Son Osmanlı
Yaşlı adam genç gazetecinin
yanına yaklaştığını fark ediyor ama kımıldamıyor bile. ‘Selamün aleyküm baba !’
deyince başını biraz çevirip duraklıyor ve çatallanmış titrek bir sesle
“Aleyküm selam oğul” diyor.
‘Hayırdır baba sen kimsin, burada ne yapıyorsun?’
Yaşlı adamın dudakları kıpırdıyor ama sesi çıkmıyor. Nihayet “Ben...Ben…”
diyebiliyor titreyen bir sesle.
Sonrası bir asker tekmili gibi dökülüyor
ağzından. "Ben, Osmanlı Ordusu, Yirminci Kolordu, Otuz Altıncı Tabur,
Sekizinci Bölük, On Birinci Ağır Makineli Tüfek Takımı Komutanı Onbaşı
Hasan’ım.” Sesinde titreme kalmıyor, dimdik durup tekrarlıyor: "Ben
Iğdırlı Onbaşı Hasan’ım.”
“Bizim bölük Cihan Harbi’nde Kanal
Cephesi’nde İngiliz’e yenildi. Geri çekilmek elzem oldu. Ecdat yadigârı
topraklar bir bir elden gitti. İngiliz, Kudüs’e dayandı, şehri işgal etti. Biz
de Kudüs’te artçı bölük olarak bırakıldık” diyor. “Bölükteki kardeşler teker
teker Cenab-ı Hakk’ın rahmetine kavuştu. Bir ben kaldım buralarda. Koca
Kudüs’te bir Onbaşı Hasan !” diyor. Alnından akan ter, gözyaşlarına karışıyor
bu arada.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder