Yönetsel etik
Yönetsel bir davranışın
değerli ya da değersiz olması yapana, bakana ve etkilenene göre değişir. Tıpkı
iyi ya da kötü olması gibi.
Bazılarına göre iyi olan
“amaca ulaşmak” tır. Bazılarına göre “doğruluk”, bir kısmına göre de sonuçtan
alınan “haz” dır. Bu tartışma,
insanların değer yargılarının yönetsel alanda karşı karşıya gelmesinden
kaynaklanmaktadır.
Yönetsel etik, etiğin temel
problemi olan iyi ve kötü ayrımının ortaya çıkarılmasını amaçlar. Yöneticilerin
iş görenlere ve işin kendisine karşı tutumlarını irdeler. Bu alanda da iyi ve
kötüyü sınıflandırmaya çalışır. Böylece yönetici tutumlarının “nasıl olması
gerektiğini” ve “nasıl olmaması gerektiğini” belirlemeye çalışır.
Zira, toplumsal oluşumlarda
ve iş süreçlerinde yaşanan değişim, yöneticileri daha fazla etik sorunla karşı
karşıya bırakmaktadır. Bu yüzden yöneticilikle ilgili etik ilkelerin
oluşturulması son yıllarda önem ve öncelik
kazanmıştır. Ancak bu çabalar son derece dinamiktir ve sonu yoktur.
Örneğin belirli bir dönem
“iyi” olarak belirlenmiş olan etik ilke sonradan bu özelliğini yitirebiliyor.
Dolayısıyla yöneticinin kendi yönetsel etik ölçütlerini geliştirip
içselleştirebilmesi, sürekli bir şekilde davranışlarını güncelleştirmesi
gerektirmektedir.
Bugün için bir yöneticinin
uyması durumunda onu değerli kılacak bazı etik ilkeler şöyle sıralanabilir;
· Dürüst olmak
· Doğru ve açık
sözlülük
· Adil olmak
· Sorumluluk sahibi
olmak
· Hoşgörülü olmak
· İnsan sevgisi ve
insana saygı mefhumlarını benimsemiş olmak
· İnanç (Din,
mezhep), ırk, cinsiyet ayrımı yapmamak
· Hukuka, yasalara ve
mevzuata uygun hareket etmek
· İş görenlerin
emeğinin hakkını teslim etmek
Kuşkusuz buna karşılık bir
yöneticinin kesinlikle yapmaması lazım gelen şeyler de vardır;
· Rüşvet almak
· Adam (İltimas), Akraba (Nepotizm), Eş-dost (Kronizm) ve Siyasal
(patronaj)kayırmacılık
(patronaj)kayırmacılık
· İrtikap (Haraç,
zorla yiyicilik )
· Zimmet ve ihtilas
· Ayrımcılık,
· Yıldırma, korkutma,
şiddet, baskı, saldırganlık, işkence
· İhmalkarlık
· İstismar (Sömürü)
· Egosantrizm (Ben
merkezcilik)
· Yaranma,
dalkavukluk
· Hakaret ve Küfür
· Bedensel ve cinsel
taciz
· Kötü alışkanlıklar
· Görev ve yetkinin
kötüye kullanımı
· Dedikodu yapmak
· Dogmatik davranış,
bağnazlık
Yönetsel etiğin olumlu
tarafı, ahlaki anlamda iyi ve pozitif yönlerin, örgütsel amaçlara ve örgüt
kültürüne yansımasıyla oluşur. Aslında,
pratikte yönetsel etikten anladığımız bu yanıdır. Yani olması istenen, faydalı
ve doğru olan yönetsel davranışlar, pozitif ahlaka göre yapılanlardır.
Yönetsel etiğin negatif yönü ise örgütlerde ortaya
çıkması muhtemel olumsuz (negatif) bir ahlak anlayışıdır. Böylece, örgütün veya
kamu kuruluşunun meşru hukuki zeminlerde belirlenmiş örgütsel amaçlarına günlük
ya da ileriye dönük olarak ters düşecek şekilde davranışlar gelişir. Bu da
kuruluşu verimsiz ve etkisiz hale getirerek, örgütü işlemez hale getirir.
Bunlar bir tür yönetsel iş hastalığıdır.
Ortaya çıktığında yönetim sistemini çürütürler. Hiç
şüphesiz toplum ve insan üzerinde etkili olan olumsuz bazı sosyal değişmelerin
yönetime yansımasıdırlar. Nihayetinde
yöneticiler aynı toplumun parçası olan bir örgüt içerisinde rol almaktadırlar.
Diğer tüm iş görenler de zaten aynı toplumun, kültürün ve değişimlerin etkisi
altındadırlar.
Bu da olumlu/olumsuz etkileşimin neden yönetsel etiğe
yansıdığını açıklamaktadır.