekebilir. Onlara da yerine Siyasi
Partiler (SP) destek verip Susurluk için üst seviyede Siyasi güçten(SG) yardım almayı
sağlayabilmeliler. Uygulamalar
Stratejik Plan Ekibinin
(SPE) sekretaryasında yürütülürken, ihtiyaç duyulduğunda; Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA), Tarım Orman Bakanlığı(TOB), Balıkesir
İl Tarım Müdürlüğü (BİTM), DSİ Genel Müdürlüğü DSİ) ve Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığına (ETKB) başvurulması
gerekebilecek. Ancak bütün bu çalışmalarda olduğu gibi Stratejik Plan
Uygulamasının her alanında; ‘İLK.1-Önce
insan, önce Susurluğun geleceği, Önce Vatan, İLK.2-İstikamet üzere olma,
İLK.3-Amaç Birliğine riayet, İLK.4-Planlı değişim dönüşüm ve İLK.5-Birlikte başarmak’ yolculuğumuzun
temel ilkeleri olmak durumunda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder