Geleceği inşa etmek bugünle başlar!
Söz verdiğim yazı dizisi "Orjan postası" önümüzdeki haftadan itibaren her hafta yayınlanacak. Amacım, bildiğimizi sandığımız ama unuttuğumuzu da unuttuğumuz gerçekleri yazmak. Ne yönetime adayım, ne de taraf ya da muhalifim. Tam da sözü özüne uygun "bağımsız bir Orjanlıyım".
Üyeler
için birer iletişim fırsatı olan bütün face gruplarının da üyesiyim. Oralarda
yapılan paylaşımları görüyor, konuşulanları ve yazılanları okuyorum. Ancak,
izlediğim kadarıyla maalesef Orjan'ın bugününden çok geleceğinden endişe eder hale
geldim. Çünkü, bilgi olmadan fikrin, olgunluk olmadan fevri eylemlerin hiçbir yararı olmaz. Her şeyden
önce "Nerede durduğumuzu", "Nereye baktığımızı" ve
"Nasıl bir yol haritasına" ihtiyacımız olduğunu görebilmemiz gerekiyor.
Bunu; yansız, ön yargısız, gelir geçer ve hiçbir faydası olmayan seviyesi düşük
tartışmalara mesafeli durarak yapabiliriz.
Asla
susmak değildir bu tercih, aksine gargaraya gelmeden sağlam durmanın ve
sağlıklı düşünmenin arayışıdır. Doğru bir çizgide yürümek; ortak akılda
toplaşmayı, ortak bir vizyona inanmayı ve uzun nefesli çalışmayı gerektiriyor.
Bunu da birbirimizi kırmadan dökmeden parçalanmadan, saygıyla yapabilmeliyiz.
İşte bu nedenle yazılarımı hiçbir
ayrım yapmadan her iki grupta da paylaşmaya karar verdim. İnşallah katkısı
olur.
Merak
edenler için yineliyorum. Daha önce
de Kaya beyin grubunda albüm
şeklinde 10 adetlik bir yazı dizisi yayınlamıştım. Hatırlayıp okumak
isteyenlere aşağıda bir link vereceğim. Okuma zahmetinde bulunursanız bir Orjan
sever olarak meramımı anlayabilirsiniz. Okumaya en başından, yani 25 Aralık
2020 tarihli "Orjan için
Vizyon önerisi"
yazımdan başlayıp öne
doğru gelmenizi tavsiye ederim.
Kişisel
olarak şöyle
bir inancım var. "Okursanız ANLAYABİLİRSİNİZ. Ki düşünmeniz ve tartışmalarınız işe
yarasın. Şayet anlarsanız onu BENİMSEMENİZ mümkün olabilir. İçselleştirmekse
DESTEKLEMENİN önünü açar. Ama İNANMADIĞINIZ hiçbir şeyin peşinde
olmamalı." Şimdi önceki yazılarımdan bir adım daha ileriye gideceğiz.
Umarım karanlık kuyulara taş atmamış, zihinlerdeki aydınlanmaya ışık yakmış
oluruz.
Şimdilik,
sizlere aklıma gelen bir fıkra ile "merhaba!" demek istiyorum. Bunu önden bir "sunuş"
olarak kabul ediniz lütfen.
Bedava
şeylere düşkün, gününü gün etme peşindeki adam lokantanın önünden geçerken camda bir yazı görür. "İstediğiniz kadar yiyin,
hesabı torununuz ödesin!"
Bunu okuyunca sevinçle
gözleri parlayan adam
"Tam bana göre!"
deyip içeri
girer. İzzet ikram içinde
önüne geleni yedikten sonra çıkmak üzere ayağa kalktığında,
elindeki hesapla garson çıkagelir.
Hesap
bayağı kallavidir. Adamda şafak atar ve o panik içinde sesini de yükselterek garsona çıkışır. "Olur mu böyle rezalet! Hem cama
hesabı torununuz ödeyecek
diye yazıyorsunuz, hem de utanmadan para istiyorsunuz!" Garson bütün nezaketiyle,"Haklısınız
efendim. Bugün
yediklerinizin parasını tabii ki torununuz ödeyecek. Ama bu hesap dedenizden
kalmıştı…"
Neticede
bu bir fıkra. Amma içimizdeki kısa vadeli, çıkarcı bakış açısına da ciddi bir
ders niteliğinde. Teşbihte hata olmaz, zira bugün başımıza gelen kötü şeyler geçmişte yapıp
ettiklerimizdendir. Hatta yapıp edemediklerimizden de kaynaklı. Tıpkı gelecekte
olacakların da bugün
yaptıklarımızdan/yapamadıklarımızdan oluşması gibi. Mutlu olmak, başarıyı
yakalamak ve istenen sonuçları
almak da aynı sarmalın eseri.
Kaldı
ki bu hakikat sadece özel
hayatımızda değil hayatın her alanında geçerli. Bugün karşımıza çıkan şeylerin geçmiş günlerde nasıl yavaş yavaş
şekillendiğini görüp ders alabilmek gerek. Yetmez,
gelecekte de şimdiden hiç
bilemeyeceğimiz kötü faturalarla burun buruna
gelmek istemiyorsak bu günden
heybemizi doldurmanın, yolumuzu inşa etmenin çabası içinde olmalıyız.
Kuşkusuz
Orjan kamuoyunda kanalizasyon altyapı ihalesi, doğalgaz işi, bozulan üst
yapıların yenilenmesi ve daha birçok güncel mesele tartışılıyor, tartışılmalı
da. Güvenlik sorunu, daha güzel bir yaşam talebi, birlikte yaşam ilkeleri,
hayvan hakları konuşuluyor, konuşulmalı da. Orjanın güzelleştirilmesi, sosyal
aktivitelerin arttırılması, ortak alan
işletmelerinin geliştirilmesi isteniyor, istenmeli de. ANCAK, BÜTÜN BU
MESELELER OLMADIĞIMIZ HALDE BİR SİTE İMİŞİZ GİBİ DÜŞÜNEREK ÇÖZÜLEMEZ!
Oysa
ki sağlıklı düşünmeye, gerçekçi olmaya ve her şeyden önce “Nerede duruyoruz?”
sorusunu cevaplandırabilmemize bağlı. Ki bu soru; “Hangi yasal zeminde bulunuyoruz?”,
“Biz bir site miyiz, kooperatif mi?”, “İkisi arasında ne fark var?”, “yasal
zorunluluklarımız neler?”, “Geçiş süreci nasıl olacak?” ve “Bu süreç bize ne
getirir ne götürür?” gibi pek çok soruyu da içeriyor. İşin çarpıcı tarafı bu
konuları irdelemeden ne bu günkü sorunları çözebilmenin ne de geleceğe dair
öneri üretebilmenin imkanı var.
Bu
noktada hepimizin bildiği ama yer yer unuttuğumuz bir gerçeği, daha işin başında çerçeveleyip bir kez daha
dikkatlerinize sunuyorum. Şaşırmayalım, öfkelenmeyelim, unutmayalım ki;
"Geleceği inşa etmek bugünle
başlar!"
Haftaya
görüşmek üzere hoşça kalın.
-----------
Orjan'la ilgili önceki yazılarım
http://yzyorum.blogspot.com/.../S%C4%B0TE%20Y%C3%96NET%C4...
Daha Azını Gör
Kaleminize sağlık sayın Yalçın..
YanıtlaSil