20 Aralık 2023 Çarşamba

20 Aralık 2023 Çarşamba; TORUNLARIMA MEKTUPLAR....................ANILAR;20 Aralık

4 yıl önce

20 Aralık 2020

 

CORONA GÜNLERİ

Corona günlerinin perde arkası mutlaka yazılacaktır. Filminin, belgesellerinin çıkması uzun sürmez. Eve kapanan insanların 80-100 metrekare alandaki diyalogları, bazen dram, bazen gerilim, bazen komedik sahneler gayet güzel bir tiyatro eseri olabilir. Başından beri bu konuda pek çok karikatür zaten yayınlandı, yayınlanıyor. Corona hakkında fıkralar, komik paylaşımlar ve şiirler üretiliyor. Hayatın corona yüzü ne kadar ürkütücü ve acıysa, geriye kalan pek çok yüzü de kızdıran, gülümseten anektotlarla dolu.

Beni gülümseten ilk fotoğraf Sağlık Bakanımızın salgının ilk günlerindeki olağanüstü çabası sebebiyle birkaç günde saçlarına ak düşürülmüş olmasıydı. Basit bir foto montaj oyunuyla yapılmıştı ve traji-komik durumunu gayet iyi anlatıyordu. Bakan Koca hala aynı minval çalışıyor. Belki saçları o kadar beyazlamadı ama eski bir yönetici olarak yaşadığı bir yılın onu on yaş ihtiyarlattığını adım gibi tahmin edebiliyorum.

-----------------

Bu yazının tümünü

https://yzyorum.blogspot.com/.../21-aralk-2020-pazartesi...

den okuyabilirsiniz

 

3 yıl önce

20 Aralık 2021  

 

CORONA GÜNLERİ

Bugün 20 Aralık 2021 Pazartesi. Dünyada Virüsün ortaya çıkmasının üzerinden 727 gün geçti. Coronavirüs salgını ülkemizde de 648.nci gününde. Alfa, Beta ve Delta'dan sonra Omicron adı verilen yeni varyantın tehdidi altındayız. Paylaşılan bilgilere göre bulaşıcılığı 70 kat daha fazla ama hasta ediciliği bu ölçüde yüksek değil.

Fakat Avrupa'da vaka sayıları da endişeler de günden güne artıyor. Yeni varyantlara karşı bu kış 3.ncü doz, hatta 4.ncü hatırlatma dozlarına ihtiyaç olacağı anlaşılıyor. Bu bile bulaşmaya engel değil ama hastaneye yatırılmalara %70 daha az ihtiyaç olabilirmiş.

Ülkemizde 15 Aralıkta Omicron Tedbiri olarak belirlenmiş aşı takvimi üzerinden üç aydan uzun süre geçenlerin 3.ncü ve 4.ncü hatırlatma dozunu olabilecekleri açıklandı. Hafta içinde Dr. Fahrettin Koca "KIŞ ŞARTLARINDA hastalığın bulaşması kolaylaşacak. Havalandırması sınırlı, kapalı ve kalabalık ortamlardan mümkün ölçüde uzak durulmalıdır. Aşıların belirtilen sürelere göre yapılmasının daha iyi sonuç verdiği unutulmamalı. Alması tümüyle size bağlı tedbirleri almalısınız" dedi.

------------

Yazımın tümünü

https://yzyorum.blogspot.com/.../20-aralk-2021-2330...

tıklayarak okuyabilirsiniz.

 

 

12 yıl önce

20 Aralık 2012  ·   · 

KÜÇÜK/BÜYÜK ŞEYLER…(Herkesin kıyameti kendine)

Bugünlerde gündemde traji komik bir üfürük dolaşıyor. Neymiş, dünyanın sonu gelmiş de Şirince'de olanlar kurtulacakmış ! Gülmeli mi, kızmalı mı, ağlamalı mı bilemiyorum. Nedense, insanlar gözünün önünde, yanıbaşındaki apaçık bilgiye sırtını döner, inanmaz da olmadık mitolojilere, kehanetlere, fallara, modern (!) üfürükçülere inanır. "Hadi bakalım kolay gelsin. Bir acayip ...ş."

Bu hal bana eski zamanlardan bir mesel hatırlattı. Mukallit adamın biri çölde buz satıyormuş. Malum, şimdiki gibi buzdolabı filan olmadığı için dağlardan kesilip getirilen buz satışı çok yakın bir zamana kadar anadoluda da görülen bir meslekti. Adam sırtındaki buz kalıpları ile bir yandan kan ter içinde ordan oraya koşturuyor, bir yandan da şöyle bağırıyormuş: "Sermayesi eriyip giden bu adama acıyın. Buz alın !" Sıcaktan korunmak üzere bulabildikleri azıcık gölgeye sığınmış insanlar ona bakıp gülmüşler. Etrafındaki bir grup arkadaşıyla birlikte dinlenen yaşlı bir adamsa bu sözleri duyunca düşüp bayılmış. Biraz buz serinliğiyle ayılan adama sormuşlar: "Ne oldu üstad ? Neyiniz var ?" Adam gözlerini ortalıkla bağıra bağıra fır dönen buz satıcısından ayırmadan cevap vermiş: "Duymuyor musunuz adamın söylediğini ?" Bu sefer şaşkınlık sırası diğerlerindeymiş. "Ne varki söylediklerinde. Buz satıyor işte. Kimse almazsa biraz sonra satacak bir şeyi kalmayacak." Hep birlikte bir kez daha gülmüşler. Yaşlı adam derin bir " Ahh !.." çekmiş ve "Ne kadar az düşünüyorsunuz. " diye devam etmiş. "Asıl sermayesi eriyip giden biz değil miyiz ? Her yaşadığımız an, saat ve gün ömrümüzden gidiyor. Damla damla eriyip tükenen asıl biziz. Adam bana bunu hatırlattı işte !"

Kaygılanmak mı istiyorsunuz. İşte size gerçek: İnsanın kıyameti kendi ölümüdür. İnanmıyor musunuz ? Aslında her nefes alışta, her soluğumuzu verdiğimizde, hapşırdığımızda, uyuduğumuzda kısa süreli de olsa ölüyoruz. Belki de bize her an, her dakika kendi kıyametimiz hatırlatılıyor. O gelecek de hiç şüpheniz olmasın, bizden izin almadan, geleceğini de haber vermeden ansızın bir gün gelecek. Hala Kıyamet mi dediniz ? İşte onu da ancak Allah bilir.

Kaynak <https://www.facebook.com/memories/?source=notification&notif_id=1734682956086933&notif_t=onthisday&ref=notif>


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder