25 Haziran 2021 Cuma

25 Haziran 2021 11:30 Cuma CORONA GÜNLERİ.................................Mutasyon varyantlar

‘Alfa’dan ‘Delta’ya

Bugün Coronavirüs salgınının ülkemizde 469.ncu, dünyadaki 548.nci günü. Dünya genelinde Kovid-19'un yeni mutasyonlarının ortaya çıkması, salgınla mücadelede yeni güçlükler ve belirsizlikler ortaya çıkarıyor.

Çünkü her virüs gibi Kovid-19 da zaman içinde ve farklı mekanlarda değişim geçiriyor. Söz konusu değişimlerin büyük bölümü virüsün temel özelliklerini değiştirmezken; "mutasyon" olarak adlandırılan bazı değişimler, virüsün temel özelliklerini ve dolayısıyla etkisini önemli ölçüde farklılaştırabiliyor.

Bilim insanları bu yüzden, Kovid-19'un mutasyonlarının virüsün ne kadar kolay yayıldığını, hastalık tablosunu, aşıların bağışıklık sağlama düzeyini, teşhis, tedavi ve koruma tedbirlerinin başarısını etkilediğine işaret ediyorlar.

Bilim insanları şu ana kadar, Kovid-19 virüsünün yapısında 4 binden fazla mutasyon tespit etmiş. VOC ve VOI olarak sınıflandırılan varyantların büyük bölümü, virüsün insan hücrelerine tutunmasını sağlayan "diken proteinde" meydana gelen değişimlerden kaynaklanıyormuş. Mutasyon virüsün genel yapısındaki değişiklikler oluyor. Varyant ise mutasyonla gelişen yeni virüsün adı. Corona virüse karşı aşılma süreci devam ederken mutasyona uğramış yeni variant virüsler salgını daha da tehlikeli hale getiriyor.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Kovid-19'un bugüne dek ortaya çıkan mutasyonları içinde 4'ünü "endişe verici", 8'ini "izlenmesi gereken" varyant olarak tanımlamış. Örgüt, "Endişe Verici Varyant" (VOC) olarak tanımladığı mutasyonların, "virüsün bulaşıcılığını ve yayılma riskini artırabildiği, öldürücülüğünü veya hastalık belirtilerini değiştirebildiği, önleme ve kontrol tedbirlerinin etkinliğini azaltabildiği" uyarısını yapıyor.

Öte yandan "İzlenmesi Gereken Varyant" (VOI) olarak adlandırılan diğer 8 varyantın ise "1'den çok kişiye bulaşma, salgın öbekleri oluşturma gibi topluluk içi yayılma özellikleri gösterdiği, birden çok ülkede görüldüğü ve endişe verici varyanta dönüşüp dönüşmeyeceğinin izlenmesi gerektiği" belirtildi.

Kovid-19'un mutasyonlarını Ocak 2020'den bu yana takip eden DSÖ, 31 Mayıs'ta aldığı kararla, harf ve rakamlarla belirtilen adları dışında, ilk kez ortaya çıktığı ülkelerle anılan varyantların Yunan alfabesindeki harflerle adlandırılmasına karar verdi. Böylece "Endişe Verici Varyant" olarak belirlenen 4 varyanta Alfa, Beta, Gamma ve Delta; "İzlenmesi Gereken Varyant" olarak kategorize edilen 8 varyanta ise Epsilon (2 varyant), Zeta, Eta, Teta, Iota, Kappa ve Lambda adları verildi.

İlk kez Eylül 2020'de İngiltere'de tespit edilen "B.1.1.7", daha sonra verilen isimle "Alpha" varyantı, DSÖ'nün "endişe verici varyant" olarak tanımladığı ilk Kovid-19 mutasyonu oldu. İngiltere'de incelenen örneklerde varyantın Kovid-19'un yabani tipine (doğal fenotipine) göre yüzde 43 ila 90 daha bulaşıcı olduğu belirlendi.

"B.1.351" adını taşıyan "Beta" varyantı, ilk kez Ekim 2020'de Güney Afrika'da Nelson Mandela Körfezi çevresinde tespit edildi. Mayıs 2020'de mutasyona uğradığı sanılan "Beta" varyantının, DSÖ'nün "Endişe Verici Varyant" olarak tanımladığı Kovid-19 mutasyonları arasında ilk ortaya çıkan olduğu tahmin ediliyor. Daha önce herhangi akut hastalık geçmişi olmayan genç bireyler arasında daha fazla yayıldığı gözlenen varyantın, Kovid-19'un yabani tipine kıyasla bu yaş grubunda daha fazla ciddi hastalık riski ortaya çıkardığı bildirildi. Varyantın yayılmasının Güney Afrika'da 2020 sonbaharından bu yılın başına kadar görülen vaka artışında etkili olduğu düşünülüyor.

İlk kez Ocak 2020'de Japonya'da Brezilya'dan seyahat eden yolcularda tespit edilen, daha sonra "Gamma" olarak adlandırılan "P.1" varyantı da DSÖ tarafından "Endişe Verici Varyant" olarak nitelenen Kovid-19 mutasyonları arasında yer aldı. Varyant, virüsün aminoasitlerinde 17 değişim yarattığı biliniyor. Bunların 10'u virüsün insan vücuduna tutunmasını sağlayan çivi proteini etkiliyor. Varyantın bu yılın başında Brezilya'nın Amazonas eyaletinin başkenti Manaus'daki ani vaka artışında etkili olduğu tahmin ediliyor.

Şu sıralarda birçok ülkede görülmeye başlanan "Delta varyantı ise endişe yaratıyor. İlk kez Ekim 2020'de Hindistan'da tespit edilen ve "çift mutant" adı verilen "B.1.617.2" son Kovid-19 mutasyonu oldu. Virüsün çivi proteininde bulaşıcılığı ve antikor direncini etkileyebilecek mutasyonlara yol açan Delta varyantının, Hindistan'da martta başlayan ve günlük vaka sayılarının 400 bine kadar çıktığı ikinci salgın dalgasının sorumlusu olduğu tahmin ediliyor. İngiltere Halk Sağlığı Kurumu, mayısta yaptığı değerlendirmede, Delta varyantının yayılma hızının Alfa varyantına göre yüzde 51-67 daha fazla olduğu uyarısında bulunmuştu.

DSÖ, 19 Haziran'da yaptığı açıklamada, bulaşıcı özelliği yüksek Delta varyantının dünya genelinde baskın tür haline gelmesinin beklendiğini bildirdi.  

Başta Hint varyantı olarak bilinen, daha sonra Delta olarak adlandırılan bu yeni varyant, şu ana kadar 80’in üzerinde ülkede görüldü. Halen Portekiz, Almanya, Fransa, Rusya ve İspanya'da etkisi devam ediyor. Daha bulaşıcı olduğu tahmin edildiği için, İngiltere başta olmak üzere, birçok ülkede Covid-19 enfeksiyonlarının yükselmesinin altında yatan sebeplerden biri olarak gösteriliyor.

Yeni düşman: “Delta”

Bugün Cuma. Müminlerin camilerde çoğaldığı, dua ve namaz günü. Her Cuma olduğu gibi temiz olarak bayrama gider gibi hutbe dinlemeye, kalbimizi yaradana yöneltmeye gideceğiz. Rabbim cumamızı kutlu, hayırlı ve bereketli kılsın. 

Aynı zamanda bugün Coronavirüs salgınının ülkemizde 470.nci, dünyadaki 549.ncu günü. Son zamanlarda tehlikeli bir tırmanış gösteren mutasyon ve varyantlar dikkatleri üzerine çekmiş durumda. Belli ki her virüs gibi Kovid-19 da zaman içinde ve farklı mekânlarda değişim geçiriyor. Yeni yeni mutasyonlarının ortaya çıkması, virüsün hayatta kalmak için şekilden şekile girdiğini, kendince mücadele ettiğini gösteriyor.

En son Hindistan'da ortaya çıkan ve hızlı bulaşan "Delta" varyantı dünyada hızlı bir şekilde yayılıyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından Delta varyantıyla ilgili olarak: "Delta plus daha ülkemizde görülmedi, tespit etmedik. Ancak Delta varyantıyla ilgili şu ana kadar sekansı yapılmış olan, adı konan 134 vakamız oldu” diye konuştu.

Uzmanlar delta varyantına belirtileri hakkında genç insanlar için daha çok kötü bir soğuk algınlığı gibi hissedilebileceğini söylüyor. Baş ağrısı, boğazda kuruluk, burun akıntısı ve ateş gibi grip benzeri hastalık belirtilerine yol açan Delta varyantı, Kovid-19'un önceki tiplerinde görülen öksürük, solunum stresi, sırt ağrıları gibi zatürre, soğuk algınlığı türü hastalık tablosundan farklılaşıyor. Klasik semptomların yanı sıra; titreme, iştahsızlık, baş ağrısı ve kas ağrıları gibi etkiler de görülebiliyor.

Bu yüzden Delta varyantına yakalanan gençlerin, kendilerini çok hasta hissetmeseler de virüsü bulaştırıp başkalarını riske atabileceklerine dikkat çekiyorlar. Ayrıca Delta varyantının aşılara karşı da belirli düzeyde direnç geliştirdiği tespit edilmiş.

Uzmanlar “Bu varyant biraz farklı çalışıyor gibi görünüyor. İnsanlar bir tür mevsimsel soğuk algınlığına yakalandıklarını düşünebilir ve hayatlarına devam ederken virüsü başka insanlara yayabilirler. Eğer gençseniz, daha hafif semptomlar alabilirsiniz. Kötü bir soğuk algınlığı gibi gelebilir ama evde kalın ve test yaptırın” diyorlar.

Delta (Hint) varyantı hakkında açıklamalar yapan Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, “Bu varyant Hindistan'da çok büyük bir patlamaya neden olduktan sonra, o bölgedeki birçok ülkede de görülmeye devam etti. Şu anda Rusya’da da Delta varyantı yüzünden pik yaşanıyor. Yine İngiltere'de bir artış söz konusu.

Önümüzdeki birkaç ay içinde bu varyantın V1’in (Alfa yani İngiltere varyantının) yerine geçebileceği öngörülüyor. Türkiye'deki duruma bakacak olursak, V1’den yola çıkarak şunu tahmin edebiliriz; Türkiye'de kısa bir süre sonra (diğerine nazaran daha fazla yayılıyor ve bulaşıyorsa) diğerinin yerine geçti V1. Delta varyantının da böyle olacağı tahmin ediliyor. Yani Alfa (V1) varyantının yerine geçecek Delta varyantı maalesef” diye konuşmuş.

Delta varyantının hem daha bulaşıcı hem de aşılardan kaçma potansiyelinin yüksek olması nedeniyle kaygı yarattığını anlatan Prof. Dr. Yavuz, ayrıca: "Toplumun yüzde 70’inin etkinliği en yüksek aşı ile aşılanmış olması gerekiyor. Şanslıyız, bu aşılardan birine ulaşabilmiş durumdayız. Ama bu aşıyla iki doz hızlıca aşılama yapmamız gerekecek. Şu an sağlık çalışanlarının çok büyük bir fedakarlığı var, onu kabul edelim. iki doz olmadan, bunun da koruyucu olmayacağını bilmemiz gerekiyor. Dolayısıyla şu anda Delta varyantına karşı biraz teyakkuzda olmamız gerekiyor hepimizin” diye de uyarmış.

Peki ne yapmak gerek? Yine uzmanlara göre: “Sinovac aşısı olan sağlık personeli ve 65 yaş üstüne, 3. doz Biontech olanağı bir an önce sağlanmalıdır. Delta varyantına Sinovac büyük ihtimalle durduramıyor ama Biontech çok etkili. 2. doz Sinovac aşısından 1-6 ay sonra 3. doz Biontech veya başka bir aşı olunması uygundur.”

Biontech ve Sinovac aşılarını karşılaştırıldığında Biontech aşısının özellikle 2. dozdan sonra, delta varyanta da aynı şekilde etkili olduğu ifade ediliyor. Bu varyant çok daha bulaşıcı ve tehlikeli. Ancak aşı olanlar alpha, beta, gamma varyantlarına karşı da korunmuş oluyorlar. Bu arada Sinovac olan risk grubundakilerin bulaştırmayı önlemek açısından 3. dozda Biontech olması tavsiye ediliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder