Gönülden vermeyi öğrenmek
İyilik yapan kişi yaptıklarının ecir ve sevabı yanı sıra yeni değerler de kazanmış olur. Bencillikten kurtulma ve ‘verme’ alışkanlığı gibi. Ama iyilikte kazanılan en önemli şey aslında, ‘gönülden vermenin’ hazzı olmalı.
Ama ‘İnsan, kendine iyilik edene sevgi, kötülük edene de nefret duyacak şekilde yaratılmıştır.’ [Ebu Nuaym] Bu yüzden ancak insanlara iyilik etmek, onların işlerini güler yüzle, tatlı dille ve kolaylıkla yapmak, insanı Allah sevgisine kavuşturur deniliyor.
Ayrıca, ahiret azaplarından kurtulmaya ve Cennet nimetlerinin artmasına da sebep olacağı belirtiliyor. Çünkü ‘İyilikler fenalıkları giderir.’ [Ebu Nuaym] denilmiş, ‘İyilik zâyi olmaz, kötülük unutulmaz, herkes ettiğini bulur.’[Beyheki] buyrulmuş.
Kuşkusuz herkes, aksini değil insanlığa hizmet için çalıştığını söyler. Oysa insanlara hizmet, onların iki dünya mutluluğu ve huzuru için iyilik yapmak demektir. Yoksa kendi çıkarı için yaptıklarını hizmet maskesi ile sunmak değil.
Neticede Allah her yapılan iyiliği ve kötülüğü görendir. Bu nedenle iyilikler yalnız Allah için yapılacak ve karşılık beklenmeyecektir. İyilik ancak karşılıksız yapılırsa iyilik sayılır. Bu da hem dünyayı hem de ahireti kazandırır. Karşılık beklentisi zaten ticarete girer.
Ama yardımlaşmak; hem insanlığın, hem de dinimizin bir gereği sayılmış. Zira ‘Müminler, birbirine karşı sevgi ve merhamette, bir vücut gibidir. Vücudun bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut huzursuz olur. Oranın tedavisi ile meşgul olurlar. Müslümanlar da böyle birbirine yardıma koşar’ [Buhari] buyuruluyor.
Bu yüzden özellikle mü'minler, iyilik ve hayır olan her konuda birbirlerine yardımcı olmalıdır. Peygamber Efendimiz(a.s.); ‘Şu iki kişiye gıpta edilir: Bunlardan biri, ilmi ile amel eden ve başkalarına da öğreten, diğeri de, meşru yolda kazandığını, meşru yolda sarfeden’ [Müslim]diyor.
İslam büyükleri: ‘Allahü teâlânın size nasıl muamele etmesini istiyorsanız, Onun kullarına öyle muamele ediniz’,‘İyiliği sayarak değil, saçarak yapınız’,‘Cömert verene değil, verdiğine sevinene denir’,‘Bütün kötülükler, almak üzerinedir. Bütün iyilikler, vermek üzerinedir’ demişler. Eğer var da olmayana yardım eli uzatıyorsan ne mutlu.
Karacaoğlan ne güzel söylemiş; ‘Dokunur hatıra kendini bilmez / Asilzadelerden hiç kimlik gelmez / Sen iyilik eyle, o zâyi olmaz / Daralıp da başa kakıcı olma.’ (Karacaoğlan) Kibre kapılıp üstünlük taslamadan, yaptığın iyiliği başa kakmadan, insanlığının gereğini yerine getiriyorsan ne mutlu sana.
‘Her iyilik sadakadır’ [Tirmizi]
denilmiş. Hatta sadakayı sadece para olarak da görmemek gerek. Çünkü ‘Selam
verirken gülümseyen, sadaka sevabına kavuşur’ [İbni Ebiddünya]
müjdesi bile var.
‘Din kardeşine güler yüz göstermek, iyi şeyler öğretmek, kötülük yapmasını önlemek, sorana yol göstermek, sokaktaki pis ve zararlı şeyleri temizlemek, birer sadakadır’[Tirmizi] deniliyor. Hatta ‘Hayra vesile olan, hayır işlemiş gibidir. Allahü teâlâ, sıkıntıya düşene yardım edeni sever’ [İbni Neccar] buyruluyor.
Ancak, yine de bir hadis-i şerifte ‘Allahü teâlâ, başkalarına da versin diye, bazı kullarına çok nimet vermiştir. Bu nimetleri Allahü teâlânın kullarına dağıtırlarsa, nimetleri azalmaz. Bu nimetleri onlara ulaştırmazlarsa, Allah nimetlerini bunlardan alır, başkalarına verir’ [Taberani] denilmiş.
Peşinden ‘Allahü teâlânın en sevdiği iş, elbise vererek veya yedirip içirerek yahut başka bir ihtiyacını karşılayarak, bir mümini sevindirmektir’[Taberani] haberi de verilmiş. Bu yüzden mesela ‘Bir müslümana ödünç veren iki misli sadaka sevabı kazanır’ [İbni Mace] hadis-i şerifine uygun olarak milletimizin geleneğinde herkese iyilik etmek, ödünç veya sadaka vermek gibi şeyler çok sevap sayılmıştır.
Bakınız, kendisinden tavsiye isteyen sahâbîye peygamberimiz(a.s.) ‘Hiçbir iyiliği hor görme; kardeşinle güler yüzlü bir vaziyette konuş; çünkü bu da bir iyiliktir’ (EbûDâvûd) diyor.
İlaveten ‘Müslüman kardeşini sevindirmek mağfirete sebep olur’ [Taberani], ‘Kim, arkadaşının ihtiyacını görürse, Allahü teâlâ da onun ihtiyacını karşılar’ [Taberani], ‘Bir müslümanın sıkıntısını giderene, Allahü teâlâ iki nur verir. Bu iki nurla Sıratta o kadar çok kimse aydınlanır ki sayısını ancak Allahü teâlâ bilir’ [Taberani], ‘Duasının kabul, kederinin yok olmasını isteyen, darda kalanı ferahlandırsın!’ [İbni Ebiddünya] gibi hadis-i şerifler de böyle tavsiyeler.
Anlaşılıyor ki, iyilik, birkaç yazıyla açıklanamayacak kadar varoluşsal önemde, derinlikte ve genişlikte bir konu. Ancak kısaca; Allah rızasını kazanmanın ve mutlu olmanın yolu da iyilerden olmak ve iyilik yapmaktan geçiyor diyebiliriz.
Neticede benim edindiğim ve paylaştığım bilgi insanlara şöyle sesleniyor. ‘Nasıl ki yaşamak için var edildiyseniz, aslında hayır ve iyilik için var edildiniz.’ Beklenir ki iyilik; bizi özümüze, vermeye, dayanışmaya ve huzura götürecektir.
Umulur ki;
sonuçta iyilik bizi yaradanımıza ulaştıracaktır. Belki de o’na giden en kısa
yol budur, ne dersiniz ? 2018 yılı insan onurunun asla yere düşmediği iyilik ve
hayırlara vesile olsun inşallah.
NE DÜŞÜNÜYORUM -I- albümüne yeni bir fotoğraf ekledi.
11 Ocak 2019
12 Ocak 2021 13:30 Salı CORONA GÜNLERİ.........................................Corona raporu
Dünya dönüyor
Dünya her şeye rağmen dönmeye devam ediyor. Savaş da olsa, kuraklık kıtlık da olsa, hastalıklar ölümler de olsa durmuyor. Bayramlar, sevinçler, havai fişekli rengarenk kutlamalar da olsa dönmesine ara vermiyor. Yaratıldığından beri vecd halinde, bir semazen gibi kendi etrafında dönmekte.
Bu o kadar normal ki bizim için. Her sabah güneşin doğuşuna, her akşam batışına alışığız. Gecelerin gündüzlerin ardından gelişi, gündüzlerin gecenin içinden sıyrılıp çıkışı hepsi bir nimet. Mevsimlerin oluşumu, birinden diğerine geçiş de o güneşin etrafında döndüğü için oluyor. Azıcık yavaşlasa ya da hızlansa bütün bu düzenin ne kadar ayarlı, anlamlı ve değerli olduğunu anlardık ama çok geç olurdu.
Dünya üzerinde her ne olursa olsun o vazifesini bir milim, bir salise aksatmıyor. 2020’den 2021’e geçiş onu ilgilendirmiyor. Trump’ın Beyaz sarayı tarihte ilk defa halk tarafından basılmış onun için hiçbir anlamı yok. “Kişisel verilerin güvenliği” bu günün insanlarının kendi başlarına sardıkları bir sorun. Whatsapp sözleşmesi kendi kazdığımız kuyulardan, çıkarsın çıkmazsın bizim meselemiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder