25 Aralık 2018 Salı

26 Aralık 2018 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı91....................................Mehmed Akif

Mehmed Akif

O bizim milli şairimiz, İstiklal Marşımızın yazarı. O “Safahat” gibi önemli bir eserin sahibi, büyük bir şair. Aralık ayı onun hem doğum hem de ölüm yıldönümü. Bu yazımda karınca misali onu anmak istedim. Ama buna sebep olan şey sadece onun büyük şairliği değil. Hiç kuşkusuz şair yönüyle milli kimliğimizi, kültürümüzü inşa eden manevi mimarlarımızın en önde gelenlerinden birisi. 

O daha Balkan savaşı sonrasında milletini topyekun ayağa kalkıp kurtuluşa çağıran, gayrete teşvik eden bir büyük dava adamıydı. Karamsarlık ve ümitsizliğe karşı savaşıyordu.

O yazdığı İstiklal Marşından para almayı reddedip, milletine armağan eden bir devdi. Büyük şair yazdığı İstiklal marşı şiirini Safahat adlı şiir kitabına bile almamıştı. Büyük olduğu kadar özenli ve mütevazi bir adamdı o. Tepeden tırnağa bir vatanperverdi. Bu özelliği coşkulu şiirlerinde açıkça görülebiliyor. O “Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın” diye dua/feryad eden biriydi. Aynı zamanda o ülkesinin, milletinin acısını en derin hisleriyle yaşayan yaralı bir yürekti.

Akif’i bugüne ve geleceğe taşıyan en önemli vasıflarından biri de imanını, inancını tavizsiz yaşayan bir adam olması. İnançlı ve bilgili. Her şiirinde sanki adam gibi adam olmayı anlatıyor bize. Her şeyden önce inandıklarını yaşayan, söylediklerini hayata geçiren biri o. Bu yönüyle de gençlerimize örnek gösterilecek bir ahlak abidesi. Zaten onun nasihatları da bu samimiyeti nedeniyle tesirli. Onun duruşu, adam gibi adamlığındandır dedik. Çünkü ahlak timsali, önder bir şahsiyettir o. Onunla yolculuk peygamberin izinden dosdoğru vuslata gider, anlayana.

Her vatansever gibi Akif de vatan uğruna o günün şartlarında kah Almanya’da, kah Necef çöllerinde, kah Balıkesir’de, Kah Kastamonu’dadır. Niye? Vatan için, din için, millet için. Hele hele öz vatanından hicret etmek her babayiğit işi değildir. Hele ki fitne çıkmasın diye yapılıyorsa. Milli Mücadele sonrası çok sevdiği ülkesinden Mısır’a göçmesi işte bu yüzdendir. Yürekli olmayan, bu hissiyat ile yaşamayan da bu büyük şairi anlamayabilir. "Birlik” isimli şiirinde bu yüreği olanca coşkusuyla görebilirsiniz.

Akif, günümüzde pek revaçta olmayan ahde vefa ve sözünde durma timsalidir de aynı zamanda. O'ndaki arkadaşlık, dürüstlük ve ahde vefa tüm yaşamına hakimdir. Sözünün eri, sözü ile özü bir insandır.  Hayatında buna ilişkin pek çok örnek var. O büyük bir şair olmasının yanında; inanmışlığı, dava adamlığı ve şahsiyetiyle de büyüktü.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder