6 Aralık 2017 Çarşamba

283 6 Aralık 2017 Çarşamba 21:30 UMRE GÜNLÜĞÜ........................Son umremiz

Son umremiz

6 Aralık 2017 Çarşamba: Umre yolculuğumuzda 19. gün

Son umre için saat 8'e doğru yola çıktık. 

Mikad yeri Hz. Aişe mescidi. Mekke'nin 5-6 km. yakınında. Medine tarafından harem hududu olan olan Tenim’de yer alıyor. Bu noktada islamın ilk yıllarında şehitler verilmiş.

Peygamberimiz umre için izin isteyen eşi Ayşeye bu noktadan umre girişi için müsaade etmiş.

Hz.Âişe vedâ haccında peygamberimizle beraber haccetmiş. Ama özrü sebebiyle umre yapamamış. Peygamber efendimiz’e Medine’ye dönecekleri zaman; “ya resulallah insanlar hac ve umre ile dönüyor, ben ise umreden mahrum oldum” demiş.

Bunun üzerine peygamber efendimiz (s.a.v) onu kardeşi Abdurrahman (r.a) hazretleri ile beraber umre yapmak için Ten’ime göndermişler.

Hz.Âişe orada ihramlanıp, iki rekat ihram namazı kılmış. Bunun için orada yapılan mescide, onun hatırasına binaen Mescid-i Aişe ismi verilmiş.

Bu sabah bir otobüs iki minibüs idik. Mikad yeri de oldukça kalabalıktı. Şoför de beklemek istememiş. Bu yüzden içeri girmeden namaz kılıp niyet ettik ve mescidi harama yola çıktık.

Fahd kapısından içeri girdiğimizde grup ikiye ayrıldı. Biz ve daha yaşlı olanlar. Biz Selçuk hocayla tavafa girdiğimizde saat 9 gibi idi. İnşallah bu tavafımı Ümit için yapıyorum. Rabbim nasipdar eylesin.

Kabe yine kalabalıktı ama güzel bir tavaf oldu. 

Hanım bu defa pasiflora filan içmeden ama yine elimi sıkı sıkı tutarak sevinçle tavafı tamamladı.

Hava güzel ve mutedil sıcaklıktaydı. Yine Selçuk hocanın söylediklerini tekrar ederek grup halinde döndük. Rüknü yemaniden ve Hacerül esvedin hizasından geçerken onları selamladık. 

Kısa süren bu tavaf her bakımdan insanı heyecanlandırıyor. Allahın beytini tavaf etmenin coşkusu kaplıyor insanın içini. Kabenin çekim gücünü hissederek dönülüyor. Tarifi zor bir duygu yoğunlaşması var orada.

Tavaf bittiğinde bir arkadaşa rica ettik birkaç poz fotoğraf çekti. Sanırım bunlar da güzel oldular. Tavaf ederken tek elimle çektiklerim o kadar güzel ve net olmadı. Yine de o dakikaları elimden geldiğince sabitlemeye çalıştım.

Sonrasında hemen hatimin karşısındaki bölümde iki rekat tavaf namazı kıldık ve say için Safa tepesine yürüdük. Eşim durmadan açıktan şükürler ediyordu.

Allah izin verdi 1. katta yine kalabalık bir insan denizinde sayımızı tamamladık. Yeşil lambalarda yine hafiften koşuyorduk. 

Sonra yine hanımla elele, Selçuk hocanın yüksek sesle söylediklerini tekrar ederek  yürümeye devam.

Say bittiğinde saat 10.30'du. Sağolsun Selçuk hoca yine traşlarımızı yapıverdi. İhramdan çıktık.

Hep birlikte meydana indik. Öğle namazına daha bir saatten fazla vardı. Kılıp öyle gideriz otele diye kararlaştırdık. Grup dağıldı.

İkimiz de üfürmeyen, kliması, pervanesi olmayan yerleri tercih ediyorduk. Hasta olmayalım diye. Bir tabure sandalye buldum, seccademi de yere sererek kabeyi az biraz gören bir yerde oturdum.

Namaz vaktine kadar biraz kaza namazı kıldım. Çektiğim fotoğraflara baktım. Silinecekleri sildim. Namazı kılıp buluşma yerinde toplaştık.

Artık herkes kendi başına gidip gelebiliyor. Biz de birkaç kişi ayrılarak otelimizin yolunu tuttuk.

Öğle yemeğinde bezelye patates yemeği ve pilav vardı. Sıcak çaylarımızı ve sularımızı alıp yukarıya çıktık.

Hanım gelene kadar ben bir domatesi kesip yemiştim bile. Taiften aldığımız domatesleri dolaptan çıkarıp yeme fırsatımız olmamıştı. Lezzetliymişler. 

Akşam yemeğinde ve kahvaltıda diğer arkadaşlara da ikram etmeyi düşünüyoruz.

Ardından zencefilli ballı suyumu da hazırlayıp içtim. Sağ olsunlar zencefil tozunu komşumuz bir aile vermişti. Birkaç gündür içiyoruz. Sanırım faydalı oluyor. Düne göre daha iyiyim.

Saati 16.30'a kurdum. Biraz uyuyup dinleneceğiz. Akşam namazı ve yatsı için harama gideriz.

Uyandığımda bir duş almam gerektiğini düşündüm. Ardından ikindi namazını kıldım ve işte defterimi yazıyorum…

Bu arada hanımı da uyandırdım. O da ikindi namazını kıldı. Şimdi hazırlanıp çıkacağız.

Ama o yine gelmek istemedi. Ben de ısrar etmedim. Bu hoşuma bile gitti. Kendi başıma kabenin yanına inebilir, orada namaz kılabilirim. Hazırlanıp çıktım.

Meydana geldiğimde akşam ezanı okunuyordu. 

Kendime bir yer bulup seccademi serdim. Hemen namaza duruldu. İmam selam verince de kalktım.

Ejyad kapısından doğru kabeye inen merdivenlere yöneldim. İnsanlar henüz namazdan çıkmaya başlamışlardı. Tam bu ara halılı alanda boşluklar oluyor. 

Tabure sandalyede oturan iki kişinin yanını gözüme kestirip oraya geçip oturdum. Kabe tam karşımdaydı.

Burası rüknü yemaninin karşısı. Ümmü Hani'nin evinin olduğu yer. Biraz kabeyi ve etrafı seyrettim. 

Sonra akşam namazının sünnetini kılıp tesbih ve duamı tamamladım.

Aklıma ve dilime ne geldiyse dua ettim. Çok şükür bu defa gözlerim de ıslak ıslak duama eşlik etti.

Kendime, aileme, çocuklarıma, memleketime, müslümanlara dua ettim. Selam gönderenlerin selamlarını, dua isteyenlerin dualarını ilettim. 

Rabbim kabul etsin. Ona güvendim, ona inandım ve ona dayandım.

Biraz kaza namazı kıldım. Birkaç fotoğraf çektim ve yanımdakilerle sohpet ettim. Boş şişemi zemzemle doldurdum. Yatsı ezanı okundu.

Burada vakit geçirmek, seyretmek, dua etmek ve namaz kılmaktan hoşlanıyorum. 

Klima ve pervane de yok. Yalnızca karşımda kabe, üstümde sonsuz gökyüzü.

Bir taraftan defterimi yazıp, bir yandan da etrafımı seyrediyorum...

Yüzlerce farklı takke, fes, başlık. Yüzlerce farklı giysi. Yüzlerce farklı beden. Genci yaşlısı, erkeği kadını, çocuğu bebeği, sakatı engellisi hepsi bir arada. Hepsi Allah'ın davetine uyup gelmiş. Burada bir ve bütün olmuşlar. İbretlik muhteşem bir manzara bu.

Biraz önümde akan bir nehir gibi insanlar tavafta. Yanımda yöremde kur'an okuyan, namaz kılan, dua eden, sohpet eden, kabeyi seyreden onca insan…

Hepsi rabbin daveti üzerine burada, beytullahın misafirleri. Yüce mevlam parça parça olmuş islam dünyasını esirgesin.

Zulüm payidar olmasın. Kan ve gözyaşı dursun. İslam memleketleri selamete çıksın. 

Üzerlerindeki tuzaklar, hesaplar onu kuranların ellerine, ayaklarına dolaşsın. Kazdıkları kuyulara kendileri düşsünler. Müslümanlar izzetlerini yeniden kazansınlar.  Yolunda yürüyen idarecilerine de rabbim yar ve yardımcı olsun.

Namaz sonrası yine bir sel gibi akan insanlarla beraber ejyad caddesinde yürüyorum. Hanımı aradım ama ulaşılmıyor.

Otele geldim. Yemekhaneye baktım orada da yok. Çaresiz odaya çıktım. Onu da alıp yemeğe indik. Yanımıza birkaç domates aldık. Onları yıkadım ve bir bıçakla bölerek yemektekilere paylaştırdım. Veysel hoca da yemekteydi. 

Teşekkür ettiler. Allah kabul etsin.

Çayımızı içerken biraz sohpet ettik ve odamıza çıktık. Saat dokuz buçuk olmuştu.

Erken uyuyacağız. Yarın sabah yine tavaf var inşallah.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder