
Fırsat ve tehditler (II)
KONUM başlığı altında ele
alacağımız Fırsatlar: ‘Balıkesir’in
büyükşehir olması’, ‘Yol üstü konum’,
‘Ulaşım ağlarının güçlendirilecek olması’
ve ‘Büyük merkezler ortasındaki konumu’
olarak belirlenmişti. Bunlardan ilki; 2014 yılında Balıkesir ilinin büyükşehir
olması ile ilgili. Değişiklikle ilçedeki 44 köy ve 2 kasaba mahalle statüsüne
dönüşmüştü. Böylece merkez ilçede bulunan belediye ile toplam 54 mahalle
Büyükşehir hizmetlerinden doğrudan faydalanma imkânına kavuşmuş oldu. Artık Büyükşehir’e
geçişin başlangıç sıkıntıları da arkada kalmış durumda. Bu, önümüzdeki süreçte
bütünüyle Balıkesir ilini yetki ve sorumluluk alanında gören daha aktif bir
Büyükşehir göreceğiz anlamına geliyor. Siyasi destek, yatırım planlama, altyapı
ve üst yapı hizmetlerinde farkın fark edileceği bir aşamaya geldik. Özellikle Büyükşehir sınırları içindeki tüm köy-mahallelerine
kentsel hizmetlerin ulaştırılması ve mekânsal kalitenin artırılmasını görebileceğimiz
bir süreçteyiz. Bu durumun ilçemiz için bir fırsat olarak değerlendirileceğini
ümit ediyoruz.
İlçenin ‘Yol üstü
konum’u zaten geçmişten beri bize güç ve kaynak sağlayan bir avantajdı.
Belki de Susurluğun var oluşunun temel nedeniydi. Bu konumumuz otoban
geçmesinden sonra da devam edecek. İlçemiz halâ İzmir İstanbul, Ankara Körfez
bölgesi arası dinlenme noktalarından biri olma özelliğini koruyor. Herkesin bildiği
gibi Susurluk, güzel ve lezzetli ayranı ile meşhur. Bugüne
kadar Bursa-Balıkesir-Körfez ve İzmir geçişi üzerinde yer alması sebebiyle, pek
çok yol üstü dinlenme tesisimiz oldu. Bu konuda tecrübemiz, tanınmışlığımız var.
Dinlenme tesisleri ve fabrika satış mağazaları ilçe ekonomisine ve istihdama
çok büyük katkılar sağladılar. Görüşümüze göre; hem otoban hem de karayolu bu
ilçenin içinden geçtiği sürece bize bu stratejik faydayı sunmaya da devam
edecekler. Ancak, ilişkimizin farklı bir şekle gireceği, bizi alıştığımız
düzenden farklı bir pozisyona sokacağı kesin. Şu an bu avantajımız biraz
zayıflamış gibi görünse de halen devam ediyor. Bu konumumuzu gelecek için bir
fırsat olarak görmek ve uyum sağlayarak yolumuza devam etmeyi sürdürmemiz
gerekiyor.
Kaldı ki içinde bulunduğumuz Güney Marmara bölgesindeki ‘Ulaşım ağlarının güçlendirilmekte olması’
hiç kuşku yok ki bize ilave artılar sağlayacak. Zira yakın civarımızda önemli
sanayi, tarımsal ürün potansiyeli ve turizm merkezleri bulunuyor. Özellikle
İstanbul ile başlayıp güneye doğru devam eden ve Edremit Körfezi ile İzmir’e
bağlanan, oradan da Akdeniz’e doğru devam eden kıyı şeridinde yer alan doğa ve tarih
turizminin önemli merkezlerine kara ulaşımı hala ilçemiz üzerinden geçiyor.
Aynı şekilde İç Anadolu Bölgesi’nden Batı Anadolu’ya olan kara yolu ulaşım
aksları yine bizden geçip Balıkesir’de kıyı kesimlere doğru dağılmakta. Bu da bize
bir geçiş güzergâhı olarak ilçemizin ulaşım konusunda geçmişten gelen değerinin
canlı kalacağını gösteriyor. Bu nedenle bölgemizde ulaşım konusunda sürdürülen
yatırımların yakın gelecekte bir tehdit değil aksine fırsat olarak görülmesi
vizyonumuzu aydınlatabilir.
Susurluk, Balıkesir'in kuzey doğusunda yer alan bir
ilçesi. İlçenin doğusunda Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesi, kuzeyinde yine
Bursa'nın Karacabey ve Balıkesir'in Bandırma ilçeleri, batısında Manyas, güney
ve güney doğusunda Kepsut ilçesi var. Yakın çevremizde Bandırma, M.Kemal Paşa
ve Balıkesir gibi nispen gelişmiş, daha geniş bir çevrede ise Bursa, İstanbul
ve İzmir gibi ‘Büyük merkezler
ortasındaki konumu’ ilçemiz için hem bir tehdit hem de bir fırsat durumunda. Mevcut ulaşım altyapısı bağlamında İstanbul, İzmir ve Bursa gibi
önemli merkezlerin arasında yer almak, üç yöne de kolay erişim imkânı
sağlıyor. Aynı şekilde
sosyo-kültürel-ekonomik açılardan gelişmiş bir bölge içinde bulunulması ve bu
illerle yakın etkileşim içinde olunması önemli bir avantaj. Gelecekte de bu konumumuz
bir fırsat olarak bizi olumlu etkilemeye devam edecek.
Ancak ‘Bursa-İzmir-İstanbul
gibi büyük şehirlerin bölgemizde var olan çekim gücü ve yakınlığının ilçe
üzerinde olumsuz etkileri’ de var elbette. Tıpkı, ‘Bandırma, Gönen, Kemalpaşa ve Karacabey gibi daha fazla yatırım çeken
ilçelere yakınlık’ sebebiyle sürekli geri planda kalıyor olmamız gibi.
Bulunduğumuz konum ve coğrafi özellikler elbette ki ilçemizin ekonomisinden
kültürüne, ulaşımından geçim kaynaklarına kadar birçok unsuru etkilemiş
durumda.
Örneğin Tarım ve hayvancılık bölgemiz genelinde ağırlıklı
iken, sanayi sektörü Bölgenin kuzeyinde yer alan Bandırma, Gönen ve Biga
çevresinde gelişmiş durumda. Edremit Körfezi turizm alanında ön plana çıkarken,
iç kesimlerde madencilik ve ormancılık önemli bir geçim kaynağı. Kuşkusuz bu
bölgede olmamızın ve yakınlıklarımızın avantajları gibi dezavantajları
gelecekte de üzerimizdeki etkisini sürdürmeye devam edecek. Önemli olan
fırsatlardan daha fazla yararlanabilmek, oluşan olumsuzlukları ise en aza
indirebilmek.
KALKINMA VE TEŞVİKLER başlığı altında gelecek için öngördüğümüz Fırsatlar: ‘Teşvik sisteminde Balıkesir’in 3. bölgede olması’, ‘OSB kurulması ile ilgili çalışmalar’ ve ‘Güney Marmara Kalkınma Ajansı’ kapsamı içinde olmamızdır. Yatırım Teşvik Sistemi; genel, bölgesel, büyük ölçekli ve stratejik yatırımların teşviki uygulamalarından oluşuyor.
2012 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konan Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar kapsamında yer alan desteklerin uygulanması açısından iller, sosyo-ekonomik gelişmişlik seviyeleri dikkate alınarak altı bölgeye ayrılmış. Bölgesel Teşvik Sistemi işte bu önceden belirlenen bölge ayırımları esas alınarak uygulanmakta. Güney Marmara Bölgesinde yer alan ilimiz bu bağlamda 3. bölgede yer alıyor. Tabi ki bu avantaj sadece il merkezi için değil Susurluk için de geçerli. Demek oluyor ki; gerçekleştirilecek yatırımlar, belirlenen sektörler ile asgari yatırım tutarı şartlarını sağlaması halinde, 3. Bölge desteklerinden yararlanabilecek. Dikkate alınması gereken husus, bu desteklerin daha çok OSB özelinde uygulanıyor olması. Bu anlamda da Susurluk için başlatılan ‘OSB kurulması ile ilgili çalışmalar’ çok kıymetli bir fırsat. Ülkemizdeki Organize sanayi bölgeleri, sanayinin etkinliğini ve kent yerleşimlerini düzenli hale getirmek amacıyla kuruluyorlar. Sanayi tesislerini bir araya toplayarak bu kuruluşların ulaşım, kentsel toprak, enerji, yakıt, su, endüstriyel atık su arıtma tesisi, hammadde gibi altyapı ve diğer ihtiyaçlarıyla ilgili kolaylıkları bir arada bulunduran oluşumlar. Bunun yanı sıra OSB’ler sanayinin çevreye olumsuz etkilerini en aza indirmek amacıyla atık yönetim politikaları uygulayan, özel olarak planlanan ve imar planlarında da yer verilen özel bir bölge türü. Elbette ki öncelik, dağılım ve inşalarına devlet karar veriyor. Kalkınma açısından diğer bir fırsat ‘Güney Marmara Kalkınma Ajansı’ kapsamında bulunuyor olmamız. Bu ajans 2009 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile kurulan ülkemizdeki 26 kalkınma ajansından biri. TR22 Düzey-2 Bölgesinde yani Balıkesir ve Çanakkale illerinde faaliyet gösteriyor. Kamu tüzel kişiliğe haiz bir kuruluş. Görevleri 2018 yılı 4 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde düzenlenmiş. |
|
Bunlar arasında; “Yerel yönetimlerin
plânlama çalışmalarına teknik destek sağlamak, Bölge plân ve programlarının
uygulanmasını sağlayıcı faaliyet ve projelere destek olmak, Bölge plân ve
programlarına uygun olarak bölgenin kırsal ve yerel kalkınma ile ilgili
kapasitesinin geliştirilmesine katkıda bulunmak ve bu kapsamdaki projelere
destek sağlamak, Bölgesel gelişme hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik olarak
kamu kesimi, özel kesim ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğini
geliştirmek” gibi hususlar var. Bu görevler ve proje desteği verdiği diğer
pek çok mikro alan Susurluk ilçemiz için de faydalanılması gereken fırsatlar. Kaldı
ki Susurluk şayet önerimiz doğrultusunda orta vadeli stratejik bir bölgesel alt
plan çalışması içine girerse, en büyük destek ve işbirliğini yine Güney Marmara
Kalkınma Ajansından bulacaktır.
Kalkınma
Ve Teşvikler başlığı altında gelecekte karşılaşabileceğimiz en önemli Tehditler ise: ‘Küresel ve ülke kaynaklı ekonomik krizler’, ‘Teşvik sisteminde
Çanakkale’nin 2. Balıkesir’in 3. bölgede yer alması’, ‘Bölge ekonomisinin
çeşitliliğinin az olması’, Şeker fabrikası ve Yörsan’ın durumu’ ile ‘Üretimde
gerilemeler’ ve artan ‘İşsizlik
sorunu’ olarak görünüyor. Bu güne kadar gerek küresel gerekse ulusal
düzeyde pek çok ekonomik kriz gördük yaşadık. Gelecekte de bu türden krizlerle
karşılaşmamız kaçınılmaz. Bu nedenle böyle dalgalanmalara kendi çapımızda
hazırlıklı olmak, mücadele için ülke idaresinin ortaya koyduğu tedbirlere uygun
davranmamız gerekecektir.
‘Teşvik sisteminde aynı Güney Marmara Bölgesi
içindeki iki ilden biri olan Çanakkale’nin 2. Balıkesir’in ise 3. bölgede yer
alıyor olması’ da elbette ki olumsuz bir faktör. Daha ziyade Tarım ve
hayvancılığa dayalı bir ekonomimiz var. Bu anlamda ‘Bölge ekonomisinin
çeşitliliğinin az olması’ ve yakın gelecekte de bunun değişebileceği yönünde
bir işaret bulunmaması ilçemizin kalkınmasını belli bir alanla sınırlıyor. Diğer yandan ilçemizin iki stratejik üretim
tesisi olan ‘Şeker fabrikası ve Yörsan’ın durumu’ ile ‘Üretimde gerilemeler’ ve
artan ‘İşsizlik sorunu’ gibi olumsuz gelişmeler önümüzdeki dönemde de bizi
tehdit etmeye devam edecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder