Makas değişti
Türkiye dünden itibaren corona güncel tablolarında makas değiştirdiğini ilan etti. Böylece artık günlük tablolarda sadece evde ya da hastanede ilaçla tedavi gören hasta sayılarını görmeyeceğiz. Bunlarla birlikte semptom göstermeyen ama evlerinde izolasyona alınan tüm vakaları da toplam olarak görebileceğiz.
Bu konu bir süredir zaten bilim insanları
arasında tartışmalara da neden olmuştu. Böylece
salgın sürecinde her gün aşina olduğumuz günlük coranavirüs güncel tablolarında
4.ncü değişiklik yapılmış olacak.
Dün Bilim Kurulu Toplantısı sonrası
açıklamalarda bulunan Bakan Koca “Bugünden itibaren hasta sayısının yanında
toplam vaka sayıları da açıklanacak. Toplam vakamız bugün itibarıyla 28 bin 351,
yani pozitif olan herkes. Bunların içinde tedavi gören hasta sayımız 6 bin 814.
Bu sütun da yine devam edecek” dedi. Bakanın verdiği bilgiye göre hastalar dahil
tüm pozitif vakalar sistemde kayıtlı. Bu kişilerin hepsi izole ediliyor,
filyasyonu yapılarak takip ediliyor. Her gün aranarak semptomu olduğunda
semptomlu hasta sayısına ilave ediliyor.
Buna göre 26 Kasım tablosu şöyle şekillenmiş oldu: Son 24 saatte 174 kişi corona virüsünden hayatını kaybetti, toplam can kaybı 13 bin 14’e yükseldi. Bugün toplam 168 bin 348 test yapıldı. Semptom gösteren 6 bin 876 kişiyle birlikte toplam 29 bin 132 yeni vaka tespit edildi. Bu güne kadar yapılmış tüm testler 17.901.868’i toplam hasta sayısı da 474 bin 606 oldu. Bugün iyileşen 3 bin 291 kişiyle birlikte toplam iyileşen hasta sayısı ise 388 bin 771’e yükseldi.
Yine aynı tabloya göre toplam hastalarda
zatürre oranı yüzde 3,4, toplam ağır hasta sayısı 4 bin 711, Türkiye geneli yatak doluluk oranı yüzde 54,7,
erişkin yoğun bakım doluluk oranı yüzde 71,3 ve ventilatör doluluk oranı ise yüzde
39,2 olarak duyurulmuş oldu.
Sağlık Bakanlığı, corona virüs
salgını nedeniyle 25 Kasım itibariyle dün de 168 kişinin öldüğünü, can kaybının
12 bin 840’e yükseldiğini açıklamıştı. Ayrıca son 24 saatte 164.547 test yapılmış,
6 bin 814 yeni hastayla birlikte toplam 28 bin 351 vakanın tespit edildiğini yapılan
duyurmuştu. Böylece bu güne kadar yapılmış tüm testler 17.733.520’i bulmuş, toplam
hasta sayısı ise 467.730 olmuştu. 3 bin 911 kişinin sağlığına kavuşmasıyla
birlikte iyileşenlerin sayısı da 385.480’e ulaşmıştı.
Yine aynı tabloya göre toplam
hastalarda zatürre oranı yüzde 3,4, toplam ağır hasta sayısı 4 bin 641, Türkiye geneli yatak doluluk oranı yüzde
54,7, erişkin yoğun bakım doluluk oranı yüzde 71,3 ve ventilatör doluluk oranı
ise yüzde 39,2 olarak duyurulmuştu.
Koca Bilim Kurulu Toplantısı sonrası
illere göre vaka sayılarını da açıklamış oldu. Şu anda İstanbul, İzmir, Bursa gibi
illerimizde başlayan artış trendi neredeyse bütün ülkeye yayılmış durumda. Önce
Anadolu illerimizde, ardından ağırlıklı olarak ülkemizin Batı yakasında
artışlar görüldü. İstanbul, Bursa, İzmir üçüncü zirveyi yaşıyorlar. Koca "İstanbul'da yoğun bakım doluluk oranı yüzde 70'lere dayanmış durumda. Bu oranın oldukça yükseldiğini, yer yer bazı hastanelerimizde yoğun bakım sorunu yaşandığını görüyoruz" diyor. Koca, “İzmir yoğun
bakım 76.6'ya kadar çıktı. Şu an İzmir'de ciddi anlamda vaka artışından
kaynaklı bazı hastanelerde sorun yaşanıyor" diye de ilave ediyor. Hatay, Adana, Osmaniye, Mersin, Artvin,
Edirne, Samsun, Kırklareli, Tokat, Trabzon, Aydın, Zonguldak, Ordu. Çanakkale'de yüzde 50 ile yüzde 100 arasında artışlar oldu. Antalya, Düzce,
İzmir, Manisa ve Tekirdağ bu sınıra yaklaştı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca şu ifadelerle durumun ciddiyetini anlatmaya çalışıyor: "Aktif hasta sayımız artıyor. 29 Temmuz'dan bu yana neredeyse her gün ağır hasta sayısının arttığını biliyoruz. Son 3,5 aydan bu yana ağır hasta sayımızda artış 8 kata yakın oldu. Hatta 9 kat. Ankara'da ise servis doluluk oranı 62,3, yoğun bakım doluluk oranı 75,4. Bu yüzde 25 yatağın boş olduğu anlamına geliyor ama bu boşluğun sadece Covid hastaları için kullanılmayacağını bilelim. Çünkü bazı diğer hastalıkların da tedavisini yapılıyor. Bursa'da yüzde 75,8 doluluk oranı var. Servis doluluk oranı da 64,2. Bursa'da şehir hastanesinin varlığı var olan hastaları tedavi etmede büyük kolaylık sağlıyor. Artışları göğüsleyebilmiş durumda isek de gidişatı azaltabilmek için radikal tedbirlere başvurmamız kaçınılmaz olmuştur. Geçen hafta bir dizi kısıtlayıcı kararlar yürürlüğe kondu. Geçen hafta sayın Cumhurbaşkanımızca açıklanan tedbirlerin etkisin yakından takip ediyoruz. İstanbul dahil bazı illerimizde kısmi bir düşüş başladıysa da henüz kesin bir yargıya varmak zor. Toplumda güven sarsıcı polemiklerle harcayacak vaktimiz olmadığını düşünüyorum. Bu kadar ciddi bir durum varken mazeret üretmeksizin tedbirleri almak zamanıdır. İlaçların kullanımıyla birlikte zatürre oranlarımızın ne kadar düştüğünü görmüş olduk.Gece gündüz bütün gücümüzle uğraş verdiğimiz test laboratuvarlarımızın, seferber olduğumuz bir dönemdeyiz" dedi.
Bakan koca ayrıca şu uyarıları da yaptı: "Salgının seyri kadar bizim tedbirlere uyumumuz da kısıtlamalar konusunda belirleyici olacak. Tedbirlere uyarsak kısıtlamalara gerek kalmaz. Birlikte mücadele edersek başarabiliriz. Altyapımızın gücü yanında her kapasitenin de bir sınırı vardır. Hiç kimse kendini mücadele sorumluluğu taşımaktan uzak görmesin. Hiç kimse 'Hasta olursam sağlık çalışanlarını tedavimi nasıl olsa yapar' kolaycılığına düşmesin. Sağlık personelimizin ailelerinin yanına döndüğünde yorgunluktan onlara ayıracak vakti kalmadığını unutmayalım. Sağlık ordumuz yıllık izinlerini bile kullanamamaktadır. Onlara destek verelim, kalabalıklardan uzaklaşalım, eş-dost-akraba ziyaretlerini erteleyelim. Yasakları beklemeden hayatımızı tanzim edelim."
Yeni anormal
Corona günlerinin ilk kabarması Nisanda
zirveler (11 Nisan vaka 5.138, 19 Nisanda 127 vefat) yapmış sonra da Mayıs
ayının sonuna doğru giderek sönmüştü. Göstergeler Haziranın 2’sinde 786 vakaya,
13’ünde de 14 vefata kadar düşmüştü. İşte o günlerde ‘Yeni Normal’ kavramıyla
tanıştı Türkiye. Ağustos sonlarına kadar da sürdü bu dönem.
26 Ağustosta ikiye ayrıldı. O gün
vefat sayısı 20 idi ama daha sonraki günler birdenbire artmaya başladı. 24
Eylülde 74’e kadar çıktı. 55’le düştü sandığımız 6 Ekimden bu yana da sürekli
yükseldi maalesef. Önce 31 Ekimde 75’e çıktı, sonra da 100’ü (17 kasım 103),
140’ı (20 Kasım 141) aşıp bugün yani 27 Kasım itibariyle 177’ye ulaşmış oldu.
Özellikle son 10 gündür hepsi bir önceki günü geride bırakan rekor yükselişler
izliyoruz.
Diğer kol vaka sayılarıyla ilgili. 26
Ağustosta yeni vaka sayısı 1.313 idi. 12 Eylülde 1500’ü aştı (1.509), 23 Eylülde
1.767 oldu, bir ay sonra da 21’inde 1.000 sayısı, 21 Ekimde de 2 bin aşılmış (2.013)
oldu. Buraya kadar dramatik bir yükseliş yoktu vakalarda.
Ancak 7 Kasımda henüz 2.483 iken
sonrasında hızlı bir yükselişle 13 Kasımda önce 3 bin aşıldı. Sonrasında
inanılmaz bir fırlama yaşadık. 18 Kasımda 4 bin (4.215), iki gün sonra 20
Kasımda 5 bin (5.103) aşıldı. Hemen ertesi gün yani 21 kasımda 5.532 ile 11
Nisan zirvesi (5.138) de 7 ay sonra geçilmiş oldu. Bitmedi sonraki gün de 6 bin geçildi
(6.017). Durmadı iki gün sonra 24 Kasımda da 7 bin aşılmış (7.381) oldu.
Bir sonraki gün yani 25 Kasımda durum artık tamamen farklıydı. Semptom göstermeyen vakaların da eklenmesiyle rakam o gün 28.351’e
(6.814 hasta, 21.537 semptomsuz) fırladı. Aynı minvalde 26 Kasımda 29.132’yi (6.876
hasta, 22.256 semptomsuz), 27 Kasım yani bugün de 29.845’i (6.592 hasta,23.253
semptomsuz) görmüş olduk.
Bugün artık "Yeni normal" tarihe karışmış, yerine "A-normal" yerleşmiş görünüyor. Karanlık bir tünelin içindeyiz, aşı maşı haberleri bile tünelin sonundaki ışığı görmemize yetmiyor. Yeniden iki haftalık "Bakalım ne olacak" periyotlarına endekslendik. Alınan tedbirlerin sonuçları yükselişi durduracak mı, yoksa daha radikal tedbirler mi alınacak? Allah hayra çıkarsın, ne diyelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder