7 Aralık 2017 Perşembe

284 07 Aralık 2017 Perşembe 22:30 UMRE GÜNLÜĞÜ.......................Çöl kumu

Çöl kumu

7 Aralık 2017 Perşembe: Umre yolculuğumuzda 20. gün.

Sabah tavafına eşimle gittik. Yine güzel ve rahat bir tavaf oldu. Ümit için niyetlenmiştim. Rabbim kabul etsin, onu da nasipdar etsin.
Üst katta gruptan ayrılmadan mümkün olduğunca kenar boyundan yürüyoruz. 

Bazen başka gruplar önümüze çıkıyor. O zaman da aralardan sıyrılarak tekrar gruba katılmaya çalışıyoruz. 

Bu aralar üst katta tavaf edenler fazlalaştı. Tabi ki ihramsız erkeklerin aşağıya alınmaması etkili.

Ama, bence aynen bizim gibi açık havada grup halinde tavaf etmek isteyenler çıkıyor buraya. Galiba biraz da son günlerde umreci sayısında bir artış var. Bunu oteldeki yoğunluktan da anlayabiliyorum.

Tavaftan sonra grup olarak yine birlikteyiz. Yine zemzem suyu dağıttım. Soğuk algınlığım devam ediyor. Bu yüzden boynuma tülbent sırtıma hırkayı ihmal etmiyorum. Ama iki gündür zencefil, tarçın ve bal iyi geldi galiba. Daha iyiyim. İnşallah kötü olmam.

Akşam Oğuzhan'la ve Hilal'le konuştuk. Oğuzhan zemzemleri almış (20 Kg) kargodan. Safiye de temizliğe başlamış. 

Hilale yeni arabaları için hayırlı olsun dedik. İkinci el değilmiş. Markası yine Citroen. Allah ödemeyi nasip etsin.

İki gündür Cüneyt'in isteği aklımdan çıkmıyor. Çöl kumu istedi. Hudeybiye'den önce bilseydik kolaydı. Şimdi nereden bulacağım ki ? Acaba kum saati mi arasam ? Paramız da yok, ne yapsam bilmiyorum.

Hicaz bölgesinin çöl olduğunu kim söylemiş ? Etraf safi siyah kaya. Değil çöl, kum bile yok ortalarda. Bölgede mutlaka çöl vardır. 

Ama şu anda bana faydası yok. Hurma paketleriyle çantaları birbirine bağlamak için de ip lazım. Hanım 50 lira verdi. Riyale çevireceğim.

Kahvaltıdan sonra öğleye kadar uyuduk. Kalktık namaz kıldık. Öğle yemeği yedik. Hazırlandık çıktık.

İkindi namazını zemzem tower'in önündeki yerimizde kıldık. Etraf gerçekten kalabalık. İlk günlere nazaran umrecilerin sayısında ciddi artış var.

İkindiden sonra hanım kur'an okuyacağını söyledi. Ben de kum aramak üzere Bindawood çarşısına gittim. Gerçekten büyük bir çarşıymış. Ama benim aradığım yok. 

Dolaştım durdum ama boş. Artık umudum kalmadı. Akşam namazına yakın döndüm.

Namaz sonrası eşim abdest tazeledi ve kabe katına indik. Hanımı uygun bir yere oturtup ben önlerde kendime yer aradım. 

Biraz defterime yazdım, biraz da kaza namazı kıldım. Burada namaz vakitleri aşağı yukarı Türkiye'dekine yakın.

Sabah namazı (salatül fecr) al-fajer / fajr, öğle namazı (salatüz zuhr) al-zohr / zuhr, ikindi namazı (salatül asr) al-asr / aser, akşam namazı (salatül mağrib) al-maghreb / maghrib ve yatsı namazı ( salatül işa') al-eshaa / isha oluyor.

Düşünceler arasında vakit çabucak geçti. Ezan okundu. 

Kabeyi tavaf edenler çabucak halkalar hainde saf tuttular. Binlerce kişi kalkıp kabe imamının güzel okuyuşu eşliğinde yatsıyı kıldık.

Burada fatiha suresinden sonra daha uzun ve sesli bir 'Amiiinnn !' çekiliyor. Medine'de daha musikili bir 'Aaamiiinnn!' dinlemiştik. 

Sanırım güney asyalı müslümanların geleneği böyle. Biz de 'Aminn !' deriz ama çok yüksek sesle değil. Kısa ve öz. Kabede sanki biraz orta yol bulunmuş gibi.

Namaz sonrası eşimi bulup boşalan yerlere doğru ilerledik. İki tabure sandalye alıp kabeyi seyrettik önce. Etrafımıza baktık. Birkaç fotoğraf çektik, çektirdik.

Saat sekiz buçuğa doğru birlikte bir dua yapıp otelimize gitmek üzere kabeden ayrıldık. Ben buraya doyamıyorum. İnşallah yarın da gelirim.

Yemekte Nesibe teyzenin yine kayıp olduğunu öğrendik. Taif'ten dönerken toplanan yardım parası da onaymış. Çünkü parasını çaldırmış. 

Nesibe teyzenin maceraları devam ediyor. İnşallah başına bir hal gelmeden bulunur gelir.

Yemekte çalışanlardan birinin özbek asıllı olduğunu öğrendik. Biraz konuştuk. 28 yaşındaymış ve iki çocuğu varmış. Aslında çok daha genç görünüyor.

Çöl kumu meselesini ona da açtım. Bakalım yardımcı olabilecek mi ?

Bu akşam kabede ve dönüş yolunda pek çok küçük çocuğa rastladık. Bazılarını sevdik. Tavafta en az beş çocuk, iki bebek anne babalarıyla dönüyorlardı. Çok hoş, çok duygulu manzaralar.

Eğer imkanım olsaydı sadece kabedeki çocukların fotoğraflarını çekmek isterdim. Bir de birbirinden özgün ve güzel yüzlerce değişik takke-başlıklardan bir koleksiyon.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder