Str.2.4.1 Hedefleri (III)
‘Susurluk için bir Stratejik Plan önerisi’ kapsamında ‘Yeşilelma’ vizyonumuzun temel ayaklarından ikincisi olan ‘AMAÇ.2-KALKINMAYI BAŞARMIŞ ÜRETKEN
BİR SUSURLUK’’ la ilgili çalışmamızı sürdürüyoruz. Geçen haftalarda ‘StrA.2.4-Özgün,
ileri ve Güçlü olmak’ stratejik amacı yolunda ‘Str.2.4.1-Özgün bir model ortaya koyma’ stratejisine ait 11 hedef ile ‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ sektörüyle ilgili 19 hedefin ilk 10’unun ‘NASIL
GERÇEKLEŞEBİLECEĞİNE DAİR’ önerilerimizi okumuştunuz. Şimdi sırada söz konusu stratejinin ‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ sektörüyle ilgili geriye kalan 9 hedefi var. Yine belirtelim ki; şayet
temel amaçlarımızdan biri ‘AMAÇ.2-KALKINMAYI BAŞARMIŞ
ÜRETKEN BİR SUSURLUK’ ise onun olmazsa olmaz Stratejik Amaçlarından biri ‘‘StrA.2.4-Özgün, ileri ve Güçlü olmak’ ve onun da araçlarından
önde geleni ‘Str.2.4.1-Özgün bir model ortaya koyma’
stratejisidir. O nedenle bu istikamet üzerindeki hedeflerin
gerçekleştirilmesinde genel ortak ‘NASIL? elbette ki bu stratejimizin uygulanmasıyla
gerçekleşecek. Burada da genel kuralımız; güçlü yönlerimize dayanmak, zayıf
taraflarımızı onarmak, fırsatlardan yararlanmak ve tehditlerden sakınmak
olacak. Bir başka deyişle Susurluk orta vadede diğerleriyle birlikte; ‘Özgün bir model ortaya koyma’ stratejisi uygularsa; var
olan güçlü yönlerini daha güçlü yapmayı, zayıf taraflarını da gidermeyi
başarabilecek. Bu arada dış fırsatlardan yararlanıp, tehditlerden de sakınabilirse
neticede ‘Kalkınmayı başarmış üretken bir Susurluk’ vizyonuna ulaşabilir.
Daha önce ‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ sektöründe dikkate alınması gereken; ‘THD.09.6-Bitki ve hayvan hastalıkları’ ve ‘THD.09.7-İnsanları
etkileyen salgın hastalıklar’ gibi bazı
tehditlerle karşı karşıya olunacağı
varsayılmıştı. Ayrıca; ‘ZY.09.5-Seçilen
büyükbaş hayvan ırkı konusundaki sorunlar’ ve ‘ZY.09.6-Meraların değerini
bilmemek ve bu meralardan yeteri kadar yararlanamamak’ gibi bazı önemli zayıflıklarımız
olduğu da değerlendirilmişti. Neticede bu tehdit ve
zafiyetlere karşı ‘Str.2.4.1-Özgün bir model ortaya koyma’ stratejimizle mücadele
edilebileceği ve ‘StrA.2.4-Özgün, ileri ve Güçlü olma’ stratejik amacımıza
ulaşılabileceği varsayımından hareketle; ‘HDF.2.4.1.17-Bitki
ve hayvan hastalıklarıyla mücadelede üniversite destekli doğal yöntemlerden
yararlanmak’,’HDF.2.4.1.18-Yönetmelik gereği Hayvan Sağlığı Zabıtası
Komisyonunun Bulaşıcı ve Salgın Hastalıklar konusunda aldığı kararlara
uyulmasını sağlamak’,’HDF.2.4.1.19-Tescili yapılmayan hayvanların tescil ve
kayıt altına alınmasını sağlayarak hayvan sigortasının yapılmasını özendirmek’,’HDF.2.4.1.20-Gerekli
aşıların aksatılmadan ve belli bir program dahilinde yapılmasını sağlamak’,’HDF.2.4.1.21-Bulaşıcı
ve Salgın Hastalıkla mücadelede hayvanların yeterli, dengeli ve sağlıklı
beslenmelerine azami özen gösterilmesini sağlamak’,’HDF.2.4.1.22-Hayvan
ölülerinin usulüne uygun yok edilmesi, gömüldükleri alanın yer altı su
kaynaklarına ve meralara yakın olmamasını sağlamak’,’HDF.2.4.1.23-Bakanlığın
hayvan yetiştiriciliği, sağlığı ve nakilleri konusundaki düzenlemeleri hakkında
bilgilendirici ve eğitici etkinlikler düzenlemek’,’HDF.2.4.1.24-Yöremizde
yetiştirilecek büyükbaş hayvan ırkı konusunda daha isabetli seçimler yapmak‘ ve
‘HDF.2.4.1.25-Mevcut meralarımızı koruma ve daha verimli yararlanmak üzere
ıslah, bakım ve sulanmalarını başarmak’ şeklinde 9 hedef öngörülmüştü.

Hiç kuşkusuz üretilen bitki ve
hayvanlarda görülen ‘Hastalıklar’ dikkate alınması gereken olumsuzluklar. ÜRETİMİN
TEMEL PRENSİBİ, ELDEKİ POTANSİYELDEN MÜMKÜN OLAN EN YÜKSEK VERİMİ ALMAK. Ancak
üreticilerin ve yetkililerin bütün önlem ve çabalarına rağmen, hastalık ve
zararlıların tarımsal üretimde neden olduğu kaybın önüne de geçilemiyor. ZİRAİ
HASTALIKLARIN HER YIL DÜNYA GENELİNDE VERDİĞİ ZARAR, TOPLAM ÜRETİMİN NEREDEYSE
%15’İNE DENK. HASTALIKLARDAN KURTULMAYI BAŞARAN ÜRÜNLERİ İSE BİR BAŞKA TEHLİKE
BEKLİYOR: ZARARLILAR. Tüm dünyada zararlıların yol açtığı üretim
kaybınınsa her yıl %9 ila %21 arasında değiştiği tahmin ediliyor.
TÜRKİYE’DE YETİŞTİRİLEN KÜLTÜR BİTKİLERİNİ TEHDİT EDEN 500’DEN FAZLA HASTALIK,
BAKTERİ, FUNGUS, VİRÜS VE PARAZİT ZARARLI BULUNUYOR. BUNLARDAN 35-50-TÜR
EKONOMİK ÖNEM TAŞIMAKTA. BUNLARIN TOPLAM TARIM ÜRETİMİNE ZARARI, YILLIK
ÜRETİMİN NEREDEYSE %40’INA ULAŞIYOR. Bulaşma
riskini azaltmak için ekilebilir arazilerin bir kısmının her yıl nadasa
bırakıldığı da hesaba katılınca, mevcut üretim potansiyelinin önemli bir
kısmından verimli bir şekilde yararlanılamadığı açık. ZİRAİ
HASTALIKLARLA MÜCADELEDE İLK ADIM, BAZI ZARARLI ÜRETİM ALIŞKANLIKLARININ TERK
EDİLMESİYLE ATILABİLİR. Çünkü
sorgulanmaksızın yüzyıllardır uygulanan bazı yöntemler, aslında büyük kayıplara
ve risklere yol açabiliyor. ÖRNEĞİN DALLARA VURARAK MEYVE
TOPLAMA, DALLARDA YARALAR AÇARAK HASTALIK BULAŞMA RİSKİNİ ARTIRIYOR.
DOLAYISIYLA BAZEN BASİT BİR ANLAYIŞ DEĞİŞİKLİĞİ, MESELA MÜNAVEBE YÖNTEMİ YA DA
DEĞİŞİK ÜRÜNLER YETİŞTİRME YOLUNU TERCİH ETMEK ETKİN BİR ÇÖZÜM OLABİLİR. Geleneksel
olarak zararlılarla mücadelede ilk akla gelen kimyasal ilaçlama yöntemi ise
dikkatli kullanılmadığında yarardan çok zarar getiren bir uygulama. ZİRAİ
MÜCADELE ANCAK GEREKTİĞİNDE YAPILMALI. Tarımsal
savaş nihayetinde hastalık ve zararlıların etkisi ile meydana gelecek olan
kayıpların önlenmesi demek. HASTALIKLAR, BİR BİTKİNİN HERHANGİ
BİR ORGANINDA VE HERHANGİ BİR GELİŞME DÖNEMİNDE ETKİLİ OLABİLİR. VERİMİ DÜŞÜRÜR
VE BAZI BİTKİLERİN NİTELİĞİNİ OLUMSUZ YÖNDE ETKİLER. HATTA BAZI HASTALIKLAR, BAZI KÜLTÜR
BİTKİLERİNİN BELİRLİ YERLERDE YETİŞMESİNE TAMAMEN ENGEL OLABİLİR. Öte yandan hayvansal ürünlerin insan
beslenmesindeki tartışılmaz yeri hayvan sağlığının önemini de arttırıyor. HAYVANCILIK
ZATEN HER YÖNÜYLE STRATEJİK BİR SEKTÖR. ZİRA HAYVAN SAĞLIĞI TESİS
EDİLEMEDİĞİNDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜNDE CİDDİ VERİM KAYIPLARI OLUŞTUĞU GİBİ İNSAN
SAĞLIĞI DA BUNDAN OLUMSUZ ETKİLENİYOR. Bu yüzden TARIM
BAKANLIĞINCA, HAYVAN HASTALIKLARININ KONTROL ALTINA ALINABİLMESİ,
ERADİKASYONUNUN SAĞLANMASI AMACIYLA BİRÇOK PROJE YÜRÜTÜLMEKTE. Bunların
arasında hayvan hastalıkları ile mücadele yanında, hayvanların
kimliklendirilmesi ve kayıt altına alınması, HAYVAN HAREKETLERİNİN
KONTROLÜ, HALK SAĞLIĞI VE HAYVAN REFAHININ SAĞLANMASI, HASTALIKLARIN TEŞHİS VE
TEDAVİ HİZMETLERİ İLE SAĞLIKLI HAYVANSAL ÜRÜN ELDE EDİLMESİNE YÖNELİK
ÇALIŞMALAR da var.
Bu çerçevede şayet ‘StrA.2.4-Özgün,
ileri ve Güçlü olmak’ stratejik amacımız varsa ve ‘Str.2.4.1-Özgün bir model ortaya koyma’ stratejisi
izleyeceksek önümüze koyacağımız hedeflerin de bu istikamette olması doğal. Elbette
bitki ve hayvanlarda görülen hastalıklar konusunda esas itibariyle Bakanlığın
uygulama ve tedbirlerine riayet edilmesini sağlamak gerekiyor. İlaveten BİTKİ VE
HAYVAN HASTALIKLARIYLA MÜCADELEDE ÜNİVERSİTE DESTEKLİ DOĞAL YÖNTEMLERDEN
YARARLANMAK özgün
çözümler geliştirmek açısından yararlı olabilir.

Bulaşıcı hastalık nedeni mikro
canlılar yerkürede bilinen en eski canlılar. Birçok yaşam zincirinde yer
alıyorlar ve yalnızca binde birinin diğer canlılar için patojen olduğu kabul
ediliyor. Böyle mikro canlılar ile insan veya hayvan arasında karşılıklı bir
etkileşim söz konusu. İNSANLARI ETKİLEYEN BÖYLE SALGIN
HASTALIKLAR İÇİN ÖRNEK OLARAK SIĞIR VEBASI, ŞAP, TÜBERKÜLOZ, KUŞ GRİBİ VE
KORONA TÜRÜ VİRÜSLERİ GÖSTEREBİLİRİZ. Bu tür
salgınlar neticesinde geçmişte yaşanan ölümler nedeniyle toprağı süremeyen
çiftçilerin tarımdan elde ettikleri gelirleri azalmış, hayvanlardan sağlanan
et, süt, yoğurt, peynir gibi gıda maddeleri azaldığından büyük fiyat artışları
yaşanmıştı. Başta et ve süt olmak üzere ciddi verim düşüklüğü yaşanırken, çok
sayıda genç hayvan ölümü gerçekleşmişti. NETİCEDE HASTALIĞIN
YAYILMASI SEKTÖRÜ OLUMSUZ ETKİLERKEN TARIM SEKTÖRÜNDE YAŞANAN BU OLUMSUZLUKLARI
EKONOMİLERİ DE DERİNDEN ETKİLEDİĞİ GÖRÜLMÜŞTÜ. Bilim
insanları, ormanların ve biyo çeşitliliğin azalması sonucu covid-19 gibi yeni
ölümcül pandemilerin ortaya çıkabileceği uyarısı yapıyorlar. Buna göre ORMANLARIN
HIZLA YOK EDİLMESİ, TARIM ALANLARININ KONTROLSÜZ ŞEKİLDE GENİŞLETİLMESİ, UZAK
BÖLGELERE MADENLER İNŞA EDİLMESİ, VAHŞİ HAYVANLARIN GIDA, GELENEKSEL TIP VEYA
EGZOTİK EV HAYVANLARI OLARAK İSTİSMAR EDİLMELERİ, HASTALIKLARIN VAHŞİ YAŞAMDAN
İNSANLARA DOĞRUDAN GEÇİŞİNE YOL AÇIYOR. Bunun sonucunda da her yıl dünya nüfusunu
etkileyecek beş ya da altı yeni pandeminin ortaya çıkabileceği belirtiliyor. KUŞKUSUZ
BULAŞICI VE SALGIN HASTALIK ÇIKMADAN ÖNCE VE ÇIKTIKTAN SONRA YAPILACAK BİRÇOK
FARKLI MÜCADELE VAR. Bunun
için her şeyden evvel Tarım Bakanlığının Bulaşıcı ve Salgın Hastalıkların
önlenmesine ilişkin yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmesine odaklanılmalı.
Bu çerçevede: YÖNETMELİK GEREĞİ HAYVAN
SAĞLIĞI ZABITASI KOMİSYONUNUN BULAŞICI VE SALGIN HASTALIKLAR KONUSUNDA ALDIĞI
KARARLARA UYULMASINI SAĞLAMAK öncelikli hedef konumunda. Dolayısıyla Bulaşıcı ve
Salgın Hastalık ‘Kriz Yönetim Merkezleri’ ve ‘Komisyon’ tarafından yapılan
duyurular, açıklamalar TV, radyo vs. iletişim araçlarından takip edilerek
herkes üzerine düşen görevi yerine getirmeli. Bölgedeki hastalıkların daima
takip edilmesi, sürünün sağlık durumunun yapılacak kontrollerle tespit, kayıt
ve izlenmesi son derece önemli. TESCİLİ
YAPILMAYAN HAYVANLARIN TESCİL VE KAYIT ALTINA ALINMASINI SAĞLAYARAK HAYVAN
SİGORTASININ YAPILMASINI ÖZENDİRMEK hedefi bu nedenle stratejik bir
mesele. BU BAĞLAMDA HASTALIKLARIN DURUMUNA GÖRE SÜRÜNÜN MÜMKÜN
OLDUĞU KADAR KAPALI TUTULMASI YA DA KAPALI BAKIM VE BESLEMEDE YETERLİ HAVA
VENTİLASYONU İÇİN DÜZENLEMELER YAPILMASI GEREKEBİLİR. YİNE HAYVAN ALTLIKLARININ
ÖZELLİKLE KAPALI SİSTEMLERDE UZUN SÜRE BEKLETİLMEMESİ, HAYVANLARIN MERAYA
KADEMELİ OLARAK ÇIKARILMASI ÖNERİLİYOR. Bulaşıcı
ve bulaşıcı olmayan hastalıklar için yapılan kontrol programı çerçevesinde GEREKLİ
AŞILARIN AKSATILMADAN VE BELLİ BİR PROGRAM DAHİLİNDE YAPILMASINI SAĞLAMAK da aksatılmamalı. Buzağı dünyaya
gelir gelmez, yapılacak aşılar belli ama yine de işletmelerden ya da aşı
probleminden kaynaklanan bazı sorunlar olabiliyor. AYRICA
YETERSİZ BESLENEN HAYVANLAR HER TÜRLÜ ENFEKSİYONA AÇIK HALE GELDİKLERİ İÇİN
‘BULAŞICI VE SALGIN HASTALIK’ İLE MÜCADELEDE HAYVANLARIN HASTALIKLARA KARŞI
DİRENÇLİ OLMALARI ÇOK ÖNEMLİ. Bunun için BULAŞICI
VE SALGIN HASTALIKLA MÜCADELEDE HAYVANLARIN YETERLİ, DENGELİ VE SAĞLIKLI
BESLENMELERİNE AZAMİ ÖZEN GÖSTERİLMESİNİ SAĞLAMAK gerekiyor. Hasta ve hastalıktan
şüpheli hayvanların sağlıklı hayvanlardan ayrılması için Yönetmelik gereği
tecrit uygulanması söz konusu. BU KAPSAMDA HASTALIK ÇIKAN VEYA
ŞÜPHELİ OLAN ÇİFTLİK, AYNI YÖNETMELİK GEREĞİ KORDON VE KARANTİNAYA ALINIYOR VE
HAYVAN YETİŞTİRİCİLERİNİN UYMALARI GEREKEN HUSUSLARA HARFİYEN UYMALARI
SAĞLANIYOR. Mesela HAYVAN
ÖLÜLERİNİN USULÜNE UYGUN YOK EDİLMESİ, GÖMÜLDÜKLERİ ALANIN YER ALTI SU
KAYNAKLARINA VE MERALARA YAKIN OLMAMASINI SAĞLAMAK dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli
konu. Bu itibarla çiftlikte çalışan personelin, yetiştiricilerin,
kooperatiflerin ve Birlik üyelerinin; hastalıkta ve hastalık çıkmadan önce
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın hayvan yetiştiriciliği, sağlığı ve
nakilleri konusunda yayınlanan kanun, yönetmelik, tebliğ ve uyulması gereken
kurallar hakkında bilgilendirilmeleri zorunlu. Bunun için HER YIL
UYGULAMAYA KONULAN ‘HAYVAN HASTALIKLARIYLA MÜCADELE PROGRAMI’ HAKKINDA
BİLGİLENDİRME TOPLANTILARI DÜZENLENMELİ, KAMUOYU VE HAYVAN YETİŞTİRİCİLERİ
ORTAYA ÇIKAN BULAŞICI VE SALGIN HASTALIKLAR VE ALINAN TEDBİRLER HAKKINDA
AYDINLATILMALI. Bu
meyanda halka ve yetiştiricilere yönelik bilgilendirici ve eğitici seminer,
kurs ve konferansların düzenlenmesi faydalı olur. İşte bu stratejik mesele de BAKANLIĞIN
HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ, SAĞLIĞI VE NAKİLLERİ KONUSUNDAKİ DÜZENLEMELERİ HAKKINDA BİLGİLENDİRİCİ
VE EĞİTİCİ ETKİNLİKLER DÜZENLEMEK hedefi ile ilgili.
Hayvancılık konusundaki
deneyimler seçilen büyükbaş hayvan ırkı konusunda da bir sorun olduğuna
işaret ediyor. BÖLGEMİZDE YETİŞTİRİLEN HOLSTEİN
CİNSİ HAYVAN NİHAYETİNDE BİR SÜT IRKI. DOĞRUDUR, ÇOK SÜT VERİYOR ANCAK YAVRU
SAYISI AZ VE HASTALIKLARA DAYANIKLI DEĞİL. Bir
holstein ırkı yavru ne kadar yem verilirse verilsin 300 kilogram civarında
oluyor. Fakat SEMENTAL GİBİ BAŞKA BAZI IRKLAR DAHA
UZUN ÖMÜRLÜ VE DAYANIKLILAR. AYRICA 20-25 KİLO CİVARINDA SÜT VERİRKEN, 8-10
BUZAĞI, 400 KİLOGRAM CİVARINDA ET ALINABİLİYOR. Bu yüzden; durumun gözden
geçirilerek; YÖREMİZDE YETİŞTİRİLECEK BÜYÜKBAŞ
HAYVAN IRKI KONUSUNDA DAHA İSABETLİ SEÇİMLER YAPMAK durumundayız.
HAYVANCILIKTA
BİR DİĞER ÖNEMLİ KONU BÖLGEMİZDE BULUNAN MERALARIN DEĞERİNİ BİLEMEMEK VE BU
MERALARDAN YETERİ KADAR YARARLANAMAMAK. Sadece
Göbel bölgesinde 4000 dönüme yakın mera var ama verim ömrü çok kısa. Bu
bağlamda MEVCUT MERALARIMIZI KORUMA VE DAHA
VERİMLİ YARARLANMAK ÜZERE ISLAH, BAKIM VE SULANMALARINI BAŞARMAK hedefi istikametinde daha fazla çaba
göstermemiz gerekiyor. Böylece mevcut meralarımızı koruyabilir, ıslah edip
sulayarak yıl içerisinde hayvancıya olan katkısını arttırabiliriz.
2023 yılından itibaren orta vadede ilçemizin geleceği için ‘Özgün, ileri ve Güçlü olmak’ la ilgili yapılacak çok şey var. Ancak bunu yaparken geçmişten
gelen değerlerimizi unutmamak gerektiğini de biliyoruz. Meselâ bir ‘Önce Vatan’ şehri
olarak ‘DEĞ.2-Vatana sadakat’imiz böyle bir değer. Ayrıca içerde ve
dışarda; alanında deneyimli, yetenekli ve başarısını kanıtlamış ‘DEĞ.5-Yetiştirdiğimiz değerli insanlar’ımız var.
‘Özgün bir model ortaya
koyma’ konusunda onlardan niçin yararlanmayalım ki? Ayrıca sahiplenilmesi
gereken ‘DEĞ.6-Yöresel ürünlerimiz’
de bu alanda çok özel bir yere sahipler. Yine orta vadede KALKINMAYI
BAŞARMIŞ ÜRETKEN BİR SUSURLUK için ‘DEĞ.9-Ulaşım
ağları üzerindeki konumumuz’ ve ‘DEĞ.10-Cazip yatırım imkânları’ da ilçemiz için mutlaka değerlendirilmesi
gereken avantajlar. Öte yandan ‘DEĞ.11-Bozulmamış
doğal çevre’mizi her şeye rağmen korumak ve bu emaneti gelecek
nesillere taşımak mecburiyetindeyiz. Ancak
bu yolculuk kesinlikle ortak amaçlara dayalı etkin bir yaklaşım birliği ve
temel ilkelere sarsılmaz bağlılıkla yürümeyi gerektiriyor. Nitekim bu amaçla
tabloda da görüldüğü gibi; Bazen İlçe Tarım Müdürlüğü (İTM), Ziraat Odası (ZO) ve Kaymakamlık (K) liderliğinde hareket edilmesi
gerekebilir. Onlara da yerine İlçe
Sağlık Müdürlüğü(İSM)ve Ticaret ve Sanayi Odası Borsa (TSOB) destek
verip Susurluk için etkin bir şekilde Tarım Orman Bakanlığı (TOB) ve Balıkesir İl Tarım Müdürlüğünden (BİTM) yardım almayı sağlayabilmeliler. Uygulamalar Stratejik
Plan Ekibinin (SPE) sekretaryasında yürütülürken, ihtiyaç duyulduğunda;
Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMA) ve bir Üniversiteye (ÜN) de başvurulmalı. Ancak
bütün bu çalışmalarda olduğu gibi Stratejik Plan Uygulamasının her alanında; ‘İLK.1-Önce insan, önce Susurluğun geleceği,
Önce Vatan, İLK.2-İstikamet üzere olma, İLK.3-Amaç Birliğine riayet,
İLK.4-Planlı değişim dönüşüm ve İLK.5-Birlikte
başarmak’ yolculuğumuzun temel ilkeleri olmak durumunda.
yyalcin3@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder