Str.1.1.1 Hedefleri(V)
‘Susurluk için bir Stratejik Plan önerisi’ kapsamında ‘Yeşilelma’ vizyonumuzun temel
amaçlarından biri olan ‘AMAÇ.1-BÖLGESİNDE
YÜKSELEN, ÖNE ÇIKAN GELİŞMİŞ BİR SUSURLUK’ üzerinde çalışmayı sürdürüyoruz. Yöntemimiz
‘StrA.1.1-Sosyal ve ekonomik
kalkınma’ başlıklı
Stratejik amacımızın ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’ stratejisi çerçevesinde öngörülen hedeflerin ‘Nasıl yapılacağını’ ortaya koyabilmek.
‘Nereye ulaşmak istiyoruz?’ başlıklı ikinci
aşamada bu strateji için toplam 71 hedef belirlenmişti. Geçen
hafta itibariyle bu hedeflerden ‘01-NÜFUS VE SOSYAL HAYAT’ başlığı altında 2, ‘02-KONUM’
başlığında 3, ‘03-KALKINMA VE TEŞVİKLER’ başlığında 3, ‘04-ULAŞIM’ başlığında 3, ‘05-LOJİSTİK’ sektöründe 2,
‘06- ENERJİ VE DOĞAL KAYNAKLAR’ başlığında 4, ‘07-TURİZM’ başlığında 11 ve
‘08-SANAYİ’ başlığı
altında 8 adet olmak üzere toplam 36’sı ile ilgili çalışma tamamlanarak REİS
gazetesinde yayınlanmış oldu. Bu birkaç hafta da inşallah aynı yöntemle ‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ başlığı altında 23 hedefin daha nasıl gerçekleşebileceği
hakkındaki önerilerimizi okuyacaksınız. Daha önce de belirttiğimiz gibi bu hedeflerin gerçekleştirilmesinde genel ortak ‘nasıl?’ yazımızın başlığını oluşturan ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’ stratejimizin uygulanması. Zira söz konusu strateji
Susurluk için belirlenmiş 12 başlıklı sektör/alanlarda öngörülmüş bulunan güçlü
yönlerden ve orta vadede çevreden yönelecek fırsatlardan azami ölçüde
yararlanmayı hedefliyor. Böylece ilçemizin güçlü yönlerinin daha da
güçlendirilmesi ve orta vadede doğacak fırsatlardan yararlanması mümkün
olabilecek.
Biliyorsunuz
daha önce ‘09-TARIM VE HAYVANCILIK’ sektörünün TARIM’la ilgili kısmı için ‘Str.1.1.1-Güçlü yanları ve fırsatları kullanma’ stratejisi çerçevesinde; ‘GY.09.1-Güçlü bir Tarım faaliyeti’, ‘GY.09.3-Organik tarım potansiyeli’ ve ‘09.4 Sağlıklı ve taze sebze meyve kapasitesi’ olarak tespit
edilen ‘güçlü yönler’e dayalı olarak 9 hedef belirlenmişti. Bunlar sektörün tarım boyutunun
bazı güçlü yanları olarak öne çıktığı gibi elbette ki ilçemizin mevcut tarım
sektörünün geliştirilmesinde öncelikle değerlendirilmesi gerekiyordu. Böylece güçlü
yönlere dayanarak daha da güçlenebilmek ve orta vadede Susurluğun gelişmesine
katkı sağlamak mümkün. Zaten ‘Str.1.1.1-Güçlü
yanları ve fırsatları kullanma’ stratejisi
de bunu öngörüyor. Neticede inşallah belirlenen 9 hedefin gerçekleşmesiyle
birlikte ‘StrA.1.1-Sosyal ve ekonomik
kalkınma’ başlıklı
Stratejik amacımıza biraz daha yaklaşmış olacağız. O halde öncelikle söz
konusu güçlü yönlerin nasıl daha da güçlü yapılabileceğini düşünelim.

İlçemizin
İklimi, sulanabilir arazi varlığı tarım ve hayvancılığa uygun. Yöremiz mevcut
geniş ve verimli tarım arazileri, elverişli iklimi, bitki örtüsü, verimli ve
sulanabilir arazi varlığı ile bölgede öne çıkmakta. Zengin bir ürün
çeşitliliğine sahibiz. 2016 yılı itibariyle odaya kayıtlı olup tarım ve
hayvancılık faaliyetinde bulunan 163 adet firma tespit edilmiş. Ayrıca
sözleşmeli üretim kültürü de gelişmiş durumda. Üretim alt yapısı ve çalışacak
insan sayısı yeterli. Zengin tarımsal üretim sahip olduğu dinamikler sayesinde
gelecek için de bir artış potansiyeli gösteriyor. Bütün bu unsurlar
ilçemizde Güçlü bir Tarım faaliyeti olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla
ilçemizin yakın ve orta vadede sahip olduğu güçlü yanların geliştirilerek
çoğaltması bölge için de stratejik bir önem taşıyor. Evvela bakacağımız veri; İlçemizin
işlenebilir arazi varlığı. 2016’da toplam varlığın % 44,4’ünü oluşturuyormuş. Bu
rakam %50’ye çok yakın. Bu yüzden daha güçlü bir Tarım faaliyeti için ‘HDF.1.1.1.37-İşlenebilir arazileri toplam
varlığımızın % 50’sinden yukarı çıkarmak’ hedefi öngörüldü.
Bu bir anlamda %50’nin altına düşülmesin de demek. Bir başka veri; İşlenebilir
arazinin ürünlere göre dağılımı. Buna göre yine aynı yıl itibariyle; Tahıllar
%49,2, Yem bitkileri %22,2, Endüstri
bitkileri %18,3, Sebzeler %4,0, Meyve, bağ, zeytin %2,3, Baklagiller %2,2,
Nadas ve değerlendirilmeyen alanlar %1,6 olarak hesaplanmış. O halde mevcut işlenebilir arazi varlığından
en etkin şekilde ürün almak üzere ürün dağılımını gözden geçirmeliyiz. Elbette
bu dağılımda; yeşil ot üretimi, tohum yetiştiriciliği ve yem hammaddeleri
üretimi stratejik önemde. Bu yüzden ‘HDF.1.1.1.38-Tarım arazileri ürün dağılımını optimum verim alacak
şekilde planlayıp yönlendirmek’ hedefiyle hareket etmek güçlü tarım faaliyetlerimizi daha da güçlü hale
getirebilir. İlçemiz zengin bir tahıl üretimine sahip olduğu kadar, iklim
şartları, sulama imkânları ve uzun hasat süresi ile tohum yetiştiriciliği için
de en uygun bölge. Bu nedenle bölgemizde çok sayıda özel teşebbüs, resmi
üretici ve ıslah kuruluşu var. İlçemizde de bu firmalar tarafından işletilen
alanlarda tohumluk üretilmekte. Bunların
dışında besi ve süt yemleri ile silaj ve küspe türünden maddelere en çok
ihtiyaç duyulan ve üretimi yapılan bölgelerden birisi Susurluk. Besi sektörü
için önemli bir maliyet durumundaki yem hammaddeleri konusunda oldukça
zenginiz. Çok çeşit ve miktarda yem üretiminin gerçekleştirildiği bir
bölgedeyiz. Bu bağlamda özellikle hububat, ayçiçeği, silajlık ve dane mısır
üretim alanları geniş yer kaplıyor. Son olarak hangi ürünlerde daha
güçlenebiliriz ve hangi ürünlerde daha fazla gelir elde edebiliriz bakış
açısıyla ‘HDF.1.1.1.39-Tarım
ürünlerinde stratejik seçimler yapmak ve bu yönde üretimi arttırmak’hedefi
geleceğin Susurluğuna güçlü bir katkı sunabilir. Bu hedeflerin gerçekleşebilmesi için öncelikle bir PLANLAMAYA ihtiyaç
var. İşlenebilir arazi oranının güncel durumu nedir? Nadas ve
değerlendirilmeyen alanların daha ne kadarı işlenebilir hale gelebilir? Bunun
için nerede, ne zaman ve ne yapmak gerek? Bunların netleştirilmesi gerekiyor.
%50’den yukarı çıkıldığında bu arazilerden optimum verim alınabilecek ürün
dağılımı nasıl olmalı? Bunu neden yapmalıyız? Yaparsak kazancımız ne olur?
Çiftçilerimizi böyle bir ürün dağılımına nasıl yönlendirebiliriz? Bu ürünlerden
hem maliyet, hem verim, hem de kazanç bakımından ilçemize stratejik üstünlük
sağlayacak olanlar hangileri olabilir? Bu yönde üretimi arttırmak üzere hangi
adımlar atılabilir? Bütün bu hususları
değerlendirip planlarken elbette yöremizde mevcut tesislerin ihtiyaçları ve
çevremizdeki pazar şartları da dikkate alınmalı. Böylece hem işlenebilir arazi
varlığımızın, hem optimum ürün dağılımımızın hem de stratejik seçimlerimizin
istediğimiz yönde gelişip güçlenmesini temin etmemiz mümkün. Bunun için; Susurluk içinde ve dışındaki ‘DEĞ.5-Yetiştirdiğimiz değerli
insanlar’dan yararlanabiliriz.
‘DEĞ.6-Yöresel
ürünlerimiz’, ‘DEĞ.8-Fabrika, marka ve tesislerimiz’ ve ‘DEĞ.9-Ulaşım ağları
üzerindeki konumumuz’a
dayalı çözümler geliştirebiliriz. Bu arada yöremizin ‘DEĞ.10-Cazip yatırım imkânları’mız ve ‘DEĞ.11-Bozulmamış
doğal çevre’ de dikkate alınabilir. Bu değerler süreç esnasında bize güç
verecektir. Ayrıca bu tür bir yolculukta; ‘İLK.2-İstikamet üzere olma’,
‘İLK.3-Amaç Birliğine riayet’, ‘İLK.4-Planlı değişim
dönüşüm’ ve ’İLK.5-Birlikte başarmak’ şeklindeki temel ilkelerimizin rehberliğine de
ihtiyacımız olacak. Hedefin gerçekleşmesini sağlayacak sorumlular da ilgi
sırasına göre; İlçe Tarım Müdürlüğü, Ziraat odası, Tic.San.Odası Borsa (TSOB),
Kaymakamlık (K), Siyasi Partiler (SP) ve Stratejik Plan Ekibi (SPE) oluyor. Pancar kooperatifi ve Esnaf odası da sürece
dahil olmalılar.
İlçemiz Organik
tarım potansiyeli açısından da uygun bir bölge. Organik tarım,
tarımsal uygulamalardaki yoğunlaşmanın getirdiği çevre, insan ve hayvan sağlığı
sorunlarına çözüm olarak ortaya çıkmış ve günümüzde Avrupa ülkeleri başta olmak
üzere giderek artan bir Pazar değerine ulaşmış durumda. İnsanlar satın
aldıkları ve tükettikleri gıdaların güvenli olduğundan emin olmak istiyorlar.
Organik tarımın ekolojik, ekonomik ve sosyal ilkeleri doğrultusunda tarımsal
ekosistemlerin ve çevredeki doğal alanların sağlıklı olması ve çeşitliliğin
korunarak arttırılması imkânı var. Bu açıdan mevcut Organik tarım
potansiyelimizi değerlendirmek üzere‘HDF.1.1.1.40-Tarımsal ekosistemlerin ve çevredeki doğal alanların
korunmasına özen göstermek’ hedefi ile ‘HDF.1.1.1.41-Uygun alanlar için organik tarım projeleri
yapmak ve artan şekilde üretimini planlamak’ hedefi öngörüldü.
Organik tarım; sürdürülebilir ekosistem, güvenli gıda, iyi beslenme, hayvan
refahı ve sosyal adaleti sağlayan bir dizi kurala dayalı bütünsel sistem
anlayışı olarak tanımlandığından bu yaklaşım içinde; ‘HDF.1.1.1.42-Kurulacak organik tarım üretim
işletmelerinin kendine yeterli olacak şekilde yürütülmesini sağlamak’ bir başka hedefimiz. Sonuç; hem işletme dışı girdilere
olan ihtiyacın azaltılması hem de atık yönetiminin kolaylaştırılması olacak.
Böylece üretimin hayvansal/bitkisel dengesi yanında, pazar ve işgücü imkânları,
zararlı-hastalık-yabancı ot yönetimi ve toprak verimliliği gibi birçok faktör
göz önüne alınarak zaman ve/veya yer açısından yapılacak ekim nöbetleri ile
çeşitlilik de sağlanabilir. Bu sebeple öncelikle ilçemizdeki Tarımsal ekosistemler ve çevredeki
doğal alanlar hakkında bir inceleme değerlendirme yapmak gerekiyor. Bunları
bilmeli ki değerlendirilmesi ve korunması için tedbirler alınabilsin. Organik
tarıma uygun alanlar için ÜNİVERSİTE İŞBİRLİĞİ İLE MAKRO PROJELENDİRME YAPMAK
en akılcı yol. Makro çerçevede belirlenmiş organik tarım havzalarında ürün
çeşidine göre VERİM VE GELİR SAĞLAYICI PROJELER GELİŞTİRMEK İÇİN DE GMKA İLE
İŞBİRLİĞİ yapılabilir. Yine bu alanlarda kurulacak organik tarım üretim
işletmelerinin kendine yeterli olacak şekilde faaliyet göstermesine yardımcı
olmak gerekiyor. Bunun için de söz konusu işletmelerin projeye finans desteği,
bilgi ve teknik katkı veren KURUMLARCA DENETLENİP YÖNLENDİRİLMESİ önemli. Bu süreçte
yine; ‘DEĞ.5-Yetiştirdiğimiz
değerli insanlar’, ‘DEĞ.6-Yöresel ürünlerimiz’, ‘DEĞ.8-Fabrika, marka ve
tesislerimiz’, ‘DEĞ.9-Ulaşım ağları üzerindeki konumumuz ’, ‘DEĞ.10-Cazip
yatırım imkânları’ ve ‘DEĞ.11-Bozulmamış doğal çevre’miz dayanacağımız temel
değerler olarak elimizin altında olacak. Bunun gibi; ‘İLK.1-Önce insan, önce
Susurluğun geleceği, Önce Vatan’, ‘İLK.2-İstikamet üzere olma’, ‘İLK.3-Amaç
Birliğine riayet’, ‘İLK.4-Planlı değişim dönüşüm’ ve ‘İLK.5-Birlikte
başarmak’ şeklindeki
ilkelerimiz de bize rehberlik edecektir. Hedefin gerçekleşmesini sağlayacak
ilgili ve sorumlular da önem ve öncelik sırasına göre; İlçe Tarım Müdürlüğü,
Ziraat odası, Tic.San.Odası Borsa (TSOB), Kaymakamlık (K), Siyasi Partiler (SP)
ve Stratejik Plan Ekibi (SPE) oluyor. Bu müşterek görevde ayrıca Pancar
kooperatifi ve Esnaf odası da mutlaka işin içinde olmalı

Bölgemiz sebze meyve üretimi için oldukça elverişli çevre şartlarına
sahip bir bölge. Bunun yanında İstanbul, İzmir, Bursa gibi büyük metropollere
yakın olması, tüketicilerin ihtiyacı olan sebze meyve ürünlerinin pazarlanmasında
kolaylık sağlıyor. Bu nedenledir ki, bölge illeri tarım alanları içinde meyve
ve sebze oranları Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde. Özellikle ilçemiz ova
köyleri olarak adlandırılan kısımda sulu tarımla Sağlıklı ve taze
meyve-sebze üretimi gerçekleştiriliyor. Ayrıca yöreye dağılmış farklı mikro
klima bölgeleri sayesinde çok çeşitli meyve türleri de
yetiştirilebiliyor. Gelişen yeni ürün faaliyetleri de bir anlamda
alternatif kazanç yolları demek. Meselâ halen
ilçemizde mantar üretimi konusunda faaliyet gösteren ve kompost
üretimi yapan işletmeler de bulunuyor. Susurluk’ta 2012
yılında salçalık domates için 4.500, sofralık domates için 751, salçalık
biber için 1.000, kavun için 3.500, karpuz için 1.800, taze fasulye
için 112, kuru soğan için 3.621 ve patlıcan için 50 dekar arazi kullanılmış.
Aynı yıl itibariyle sebze üretim miktarı ton olarak; salçalık
domates 22.842, sofralık domates 2.944, salçalık biber 1.500, kavun
için 7.000, karpuz için 5.400, taze fasulye için 112, kuru soğan için 4.498 ve
patlıcan için 175 ton olarak tespit edilmiş. Diğer yandan 2012 verilerine göre
dekar olarak Balıkesir ili ilçeler itibariyle Meyvelik Alanlar tablosunda
Susurluk’ta en çok 675 dekar alanda ceviz üretiliyor. Ardından 540 dekarla
üzüm, 511 dekarda zeytin ve 230 dekarla şeftali geliyor. Bunların üretim
miktarları da ton olarak aynı sırayla 72 ton ceviz 189 ton üzüm, 49 ton zeytin
ve 347 ton şeftali geliyor. Anlaşılıyor ki dekar başına verim ve çeşitlilik açısından
Susurluğun ‘HDF.1.1.1.43-Sebze
meyve üretim kapasitemizin arttırılmasını öncelemek’ başta
gelen hedef durumunda. İkinci olarak meselâ ‘HDF.1.1.1.44-Susurluğa özgü, verimli ve dayanıklı bir
YEŞİLELMA türünün yetiştirilmesini sağlamak’ ilçemiz için farklı bir
avantaj olabilir. Bu çerçevede dekar başına verim kriteri de esas alınarak ‘HDF.1.1.1.45-Sebze meyve üretiminde seçilmiş stratejik
üstünlüklerimiz üzerinde yükselmek’ bu alandaki gücümüzü daha
da yükseltebilir. Peki, bu nasıl olacak? Kim, neye dayanarak ve nelere dikkat
ederek bu hedefleri gerçekleştirecek? Öncelikle
gerek sebze ve gerekse meyve ÜRETİM KAPASİTEMİZİN GÜNCEL VERİLERİNE İHTİYAÇ
VAR. Bu veriler geçmiş yıllarla birlikte ele alındığında bu topraklarda
geleneksel sebze meyve üretimi hakkında önemli ipuçları verecektir. Azalma ve
yükselme trendleri de nazara alındığında orta vadede Sebze meyve üretim
kapasitemizin gerek hektar, gerek ürün dağılımı ve gerekse ton bazında daha ne
kadar arttırılabileceğini öngörmemiz kolaylaşır. SEBZE TÜRLERİNDE VE ÖZELLİKLE
DE MEYVECİLİKTE SUSURLUĞA ÖZGÜ ÜRÜNLERE ODAKLANILMASI pek çok bakımdan yararlı.
Örneğin verimli ve dayanıklı bir tür yeşilelma ürünümüz neden olmasın ki? Bunun
gibi sebze
ve meyvecilikte SEÇİLMİŞ STRATEJİK ÜRÜNLERE YÖNELMEK, ONLARA DAYALI YÜKSELMEK emin
olun hem yetiştiricilikte hem de pazarlamada bize katlamalı avantaj sağlayacaktır.
Böyle stratejiler önce zihinlerde uç verir, sonra da arazide test edilir,
ardından da netleştirilip uygulamaya geçirilebilir. Kuşkusuz böyle her yeni hamle
Susurluğun adını duyuracağı gibi daha gelişmiş bir geleceğin inşasına da yardım
edecektir. Çünkü daha fazla üretim, daha fazla kazanç, istihdam ve daha güçlü
Pazar payı demektir. Bunun
için öncelikle sebze meyve üreten deneyim sahibi çiftçilerimize,
işletmeciliğinde ve pazarlamasında bilgili iş insanlarına, ziraat
mühendislerimize yani ‘DEĞ.5-Yetiştirdiğimiz değerli insanlar’a ihtiyacımız var. Sebze
ve meyve en önde gelen ‘DEĞ.6-Yöresel ürünlerimiz’den. Yöremizde mevcut
konserve, salça, donmuş gıda ve meyve suyu
‘DEĞ.8-Fabrika,
marka ve tesislerimiz’ bizim
olmazsa olmaz gücümüzdür. ‘DEĞ.9-Ulaşım ağları üzerindeki konumumuz’ zaten her konuda elimizin altında bir avantaj.
Ayrıca ilçemiz sebze ve meyvecilik alanında da ‘DEĞ.10-Cazip yatırım
imkânları’ sunuyor. Bununla birlikte
‘DEĞ.11-Bozulmamış
doğal çevre’miz var.
Bu değerleri esas alarak ve dayanarak yol almak mümkün. Bu yolculukta bize rehberlik
edecek temel ilkeler ise hiç kuşkusuz; ‘İLK.2-İstikamet üzere olma’, ‘İLK.3-Amaç
Birliğine riayet’, ‘İLK.4-Planlı değişim dönüşüm’ ve ‘İLK.5-Birlikte başarmak’ olacaktır.
Bu hedefleri gerçekleştirmek için de önem ve öncelik sırasına göre; İlçe tarım
müdürlüğü, Ziraat odası, Tic.San.Odası Borsa (TSOB), Kaymakamlık (K), Siyasi
Partiler (SP) ve Stratejik Plan Ekibinin (SPE) müşterek görevli olması
gerekiyor. Elbette Esnaf odası da bu işbirliğinin içinde olmalı.
yyalcin3@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder