25 Temmuz 2019 Perşembe

24 Temmuz 2019 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı120...............................Ayrılık acısı


Ayrılık acısı
Ayrılık acısı bizim genlerimize kadar işlemiştir. Türküler, şiirler, şarkılar onunla beslenmiş, Anadolu’nun yanık yüreği ayrılıkla dağlanmıştır. Ayrılık sade sevgiliden, yardan ayrı düşmek değildir. Gurbet de bir ayrılıktır, kınalı koçların askerliği de, ana kuzusu kızların evlenmeleri de. Arkadaştan, hocadan uzak kalmak bir ayrılık sebebidir bizim için. Hatta çocukluğundan, gençliğinden, bazen de kendinden ayrı düşer insan zamanla. Sevdiklerini toprağa vermiş analar, babalar, evlatlar ve eşler de bütün ağırlığıyla yaşarlar o acıyı. 
Zamanla ağıtlara konu olur, türkü olur iniltiler. Sazın telleri, udun perdeleri iyi bilir ayrılığı. Şiirler yazılır ayrılık üzerine, şarkılar bestelenir o duygularla. Bu şimdi de böyledir, geçmişte de böyleydi. Hiç kuşkusuz ayrılık var oldukça gelecekte de yaşanacak bu sızı.
Günümüzün kentleşen, modernleşen yaşamı büyük aile modelini çoktan bitirdi. Şimdi kızını everen anne de ayrı ev açılmasını istiyor, oğlunu evlendiren de. Gençlerse anne babalarıyla birlikte yaşamak istemiyorlar artık. İkisi de çalışan çekirdek aile modeli yaygınlaşıp yerleşti. Evlatların yuvadan uçup gitmesi mukadder, beklenen, çaresiz kabullenilen bir şey oldu. Her evlat yuvadan ayrıldığında geride yaşlanmaya yüz tutan iki kader arkadaşı daha fazla birbirlerine yaslanır oldular. Bayramda, tatilde kapılara bakılır oldu. Pencereden ayrılmayan yaşlı gözler evlatlarının, torunlarının yollarını gözler oldu.
Sanırım evlat sahibi olan her genç önceleri bilmedikleri bu duyguyu bebeklerini öpüp koklarken birdenbire içlerinde bir ürpertiyle hissediyorlar. Zaman, mekân ve haller değişiyor ya sürekli; hissedilen ayrılık korkusu da şekil değiştiriyor galiba.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder