
Pazartesi günü Cumhuriyetimizin 95. yılını kutladık. Türkiye Büyük Millet Meclisi 29 Ekim 1923'te Cumhuriyeti ilan etmişti. Ortaya çıkan kabine bunalımı buna vesile olmuştu ama sonuçta Anayasanın ilgili maddeleri değiştirilerek, ülkenin yönetim şekli cumhuriyet olarak belirlenmişti. Mustafa Kemal Atatürk de, 10. yıl nutku'nda 29 Ekim’i en büyük bayram olarak nitelendirmişti.
Nitekim o günlerden bu yana millî bayramlarımızdan biri olarak da kutlana geliyor. Hepimizin gururu 3.Havaalanının görkemli açılışı ile taçlanan bu yılki kutlamaların daha güzel günler için var olan umutlarımızı arttırmasını diliyorum.
Son 10 yılda ülkemizde bir kaç kez
Anayasa değişikliği yapıldı. Hepsi de aynen 1923’teki gibi yine ortaya çıkan
siyasi krizleri aşmak üzere gündeme gelmişti. Sonunda halk tarafından doğrudan
seçilen bir Cumhurbaşkanı ve onun başında olduğu bir hükûmet sistemine geçilmiş
oldu. Böylece Cumhuriyetin 95. yılını onun ruhuna uygun bir idare şekliyle
kutlamış olduk. Yeni Türkiye, hem yürütme, hem yasama, hem de yargı erklerinin
olması gereken haline değişip dönüşmesiyle daha da netleşmiş oldu.
Bu süreçte milletin her seçimde
ortaya koyduğu tablonun "aşkolsun" dedirtecek kıvamda bir olgunluk
eseri olduğunun da altını çizmek gerekiyor. Bunu her defasında hem katılım
oranı, hem sonuçları itibariyle çok açık bir şekilde gösterdi. Bu anlamda son
zamanlarda yaşadığımız seçimler adeta anket tacirlerine, politika demagogları
ve siyaset mühendislerine hep kapak gibi gerçekleşti.
Millet kendi iradesi
üzerine vesayet kurmak isteyenleri, onları küçümseyen hatta tahkir edenleri
mahcup etmeye devam etti. Cumhuriyet ve demokrasi konusunda olgunlaştığını,
sessiz ama etkili gücünde hissettirdi. Adeta "herkes konuşuyor; millet
dinliyor, gözlüyor ve gereğini de yapıyordu." Egemenlikte son söz hakkının
kendisinde olduğunu her defasında bir kez daha hatırlatıyordu dosta düşmana.
Bunda anlaşılmayacak, şaşıracak bir
şey yok. Cumhuriyet hepimizin. Bu ülke, bu bayrak hepimizin. Güneş balçıkla
sıvanmaz denilmiş. Cumhuriyet kervanı kazanımlarımızla birlikte yürüyor. Üzülme
kardeşim, aksine sevin! Bize bu yürüyüşü
emekle, çabayla, sevgiyle, saygıyla ve hoşgörüyle devam ettirmek düşüyor. Daha
nice başarılar, zaferler göreceğiz inşallah.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder