31 Mart 2021 Çarşamba

31 Mart 2021 Çarşamba REİS Gazetesi/sayı207.................................Str.1.1.1 Hedefleri(V)

Str.1.1.1 Hedefleri(V)

‘Susurluk için bir Stratejik Plan önerisi’ kapsamında ‘Yeşilelma’ vizyonumuzun temel amaçlarından biri olan ‘AMAÇ.1-BÖLGESİNDE YÜKSELEN, ÖNE ÇIKAN GELİŞMİŞ BİR SUSURLUK’ üzerinde çalışmayı sürdürüyoruz.  Yöntemimiz ‘StrA.1.1-Sosyal ve ekonomik kalkınma’ başlıklı Stratejik amacımızın  ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’ stratejisi çerçevesinde öngörülen hedeflerin ‘Nasıl yapılacağını’ ortaya koyabilmek. ‘Nereye ulaşmak istiyoruz?’ başlıklı ikinci aşamada bu strateji için toplam 71 hedef belirlenmişti. Geçen hafta itibariyle bu hedeflerden ‘01-NÜFUS VE SOSYAL HAYAT’ başlığı altında 2, ‘02-KONUM’ başlığında 3, ‘03-KALKINMA VE TEŞVİKLER’ başlığında 3, ‘04-ULAŞIM’  başlığında 3, ‘05-LOJİSTİK’ sektöründe 2, ‘06- ENERJİ VE DOĞAL KAYNAKLAR’ başlığında 4, ‘07-TURİZM’ başlığında 11 ve ‘08-SANAYİ’ başlığı altında 8 adet olmak üzere toplam 36’sı ile ilgili çalışma tamamlanarak REİS gazetesinde yayınlanmış oldu. Bu birkaç hafta da inşallah aynı yöntemle ‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ başlığı altında 23 hedefin daha nasıl gerçekleşebileceği hakkındaki önerilerimizi okuyacaksınız. Daha önce de belirttiğimiz gibi bu hedeflerin gerçekleştirilmesinde genel ortak ‘nasıl?’ yazımızın başlığını oluşturan ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’ stratejimizin uygulanması. Zira söz konusu strateji Susurluk için belirlenmiş 12 başlıklı sektör/alanlarda öngörülmüş bulunan güçlü yönlerden ve orta vadede çevreden yönelecek fırsatlardan azami ölçüde yararlanmayı hedefliyor. Böylece ilçemizin güçlü yönlerinin daha da güçlendirilmesi ve orta vadede doğacak fırsatlardan yararlanması mümkün olabilecek.

Biliyorsunuz daha önce ‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ sektörünün TARIM’la ilgili kısmı için ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’ stratejisi çerçevesinde; ‘GY.09.1-Güçlü bir Tarım faaliyeti’, ‘GY.09.3-Organik tarım potansiyeli’ ve ‘09.4 Sağlıklı ve taze sebze meyve kapasitesi’ olarak tespit edilen ‘güçlü yönler’e dayalı olarak 9 hedef belirlenmişti. Bunlar sektörün tarım boyutunun bazı güçlü yanları olarak öne çıktığı gibi elbette ki ilçemizin mevcut tarım sektörünün geliştirilmesinde öncelikle değerlendirilmesi gerekiyordu. Böylece güçlü yönlere dayanarak daha da güçlenebilmek ve orta vadede Susurluğun gelişmesine katkı sağlamak mümkün. Zaten ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’ stratejisi de bunu öngörüyor. Neticede inşallah belirlenen 9 hedefin gerçekleşmesiyle birlikte ‘StrA.1.1-Sosyal ve ekonomik kalkınma’ başlıklı Stratejik amacımıza biraz daha yaklaşmış olacağız.  O halde öncelikle söz konusu güçlü yönlerin nasıl daha da güçlü yapılabileceğini düşünelim. 


İlçemizin İklimi, sulanabilir arazi varlığı tarım ve hayvancılığa uygun. Yöremiz mevcut geniş ve verimli tarım arazileri, elverişli iklimi, bitki örtüsü, verimli ve sulanabilir arazi varlığı ile bölgede öne çıkmakta. Zengin bir ürün çeşitliliğine sahibiz. 2016 yılı itibariyle odaya kayıtlı olup tarım ve hayvancılık faaliyetinde bulunan 163 adet firma tespit edilmiş. Ayrıca sözleşmeli üretim kültürü de gelişmiş durumda. Üretim alt yapısı ve çalışacak insan sayısı yeterli. Zengin tarımsal üretim sahip olduğu dinamikler sayesinde gelecek için de bir artış potansiyeli gösteriyor. Bütün bu unsurlar ilçemizde Güçlü bir Tarım faaliyeti olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla ilçemizin yakın ve orta vadede sahip olduğu güçlü yanların geliştirilerek çoğaltması bölge için de stratejik bir önem taşıyor.  Evvela bakacağımız veri; İlçemizin işlenebilir arazi varlığı. 2016’da toplam varlığın % 44,4’ünü oluşturuyormuş. Bu rakam %50’ye çok yakın. Bu yüzden daha güçlü bir Tarım faaliyeti için HDF.1.1.1.37-İşlenebilir arazileri toplam varlığımızın % 50’sinden yukarı çıkarmak’ hedefi öngörüldü. Bu bir anlamda %50’nin altına düşülmesin de demek. Bir başka veri; İşlenebilir arazinin ürünlere göre dağılımı. Buna göre yine aynı yıl itibariyle; Tahıllar %49,2, Yem bitkileri %22,2,  Endüstri bitkileri %18,3, Sebzeler %4,0, Meyve, bağ, zeytin %2,3, Baklagiller %2,2, Nadas ve değerlendirilmeyen alanlar %1,6 olarak hesaplanmış.  O halde mevcut işlenebilir arazi varlığından en etkin şekilde ürün almak üzere ürün dağılımını gözden geçirmeliyiz. Elbette bu dağılımda; yeşil ot üretimi, tohum yetiştiriciliği ve yem hammaddeleri üretimi stratejik önemde. Bu yüzden ‘HDF.1.1.1.38-Tarım arazileri ürün dağılımını optimum verim alacak şekilde planlayıp yönlendirmek’ hedefiyle hareket etmek güçlü tarım faaliyetlerimizi daha da güçlü hale getirebilir. İlçemiz zengin bir tahıl üretimine sahip olduğu kadar, iklim şartları, sulama imkânları ve uzun hasat süresi ile tohum yetiştiriciliği için de en uygun bölge. Bu nedenle bölgemizde çok sayıda özel teşebbüs, resmi üretici ve ıslah kuruluşu var. İlçemizde de bu firmalar tarafından işletilen alanlarda tohumluk üretilmekte.  Bunların dışında besi ve süt yemleri ile silaj ve küspe türünden maddelere en çok ihtiyaç duyulan ve üretimi yapılan bölgelerden birisi Susurluk. Besi sektörü için önemli bir maliyet durumundaki yem hammaddeleri konusunda oldukça zenginiz. Çok çeşit ve miktarda yem üretiminin gerçekleştirildiği bir bölgedeyiz. Bu bağlamda özellikle hububat, ayçiçeği, silajlık ve dane mısır üretim alanları geniş yer kaplıyor. Son olarak hangi ürünlerde daha güçlenebiliriz ve hangi ürünlerde daha fazla gelir elde edebiliriz bakış açısıyla HDF.1.1.1.39-Tarım ürünlerinde stratejik seçimler yapmak ve bu yönde üretimi arttırmak’hedefi geleceğin Susurluğuna güçlü bir katkı sunabilir. Bu hedeflerin gerçekleşebilmesi için öncelikle bir PLANLAMAYA ihtiyaç var. İşlenebilir arazi oranının güncel durumu nedir? Nadas ve değerlendirilmeyen alanların daha ne kadarı işlenebilir hale gelebilir? Bunun için nerede, ne zaman ve ne yapmak gerek? Bunların netleştirilmesi gerekiyor. %50’den yukarı çıkıldığında bu arazilerden optimum verim alınabilecek ürün dağılımı nasıl olmalı? Bunu neden yapmalıyız? Yaparsak kazancımız ne olur? Çiftçilerimizi böyle bir ürün dağılımına nasıl yönlendirebiliriz? Bu ürünlerden hem maliyet, hem verim, hem de kazanç bakımından ilçemize stratejik üstünlük sağlayacak olanlar hangileri olabilir? Bu yönde üretimi arttırmak üzere hangi adımlar atılabilir?  Bütün bu hususları değerlendirip planlarken elbette yöremizde mevcut tesislerin ihtiyaçları ve çevremizdeki pazar şartları da dikkate alınmalı. Böylece hem işlenebilir arazi varlığımızın, hem optimum ürün dağılımımızın hem de stratejik seçimlerimizin istediğimiz yönde gelişip güçlenmesini temin etmemiz mümkün.  Bunun için; Susurluk içinde ve dışındaki ‘DEĞ.5-Yetiştirdiğimiz değerli insanlar’dan yararlanabiliriz. ‘DEĞ.6-Yöresel ürünlerimiz’, ‘DEĞ.8-Fabrika, marka ve tesislerimiz’ ve ‘DEĞ.9-Ulaşım ağları üzerindeki konumumuz’a dayalı çözümler geliştirebiliriz. Bu arada yöremizin ‘DEĞ.10-Cazip yatırım imkânları’mız ve ‘DEĞ.11-Bozulmamış doğal çevre’ de dikkate alınabilir. Bu değerler süreç esnasında bize güç verecektir. Ayrıca bu tür bir yolculukta; ‘İLK.2-İstikamet üzere olma’, ‘İLK.3-Amaç Birliğine riayet’, ‘İLK.4-Planlı değişim dönüşüm’ ve ’İLK.5-Birlikte başarmak’ şeklindeki temel ilkelerimizin rehberliğine de ihtiyacımız olacak.  Hedefin gerçekleşmesini sağlayacak sorumlular da ilgi sırasına göre; İlçe Tarım Müdürlüğü, Ziraat odası, Tic.San.Odası Borsa (TSOB), Kaymakamlık (K), Siyasi Partiler (SP) ve Stratejik Plan Ekibi (SPE) oluyor. Pancar kooperatifi ve Esnaf odası da sürece dahil olmalılar.

İlçemiz Organik tarım potansiyeli açısından da uygun bir bölge. Organik tarım, tarımsal uygulamalardaki yoğunlaşmanın getirdiği çevre, insan ve hayvan sağlığı sorunlarına çözüm olarak ortaya çıkmış ve günümüzde Avrupa ülkeleri başta olmak üzere giderek artan bir Pazar değerine ulaşmış durumda. İnsanlar satın aldıkları ve tükettikleri gıdaların güvenli olduğundan emin olmak istiyorlar. Organik tarımın ekolojik, ekonomik ve sosyal ilkeleri doğrultusunda tarımsal ekosistemlerin ve çevredeki doğal alanların sağlıklı olması ve çeşitliliğin korunarak arttırılması imkânı var. Bu açıdan mevcut Organik tarım potansiyelimizi değerlendirmek üzere‘HDF.1.1.1.40-Tarımsal ekosistemlerin ve çevredeki doğal alanların korunmasına özen göstermek’ hedefi ile ‘HDF.1.1.1.41-Uygun alanlar için organik tarım projeleri yapmak ve artan şekilde üretimini planlamak’ hedefi öngörüldü. Organik tarım; sürdürülebilir ekosistem, güvenli gıda, iyi beslenme, hayvan refahı ve sosyal adaleti sağlayan bir dizi kurala dayalı bütünsel sistem anlayışı olarak tanımlandığından bu yaklaşım içinde; ‘HDF.1.1.1.42-Kurulacak organik tarım üretim işletmelerinin kendine yeterli olacak şekilde yürütülmesini sağlamak’ bir başka hedefimiz. Sonuç; hem işletme dışı girdilere olan ihtiyacın azaltılması hem de atık yönetiminin kolaylaştırılması olacak. Böylece üretimin hayvansal/bitkisel dengesi yanında, pazar ve işgücü imkânları, zararlı-hastalık-yabancı ot yönetimi ve toprak verimliliği gibi birçok faktör göz önüne alınarak zaman ve/veya yer açısından yapılacak ekim nöbetleri ile çeşitlilik de sağlanabilir. Bu sebeple öncelikle ilçemizdeki Tarımsal ekosistemler ve çevredeki doğal alanlar hakkında bir inceleme değerlendirme yapmak gerekiyor. Bunları bilmeli ki değerlendirilmesi ve korunması için tedbirler alınabilsin. Organik tarıma uygun alanlar için ÜNİVERSİTE İŞBİRLİĞİ İLE MAKRO PROJELENDİRME YAPMAK en akılcı yol. Makro çerçevede belirlenmiş organik tarım havzalarında ürün çeşidine göre VERİM VE GELİR SAĞLAYICI PROJELER GELİŞTİRMEK İÇİN DE GMKA İLE İŞBİRLİĞİ yapılabilir. Yine bu alanlarda kurulacak organik tarım üretim işletmelerinin kendine yeterli olacak şekilde faaliyet göstermesine yardımcı olmak gerekiyor. Bunun için de söz konusu işletmelerin projeye finans desteği, bilgi ve teknik katkı veren KURUMLARCA DENETLENİP YÖNLENDİRİLMESİ önemli. Bu süreçte yine; ‘DEĞ.5-Yetiştirdiğimiz değerli insanlar’, ‘DEĞ.6-Yöresel ürünlerimiz’, ‘DEĞ.8-Fabrika, marka ve tesislerimiz’, ‘DEĞ.9-Ulaşım ağları üzerindeki konumumuz ’, ‘DEĞ.10-Cazip yatırım imkânları’ ve ‘DEĞ.11-Bozulmamış doğal çevre’miz dayanacağımız temel değerler olarak elimizin altında olacak. Bunun gibi; ‘İLK.1-Önce insan, önce Susurluğun geleceği, Önce Vatan’, ‘İLK.2-İstikamet üzere olma’, ‘İLK.3-Amaç Birliğine riayet’, ‘İLK.4-Planlı değişim dönüşüm’ ve ‘İLK.5-Birlikte başarmak’ şeklindeki ilkelerimiz de bize rehberlik edecektir. Hedefin gerçekleşmesini sağlayacak ilgili ve sorumlular da önem ve öncelik sırasına göre; İlçe Tarım Müdürlüğü, Ziraat odası, Tic.San.Odası Borsa (TSOB), Kaymakamlık (K), Siyasi Partiler (SP) ve Stratejik Plan Ekibi (SPE) oluyor. Bu müşterek görevde ayrıca Pancar kooperatifi ve Esnaf odası da mutlaka işin içinde olmalı


Bölgemiz sebze meyve üretimi için oldukça elverişli çevre şartlarına sahip bir bölge. Bunun yanında İstanbul, İzmir, Bursa gibi büyük metropollere yakın olması, tüketicilerin ihtiyacı olan sebze meyve ürünlerinin pazarlanmasında kolaylık sağlıyor. Bu nedenledir ki, bölge illeri tarım alanları içinde meyve ve sebze oranları Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde. Özellikle ilçemiz ova köyleri olarak adlandırılan kısımda sulu tarımla Sağlıklı ve taze meyve-sebze üretimi gerçekleştiriliyor. Ayrıca yöreye dağılmış farklı mikro klima bölgeleri sayesinde çok çeşitli meyve türleri de yetiştirilebiliyor. Gelişen yeni ürün faaliyetleri de bir anlamda alternatif kazanç yolları demek. Meselâ halen ilçemizde mantar üretimi konusunda faaliyet gösteren ve kompost üretimi yapan işletmeler de bulunuyor.  Susurluk’ta 2012 yılında salçalık domates için 4.500, sofralık domates için 751, salçalık biber için 1.000,  kavun için 3.500, karpuz için 1.800, taze fasulye için 112, kuru soğan için 3.621 ve patlıcan için 50 dekar arazi kullanılmış. Aynı yıl itibariyle sebze üretim miktarı ton olarak;  salçalık domates 22.842, sofralık domates 2.944, salçalık biber 1.500,  kavun için 7.000, karpuz için 5.400, taze fasulye için 112, kuru soğan için 4.498 ve patlıcan için 175 ton olarak tespit edilmiş. Diğer yandan 2012 verilerine göre dekar olarak Balıkesir ili ilçeler itibariyle Meyvelik Alanlar tablosunda Susurluk’ta en çok 675 dekar alanda ceviz üretiliyor. Ardından 540 dekarla üzüm, 511 dekarda zeytin ve 230 dekarla şeftali geliyor. Bunların üretim miktarları da ton olarak aynı sırayla 72 ton ceviz 189 ton üzüm, 49 ton zeytin ve 347 ton şeftali geliyor. Anlaşılıyor ki dekar başına verim ve çeşitlilik açısından Susurluğun ‘HDF.1.1.1.43-Sebze meyve üretim kapasitemizin arttırılmasını öncelemek’ başta gelen hedef durumunda. İkinci olarak meselâ ‘HDF.1.1.1.44-Susurluğa özgü, verimli ve dayanıklı bir YEŞİLELMA türünün yetiştirilmesini sağlamak’ ilçemiz için farklı bir avantaj olabilir. Bu çerçevede dekar başına verim kriteri de esas alınarak ‘HDF.1.1.1.45-Sebze meyve üretiminde seçilmiş stratejik üstünlüklerimiz üzerinde yükselmek’ bu alandaki gücümüzü daha da yükseltebilir. Peki, bu nasıl olacak? Kim, neye dayanarak ve nelere dikkat ederek bu hedefleri gerçekleştirecek? Öncelikle gerek sebze ve gerekse meyve ÜRETİM KAPASİTEMİZİN GÜNCEL VERİLERİNE İHTİYAÇ VAR. Bu veriler geçmiş yıllarla birlikte ele alındığında bu topraklarda geleneksel sebze meyve üretimi hakkında önemli ipuçları verecektir. Azalma ve yükselme trendleri de nazara alındığında orta vadede Sebze meyve üretim kapasitemizin gerek hektar, gerek ürün dağılımı ve gerekse ton bazında daha ne kadar arttırılabileceğini öngörmemiz kolaylaşır. SEBZE TÜRLERİNDE VE ÖZELLİKLE DE MEYVECİLİKTE SUSURLUĞA ÖZGÜ ÜRÜNLERE ODAKLANILMASI pek çok bakımdan yararlı. Örneğin verimli ve dayanıklı bir tür yeşilelma ürünümüz neden olmasın ki? Bunun gibi sebze ve meyvecilikte SEÇİLMİŞ STRATEJİK ÜRÜNLERE YÖNELMEK, ONLARA DAYALI YÜKSELMEK emin olun hem yetiştiricilikte hem de pazarlamada bize katlamalı avantaj sağlayacaktır. Böyle stratejiler önce zihinlerde uç verir, sonra da arazide test edilir, ardından da netleştirilip uygulamaya geçirilebilir. Kuşkusuz böyle her yeni hamle Susurluğun adını duyuracağı gibi daha gelişmiş bir geleceğin inşasına da yardım edecektir. Çünkü daha fazla üretim, daha fazla kazanç, istihdam ve daha güçlü Pazar payı demektir. Bunun için öncelikle sebze meyve üreten deneyim sahibi çiftçilerimize, işletmeciliğinde ve pazarlamasında bilgili iş insanlarına, ziraat mühendislerimize yani ‘DEĞ.5-Yetiştirdiğimiz değerli insanlar’a ihtiyacımız var. Sebze ve meyve en önde gelen ‘DEĞ.6-Yöresel ürünlerimiz’den. Yöremizde mevcut konserve, salça, donmuş gıda ve meyve suyu  ‘DEĞ.8-Fabrika, marka ve tesislerimiz’ bizim olmazsa olmaz gücümüzdür. ‘DEĞ.9-Ulaşım ağları üzerindeki konumumuz’ zaten her konuda elimizin altında bir avantaj. Ayrıca ilçemiz sebze ve meyvecilik alanında da ‘DEĞ.10-Cazip yatırım imkânları’ sunuyor. Bununla birlikte ‘DEĞ.11-Bozulmamış doğal çevre’miz var. Bu değerleri esas alarak ve dayanarak yol almak mümkün. Bu yolculukta bize rehberlik edecek temel ilkeler ise hiç kuşkusuz; ‘İLK.2-İstikamet üzere olma’, ‘İLK.3-Amaç Birliğine riayet’, ‘İLK.4-Planlı değişim dönüşüm’ ve ‘İLK.5-Birlikte başarmak’ olacaktır. Bu hedefleri gerçekleştirmek için de önem ve öncelik sırasına göre; İlçe tarım müdürlüğü, Ziraat odası, Tic.San.Odası Borsa (TSOB), Kaymakamlık (K), Siyasi Partiler (SP) ve Stratejik Plan Ekibinin (SPE) müşterek görevli olması gerekiyor. Elbette Esnaf odası da bu işbirliğinin içinde olmalı.

yyalcin3@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder