19 Haziran 2020 Cuma

19 Haziran 2020 Cuma 22:30 CORONA GÜNLERİ................................Maske zorunluluğu


Maskeli hayat

Koronavirüsle mücadele kapsamında ülke genelinde tedbir alınmaya devam ederken İl Hıfzısıhha Kurulu kararları ile de ilave tedbirler alınabiliyor. Bu bağlamda maske takmanın zorunlu olduğu illere İstanbul, Ankara ve Bursa da eklendi. Böylece toplamda 48 ilde koronavirüs tedbirleri kapsamında maskesiz dışarı çıkmak yasaklandı. Vaka sayılarının yeniden binin üzerine çıkmasıyla birlikte geçtiğimiz günlerde ilk etapta 42 ilde maskesiz sokağa çıkma yasaklanmıştı. Ardından bu illere Bitlis ve Yalova da eklendi. Son olarak İstanbul, Ankara ve Bursa için de maskesiz dışarı çıkmama yasağı geldi. Böylece sayı 48’e çıkmış oldu.

Maskesiz dışarı çıkmanın yasak olduğu iller şöyle; Adıyaman, Afyonkarahisar, Amasya, Ardahan, Aydın, Ankara, Balıkesir, Bartın, Batman, Bolu, Burdur, Bursa, Bitlis, Denizli, Düzce, Diyarbakır, Elazığ, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Iğdır, Isparta, İstanbul, Kahramanmaraş, Kayseri, Karabük, Kırklareli, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Mardin, Muğla, Muş, Nevşehir, Osmaniye, Rize, Sakarya, Siirt, Sivas, Şırnak, Şanlıurfa, Tunceli, Tokat, Uşak, Yalova ve Zonguldak.

Bu illerde maske takmayan kişilere idari para cezası uygulanabilecek. Maske takma zorunlu olduğu illerde maskesiz olarak dışarı çıkmanın cezası 3 bin 150 lira. İçişleri Bakanlığı’nın konu ile ilgili açıklaması şu şekilde; "Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 282’nci maddesi gereğince idari para cezası verilmesi başta olmak üzere aykırılığın durumuna göre Kanunun ilgili maddeleri gereğince işlem yapılmasına, konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanunu’nun 195 inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemlerin başlatılacağı hususu kamuoyuna saygı ile duyurulur."

Vali Yerlikaya yaptığı paylaşımda, Bu yasağı"Değerli İstanbullular sağlığınız için İstanbul'da açık alanlarda maske takmak artık zorunlu" ifadeleriyle açıkladı. Koronavirüs salgınının en temel özelliğinin, fiziksel temas, hava yolu gibi yollarla çok hızlı bulaşması ve enfekte insan sayısının hızlı artması olduğu ifade edilen açıklamada, "salgının yayılmasını engellemenin en etkili yolunun sosyal hareketliliği ve insanlar arası teması azaltarak sosyal izolasyonun mutlak şekilde sağlanması olduğu" kaydedildi.

Açıklamada şöyle denildi:
"Aksi hallerde virüsün yayılımı hızlanarak vaka sayısı ve tedavi gereksiniminin artması sonucu vatandaşların hayatlarını kaybetme riski ile toplum sağlığı ve kamu düzeninin bozulmasına sebep olacağı gerekçesi ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulunun önerileri doğrultusunda; kamu kurumları ve özel sektör iş yerlerinin kapalı alanları ile toplu ulaşım araçlarında maske takılması zorunluluğu kararlarımıza ilaveten, ilimizde sokağa çıkan her vatandaşın açık alanlarda da ağız ve burunu kapatacak şekilde, usulüne uygun maske takmasının zorunlu olması, konu hakkında gerekli hassasiyetin gösterilerek uygulamanın yukarıda belirtilen çerçevede eksiksiz bir şekilde yerine getirilmesinin sağlanması, tedbirlere uymayanlar hakkında Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 282'nci maddesi gereğince idari para cezası verilmesi, aykırılığın durumuna göre kanunun ilgili maddeleri gereğince işlem yapılması, konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanunu'nun 195'inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemlerin başlatılması, kararları alınmıştır."

Geçtiğimiz gün Bilim Kurulu toplantısı ardından gelen açıklama ile tüm Türkiye'nin gündemine gelen LGS günü ve hafta sonu sokağa çıkma yasağı için genelge yayınlandı. 81 ilin valiliklerine gönderilen genelgeye göre; LGS sınavının başlangıç ve bitiş saatleri baz alınarak belirlenen saat aralıklarında kısıtlama uygulanacağı bildirildi. Buna göre hafta sonu gerçekleşecek olan YKS ve LGS sınavı nedeniyle 81 ilde belirlenen saat aralıklarında kısıtlama uygulanacak. İçişleri Bakanlığı Genelgesine göre bu yasak "20 Haziran Cumartesi, 27 Haziran Cumartesi ve 28 Haziran Pazar günü sınav öncesi ve sonrası oluşabilecek yoğunluk nedeniyle bulaşma riskini azaltmak sınavın sorunsuz bir şekilde yapılmasını temin etmek amacıyla" uygulanıyor.

Liselere Geçiş Sınavı (LGS); 20 Haziran 2020 Cumartesi günü birinci oturumu 09.30'da başlayıp 10.45'de tamamlanacak, ikinci oturumu 11.30'da başlayıp 12.50'de tamamlanacak.  Bu nedenle 20 Haziran 2020 Cumartesi günü 09.00 ile 15.00 saatleri arasında 81 ilde vatandaşların sokağa çıkmaları yasak.

Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) ise; Birinci oturum 27 Haziran 2020 Cumartesi günü saat 10.15'te başlayıp 13.00'de, ikinci oturum 28 Haziran 2020 Pazar günü saat 10.15'te başlayıp 13.15'de ve üçüncü oturum da 28 Haziran 2020 Pazar günü 15.45'te başlayıp 17.45'de tamamlanacak.  Böylece 27 Haziran 2020 Cumartesi günü saat 09.30 ile 15.00 arasında ve 28 Haziran 2020 Pazar günü 09.30 ile 18.30 saatleri arasında 81 ilimiz sınırları içinde bulunan vatandaşlarımızın sokağa çıkmaları kısıtlanmış oldu.
Tüm dünyada sosyal alışkanlıklarımızı değiştiren bir salgın sürecinden geçiyoruz. Toplu taşıma araçlarında, restoranlarda, kafelerde, AVM'ler ve ofislerde mutlaka uyulması gereken kurallar var.

Maskeli normal

Ülkemizdeki adıyla 'Yeni normal'de devletçe ya da kurumlarca alınan tedbirler kadar kişisel önlemler de son derece önemli. Bu süreçte; usulüne uygun maske takmak, güvenli fiziksel mesafe ve yabancı yüzeylere temas sonrası elleri yıkamak gerekiyor.

Öncelikle kapalı, dar ve havasız mekânlardan mümkün olduğunca uzak durulması isteniyor. Çünkü sosyal mekânlar sağlıklı gibi görünen her insanın virüs bulaştırması mümkün alanlar. En azından böyle riskler daha çok.

Bu yüzden eve gelir gelmez eller, telefon ve anahtarlık gibi nesneler dezenfekte edilmeli. Ayakkabı ile eve girilmemeli, giysiler değiştirilmeli ve havalandırılmalı. Duş almanın faydası var. 

Aynı şekilde sosyal mesafenin olmadığı, usulüne uygun maske takılmayan ve her yerine birçok kişinin değdiği toplu taşıma araçlarından da mümkün olduğunca uzak durulmalı. Zorunlu ise onalar binerken mutlaka maske takmak ve indikten sonra elleri dezenfekte etmek şart.

Restoran, kafe ve AVM gibi çok kimsenin girip çıktığı  ortak kullanım alanlarında güvenli-fiziksel mesafe kuralının uygulanması, açık ya da  havalandırmanın yeterli olması, personelin maske takması ve yüzeylerinin sürekli dezenfekte edilmesi çok çok önemli. Elbette bu tür yerlere gidilebilir. Ancak bu mekânlarda kişi sayısı sınırlı ve kurallara uygun bir oturma düzeni sağlanmış olmalı.

Ofislerde 10 metrekareye en fazla 2 kişi düşecek şekilde çalışılabilir. Yine mutlaka maske takılmalı, hijyen kurallara uyulmalı, ofisler sürekli havalandırılmalı, ortak kullanılan asansör düğmesi, kapı kolları, bilgisayar ve telefon gibi cihazlar, masa ve sandalyeler sürekli dezenfekte edilmeli. Tuvalet temizliğine özen gösterilmeli. Lavabolarda temassız bataryalar, sabunluklar ve kâğıt olmalı. Defter-kalem; kahve-çay, su bardağı gibi şeyler kişiselleştirilmeli ve eller saat başı yıkanmalı

ThinkAloud Research Covid-19’dan sonra sosyal yaşamın nasıl olacağını, bizi nelerin beklediğini ve halkın konu ile ilgili düşüncelerini araştırmış.(*)ThinkAloud Research, İstanbul, İzmir, Ankara'da 1132 adet %50’si üniversite mezunu olan 18-61 yaş arası erkek ve kadınlarla görüşmüş. Bunların %77’si 25-45 yaş arasında.


Kuşkusuz, insanı en çok korkutan şey, belirsizlik. Sürecin ne zaman biteceği, bittikten sonra neler yaşayacağımız. Yokluk, eve kapanma, kısıtlanma, evden çalışma süreçleri pek çok yaş grubu için daha önce deneyimlemediği ve sonrasında yaşama ne gibi etkileri olacağını bilmediği bir süreç. Bu nedenle insanlar öncelikle Corona günlerinin ne zaman biteceğini öngörmekle başlayan, sonrasında da yaşanan deneyimler, değişen alışkanlıklarla harmanlanan ve bu şekilde değişen yeni öngörü ve planlar düşünüyorlarmış.

Tüketicilerin %70’i, Corona riskinin 3 ay içerisinde ortadan kalkacağına ve 6 ayın sonunda hayatın yeni bir rutin içerisinde devam edeceğine inanıyormuş. Ancak; artık hayatın güllük gülistanlık olmadığını, bir anda her şeyin alaşağı olabileceğini deneyimleyen tüketiciler, yaşamlarına kontrollü bir sosyallik getirmekten yanalarmış.

Araştırma insanların Corona’nın kontrol altına alınacağı ve hayatın nispeten normale dönmesine kadar en azından belli bir süre, “Kontrollü birlikteliklere” yöneleceğini gösteriyormuş. Daha kontrollü ve ihtiyaç harici alışveriş yapmamaya özen gösteren katılımcılar %40 civarındayken, bu süreçte online alışveriş ile tanışanların oranı ise sadece %18 olmuş.

Bu %18’lik grup, online ev alışverişinin sağladığı avantajlar ve olumlu deneyimler nedeniyle Corona sonraki süreçte de online alışverişe devam etmeyi düşündüklerini belirtmişler. Ancak mahalle marketlerinden vazgeçmek istemeyenlerin oranı da %20 imiş. Corona süreci başladıktan sonra kimi online satış sitelerindeki fahiş fiyatların gündeme gelmesi nedeniyle tepki gösteren ve bu kanallara güveni düşen tüketicilerse yine mahalle marketleri üzerinden alışverişlerine devam edeceklerini söylemişler.

Katılımcılar; Kontrollü birliktelik, Sadeleşen hayat, Farkındalığın yükselmesi, sevdiklerine, sağlıklarına ve kişisel duruşlarına daha fazla önem verilmesi gibi konulara alaka göstermişler. Mesela önceliklerini artık çekirdek ailelerinin konforu ve refahı üzerinden sürdürülmesi öne çıkan eğilimlerden biri imiş. Yine doğa ile ters düşmenin, doğanın kırmızı çizgilerine saygısızlık etmenin insan yaşamına negatif etkileri olduğunu düşünmeye başlayan katılımcılar, sağlık, sadeleşme ve sosyal sorumluluk konularında daha fazla hassas olmaya başladıklarını belirtmişler.

Güvenli alanlarını kaybettiklerini düşünen katılımcılar, yeniden kontrolü ellerine almayı, yeni bir konfor alanı oluşturmak istediklerini, “güven duygusunun” hem resmi kurumlar, hem çalıştıkları firmalar, hem de markalar nezdinde yeniden tanımlanması gerektiğini düşünmekteymiş. Ancak yine de Corona sonrası dönemde en az 3 aylık süreçte temkinli olacaklarını belirttikleri alanlar; Kalabalık ortamlarda bulunmak, Hastanelere gitmek, Yurtdışı seyahatlerini sınırlamak, Toplu taşıma kullanmak, Cafe ve restoran ziyaretleri gibi konularda sosyal izolasyonun da etkisi ile katılımcıların daha az tedirgin olduğu gözlemlenmiş.
--------------

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder