
Çin’de ortaya çıkan ve hemen ardından önce çevre ülkelere ardından dünyanın dört bir yanına yayılan koronavirüs yeni bir küresel düzen ortaya çıkarabilecek kadar etkili bir salgın olarak tarihe geçti.
Dünyanın süper gücü ABD’de hayatını kaybedenlerin
morglar yerine soğutucu bölümleri olan özel tırlarda bekletildiği,
Avrupa’da hastaların AVM ve fuar alanlarında kurulan geçici alanlarda tedavi edilmeye çalışıldığı bu dönemde Türkiye salgınla
mücadelesinde örnek ülkelerden biri oldu. Salgın stratejimizin başarısını tüm
dünya gördü
Türkiye’de ilk vaka 11 Mart’ta açıklanmış, 17 Mart’ta
ise koronavirüs nedeniyle ilk ölüm gerçekleşmişti. O günden bu yana günlük
vaka/test/ölüm rakamları incelendiğinde vaka sayısının en üst noktaya 11
Nisan’da ulaştığı görülüyor. 11 Nisan 2020’de vaka sayısının en yüksek noktaya
ulaştı ve 5 bin 138 yeni vaka kayıtlara geçti.
Ülkemizin üzerinde en çok durduğu konulardan biri olan
günlük test sayısı kademeli olarak arttı. 1 Nisan’da 14 bin 396 olan test
sayısı, 12 Nisan’da 35 binin üzerine çıktı, 16-17-18 Nisan’da üst üste 40 bin
testin üzerine çıkan Türkiye, süreçteki en yüksek günlük test sayısına 29
Nisan’da ulaştı ve o gün yurt genelinde 43 bin 498 test yapıldı.

Bu veriler virüsün kontrol altına alınması kadar
Türkiye’nin salgınla mücadelesindeki başarısını göstermesi açısından da
önemliydi. Nitekim bu başarı tüm dünya tarafından da görüldü.
Türkiye bu süreçte salgını önce geciktirici bir strateji izledi. Gerekli hazırlıkları yaptı, dünyadaki deneyimleri gözledi ve virüs ülkemizde ilk görüldüğü gün kurulan sistem bu döneme artı 1 avantajla başlamış oldu.
Alınan tedbirler sayesinde Avrupa’ya göre çok daha erken bir dönemde plato elde edildi. Avrupa'nın 12’nci haftada ulaştığı durağanlaşmayı biz daha 5’inci hafta itibarıyla yakalamış olduk. Şimdi de onlardan daha kısa sürede iniş grafiğini görmüş durumdayız. Veriler Türkiye’de salgının çok daha kontrollü ve daha az hasarlı bir seyir izlediğini orataya koyuyor. Kuşkusuz grafiklerdeki aşağı yönlü trendin bu şekilde kalabilmesi çok önemli. Uzmanlara göre “Hassas ve kırılgan bir dönemdeyiz. İlk atağı durdurduk ama ne yaptıysak aynı şekilde devam etmemiz lazım. Eğer erken gevşeme olursa süreç tekrarlar. Zahmetlerimiz boşa gitmesin, evde kalmak, maske kullanmak, eldiven takmak ve sosyal izolasyona uymak gibi kurallara konsantre olmalıyız. Bunlara uyarsak normalleşme dönemi uzak değil.”
Türkiye'nin koronavirüs tablosu giderek düzeliyor. Özellikle nisan ayının ikinci yarısından itibaren gözle görülür bir iyileşme söz konusu oldu. Türkiye salgınla mücadelede yatay bir seyir yakalamayı başardı. Yeni hasta oranları belli bir seviyede kalırken iyileşen hasta sayıları da sürekli artıyor. Uzmanlar “Hastalığın kontrol altında olduğunu söyleyebiliriz” diyorlar.
Nitekim
5 Mayıs verileri de aynı yönde seyrediyor. Son 24 saatte 33 bin 283 kişiye test
uygulandı. Bin 832 yeni vaka tespit edildi. Can kaybı ise haftalar sonra 50'li
rakamlara geriledi. 5 Mayıs tablosunda vefat sayısının 59 olduğu görüldü. Toplam vaka Sayısı129.491,
İyileşenler73.285, Can Kaybı ise 3.520 oldu.
Alınan önlemler etkisini
göstermiş görünüyor. Yoğun bakım
hasta oranı dikkat çekici şekilde azalıyor. Yoğun bakıma alınma ve solunum
cihazına bağlanma oranları da giderek
düşmekte.
Uzmanlar bunun çok önemli olduğunu belirtiyorlar. Bu durum, uygulanan
tedavilerin başarılı olduğunu gösteriyormuş.
Öte
yandan tedavilerdeki başarı günlük koronavirüs tablolarına da yansıyor.Salgının
ilk görüldüğü günden nisan sonuna kadarki dönemde aktif
vaka oranı yüzde 58.60, iyileşenlerin sayısı yüzde 37.44, yoğun bakım oranı
yüzde 1.34 ve can kaybı ise yüzde 2.62 olarak gerçekleşmişti. Buna karşılık 3
Mayıs'ta yüzde 46,07 olan aktif vaka oranı 4 Mayıs'ta yüzde 42,81'e gerilerken 5 Mayıs'ta ise yüzde 39,65'e kadar düştüğü
görülüyor. Buna karşın iyileşen
hasta oranı ise yüzde 56,59'a çıkmış durumda. Son 24 saatlik verilere göre yoğun
bakım oranı yüzde 1,03'e kadar düştü.
Can kaybı oranı ise yüzde 2,72 oldu.
5
Mayıs verilerine göre vaka artış hızı oranı yüzde 1,44
olarak açıklandı. Demek ki vaka
artış hızında nisan ayında yakalanan düşüş grafiği mayıs ayında da sürüyor.
Vaka/test oranı ise yüzde ise 5,5
olarak kayıtlara geçti.Türkiye koronavirüsle mücadelesinde en yüksek günlük
vaka/test oranını 27 Mart'ta yüzde 27,47'yle görmüştü. Bu tablo nisan ayıyla
birlikte olumlu yönde değişmeye başladı. 5 Mayıs verilerinde toplam vaka/test
oranı yüzde 10,75'e geriledi.
Yoğun
bakımdaki hastaların sayısı ise her geçen gün
azalıyor.Türkiye’de yoğun bakımdaki entübe hasta sayısı 19 Nisan’da en yüksek
seviyeye ulaşmıştı. Yoğun bakımda
tedavi gören hastaların bin 31’i entübeydi. Entübe edilen hastaların oranı
24-25 ve 26 Mart tarihlerinde en yüksek seviyeyi gördü. Her üç günde de bu oran
yüzde 75'ti. Bu rakam sağlık ekiplerinin üstün çabalarıyla gittikçe azaldı. 5
Mayıs verilerine bakıldığında yoğun bakımda bin 338 hasta olduğu görülüyor. Bu
hastaların 707’si entübe halde. Demek ki yoğun bakıma
alınan hastalardaki entübe oranı yüzde 52,84'e düşmüş durumda.
Türkiye’de
yoğun bakımdaki entübe hasta sayısında en yüksek ölüm oranı 26 Mart’ta yaşanmıştı. O gün entübe hastaların hayatını kaybetme oranı yüzde 15,69’du. 5 Mayıs
verilerinde bu oranın da yüzde
8,35'e gerilediği görülüyor. Durumu kritik olan hastaların
sayısında da düşüş devam ediyor.Kritik vaka oranı 24
Mart’ta yüzde 7,26’yla en yüksek seviyeyi görmüştü. 5 Mayıs tablosunda ise kritik hasta oranı yüzde 1,03'e kadar gerilemiş
bulunuyor. Bu yoğun bakım sınavını
da başarıyla geçtiğimizi
gösteriyor.
Koronavirüs
nedeniyle yaşanan can kayıpları gün geçtikçe azalıyor. Günlük can kaybı oranı 5 Mayıs itibarıyla yüzde
3,22'ye kadar düştü. Bu erken teşhis ve tedavi sayesinde oldu. Mayıs ayının ilk
haftası itibariyle günlük iyileşen
hasta sayıları ise hızla artıyor. İlk defa
günlük iyileşen sayısı 16 Nisan’da bin kişinin üzerine çıkmıştı. Nisan ayının son haftasında ise günlük iyileşen hasta sayıları 5
binli rakamları görmeye başladı. 5 Mayıs'ta 5 bin 119 kişi daha sağlığına
kavuştu.
6
Mayıs itibariyle bugünkü test sayısı 30.303, vaka
sayısı 2.253, can kaybı 64, iyileşen sayısı 4.917 oldu. Ayrıca bugünle birlikte toplam test sayısında 1.234.724'e, Toplam vaka sayısında
131.744'e, Toplam can kaybı 3.584'e ve Toplam iyileşen sayısı da 78.202'ye
ulaştı.
Bugün Sağlık Bakanı
Fahrettin Koca, video konferans aracılığıyla katıldığı Bilim Kurulu
toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Bakan Koca, "Yeni
hayatın normalleri'ni
oluşturuyoruz.
Mücadelemiz için fikir verecek isim 'kontrollü sosyal hayat'tır.Türkiye'miz koronavirüse karşı mücadelesinde ilk dönemi tamamlamıştır" ifadelerini kullanarak "Dünyada salgının hızı kesilmiş değil. Ancak
Türkiye'de vaka 4 haftada zirveye ulaştı ve düşüşe geçti. Altını çizerek ilave
etmek istiyorum. Şuanda Corona
Virüsle mücadelenin 2. döneminin ilk günlerindeyiz. Başlayan yeni dönem tipik bir normalleşme dönemi değildir. Kısıtların biraz esnediği dönemdir. Kısmen özgürleşmedir. Yeni
dönem tedbirlerle özlemlerin sentezidir" dedi.
"Bugüne dek her ne kadar 'normale dönüş' ifadesi yer yer kullanılsa da esasında normale
dönmüyoruz." diyen
Bakan Koca, "Yeni hayatın normalleri'ni
oluşturuyoruz.
Kontrollü sosyal hayatta iki temel kural var. Birincisi dışarı çıkmamız gerekiyorsa
maske kullanacağız, ikincisi
sosyal mesafeyi ayarlayacağız. Sosyal mesafeyi
ayarlayamazsak maske işe yaramayacaktır. Başarı bazı koşullara bağlıdır. Tedbir almak ve
uymak başarının garantisidir.
Tedbirlere uyulmasaydı bulunduğumuz noktaya gelmemiz söz konusu olamazdı. Her mücadelenin mutlaka bir ödülü vardır. Tüm dünyanın model almaya
çalıştığı başarının sahipleri
olarak, 83 milyon bu başarının ödülünü almayı hak ediyor. Yaşama alanımız genişliyor ama aynı tedbirleri geniş alanda uygulamaya geçiyoruz. Sosyal hayat için kontrolü elimize alıyoruz. Hassas davranmazsak serbestlik yeni mecburiyetlere yol açar. Risk devam
etmektedir. Kontrolün kaybı 2. dalganın davetçisi olacaktır. Bunu birçok ülkede gördük. Salgın yeni ölümlerle ilk başarıları adeta sıfırladı. 2. dönemdeki
hedefimiz hastalığın önündeki fırsatları ortadan kaldırmak ve hayatı yeniden
düzenlemektir. Yeni döneme verdiğimiz isim bize
mücadelemiz için fikir verecektir. Bu isim 'Kontrollü Sosyal Hayat'tır" diye konuştu.
Tüm dünyayı etkisine alan koronavirüste her 1 milyon kişi başına düşen vaka sayısında başı İspanya çekiyor. İspanya’da 1 milyon kişi başına düşen vaka sayısı 5 bin 359. Türkiye’de ise bu rakam 1535. Bu sayıyla Türkiye, dünya ülkeleri arasında 17. sırada yer yer alıyor. Öte yandan Türkiye’de her 1 milyon kişi başına düşen can kaybı sayısı 42 olarak gerçekleşti. Belçika’da bu sayı 692, İspanya'da ise 548 olarak bildirilmiş. Türkiye bu listenin 17. sırasında bulunuyor.
Koronavirüsün İtalya ve İspanya gibi AB’nin en önemli ülkelerinde sağlık
sistemini adeta felç ettiği görüntüler, ülkemizdeki vaka sayılarının artmasıyla
birlikte bazı endişeleri de
beraberinde getirmişti. Bu dönemde şüphesiz en çok tartışılan konulardan biri
Türkiye’nin yoğun bakım yatak sayısı ve buralarda sağlanan hizmetler, görevli
personel ile buralardaki malzeme yeterliliği idi. Ancak alınan tedbirler ve atılan adımlarla bu konuların hiç birinde ciddi
bir sıkıntı yaşanmazken, Türkiye koronavirüsle mücadelesinin yoğun bakım
ayağını da şimdiye kadar başarıyla tamamlamış görünüyor.
Türkiye’de yoğun bakım yatak sayısındaki doluluk
19 Nisan’da tepe noktaya ulaşmıştı.
Bu noktanın hemen devamındaki günler yaşanan can kayıplarında da tepe noktayı gösterdi. Sonrasında geri gelmeye başladık ve aşağı yönlü bir grafik yakalanmış oldu. Şu an itibariyle döngü kırılmış durumda ve aşağı yönlü ilerleme devam ediyor. Bu dönemde yoğun bakım kullanım oranı ve entübe hasta sayısında da düşüş gözlenirken hastanelerde rahatlama da başlamış oldu.
Uzmanlar
"Grafiğin yukarı yönlü hareket ettiği dönemde
Türkiye’nin çok kritik 2 adım attığını, Sokağa çıkma kısıtlaması ve hızlıca yatak sayısının artırılmasıyla avantaj
yakalandığını" belirtiyorlar. Aynı uzmanlar "şimdi tıpkı bir düdüklü tencerenin basıncının alınması gibi bir süreç
bizi bekliyor. Hafifçe gaz alınmalı ancak tedbirlerden kesinlikle
vazgeçmemeliyiz. Sosyal izolasyon ve sokak kısıtlaması sürdükçe sistem daha da
rahatlayacak. Bizim için en önemli nokta; ilk dalgadan daha büyük bir ikinci
dalga ile baş başa kalmamak. Bu nedenle lütfen gevşemeyelim, kurallara uyalım”
diyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder