
Yıllardır pek çok
yol arkadaşım oldu. Yürüdüğüm yollar kolay değildi ve
genelde zirvelerde, engebeli arazilerde, düşe kalka yol aldım. Böyle 35 yıl, 6 şehir ve 6 kurum;
dile kolay tabi. Bu süreçte yan yana bazen de karşı karşıya düştüğümüz pek çok insanla birlikteydim.
Onların hepsi anın içinde
yol arkadaşı olduğunu sandıklarımdı. Ancak, geriye doğru baktığımda gerçekte bir elin parmakları
kadar bile değilmişler.
Demek zaman gibi rastlaştıklarımız da gelir geçermiş.
Belli bir zaman, belli bir mekân ve belli bir hâl için bir arada olan, ama
"öküz ölünce ortaklığın bozulduğu" kişilermiş. Bazen hayattaki dost
ve arkadaş arayışımı eski batı altın madencilerine benzetiyorum. Zaman içinde
onlar gibi elimdeki elekten tonlarca kum tanesi geçti. Bulabildiğim altın
tanecikleri ise belki sadece bir kaç gram eder. Dünyanın gelir geçerliğine,
faniliğine çok uygun bir encam bu. Hayret etmiyorum, sadece çok ibret verici.
Yaşlandım, artık her
birlikte yürüdüğüme peşin peşin yol arkadaşı gözüyle bakmamayı öğrendim. Yine
de herkes başlangıçta böyle bir avansı hak ediyor, yol arkadaşlığına aday
oluyorlar ama öyle olup olmadıkları ancak süreç içinde anlaşılıyor. Bu yüzden o sıfat öylesine
bir unvan değil. Her arkadaş, hatta dostlar bile bu kavramın içini tam
dolduramıyor. Akrabalıkla, komşulukla ve taraftarlıkla da bir ilgisi yok.
Bu onlara değer vermediğimden değil, benim gözümde 'yol arkadaşı' olmak çok
daha farklı bir şey de ondan. Adeta manevi bir anlam yüklü de onun için. Belki 'Dava arkadaşlığı' gibi. Eskilerin 'ahretlik' , 'sağdıç' , 'kankardeşi' , 'yaren' dediği yoldaşlıklar da acaba böyle miydi, merak ediyorum.
Bu yılın başından
beri memleketim Susurluk'la ilgili bir çalışmanın içindeyim. Amacım bu
çalışmayı daha bir yıl devam ettirip çocukluğumun şehrinin geleceğine katkı
sunmak. Yalnız bu yazı dizisinin diğerlerinden pek çok farklı yönü var.
Bunlardan biri de sürecin kendisini Susurluklu hisseden herkesin görüş, düşünce ve fikirlerine açık olması.
Önerilen
stratejik plan yönteminin bir özelliği de bu zaten. Mevcut durum, misyon ve
temel ilkelerden hareketle geleceğe dair bir vizyon oluşturulması, bu vizyona
uygun amaçlar ile bunlara ulaşmayı
mümkün kılacak hedef ve stratejiler belirlenmesi, ölçülebilir kriterler
geliştirerek performansın izleme ve değerlendirilmesi katılımcı ve esnek bir yönetim yaklaşımına ihtiyaç gösteriyor. Bu yaklaşıma kısaca ‘Stratejik yönetim’ diyoruz.
Stratejik planların
işte bu yaklaşım, katılımcı bir yöntem ve süreç yönetimi ile yapılması
gerekiyor. Paydaşlığın önemsenmesi, farklı fikirlerin zenginliğinden
yararlanılması, çözümcüğün ve geleceğe odaklanmanın teşvik edilmesi isteniyor.
Güncelle değil, gelecekle ilgili ve bir yol haritası olarak şekilleniyor. Böyle
olunca da bu amaç için birlikte olanların 'yol arkadaşlığı' çok değerli.
Yoldaki işaretler

Bu hafta Susurluğun ‘Güçlü ve Zayıf yanları' serisinden VII.'sı olan 'KONUM' ve 'NÜFUS' la ilgili yazım Susurluk REİS gazetesinde yayınlanacak. Böylece halen mevcut olan ve orta vadede de Susurluğun gelişmesine katkı sağlayacağı varsayılan “Güçlü yönler” ile bu alanlarda 'Zayıf' bulunduğumuz hususlar ele alınıp değerlendirilmiş oldu. Söz konusu yazımı yarın, yani 24 Haziran Çarşamba günü dağıtımı yapılan Susurluk REİS gazetesinden okuyabilirsiniz. Ya da bu yazıma ve diğerlerine internetteki; http:// yzyorum.blogspot.com.tr/ search/label/ GAZETE%20YAZILARI adlı sitemden ulaşabilmeniz mümkün. Ayrıca Facebookunuz varsa https://www.facebook.com/ profile.php?id=100000231642 659 da yazdıklarımı takip etme imkanınız var.
Çıktığımız yolda kendimize yol arkadaşı bulabilir miyiz bulamaz mıyız bilemiyorum. Ancak “Susurluk için ne yapılabilir?” sorusu üzerinde düşünmeye ve önerimizi şekillendirmeye, Stratejik Plan yaklaşımının “Neredeyiz?” sorusuna cevap bulmaya ve 'en az beş yıllık orta vadeli, Bölgesel bir alt plân yapılmalı' önerimizi açmaya devam ediyoruz. Önümüzdeki hafta inşallah "TURİZM sektörü ile "KENTLEŞME VE ÇEVRE" konusunda güçlü ve zayıf yönlerimizi ele alacağız. Bir sonraki yazımız bu bölümün son konusu "SAĞLIK" ve "EĞİTİM" olacak.
Bu yazılar sadece benim aklım, fikrim ve görüşüm değil elbette. Pek çoğu internet ortamında yer alan kurumsal bilgi ve belgelerden yararlanılmış şeyler. Bazıları Whatsapp grubumuzdan ya da özelden gelen katkılar. Kuşkusuz benim de bilgim, tecrübem, görüş ve değerlendirmelerim var. Sonuçta tümünün belli bir akış ve üslup içinde editörlüğünü üstlenmiş durumdayım. Onlar yürüdüğümüz istikamette birer "işaret" gibi bize eşlik edecekler. Bu yol işaretleri bizi en nihayetinde amacımıza yönlendiren birer menzil mahiyetindeler.
Bu noktada çalışmanın somut bir ürün olarak ortaya çıkıp şekillenmesinde katkısı olanlara, bilhassa da Hakan kardeşime çok çok teşekkürler ediyorum. Katkılarını özel olarak ileten bazı değerli dostlarıma da buradan şükranlarımı sunuyorum. Fikir ve katkılarından istifade ediyorum, edeceğim de. Öte yandan elinden bir şey gelmediğini, konuya ehil olmadığını düşünerek en azından dua edenlere de müteşekkirim. Onlarla yol arkadaşlığı etmek güzel. hepsinin Susurluk için iyi ve olumlu bir örnek olduklarını düşünüyorum.
Çıktığımız yolda kendimize yol arkadaşı bulabilir miyiz bulamaz mıyız bilemiyorum. Ancak “Susurluk için ne yapılabilir?” sorusu üzerinde düşünmeye ve önerimizi şekillendirmeye, Stratejik Plan yaklaşımının “Neredeyiz?” sorusuna cevap bulmaya ve 'en az beş yıllık orta vadeli, Bölgesel bir alt plân yapılmalı' önerimizi açmaya devam ediyoruz. Önümüzdeki hafta inşallah "TURİZM sektörü ile "KENTLEŞME VE ÇEVRE" konusunda güçlü ve zayıf yönlerimizi ele alacağız. Bir sonraki yazımız bu bölümün son konusu "SAĞLIK" ve "EĞİTİM" olacak.
Bu yazılar sadece benim aklım, fikrim ve görüşüm değil elbette. Pek çoğu internet ortamında yer alan kurumsal bilgi ve belgelerden yararlanılmış şeyler. Bazıları Whatsapp grubumuzdan ya da özelden gelen katkılar. Kuşkusuz benim de bilgim, tecrübem, görüş ve değerlendirmelerim var. Sonuçta tümünün belli bir akış ve üslup içinde editörlüğünü üstlenmiş durumdayım. Onlar yürüdüğümüz istikamette birer "işaret" gibi bize eşlik edecekler. Bu yol işaretleri bizi en nihayetinde amacımıza yönlendiren birer menzil mahiyetindeler.
Bu noktada çalışmanın somut bir ürün olarak ortaya çıkıp şekillenmesinde katkısı olanlara, bilhassa da Hakan kardeşime çok çok teşekkürler ediyorum. Katkılarını özel olarak ileten bazı değerli dostlarıma da buradan şükranlarımı sunuyorum. Fikir ve katkılarından istifade ediyorum, edeceğim de. Öte yandan elinden bir şey gelmediğini, konuya ehil olmadığını düşünerek en azından dua edenlere de müteşekkirim. Onlarla yol arkadaşlığı etmek güzel. hepsinin Susurluk için iyi ve olumlu bir örnek olduklarını düşünüyorum.
Birlik
ve beraberlik içinde olmak, birlikte çalışmak ve birlikte güzel şeyler ortaya çıkarmak gerçekten
harika bir yol arkadaşlığı. Özellikle de geleceğe yönelik plan yapabilmek için geleceğe dönük düşünme becerisi kadar birlikte yol yürümeye inançlı ve kararlı insanlara ihtiyaç var.
Şayet Susurluk ilçemizin de geleceği ile ilgili plan yapılmasını arzu ediyorsak
öncelikle entellektüel bir birikim
oluşturabilmeliyiz. İlçeyi yönetenlerin,
iş adamlarının, siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin, medyası ve
kamuoyunun bu çözüm etrafında güç ve iş birliği yapmasını sağlamalıyız. Ortak bir amaç belirleyebilirsek birlikte de yürüyebiliriz. Sonrası bu hareketin liderlerinin elinde olacaktır. Bizler
böyle bir oluşumu başarabilirsek ilçe mülki idaresinin de bu yolculuğa bigâne
kalması düşünülemez. Kaldı ki insanları ortak bir amaca
doğru adalet ile yönlendirip yönetebilmek idarecilerin hem
görevi hem de en önemli meziyeti sayılıyor.
Kuşkusuz böyle ortak amaçları bulup çıkarabilmek toplum olarak bizim en büyük eksikliklerimizden biri. Ortak bir amaç belirlenemezse, birlikte yürümek ve yol arkadaşlığı etmek de
mümkün olmuyor. Konuşulan bir amaç birine dar gelirken, öbürüne bol gelebiliyor. Neticede ortak bir paydada buluşulamıyor. Şöyle olmalı,
böyle olmalı diyenlerin kahve ağzından çıkıp etraflarına kulak vermeleri,
okumaları, düşünmeleri ve ortak akıl için biraz çaba göstermeleri gerekiyor. Tüm
siyasîler ve yöneticiler "biz
adiliz" diyerek adil olmuş olmuyorlar ki. Bunun sözde kalmaması lazım. Şayet adalet ortalıkta hiç gözükmezse yazıp
çizilenlerin kağıt üzerinde kalması
da mukadder oluyor. Bu yüzden birikmiş sorunlar varsa "yönetiyoruz" diyerek koltuk işgal
edenlerin sık sık aynaya bakmaları tavsiye edilir.
Ancak
yine de, yaşadığımız ya da gördüğümüz olumsuzluklar üzerinde çok durmak kesinlikle bizi çözümsüz girdaplara çeker. Eleştiri de bir haktır ama yapılan bir
eleştirinin değeri, yanında getirilen en az iki çözümle
ortaya çıkar. Şu anda yolun başındayız, elbette şikayet
ettiğimiz şeyler var. Ancak dertlenerek, sızlanarak ve bilhassa sadece
başkalarını eleştirerek ortaya güzel bir iş yada eser koyanı görmedim bu güne
kadar. Yapabiliyorsak kollarımızı, gönlümüzü ve aklımızı ardına kadar açarak
kucaklayıcı olmamız gerekiyor. Düşünecek, araştıracak çok şey var. Canımız
yansa, içimiz burkulsa da şöyle diyebiliriz:".. Görecektir, duranlar
yürüyeni..."
Sağımıza
solumuza gereğinden fazla takılmamak lazım. Elbet çıkar "7 güzel adam"deyip yürümeliyiz. Biz devam edelim, zaten bu fiili bir
davettir. Duymak, görmek, bilmek istemeyene ise ne yapsak boştur. Niyetimiz
hayırdır, inşallah hayra çıkacaktır. "Que sera sera!" Ne olacağı bellidir. Merak etmek bu akıbeti değiştirmez. Önemli olan
nasıl yürüdüğümüzdür.
Bazıları "Seni bu yaptığın çalışmadan
dolayı şu an ilçemizde söz sahibi, seçilmiş ya da atanmış olan idarecilerden kaç kişi arayıpta teşekkür
etti, yada katkı sağladı?"
diye soruyor. Tabi ki "teşekkür" edenler, "çok iyi gidiyor"
ya da "bize ne düşerse" diyenler oldu, olmadı değil. Ancak iş
sadece teşekkür etmekle bitmiyor ki. Aktif katkı vermeleridir esas olan. Kaldı ki
Whatsapp grubumuzda olanlar Susurluk'ta bu sürece katkı verebilecek herkes demek
değil. Bizim yolculuğumuzdan, çalışmamızdan daha hiç haberi olmamış ya da
halkaya dahil edilmemiş pek çok değerli insan var bu Susurluk'ta. Bu yolda en
azından iki sene daha göz önünde olacağız. İnşallah böyle kişilerde bu gruba
katılır ve katkılarını esirgemezler.
Neticede bu platform "Susurluk için ne yapabiliriz?" derdi olanlar içindir. Cuma kutlaması vb. şeyler herkesin kendi sayfasında veya başka yerlerde de yapabileceği şeylerdir. İçimizde bulunan pek çok değerli arkadaşın Susurluk için görüşü, fikri, bu sürece katkısı olabileceğini biliyorum. Tabi ki yazılanları okuyanlardan fikirlerini paylaşmalarını bekliyoruz. Bize göre doğru olan şeyler kimilerine yanlış gelebilir. Onlara göre olumsuz olan noktalar yeri geldikçe bize hatırlatılabilir. Böylece bizde ortaya koyduklarımızın yanlış/doğru mukayesesini yapabiliriz. Ama ya susuyorlar, değerli fikirlerini en sona saklıyorlar ya da hiç okumuyorlar bile. Doğrusu yazılanları takip edip okuyamayacak kadar meşgul olanlar için üzülüyorum. Ama elimizden bir şey gelmez. Biz elimizden geleni yapmaya devam edelim. İnşallah işin sonunda hayırlı ve Susurluğa faydalı bir eser ortaya çıkar.
Neticede bu platform "Susurluk için ne yapabiliriz?" derdi olanlar içindir. Cuma kutlaması vb. şeyler herkesin kendi sayfasında veya başka yerlerde de yapabileceği şeylerdir. İçimizde bulunan pek çok değerli arkadaşın Susurluk için görüşü, fikri, bu sürece katkısı olabileceğini biliyorum. Tabi ki yazılanları okuyanlardan fikirlerini paylaşmalarını bekliyoruz. Bize göre doğru olan şeyler kimilerine yanlış gelebilir. Onlara göre olumsuz olan noktalar yeri geldikçe bize hatırlatılabilir. Böylece bizde ortaya koyduklarımızın yanlış/doğru mukayesesini yapabiliriz. Ama ya susuyorlar, değerli fikirlerini en sona saklıyorlar ya da hiç okumuyorlar bile. Doğrusu yazılanları takip edip okuyamayacak kadar meşgul olanlar için üzülüyorum. Ama elimizden bir şey gelmez. Biz elimizden geleni yapmaya devam edelim. İnşallah işin sonunda hayırlı ve Susurluğa faydalı bir eser ortaya çıkar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder