
Bugün
Kur'anda müjdelenmiş "Bin aydan
daha hayırlı" bir gece; Kadir gecesi. Aynı zamanda 19 Mayıs Bayramı.
Corona günlerinin 71.ncisinde,
sokağa çıkma yasaklarının
6.sındayız. Dışarda bahar tüm güzelliğiyle
arz ı endam etmiş. Havalar kanımızı kaynatırcasına ısınmış. Ramazan ayının son
"elveda!" günlerindeyiz.
Önümüz Bayram. Evlerimizde
kalmaya, corona musibetine karşı biraz daha sabretmemiz
gerekiyor.
Evet dışarıya çıkmayı, özgürce dolaşabilmeyi özledik.
19 Mayısın gençlik aşısını damarlarımızda hissedebilmeyi, kurtuluşun hikayesini
bir daha, bir daha duymayı özledik. Ailemizle bir araya gelmeyi,
yakınlarımızla, sevdiklerimizle kucaklaşabilmeyi özledik. Camiye gidebilmeyi,
saf saf birlikte Hakkın divanına durabilmeyi özledik. Güldür güldür
teravihleri, mukabeleleri, şen kandilleri özledik. Ramazanın son on gününde
kadir gecesiyle kanatlanıp bayrama doğru süzülmeyi özledik. Birlikte dua
edebilmeyi özledik. Arefenin aydınlığını, bayramın coşkusunu özledik.
Ancak bu özlemlerimiz şimdilik içimizde yaşanmaya,
yaşandıkça da büyümeye devam ediyor. Bir taraftan da düşünüyoruz; halimizden
dersler çıkarmaya umutlarımızı canlı tutmaya çalışıyoruz. Biliyoruz ki,
özlemler iyidir, güzeldir. İçimizdeki sevgiyi yeniden yeşertip büyütür.
Sevgimiz büyür büyür de "Ah şimdi olsa!" diye dilimizden dökülüverir.
Daha önce belki fark edemediklerimizin kadrini kıymetini bildirir. Unutmuşsak,
sahip olduklarımıza şükretmeyi hatırlatır bize. Aniden elimize gelenleri, karşımıza
çıkıveren şeyleri daha iyi görmemizi sağlar. Tıpkı bu gece gibi. Mübarek olsun.
Kadir gecesinin "Bin aydan daha hayırlı
olması" olağan üstü bir şey, bilene. Kur'anla anmak ve yaşamak ne güzel,
nasibi olana. Sanki bizzat kendimize yazılmış ilahi bir mektup gibi, o gece
bize gelmiş bir mesaj gibi okuyabilene aşk olsun. İbadet ve dua ile
değerlendirebilene ne mutlu. İşin gerçeği hangi gece olduğu son on gün içine
gizlenmiş, anlayabilene. Bitmekte olan ramazanın burukluğu ile bayrama
erişmenin sevinci birbirine karışmış, görebilene.
İnşallah şimdiye kadar pek çok şeyin geride kalması
gibi bu corona günleri de geçecek. Allahın izniyle yine birlikte olacağımız
güzel ve sağlıklı günler yaşayacağız. Bugün özlem duyduğumuz pek çok şey aniden
elimize geliverecek. "Oruç tuttunuz, sabrettiniz, sebat ettiniz ve metanet
gösterdiniz buyrun işte Bayram sizin!" denecek yakında. Ama, dileyip
durduğumuz şeyler elimize düştüğünde "o gün biz ne yapacağız, nasıl
davranacağız?" işte o önemli. Unutacak mıyız yaşadıklarımızı, özlemlerimizi,
umutlarımızı? Hiç ders çıkarmayacak mıyız "bir küçücük virüsün"
dünyaya yapıp ettiklerinden. Hamdetmeyecek miyiz kurtulduğumuza, şükretmeyecek
miyiz kavuştuğumuz güzel günlere? Sevdiklerimize daha bir sarılarak "iyi
ki varsın" demeyecek miyiz?
Bayramınız kutlu olsun, Kadir gecesi inşallah bu
gecedir, mübarek olsun.
Farklı bir görüş -yorumsuz-
"Bakara 185.
Ayeti Kur’an’ın Ramazan ayında indirildiğini, Duhan ve Kadir sureleri de
Kur’an’ın gece vakti indirildiğini bildirmektedir. Ama Kur’an’da, bu gecenin
Ramazan ayının hangi gecesi olduğuna dair bir bilgi yer almamaktadır.
Kadir
suresinde, Kadir Gecesi’nin değerinin bildirilmiş olmasına karşılık tarihinin,
zamanının bildirilmemiş olması, Kur’an’ın öneminin, o
gecenin öneminden daha ön planda tutulması gerektiğini anlatmaktadır. Çünkü o
geceye, kadir suresinde bildirilen değeri kazandıran Kur’an’dır. Yani önemli olan o gece değil, o geceyi özel
bir gece haline getiren esas değer'dir KUR'AN'DIR.!!!
Kadir
Gecesi’nin hangi gece olduğu, kesin belirlemelerle ifade edilmiş şekilde, hadis
damgalı rivayetlerde bile yer almamıştır. Aslında …Nebinin bu gecenin hangi
gece olduğunu bilmemesi veya hatırlamaması çok
doğaldır. Ama onun da hayatını değiştiren bu olayı biliyor
olması ve Allah’ın Kur’an’daki öğretisine sadık
kalarak, bu olayda Kur’an’dan başka hiçbir şeyin önemli olmadığı gerekçesiyle
gece hakkında bilgi vermemesi, akla daha yakın gelmektedir.
Böyle olmasına rağmen rivayetler bu konuda da devreye girmiş ve Kadir
Gecesi’nin kesin zamanını haber veren hepsi birbiriyle çelişkili yüzlerce
ifade, hadis adı altında piyasaya sürülmüştür. Bunlar,
tutarsız ve çelişkili oluşları bir yana, düşük ifadeli
oluşları yönüyle de Nebimize hiç yakışmayan uydurmalardır. ….Çünkü Kur’an, kesin olarak bilinmeyen bir
tarihte inmeye başlamış ve inişi tamamlanmıştır. İkinci
bir Kadir Gecesi’nin yaşanması mümkün değildir.
Kadir gecesi ile
ilgili olarak Kur’an’da verilen bilgiler bu kadardır.
Kur’an,
Kadir Gecesi hakkındaki ayetleri ile insanlara çok
önemli bir mesaj vermektedir. Bu mesaj herkesin, bin aydan
daha hayırlı olan, meleklerin kendisine yardıma koştuğu, mutluluklarının hemen
başladığı bir kadir gecesinin olması gerektiğidir. Bu kadir gecesi ise BİZİM
KUR’AN İLE TANIŞTIĞIMIZ, ONU HAYAT REÇETESİ,
REHBERİMİZ, IŞIĞIMIZ, RUHUMUZ, ŞİFAMIZ, İBRET LEVHAMIZ, HAYAT DÜSTURUMUZ, HAYAT
YÖNETMELİĞİMİZ YAPTIĞIMIZ GECEDİR, GÜNDÜZDÜR, SAATTİR, DAKİKADİR, SANİYEDİR.!!!
Gerçekten de insanın Kur’an’a sarıldığı an, onun hayatının dönüm
noktasıdır. O an, bin aydan, bir ömürden belki milyonlarca aydan bile daha
hayırlıdır. Çünkü kurtuluş, Kur’an’ın tanınmasına, ona inanılmasına, içeriğinin
anlaşılıp uygulanmasına, kısaca Allah’a teslim olunmasına bağlıdır.
Dinimizde faziletli
zamanlar ve mekanlar asla yoktur ama faziletli ameller vardır. Faziletin
dereceleri de, yapılan işin zahmeti ve emeğiyle doğru orantılıdır. Dolayısıyla
keramet gecede değil, KUR’AN’DADIR.!!!
Yani özet olarak Kadir Gecesi, Kur’an’ın indirilmeye başlandığı ilk
gecedir. Nebimize elçilik görevi
ilk bu gecede verilmiştir ve bu görev, alemlere tüm milletlere ve canlı-cansız
tüm varlıklara rahmet içindir. Öyleyse
bu ilk gece alemler için bir dönüm noktası olmuştur. Alemlerin kurtuluşu da bu
Kur’an’ın insanlığa gelişi ile olacağından, herkesin hayatını etkileyen özel
anlar gibi, bu gecenin bin aydan daha yararlı olması tabiidir. Bin ay ifadesi de çokluktan kinaye olup,
Binlerce ay anlamındadır.
Ayetlerin
bu mesajını çarpıtan zihniyet, önce kerameti geceye
yüklemiş sonra da Bu gece bütün günahlar affolunur tarzında bir çok yalan
ortaya atmıştır. Bu zihniyete göre
yıl boyunca her türlü haramı, günahı işlemiş ve Allah’ın emirlerini çiğneyip
Müslüman olmanın gereklerinden uzak yaşamış olanlar, bu gecenin yüzü suyu
hürmetine affedilecekler ve bütün ömrünü Allah’a saygıyla geçiren ve haramdan,
günahtan kaçınan kişilerin seviyesine geleceklerdir. Başka
bir bakış açısı ile Kadir Gecesi’nden bir gün evvel
ölenler günahlarıyla ölecekler, Kadir gecesinden sonra ölenler ise affedilmiş
olarak öleceklerdir.
Böyle haksızlıkların Allah’a yakıştırılması öncelikle büyük bir
cinayettir. Bu tip hastalıklı görüşler, insanların, Allah’ı sadece böyle
ikramiyeli gecelerde hatırlamalarına, İslam’ı sadece böyle gecelerde yaşamayı
yeterli görmelerine ve kulluk görevlerini yapmamalarına yol açar.!!! Diğer taraftan, Kadir Gecesi’nde affa uğrayacağını düşünen kişi için cezaların caydırıcılık özelliği kalmaz ve bu
uygulama insanları adeta suç işlemekten çekinmez yapar. Sonuç olarak bu yalan
yanlış rivayetler, senenin her gününde, her saatinde, her saniyesinde mükemmel
bir şekilde yaşanması gereken İslam dinini, sadece belli bir gün ve gecelerde
yaşanır hale getirir, getirmiştir de.!!!
Hakkıyla
kur'an'ı öğrenip hayatına uygulayan biri olmayı
Rabbim'den Niyaz Ediyorum."
-----------
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder