11 Mayıs 2021 Salı

12 Mayıs 2021 05:30 Çarşamba CORONA GÜNLERİ........................................El-Muksıt/Şifa duası-El-Câmî'/Arefe duası

El-Muksıt/Şifa duası

Bugün üç ayların 88.ncisi, Ramazanın 29.ncu günü. Yarın arefe, üç ayların ve Ramazan ayının bitmesine sadece bir gün kaldı. Ramazana hüzünle "elveda" derken "hoş geldin bayram" neşesi içinde bulduk kendimizi. 

Üç ayların başladığı daha dün gibi. Ne ara ramazan bitiverdi. Corona günlerinin de 425.ncisisni geride bıraktık, covidin hanemizdeki misafirliği bugün bir hafta oldu. Artık son demler oynanıyor. İnşallah bu hastalığı da atlatıp, çıkaracağız hayatımızdan. Bayramı bekliyoruz, az kaldı.

Biz yine Allah'ın izniyle üç ayların başlangıcından bu yana devam ettirdiğimiz her gün bir "esma"yı anma geleneğini sürdürelim. Kur'an kaynaklı dua ayetleri bitti. Şimdi genellikle türkçe söylediğimiz öne çıkan "dua ve zikir"leri öğrenme gayretimizi 6 günlük şevval oruçları sonuna kadar devam ettirelim.

Bugün sırada Esma ül Hüsna'nın seksenyedincisi "El-Muksıt" var. Peygamberimizden bir "şifa duası" daha, böylece ilerliyelim.

EL-MUKSIT:  المقسط  Sözlükte “âdil olmak” anlamındaki kıst kökünün “if‘âl” kalıbından türemiş bir sıfat olan muksıt “adaletle hükmeden, âdil” demekmiş.

Muksıt ismi Kur’an’da Allah’a nisbet edilmemekle birlikte “kıst” ve “iksât” kavramları zât-ı ilâhiyyeyi niteleme çerçevesinde kullanılmakta. Kâinatı yaratan ve yöneten mutlak kudret ve hikmet sahibi varlığın birliğine bizzat Allah’ın, meleklerin ve ilim erbabının şehadet ettiğini ifade eden âyette yer alan “adaleti ayakta tutan” (kāimen bi’l-kıst) nitelemesinin (Âl-i İmrân 3/18) Allah’a râci olduğu müfessirlerin büyük çoğunluğu tarafından kabul edilmekte. [1]

Kıst kelimesi bir âyette, iman edip faydalı işler yapanların adaletle mükâfatlandırılacağının bildirilmesi bağlamında zât-ı ilâhiyyeye nisbet edilmiş (Yûnus 10/4), iki âyette de âhirette insanlar arasında hakkaniyetle hükmedileceği beyan edilirken kıst kavramı dolaylı olarak Allah’a izâfe edilmiş (Yûnus 10/47, 54).

Aynı muhteva diğer bir âyette, “Biz kıyamet gününde doğru ve hassas teraziler kurarız, artık kimse en küçük bir haksızlığa uğratılmaz” şeklinde ifade edilmiş (el-Enbiyâ 21/47). Bunlardan başka borçlanmalarda küçük büyük her şeyin kayıt altına alınmasının gerektiğini (el-Bakara 2/282) ve Allah’ın adaleti emrettiğini bildiren âyetlerde de (el-A‘râf 7/29) O’na yönelik bir muhteva taşımakta.

Muksıt ismi, doksan dokuz esmâ-i hüsnâya yer veren İbn Mâce ve Tirmizî rivayetlerinde yer almıştır [2]. [3]

O' hükmünde ve işlerinde adaletli, Denge, ölçü ve adalet sahibi olan, Bütün işlerini dengeli yapan, Bütün işlerini denk ve birbirine uygun her işini yerli yerince yapan, Adaletle hükmeden, Kullarına muamelesi, tam adalet ve merhamet üzere olan, kimsenin hakkını zayi etmeyen, Mazlumların hakkını alan, Hükmünde ve fiillerinde adâletli, Dürüst veya tasarruflu olan” demek.

Şifa duası:

Hz. Âişe"den nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) bir hastayı ziyaret ettiğinde şöyle dermiş:


Allah
ümme Rabbe’n-nâsi! Ezhibi’l-be'se, veşfihi, ve ente’ş-şâfi. Lâ şifâe illâ şifâüke. Şifâen lâ yüğâdiru sekamâ. [4]

“Ey insanların Rabbi! Hastalığın sıkıntısını gider! Ona şifa ver, şifa veren sensin. Senin vereceğin şifadan başka şifa yoktur. Öyle bir şifa ver ki ardında hiç hastalık izi bırakmasın!” [5]


[1] (Taberî, III, 285-286; Fahreddin er-Râzî, VII, 222).

[2] (“Duʿâʾ”, 10, “Daʿavât”, 82)

[4] (M5709 Müslim, Selâm, 47)

[5] Kaynak <https://hadislerleislam.diyanet.gov.tr/sayfa.php?CILT=4&SAYFA=379> 

El-Câmi'/Arefe günü duası

Bugün üç ayların 89.ncusu, Ramazanın 30.ncu son günü. Yani arefe günündeyiz. Üç ayların sonuna geldik Ramazanın bitişi hüzünlendiriyor elbette ancak yarın "bayram" bir tür ödül günleri.

Corona günlerinin de 426.ncısını geride bıraktık, covidin hanemizdeki misafirliği de bugün 8.nci gününde. Artık uzatmaları oynuyoruz. İnşallah bu hastalığı da atlatıp, bayramla birlikte çıkaracağız hayatımızdan.

Biz yine Allah'ın izniyle üç ayların başlangıcından bu yana devam ettirdiğimiz her gün bir "esma"yı anma geleneğini sürdürelim. Kur'an kaynaklı dua ayetleri bitti. Şimdi genellikle türkçe söylediğimiz öne çıkan "dua ve zikir"leri öğrenme gayretimizi 6 günlük şevval oruçları sonuna kadar devam ettirelim.

Bugün sırada Esma ül Hüsna'nın seksendokuzuncusu "El-Câmi' " Ve yine bu güne özel bir dua.  Peygamberimizden bir "Arefe günü duası", böylece ilerliyelim.

EL-CÂMÎ':  الجامع    Arapça’da “toplamak, bir araya getirmek” anlamındaki cem‘ kökünden sıfat olan ve sözlükte “toplayan, bir araya getiren, buluşturup birleştiren” anlamına gelen câmi‘ bu şekliyle, ayrıca aynı kökten türeyen fiil kalıplarıyla çeşitli âyet ve hadislerde Allah’a nisbet edilmiş.

Bu kullanışlarla yirmiyi aşkın âyette yer alan cem‘ kavramı gerek bu âyetlerde gerekse ilgili hadislerde daha çok Allah’ın kıyamet günündeki cem‘ fiilini ifade etmekte, bazı âyet ve hadislerde ise O’nun dünya hayatıyla ilgili toplama ve düzenleme fiillerine işaret edilmektedir.[1]

Muhtelif naslarda Allah’ın zâtına nisbet edilen câmi‘ ismi veya sıfatının, hem madde âlemi ve dünya hayatı hem de âhiret hayatı planında kapsadığı mânaları genişletmek mümkün. İlgili âyetlerin muhtevasında görülmemekle birlikte ilk dönem âlimlerinden itibaren câmi‘ ismi için “bütün övgü ve erdemleri zâtında toplayan” şeklinde bir mâna da düşünülmüş. [2]

Bu geniş mâna, söz konusu ismin esmâ-i hüsnâ hadisinde [3] mutlak olarak zikredilişine dayanılarak verilmiş olmalı. Bu telakkiye göre câmi‘ Allah’ın zâtını niteleyen isimler grubuna girer. [4]

'O' istediğini istediği zaman istediği yerde toplayan, bir araya getiren, buluşturup birleştiren, toplayıp düzenleyen, bütün övgü ve erdemleri zâtında toplayan, kıyamet gününde hesaba çekmek için insanları toplayıp bir araya getiren" demek.

ARİFE GÜNÜ DUASI: Abdullah b. Abbas (ra) rivâyete göre Peygamber Efendimiz (sav) Arife günü şu duayı okurmuş:


Allâhümmec’al fî kalbî nûran ve fî basarî nûran ve fî sem’î nûran ve ‘an yemînî nûran ve ‘an yesârî nûran ve fevkî nûran ve tahtî nûran ve emâmî nûran ve halfî nûran vec’al lî nûran.
‘Asabî ve lahmî ve demî ve şa’rî ve beşerî kâne yekûlü fî du’âihî. 

“Yâ Rabb! Kalbimi nurlandır, gözümü nurlandır, kulağımı nurlandır, sağımı nurlandır, solumu nurlandır, üstümü nurlandır, altımı nurlandır, önümü nurlandır, arkamı nurlandır ve beni nûr eyle. benim damarlarımı nurlandır, etimi nurlandır, kanımı nurlandır, saçımı nurlandır, yüzümü nurlandır. [5]


[1] (bk. M. F. Abdülbâkī, el-Muʿcem, “cmʿa” md.; Wensinck, el-Muʿcem, “cmʿa” md.)

[2] (meselâ bk. Bağdâdî, vr. 85b)

[3] (Tirmizî, “Daʿavât”, 82; İbn Mâce, “Duʿâʾ”, 10)

[5] (Buhârî, De’avât, 9; Müslim, Müsâfirîn, 181)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder